Tahliye olduğu cezaevindeki uygulamaları anlattı 2025-08-13 09:12:35 ERZÎNGAN - Erzincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nden 29 Temmuz'da tahliye olan Mehmet Beşaltı, havalandırma saatinde spor yaptıklarında cezaevi müdürünün, “Fazla nefes almış olursunuz" diye engel çıkardığını söyledi.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile yeni bir aşama giren Demokratik Toplum Süreci kapsamında Meclis'te Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulması, sürece ilişkin iyimser bir beklenti yarattı. Ancak komisyon aşamasına gelen sürecin başından beri cezaevlerinde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan baskılar, cezaevlerinde süreç karşıtı bir politikanın yürütüldüğü izlenimi uyandırıyor.    Birçok cezaevinde tahliye ertelemeleri ve tehditler devam ederken, Erzincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nden 29 Temmuz'da tahliye olan Mehmet Beşaltı, cezaevinde yaşanan sorunların süreçle birlikte daha da arttığının altını çizdi.    ‘23 SAAT HÜCREDEYDİK’   Beşaltı, günde bir saat çıkarıldıkları havalandırma dışında günün 23 saati tekli hücrelerde tutulduklarını belirtti. AKP'li isimlerin, "cezaevlerinde fens telleri yok" açıklamalarına karşın koridorlardaki camlarda fens telleri olduğunu belirten Beşaltı, kafalarını camdan dışarıya çıkaramadıklarını söyledi. Diğer yandan haftada bir saat spora çıktıklarını bunun yetersiz olması nedeniyle havalandırma saatlerinde spor yapmaya çalıştıklarını belirten Beşaltı, "Havalandırmaya top çıkarmamızı engellediler. Biz havalandırmaya gittik, kendi çoraplarımızı çıkardık, top büyüklüğüne getirdik. Müdür, 'Bu çoraplarla ne yapıyorsunuz' dedi. 'Spor yapabilmek için çorapları bir birine geçirdik' dedik. 'Siz böyle yaparsanız spor yapmış olursunuz. Fazla nefes alıp, hava solumuş oluyorsunuz' diyerek, bunun cezaevi yönetmeliğinde olmadığını söyledi" ifadelerini kullandı.    'CEZAEVİ CEHENNEM’   Söz konusu cezaevinin tutsaklar arasında "Erzincan Yüksek Cehennem Kapalı Cezaevi" olarak isimlendirildiğini ifade eden Beşaltı, tutsakların 10 saat olan atölye haklarının 4 saate düşürüldüğünü, yemeklerin düzensiz, eksik ve kalitesiz geldiğini, revirde siyasi tutsakların ikinci planda tutulduğunu ifade etti. Uygulamaların bununla sınırlı olmadığını dile getiren Beşaltı, "Türkiye’de halkların kardeşliğini ve barışı istediğimiz için bilerek bize diz çöktürmeye çalışıyorlardı. Sürekli 'pişmanlık' dayatıyorlardı. Cezaevine girişte çıplak arama dayatması yapıyorlardı. Kitaplar niteliksiz ve insanın gelişimine katkı sağlamayan kitaplardı. Çözüm sürecinin içindeyiz. Sürekli 'Kürt halkı, Türk halkı eşittir, kardeştir' diyorlar. Bu süreç başladı, belki insani haklarımızı alırız diye düşündük; ama kesinlikle verilmedi. Tam tersine bütün değerlerimiz, haklarımız ayaklar altına alınıyor. Arkadaşlarımız İdare Gözlem Kurulu'na çıkıyor. 'Siz fazla su kullanıyorsunuz' diyorlar. Zaten günde 250 litre su veriyorsun. 150 litre soğuk, 100 litre sıcak su veriyorsun. Zaten limitimizi tükettiğimizde su otomatik olarak kapanıyor. Suyu nasıl fazla kullanıyorum? 'Fazla su tüketiyorsun' düşüncesiyle arkadaşların infazını yakıyorlar. Bu cezaevinde aklın mantığın almadığı şeylerle karşı karşıya kalıyorduk" diye konuştu.    TUTSAKLARIN TALEPLERİ     Beşaltı, cezaevinde yaşanan ihlallere karşı Adalet Bakanlığı'na, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na, Cezaevi Genel Müdürlüğü'ne ve sivil toplum örgütlerine dilekçe yazdıklarını, fakat dilekçelere dönüş sağlanmadığını belirtti. Beşaltı, "Biz Sayın Abdullah Öcalan'ın tarihi sorumluluk olarak omuzlarına yüklediği görevin arkasındayız, destekçiyiz, sonuna kadar da çözüme kavuşmasını için canla başla mücadele edeceğiz. Biz hakların kardeşliğini, birlikteliğini savunan kişileriz. İdare ve Gözlem Kurulları'nın bir iyi niyet göstergesi olarak ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz. Cezaevlerinde insan hakları doğrultusunda hareket edilmesini istiyoruz. Kısıtlanan haklarımızın iadesini istiyoruz. Boş yere disiplin cezalarıyla arkadaşların infazının yakılmasını istemiyoruz. Kantine gelen eksik malzemelerin tamamlanmasını istiyoruz. Özellikle temizlik bakımından sıfır diyebileceğimiz bir cezaeviyle karşı karşıyayız. Yaşanan tüm ihlallerin giderilmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.   MA / Rukiye Payiz Adıgüzel