Akademisyen Berwarî: İran demokratikleşmezse önümüzdeki yüzyılı kaybeder 2025-06-19 09:07:55   HABER MERKEZİ - Akademisyen Kamuran Berwarî, İran için tek kurtuluş yolunun "jin, jiyan, azadî" felsefesi olduğuna işaret ederek, "İran yeni bir inşa süreci başlatmazsa önümüzdeki yüzyılı kaybedecektir" dedi.   İsrail'in saldırıları Ortadoğu coğrafyasındaki gerilimi her geçen gün daha da tırmandırıyor. İsrail, 13 Haziran'da "nükleer silah üretimini önleme" iddiasıyla İran'a "Yükselen Aslan Operasyonu" adını verdiği kapsamlı bir askeri saldırı başlattı. İran da füzelerle İsrail'e karşı bir saldırı başlattı.   Zaxo Kürdistan Siyaset ve Demokratik Düşünce Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Kamuran Berwarî, Ortadoğu'daki gerilim ve İsrail-İran arasındaki karşılıklı saldırıları değerlendirdi. Berwarî, yaşananların "iki devlet arasındaki bir askeri çatışma" olarak değerlendirilemeyeceğini ve saldırıların arka planında derin planların olduğunu söyledi.   Son saldırıyla birlikte bölgenin yeni bir çatışma sarmalına sürüklendiğini söyleyen Berwarî, "İran-İsrail gerilimi yalnızca devletler arası bir çatışma değil, aynı zamanda bölge halklarını hedef alan çok yönlü bir kuşatma politikasına dönüştü. Bu durum, ABD ve batı merkezli güçler tarafından yeni bir savaş politikasına dönüştürüldü. Savaşın parçası haline gelen ülkeler, yeni konumlarını bu çatışma üzerinden tanımlamak zorunda kalacak" dedi.   'YENİ CEPHELER AÇILACAK'   "Kürdistan bu savaşın tam merkezinde yer alıyor" diyen Berwarî, "Her iki tarafın da savaş uçakları ve füzeleri Kürdistan üzerinden gelip gidiyor. Başûr ve Rojhilat Kürdistanı şu an çok ciddi bir tehditle karşı karşıya" dedi. Savaşın farklı ülkelere yayılma ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Berwarî, "Çünkü İsrail'in niyeti Pakistan ve Çin'i de bu savaşın içine sokmaktır. Daha önce Pakistan ile Hindistan'ın anlaşması için kimi çabalar oldu. Ama buna karşılık Pakistan, Hindistan'a çok şiddetli bir cevap verdi ve birçok savaş uçağını düşürdü. Daha sonra ABD müdahil oldu ve bu savaşı durdurdu. Kapitalist devletlerin amacı Arap devletlerinin tümünü; Pakistan, Hindistan ve Afganistan, hatta Çin ve Rusya'yı da bu savaşın içine sokmaktır. Görüşmelere göre savaş genişleyecek ve yeni cepheler açılacak" öngörüsünde bulundu.   'İRAN NÜKLEER SİLAH GÖRÜŞMESİYLE MEŞGÜLDÜ'   İsrail’in uzun bir süredir söz konusu saldırıları planladığına dikkati çeken Berwarî, "Bu plan belki kaç yıl öncesinde hazırlanmıştı. Ancak İran'ın bu saldırılara karşı hiçbir hazırlığı yoktu. Takip ettiğimiz kadarıyla İran'ın istihbaratı, askeri tekniği çok zayıf. İran zaaf içinde. İran'da bir kesim ve grup da İsrail için çalışıyor. Ancak İran, aynısını İsrail'de yapamaz. İran bu saldırılara hazır değildi, çünkü ABD ile oturmadan önce İsrail'in böylesi bir saldırı yapacağını bilmiyordu. İran, İsrail saldırılarından ziyade ABD ile yapacağı nükleer silah görüşmesi ile meşguldü. Ancak İsrail en üst düzeydeki yeni tekniki silahlarını kullanarak İran'ı dağıttı" ifadelerini kullandı.   'SAVAŞ SÜRERSE İSRAİL ÖNÜNÜ ALAMAZ'   Berwarî, uluslararası güçlerin tutumuna işaret ederek, "Uluslararası güçler, kendi çıkarlarına zarar geleceğini görürlerse bu savaşı durdurmak için arabulucu olurlar. Ancak stratejik çıkarlarının bu savaşla daha koruma altında alınacağını görürlerse herhangi bir girişimleri olmayacak. Çıkarların zararı söz konusu olursa ABD ve Fransa, İran'ın nükleer silah alanlarını bombalar. 13 ve 14 Haziran'da yapılan saldırılarda İran'ın İsrail karşısında zayıf olduğu görüldü. Daha sonra kendini örgütleyen İran, İsrail'e çok ciddi darbeler vurdu. İran 90 milyon nüfusa sahip bir ülke iken İsrail 9 milyonluk bir nüfusu var. İsrail'in toprakları İran'ın yüzde biri bile değil. Bu yüzden bu savaş sürerse İsrail mevcut haliyle üstesinden gelemez ve önünü alamaz. Çünkü kendi vatandaşını  7-24 saat boyunca sığınakta bırakamaz. İran muhalefeti stratejik yaklaşırsa birçok şeyi elde edebilir" diye kaydetti.   'JIN, JIYAN, AZADÎ FELSEFESİ TEK KURTULUŞTUR'   Son saldırıların İran’da toplumsal bir değişime fırsat sunduğunu dile getiren Berwarî, "Örnek olarak rejim değişikliğine gidebilir. Yasalarda değişim yapabilir, kadın haklarını savunan bir noktada durabilir. Ülkede bulunan bütün inanç ve mezheplerin haklarını garanti altına almalıdır. Eğer değişime giderse kendi geleceğini kendisi belirler ve yeni bir sayfa açmış olur. PJAK, yaptığı geniş kapsamlı açıklamasında 'jin, jiyan, azadî' felsefesiyle sürece müdahil olacağını belirtti. Elbette bu devrim gerçekleştiğinde İran'da bulunan bütün halklar destek verdi. Bu felsefe İran için tek kurtuluş yoldur. İran bu felsefeyi esas almalı ve felsefe temelinde bir değişime gitmelidir. Kürtler de İran'da da öncü rol olurlar. İran hükümeti Beluclarla, Kürtlerler, Acemlerle bir araya gelmeli ve demokratik bir ülkenin inşasına başlanmalıdır. Konfederal ve demokratik bir sistem kurulmalıdır. İran saldırılar karşısında yeni bir inşa süreci başlatmazsa ve eski sistemle 45 yıldır dayatılan şovenist akılla hareket ederse önümüzdeki yüzyılı kaybedecektir" şeklinde konuştu.   'ÇÖZÜMÜN ADRESİ ÖCALAN'IN PARADİGMASI'   Berwarî, Ortadoğu’da süren krizlerin çözümünde Abdullah Öcalan’ın paradigmasının tarihsel bir rol oynayabileceğini vurguladı. Berwarî, şöyle devam etti: "Önder Apo'nun çözüm paradigması, barışın teminatıdır. Ortadoğu’da hiçbir güç Öcalan’ın paradigmasını yok sayarak çözüm üretemedi. Ne Avrupa, ne Ortadoğu ülkeleri ne de Arap ülkeleri ülkelerin sorunu için bir çözüm geliştiremedi. Geliştirdikleri tek şey savaştı, silahtı, korkuydu, işgaldi ve imhaydı. Bu yüzden Başkan Öcalan'ın paradigması bu aşamada Suriye, Türkiye, Irak, İran ve Lübnan'a nefes aldırtabilir. Demokratik bir toplum inşa edebilir ve bütün halklar Öcalan'ın paradigması altında birlikte yaşayabilirler. Eğer demokratik konfederalizm İran'da kurulmazsa İran parçalanır ve bir daha da toparlanamaz. Sonu Suriye gibi olur."   MA / Zeynep Durgut