İSTANBUL - Paris İklim Anlaşması’na imza atan ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmediğini belirten HDK, ekolojik tahribat ve iklim krizine karşı “mücadeleyi büyütme” çağrısı yaptı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi, 6 Ekim’de Meclis’te kabul edilen Paris İklim Anlaşması’na ilişkin yazılı açıklama yaptı. Anlaşmanın 6 yıl sonra onaylandığına dikkat çekilen açıklamada, ekoloji ve iklim krizinin kaynağında bölgesel ve dünya savaşları ile sermaye sınıfının çıkarları için atılan adımlar olduğuna vurgu yapıldı. Anlaşmaya imza atan ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmediği vurgulanan açıklamada, iklim krizinin çözümü için bilimsel ve tüm canlıların korunmasının esas alındığı politikaların hayata geçirilmediği ifade edildi.
FİNANSAL BAĞIMLILIK
Açıklamada, şunlar belirtildi: “Paris Anlaşması’nın devletlerin kendi ulusal koşulları uyarınca belirleyecekleri ve bağlayıcılığı olmayan hedeflere dayalı ‘esnek düzen’inin gezegenin karşı karşıya olduğu iklim krizine yanıt olmayacağı aşikardır. İklim kriziyle mücadelede piyasa mekanizmalarına öncelik verilmesi, sermayenin doğa üzerindeki tahakkümünün daha da derinleşmesi anlamına gelen ‘yeşil ekonomi’, ‘sürdürülebilirlik’, ‘dengeleme’ politikaları, ekosistemlerin tüm süreç ve fonksiyonlarını sermaye birikim sürecinin bir parçası haline getiriyor. Paris Anlaşması bütünüyle iklim finansmanı olarak adlandırılan iklim krizi ile mücadele için gelişmiş ülkeler veya belli fon sağlayıcılar tarafından sağlanan fonların kullanımı, karbon vergisi, karbon ticaret mekanizmaları gibi araçlara dayanan bir finansal bağımlılık anlaşmasıdır. İklim krizini önlemek devletlerin ve şirketlerin niyetlerine bırakılamaz.”
MÜCADELE VURGUSU
Ekolojik yıkıma karşı ekoloji mücadelesinin büyütülmesi için daha fazla çaba ortaya koyulması vurgulanan açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: “Kapitalizmi ve devletler düzenini aşmadıkça ekolojik kriz aşılamaz. Ekolojik yıkımın sorumlusu devletlerin iklim krizine acil ve gerçek çözümler yönünde bir tek adım atması bile halkların mücadelesinin büyütülmesine bağlıdır. İklim Anlaşması çerçevesinde verilen taahhütlerin yerine getirilmesi, iklim adaleti temelinde ve kapitalist emperyalist devletlerin tarihsel ‘iklim borcu’ sorumluluklarını kabul etmelerini sağlanması, küresel olanakların krizden en başta ve en fazla etkilenecek dezavantajlı topluluklar, halklar için kullanılmasını talep etmek için mücadeleyi büyütmeliyiz.”