DİYARBAKIR - Kadınların yürüttüğü mücadeleye dikkati çeken TJA aktivisti Zeynep Boğa, “Kadın kendisine biçilmek istenen elbiseyi kabul etmiyor. Biçilmek istenen ölüm elbisesini yırttı. 21’inci yüzyıl kadın yüzyılı olacak” dedi.
Dünyanın dört bir yanında kadına yönelik şiddet artarak devam ederken, kadınların şiddete karşı isyanı da sokaklara taştı. Dersim’de kaybedilen üniversite öğrencisi Gülistan Doku’dan günlerdir haber alınmamasıyla Kürdistan ve Türkiye kentlerinde baş gösteren eylemler devam ediyor. Meksika’da Ingrid Escamilla Vargas isimli kadının katledilmesi üzerine kadınlar Anayasa Mahkemesi’ni ateşe verdi. İktidar ve ona bağlı bakanlıkların kadın düşmanı söylemlerinin yanı sıra, yine ikinci yargı paketi ile hayata geçirilmeye çalışılan, istismarın ve çocuk evliliklerinin önünü açacak olan düzenlemeler de hala tartışma konusu.
8 Mart'a giderken, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Zeynep Boğa tüm bu gündemler karşısında Kürt kadınının verdiği mücadeleyi değerlendirdi.
‘KÜRT KADINLARI ÖZGÜRLÜĞÜN ÖLÇÜSÜ'
Kuzey ve Doğu Suriye'de yürütülen savaşa karşı Kürt kadınlarının verdiği mücadele ile saldırıların bertaraf edildiğini ve bu mücadelenin dünya kadınlarına örnek olduğunu ifade eden Zeynep Boğa, Rojava’ya saldıran güçlerin tek amacının kadın şahsında bölgedeki kazanımları yok etmek olduğunu vurgulayarak, “Kürt kadınları bu saldırıların karşısında o güçleri kendi topraklarından çıkardı. Bununla birlikte dünyada mücadele eden kadınlar, Kürt kadınlarının mücadelesinden etkilendiklerini, örnek aldıklarını her fırsatta dile getirdi ve getiriyor. Kürt kadınlarını özgürlüğün ölçüsü olarak gördüklerini ifade ediyorlar. Rojava’daki kadınlar ise gücünü, 40 yıllık Kürt mücadelesinden alıyor. Bu 40 yıllık mücadelenin içinde Leyla Kasımlar, Beseler, Sakineler yer alıyor. Yine tarihteki Rosa Luxemburg, Clara Zetkin ve hatta Behice Boranlardan alıyor. Kürt kadınlarının o mücadeleci duruşu, mücadele tarzı gerek Ortadoğu’da gerek dünyada örnek olmuştur” dedi.
'KADIN YÜZYILI OLACAK’
Erkeğin dünyanın her yerinde kadını kendi ölçülerine göre değerlendirip, kendi çıkarları uğruna kullanmak istediğini ifade eden Boğa, bu çıkarların bazen aşiret uğruna, bazen aile bazen de bireysel çıkarlar olduğunu, buna karşı kadının isyanın baş gösterdiğini kaydetti. “Kadınların Şili’den Fransa’ya Almanya’dan Meksika’ya, her ülkede ve kentte itirazları yükseldi. Kürt kadınları da 21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olacağına inanıyor. Bununla birlikte 21’inci yüzyıl mücadele yüzyılı olacaktır. Kadınların değişime öncülük yaptığı bir yüzyıl olacak. Boyun eğmeyen Kürt kadını karakteri 21’inci yüzyıla damga vuracak” ifadesinde bulundu.
‘DAHA FAZLA MÜCADALE’
Belediyelere atanan kayyımlarla halkın iradesinin gasp edildiğini ve kayyımların ilk olarak kadını ve kadın kazanımlarını hedef aldığını hatırlatan Boğa, “Bunun da tek açıklaması var, o da iktidarın yani AKP- MHP ittifakının, Kürdistan’da eşbaşkanlık sistemini boğmak ve ortadan kaldırma çabasıdır. Oysa eşbaşkanlık kadınların kırmızı çizgisidir. Yaşamın her alanında eşbaşkanlığı önümüze kırmızı çizgi olarak koyduk. Ne kadar bedel ödersek ödeyelim, tutuklamalar, baskılar bizi mücadelemizden geri almayacak. İktidar yasaları ile eşbaşkanlığı kriminalize etmek istiyor. Bu mücadelenin önünü kesmek istiyorlar. Yalnız şuna inanıyoruz ki, hiçbir güç bu irademizi kıramaz. Bu bağlamda bizim asıl gündemimiz mücadelemizi nasıl daha fazla büyütebilirizdir” diye belirtti.
‘DİRENİŞİNİN ÖNÜNE GEÇİLMEK İSTENİYOR’
Çocukların istismarcısı ile evlendirilmesi yine kadına yönelik şiddetin önünü açan yasaların iktidarın gündeminde olduğunu ve buna karşı kadınların sokağa çıktığı, direnişi yükselttiğini ifade eden Boğa, “İşte bu noktada iktidar kanunlarını devreye koyuyor. Kadınlar iktidarın eli ile çıkarılan kanunlarla engellenmek isteniyor. İktidar ne yapıyor, istismara uğrayan çocuğu, istismarcısı ile evlendirmek için düzenlemeler çıkarıyor. Çocuk yaşta evliliğin önünü açacak yasa çıkarıyor. Diyanet İşleri Bakanlığı ile de bu söylem ve yasalarını topluma alıştırmaya çalışıyor. Sistem en çok ta kendini bunlar üzerinden var etmeye çalışıyor. Kadının şahsında toplumu susturmak, kadını susturup bu şekilde yeni kanunlar çıkarmak istiyorlar. Amaçları kadınların tepkisini ölçmek. Biz kadınlar bunun karşısında mücadeleyi ve örgütlülüğü büyütmek zorundayız. Bu gücü Kürt kadınlarında görüyoruz” diye konuştu.
'KADIN İRADESİ KIRILMAK İSTENİYOR’
Dersim’de günlerdir kayıp olan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun akıbetine ilişkin de konuşan Boğa, Dersim’in yapısı gereği dört bir yanının MOBESSE kameraları ile izlendiğini vurgulayarak, “Bir kadın olarak soruyorum, devlet küçücük bir kentte Gülistan’ı nasıl olur da bulamıyor? Ölü ya da diri, nasıl bulamaz? Bu kirli bir yalandır. Devlet istese Gülistan Doku’yu 24 saat içinde bulurdu. Gülistan şahsında Dersim gibi direnişin merkezi olan bir kentte kadının iradesini kırmak istiyorlar. Biz bu şiddeti sadece Gülistan üzerinde değerlendirmiyoruz. Bu şiddet tüm kadınlaradır. Gülistan’ın bulunmaması, toplumun ve insanlığı kaybedilmesi demektir” diye belirtti.
Dersim’in direnişçi Kürt kadınları yetiştirdiğini bu nedenle özel olarak seçildiğini ifade eden Boğa, “Bu kent devrim ve mücadele şehridir. Zarife ve Beselerin şehridir. Bu sebeple devlet orada özgürlüğün tohumlarının yeşermesine tahammül edemiyor. Kadının özgürlük ve mücadele ile olan bağını koparamayacaklar. Gülistan’la ilgili henüz cevap bulmamış birçok soru işareti var. Babası polis olan ve gizli bir şekilde ifadesi alınan eski erkek arkadaşı nerede? Gülistan neden sadece suyun altında aranıyor? Bununla birlikte yaratılmak istenen algı ortada. Gülistan bulunmadığı sürece bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.
‘KADINLAR ÖLÜM ELBİSESİNİ YIRTTI’
21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olacağını dile getiren Boğa, “Bu yüzyıl kadınların yüzyılıdır. Özgürlük ancak kadınların mücadelesi ile gelebilir. Biz artık baskılara hayır diyoruz. Zorbalığa hayır diyoruz. Katliama hayır diyoruz. Kim olursa olsun baba, devlet, erkek fark etmez, kadın her türlü zorbalığa karşı sesini yükseltiyor. Kadın kendisine biçilmek istenen elbiseyi kabul etmiyor. Kadın biçilmek istenen ölüm elbisesini yırttı” diye ifade etti.
Kadınların katliamlara karşı isyanının dünyanın dört bir yanına yayıldığını sözlerine ekleyen Boğa, Meksika’da bir kadının katledilmesi üzerine başlayan isyanlarda Anayasa Mahkemesi’nin ataşe verilmesini kadınların isyanının en somut hali olarak değerlendirdi.
‘ULUSAL BİRLİK HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik Türkiye’nin saldırıları ile birlikte tekrar gündeme gelen Kürt ulusal birliğine ilişkin konuşan Boğa, ulusal birliğinin Kürtler için hayati önem taşıdığını belirtti. Tüm farklılıkların ulusal birlik etrafında toplanması gerektiği çağrısında bulunan Boğa, dünyanın Kürtleri örnek aldığı bir noktada Kürtlerin bir an önce birliğini sağlaması gerektiğini vurguladı.
ON BİNLERCE KİŞİ TEK SLOGAN
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 4’üncü Olağan Kongresi’nde on binlerce kişinin tek bir slogan etrafında buluştuğunu belirten Boğa, bu sloganın PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğunu kaydetti. Boğa, “Kürtlerin en önemli çizgisi Sayın Abdullah Öcalan’dır. Öcalan’a uygulanan tecrit onun şahsında tüm halklara uygulanıyor. Acilen sorumluların bu konuda adım atması gerekiyor. Sayın Öcalan aile ve avukatları ile bir an önce görüştürülmeli. Devlet bu sesi duymak zorunda, bu çağrıyı kulak vermek zorunda. Sayın Öcalan sıradan biri değil, bu sebeple iktidar sıradan biri gibi yaklaşamaz. TJA olarak bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, İmralı’da neler oluyor? Bir an önce kamuoyu bilgilendirilmeli. Avukat ve aileler İmralı’ya gidebilmeli” ifadesinde bulundu.
8 MART’TA DAHA GÜÇLÜ ÖRGÜTLÜLÜK
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, TJA’nın tarihte direnen kadınları ölçü alarak aldığını ifade eden Boğa, “Tarihte direnen kadınların getirdiği kazanımlar ve yine Kürt kadınlarının kazanımlarına sahip çıkarak Kürdistan ve Türkiye kentlerinde miting ve yürüyüşler düzenleyeceğiz. Kadınlar bu yıl 8 Mart’ı daha örgütlü, daha dirençli karşılayacak” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
MA / Arjin Dilek Öncel