Mersin’deki sivil toplum örgütlerinden iktidara 'adım at' çağrısı 2025-06-30 09:02:02 MERSİN - Mersin’deki sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri, iktidarın sürece dair gecikmeden adım atması çağrısı yaptı.  Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünü öngören Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ve bu bağlamda PKK'nin 12'nci Kongre kararlarıyla birlikte süreçte bir yol alındı. İktidar kanadında ise çözüm odaklı adım atılmadığı gibi askeri operasyonların sürdürülmesi toplumda ve sivil toplum örgütlerinde güvensizliğe neden oluyor.  Sürece dair Mersin’deki sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri değerlendirmelerde bulundu.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Çukurova Bölge Temsilcisi Hakkı Demir, Kürt tarafının adım atmasına rağmen devletin somut adım atmakta geciktiğini ifade etti.    Gecikmenin süreci yavaşlatmakla kalmadığını, provokasyonlara da zemin sunduğunu belirten Demir, "Örneğin infaz düzenlemesi çerçevesinde hasta mahpusların derhal serbest bırakılması ve akabinde ifade özgürlüğünden dolayı içeride olan siyasi mahpusların serbest bırakılması gerekiyor. Bu adım, toplumda sürece ilişkin güven yaratacaktır. Türkiye'deki hak mücadelesinde iddialı olan kurumların da harekete geçmesi gerekir. İnisiyatifi devlete bırakmadan bir mücadele yürütmeleri gerekiyor. 'Devlet neden bu düzenlemeleri yapmıyor' diyerek sokakta olmak gerekiyor. Kürt halkının yanı sıra Türk halkının yapması gerekiyor. 'Bu operasyonlar nasıl sürebilir. Eğer samimi iseniz nasıl saldırı yapıyorsunuz' demeleri gerekir. Siyasi partilerin bu konuda üzerlerine düşen görevleri yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Anneler, aileler 'Artık kan dökülmesini istemiyoruz' diyorlar. O yüzden devletin samimi olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.    'TÜM KİMLİKLER BARIŞA İHTİYAÇ DUYUYOR'   Başta Kürt halkı olmak üzere halkların barışa ihtiyaç duyduğunu dile getiren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Akdeniz İlçe Eşbaşkanı Nizar Esen, "Halk, Önderliğine güveniyor ve bu sürecin arkasında. İktidardan umut veren cümleler olduğunu da görüyoruz, fakat genel itibariyle somut bir adımın atılmadığı apaçık ortada ve halk bunu izliyor. Medyadan gördüğümüz kadarıyla yoğun bir savaş da devam ediyor. Halkın talebi açık. Süreci destekleyecek somut adımların atılmasını bekliyor. Hiçbir koşulda savaşın geliştirilmemesi, bir an önce silahların susması talep ediliyor. Bizler de buradan açık çağrıda bulunuyoruz; biz de bu sürecin arkasındayız. Demokratik toplum mücadelesini, barış zemininin oluşmasının yanındayız. Barış zemini için her türlü mücadeleyi vermeye de hazırız" diye konuştu.   'BARIŞ GELMEZSE HER TÜRLÜ ŞİDDET ARTACAKTIR'   Mersin Barış Anneleri Meclisi Sözcüsü Emine Eren, anneler olarak Abdullah Öcalan'ın başlattığı süreci kıymetli bulduklarını ve barışın tek taraflı olamayacağını vurguladı. Kalıcı bir çözüm için devlete çağrıda bulunan Emine Eren, sürecin sahiplenmesi ve somut adımlar atılması gerektiğini belirterek, "Arap, Türk, Kürt, Çerkes; hepimiz bu topraklarda barış içinde yaşayabiliriz. Yeter ki ölümler dursun. Ciğerlerimiz yanıyor. Hiçbir annenin artık evladının cenazesini almak zorunda kalmasını istemiyoruz. Bu ülkeye barış gelmezse sadece çatışmalar değil, kadın cinayetleri ve her türlü şiddet artacaktır. Biz sadece bu ülkenin değil, tüm dünyanın barışa kavuşmasını istiyoruz. Barış için asker, polis, tüm halk el ele vermeli. Cezaevlerindeki tutsaklar bir an önce serbest bırakılmalı. Barış Anneleri olarak çağrımızdır: Gelin, barış için el ele verelim ve başka evlatlar ölmesin" diye ifade etti.     'HASTA TUTSAKLARA İLİŞKİN DÜZENLEME YAPILMALI'   Mersin Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYADER) Eşbaşkanı Bahattin Bektaş ise hasta tutsakların durumuna dair herhangi bir düzenlemenin yapılmadığını hatırlattı. Bu meselenin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda toplumsal bir hassasiyet taşıdığını vurgulayan Bahattin Bektaş, şunları dile getirdi: "Sürecin takipçisi olacağız, devletin bu konuda sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Toplum bunun beklentisi içerisindedir, hasta tutsaklar pazarlık konusu yapılmamalıdır. İnsani olarak hasta tutsakların kayıtsız şartsız serbest bırakılması gerekmektedir. Cezaevlerinin koşulları gerçekten ağırlaşmış durumda. Bu şartlarda onların zindanda olması ahlaki ve vicdani bir sorundur. O yüzden hasta tutsakların derhal serbest bırakılması gerekiyor. Devletin buna ilişkin düzenlemeleri yapması gerekiyor."    MA / Abdulkadir Ayten