Arzu Çerkezoğlu: Evrensel ve kalıcı bir barış sosyal adalet temeline dayanır 2025-09-11 18:22:40   ANKARA - Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 8’inci toplantısında konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Meclis'teki bu komisyonun toplumsal karşılığını da oluşturmak gerekmektedir” dedi   Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Kürt sorununun demokratik çözümü kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 8’inci toplantısında aktarımlarda bulundu.    Komisyonun yürüttüğü süreç içerisinde bir husususun çok önemli olduğuna vurgu yapan Arzu Çerkezoğlu, “Komisyonun yürüttüğü bu sürecin barışı sağlamak için ve ülkemizin geleceği için tarihi bir önem taşımaktadır. Üreten, çalışan ve alın teriyle yaşayan bu halkın çatışmalardan, acılardan, gözyaşından ve kardeş kavgasından artık kurtulmasını istiyoruz. Kuşkusuz yaşanmış acıları geri getiremeyiz, kayıpları telafi edemeyiz. Ancak yeni acılara ve kayıplara da tahammülümüz yoktur. Biz Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak uzun yıllardır ülkemizin en temel sorunlarından birisi olan Kürt sorununda her zaman barıştan, kardeşlikten ve eşitlikten yana olduk. Tüm sorunların demokrasi yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz” dedi.   ‘EMEK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ BİRLEŞİKTİR’   Emek mücadelesi ile demokrasi mücadelesini birbirinden ayrı görmediklerinin altını çizen Arzu Çerkezoğlu, “Disk olarak hep söylediğimiz gibi demokrasi işçinin ekmeğidir. Demokrasi yoksa ekmek de yoktur diyerek; emeğin ve demokrasinin aynı mücadele sahasında birleştiğini vurguluyoruz. Geçmişte benzer umutlarla başlayan ancak olumsuz sonuçlanan çeşitli süreçler yaşadık. Ama şimdi başarabiliriz ve başarmalıyız. Geçmişteki hatalarda tekrar edilmemesi, toplumun barışa olan inancının korunması sürecin tüm aşamalarında açıklık ve güven sağlanması hepimizin ortak sorumluluğudur. Geniş bir toplumsal mutabakatla sakin, özgür ve yapıcı bir tartışma ikliminde sorunları daha kolay aşacağımız açıktır” ifadelerini kullandı.   ‘TOPLUMSAL BARIŞI DA OLUŞTURMAK GEREKİR’   Meclis çatısı altında böylesi bir komisyonun oluşturulmasının anlamlı olduğuna işaret eden Arzu Çerkezoğlu, “Komisyon çalışmaları bahsettiğimiz geniş bir toplumsal Müşavir için önemli ve kıymetli bir adımdır. Meclis'teki bu komisyonun toplumsal karşılığını da oluşturmak gerekmektedir. Bu toplumsal karşılık hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve örgütlenme özgürlüğü, sendikal haklar başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıyla oluşturulabilir. Öte yandan barış ve demokrasi birbirinden ayrı düşünülemez. Demokrasiyi kazanmak için barış Barışı kazanmak için de demokraside ısrar etmek şarttır. Demokrasinin en asgari koşulu ise seçme ve seçilme hakkına saygıdır” ifadelerine yer verdi.   ‘SÜREÇ KARŞI ÇIKANLARA HEBA EDİLMEMELİDİR’   Son dönemde yaşanan CHP’ye yönelik baskılara da işaret eden Arzu Çerkezoğlu, seçilmiş belediye başkanlarına yönelik müdahaleler ve kayyım atamalarının hukuka, yargı sistemine ve demokrasiye dair kaygıları arttırdığı vurgusunu yaptı. Barış ve kardeşlik sürecinin siyasi hesapların ve dar çıkarların ötesinde bir mesele olduğuna işaret eden Arzu Çerkezoğlu, “Bu topraklarda yaşayan herkesin ortak geleceği ve kardeşliği için süreç yürütülmeli ve desteklenmelidir. Bu süreç, karşı çıkan ve engelleme çabasında olan kesimlerin küçük politik hesaplarına kurban edilmemelidir. Tam tersine hukuk sistemimiz ve demokrasimiz üzerindeki tartışmaları da ortadan kaldıracak nitelikte olmalıdır” diye konuştu.   ‘KALICI BARIŞ ADALET TEMELİNE DAYANIR’   DİSK’in emek örgütü olması ile beraber bütün meselelere de emek cephesinden baktıklarına vurgu yapan Arzu Çerkezoğlu, “Barış yalnızca silahların susması değil, insanca yaşam koşullarının sağlanmasıdır. Örgütlenme özgürlüğünün, sendikal hakların, toplu pazarlık süreçlerinin, iş güvencesinin güvence altına alındığı demokratik bir toplumsal düzen barışın en sağlam temelidir. Çünkü eşitlik ve adalet yoksa güven eksikliği ve yoksulluk derinleştiğinde toplumsal barış da kırılgandır. Nitekim bu bizim öznel saptamamız değildir. Birleşmiş Milletler'in bir kuruluşu olan ve 100 yılı geride bırakmış olan, I. Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) saptamasıdır. İLO sözlerine “Evrensel ve kalıcı bir barış ancak sosyal adalet temeline dayanır” ifadeleri ile başlar. Bu ILO'nun temel ilkesi olmuştur” ifadelerini kullandı.   ‘DEMOKRASİ VE HUKUK ONARILMALIDIR’   Türkiye’de kişilerin yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve ağır çalışma koşulları altında ezildiğinin herkes tarafından bilindiğini belirten Arzu Çerkezoğlu, “Bizler vergide adalet ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasını, insanca yaşamaya yetecek ücretin güvence altına alınmasını ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasını istiyoruz. Bunun için de barışın kazanılmasının yanı sıra demokrasimizde ve hukuk sistemimizde meydana gelen tahribatın onarılması gerekir. Bu noktada Anayasa Mahkemesi ve mahkeme kararlarının devleti yönetenler için de devletin kurumları için de bağlayıcı olduğunu göstermek hukukun üstünlüğü adına atılabilecek adımların belki de en önemlisidir” dedi.   ‘SAVAŞIN BEDELİNİ EN FAZLA İŞÇİLER ÖDÜYOR’   Savaşların, çatışmaların ve şiddetin bedelini en fazla işçi sınıfının ödediğine işaret eden Arzu Çerkezoğlu devamla şunları söyledi, “Silah tüccarlarının ve emperyalistlerin kazandıklarının bedeli işçilerin canıyla, kanıyla ve ürettikleri değerlerle ödenir. Bu yüzden işçi sınıfının çıkarları ve ahlakı her zaman barıştan ve kardeşlikten yana olmayı gerektirir. Demokratik, laik ve sosyal bir cumhuriyetin eşit yurttaşları olmak, etnik, inanç ya da sınıf farkı gözetmeksizin herkesin eşit haklara sahip olduğu bir düzeni tesis etmek hem Kürt sorununun hem de ülkemizin tüm yapısal sorunlarının çözüm anahtarıdır. Her yurttaşın kendini Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit parçası olarak gördüğü ürettiği değerden adil bir biçimde pay almalıdır” diye belirtti.