'Kobanê soruşturması'nda Kışanak ve Yıldırım’a tutuklama talebi

img

ANKARA – “Kobanê soruşturması” kapsamında savcılık ifadeleri alınan kadın siyasetçiler Gültan Kışanak ve Gülser Yıldırım tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.Savcılık ifadesinde Kışanak, Kobanê döneminde IŞİD’e karşı çağrı yapıldığını belirterek, “Zerre kadar insanlığa saygısı olan bu beyandan bir suç çıkaramaz. İçerisinde asla ve asla şiddet çağrısı yoktur” dedi. 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2014 yılındaki 6-8 Ekim eylemlerine ilişkin yürütülen “Kobanê Soruşturması” kapsamında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın ifadesi alındı.

Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan siyasetçilerin avukatları da savcılık aşamasında hazır bulundu. Yıldırım’ın avukatları Mardin’den, Kışanak’ın avukatları ise Diyarbakır’dan SEGBİS ile bağlanırken, HDP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Kenan Maçoğlu da Ankara’dan savcılık ifadesi sırasında hazır bulundu.

‘IŞİD’E KARŞI ÇAĞRI YAPTIK’

İlk olarak ifadesi alınan siyasetçi Gülser Yıldırım, getirilen tercüman eşliğinde Kürtçe savunma yaptı. Yıldırım, bahsedilen dönemde HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olduğunu belirterek, hazırlanan soruşturmanın ithamlarla dolu olduğunu belirtti. Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı soruşturma kapsamında yargılamasının sürdüğüne dikkat çeken Yıldırım, “Aynı dosyada İkinci kez olarak yargılanıyorum şuanda. 6-8 Ekim olaylarına ilişkin Mardin'de yargılanmam devam ediyor. Şunu da eklemek istiyorum, bugün barış, adalet, demokrasi için seslenen sadece partimiz HDP’dir. Suçlamaları ve ithamları kabul etmiyorum.

MYK toplantısının olduğu gün zaten ben Türkiye'de değildim. Hukukun ne kadar taraflı olduğunu göstermek için bunu söylüyorum. Söylediğim tek şey o ithamların hiçbirini kabul etmiyorum. Hiçbir zaman söylendiği şeklinde olayların yaşanması için çağrı yapmadım. Bir çağrı yaptıysak da demokrasi için ve IŞİD’e karşı yapmışızdır” dedi.

‘BENİM VİCDANIM RAHAT’

Yıldırım, 6 yıl sonra açılan bu davanın iyi bir niyetle açılmadığına dikkat çekti. “Benim vicdanım rahat” diyen Yıldırım, “Ama bizi bu şekilde suçlayanların vicdanı ne kadar rahattır o konuda şüpheliyim. Başkaca söyleyeceğim bir şey yoktur. Dosyam şu anda onların elindedir bizim hakkımızda ne suçlama var ise ortaya çıkartsınlar. Bugün yapılan operasyonlar partimiz HDP aleyhinde siyasi operasyonlardır, biz hepimiz biliyoruz bunlar talimatla yapılan operasyonlardır. Çünkü HDP iktidarı çıkmaza soktuğundan dolayıdır. 2019'daki belediye seçimlerindeki kayıpların intikamını HDP'den almak istiyorlar yapmak istedikleri başta HDP olmak üzere bütün muhalif siyasetin sesini kısmak için yaptıkları operasyonlardır. Bu hukuki bir dava değil, siyasi bir davadır” ifadelerinde bulundu.

Yıldırım avukatı Azad Yıldırım, müvekkilinin Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde aynı soruşturma kapsamında yargılandığını vurguladı. Yıldırım, müvekkilinin tutuksuz yargılandığını belirterek, soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verilerek, belgelerin yargılamanın devam ettiği mahkemeye gönderilmesini talep etti.

Söz alan avukat Erdal Kuzu ise, soruşturmanın ayrımcılık taşıdığına dikkat çekti. Kuzu, soruşturma kapsamında Kürt siyasetçilerin şiddetle ilişkilendirilmeye çalışıldığını belirterek, ekledi: “Bu soruşturmanın siyasi saiklerle yürütüldüğünden kimsenin şüphesi yoktur: Hukuk doktorinin de yaygın olarak tartışılan bir kavram var bu günlerde, tünelin sonundaki ışığın göründüğü dava ve soruşturmalar tartışılmaktadır. Yani sonucun önceden belli olduğu soruşturma ve kovuşturmalar tartışılmaktadır. Bu soruşturmada bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Müvekkilimizin bu soruşturmada şüpheli olarak ifadesinin alınmasının istenmesi halk dilindeki karşılığı; Gözün üzerinde kaş var sözü ile eşdeğerdir” dedi.

‘KÜRT SİYASETÇİLER ŞİDDETLE İLİŞKİLENDİRİLMEK İSTENİYOR’

Soruşturmanın mükerrer olmasına karşı reddedilmemesi için suçlamaların sayısının artırıldığını kaydeden Kuzu, şunları söyledi: “Müvekkile daha önce yargılandığı bir konudan tekrar soruşturma konusu oluyorsa bu soruşturmanın gerçeği ortaya çıkartmaktan ziyade Kürt siyasetçilerin baskı altına alınmasının sonucu olduğunu düşünüyorum. Bu kanı tüm kamuyounda ve bizlerde mevcuttur. Ceza yargılamasının en temel İlkesi fail ve fiil arasındaki İlliyet bağının kurulmuş olmasıdır. Müvekkilin mensubu olduğu HDP'nin yaptığı bir çağrı sonucu olayların meydana geldiğine dair somut bir kanıt yok iken aradan 6 yıl geçtikten sonra bu çağrı üzerinden HDP'yi müvekkilimizin ve Kürt siyasetçilerini şiddetle ilişkilendirmek açıkça hukuki dayanaktan yoksundur.”

‘HUKUKA AYKIRI DAVRANANLARIN YARGILANMASI İÇİN…’

Avukat Kenan Maçoğlu’da diğer siyasetçilerin savcılık ifadeleri ve tutuklanması sırasında da hukuksuzluklara dair ayrıntılı açıklamalar yaptıklarını hatırlattı. Maçoğlu, “İş bu soruşturmanın ana dayanağı HDP MYK'sının yapmış olduğu açıklama ise de 2019 yılından sonra savcılığınızın yapmış olduğu işlemler, tutuklama kararları göz önüne alındığında, o dönem HDP MYK üyesi olmayanların söz konusu MYK toplantısına katılmayanların tutuklamaya sevk edildi ve tutuklandılar. Hukuka aykırı bir şekilde hareket eden herkesin yargılanması için gereken bütün hukuki yolları kullanacağız” dedi.

KIŞANAK: HUKUKUN KATLEDİLME DAVASIDIR

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, hakkında iki tanık beyanı okunması ardından savunması alındı. Kışanak, kim tarafından ne zaman verildiğini sorarak, savunmasını ona göre yapmak istediğini belirtti. Kışanak, beyan etmesine rağmen savcılık tarafından beyanların kim tarafından ve ne zaman verildiğinin açıklanmadığını kaydetti. Kışanak, savunmasını şöyle sürdürdü: “Benim demokratik siyaset ülkemin ve halkımın çıkarlan dışında hiçbir faaliyetim, sözüm davranışım olmamıştır. Bu nedenle savunamayacağım cevap vermeyeceğim hiçbir suç söz konusu olamaz.  Bu nedenle susma hakkımı değil savunma hakkımı hukuka uygun olarak kullanmak istiyorum. Hakkımdaki suçlamanın açık, tereddütte yer bırakılmadan bana anlatılması lazım, bu konudaki taleplerimizin reddedilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Bu davanın böyle bir soruşturmanın açılması benim bu soruşturmaya dahil edilmem tamamen siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda verildiğini düşünüyorum. Benim anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerimi ortadan kaldırmak için bu dava hukuki değil, hatta bu dava hukukun katledilme davasıdır.”

‘DEVLETTE HUKUK, ADALET YOKSA ZOR KULLANAN BİR EKİP KALIR’

Hukukçu kimliğe sahip kişilerin hukuku adaleti koruması ve tesis etmesi anayasal bir görev olmasına rağmen hukukun katledilmesine aracılılık etmelerini kabul etmediğini dile getiren Kışanak, “Bunun bu ülkenin demokratik değerlerini yıkmaya yönelik bir eylem tutum olarak görüyorum. Yaşadığım bütün haksızlık ve hukuksuzluklara rağmen yine de bu ülkenin tek çıkar yolunun hukukun ve adaletin savunmaktan geçtiğine inandığım için beyanda bulunacağım. Geçen gün TBMM'deki konuşmasında bir milletvekili dinledim bu beyana katılıyorum. Bir devletten hukuku adaleti çekip alırsanız, geriye çete kalır. Çünkü devlet kamu gücünü eliyle kullanan bütün zor araçlarını meşru olarak kullanan bir aygıttır. Eğer devlette hukuk yoksa, adalet yoksa, vicdan yok, insan hakları yoksa demokrasi yoksa halkın sandık da gösterdiği siyasal iradeye saygı gösterilmiyorsa o zaman devlet zor kullanan bir ekip kalır ve bunun adi çetedir. Bu ülkenin tek çıkar yolu yeniden hukuku, adaleti, insan haklarını demokrasiyi, sandık güvenliğini halkın iradesini dikkate alan bir yönetim anlayışıdır. Eğer gerçekten bu ülkeyi düşünen bu ülkede yaşayan insanlara saygısı ve sevgisi olan birileri varsa bir an önce bu hukuk garabetini hukuku katleden bu soruşturma dosyasını kapatırlar” ifadelerinde bulundu.

TANIK KIŞANAK’I OLMAYAN PARTİNİN YEREL KADROSU YAPTI!

Kışanak, tanık beyanlarına ilişkinde şunları söyledi: “Birinci tanık beyanı ‘2009'da BDP il binasında gördüm yerel kadro’ diyor. Bu tanığı nereden bulduğunuzu bilmiyorum ama, öyle görünüyor ki bu kişi ya aklı melikeleri yerinde olmayan ya meczup, ya tehdit altında beyanlarda bulunduğu için uydurma ifade veren, ama bu ülkenin siyasi gerçekleri ile hiç bir alakası olmayan bir insan yada böyle birisi yok. Yarın öbür gün böyle biri olmadığına dava devam ettiğinde şahit olacağız. Benzer komploları çok yaşadık. Ben 2007 yılında milletvekili seçildim. Grup Başkanvekilliği yapıyordum her gün kamuoyunun önünde olan biriyim, meclis de her gün konuşma yapan biriydim. Böyle bir insan için BDP binasında gördüm yerel kadrodur demek tamamen uydurmanın daniskasıdır. Kaldı ki 2009 yılında DTP vardı. BDP yoktu. Tamamen uydurma buna itibar edip bunun üzerinden bir soruşturma yürütmek gerçekten ayıp. Başka bir kelime bulamıyorum.”

‘İSRAFA GEREK YOK CEZALANDIRMAK İSTİYORUM DEYİN’

Kışanak, “Kamu kaynaklarını israf etmektedir sayfalarca kağıt, onlarca kamu görevlisi mesai harcıyor. İletişim masrafları, vergiler neden böyle saçma şeylere harcıyorsunuz, ayıptır günahtır, yazıktır. Bana illaki bir ceza verilecekse siyaset aç desin ki ben Gültan Kışana’ğın siyasi tercihlerini beğenmiyorum. Ben onu cezalandırmak istiyorum bu kadar basit yoksa adaleti, hukuku buna alet etmek günahtır, yazıktır” sözleriyle tepki gösterdi.

Kışanak, hakkındaki ikinci tanık beyanına karşı ise, şu savunmayı yaptı: “Birçok kez Kandile gidip gelmiş diyor, bende size söylüyorum bu soruşturmayı yürüten savcı bey Pensilvanya’ya gidip gelmiştir. Peki bunu ciddiye alıp soruşturma yapılacak mı? Böyle bir hukuk anlayışı olabilir mi? Hukukta suçlama somut olur yoksa herkes herkes hakkında atar ve bunu da yargı eliyle bir cezalandırmaya dönüştürebilir. Hele ki elinde bir siyasi güç varsa, hele ki yargıda şu anda siyasetin direktiflerinde çalışan bir mekanizmaya dönüşmüş ise. Böyle şeyler olmaz hukuk devletinde iftira niteliğinde üstelikle kimliği gizli kişiler üzerinden kimse yargı karşısına çıkarılamaz” dedi.

‘ÖCALAN’IN GÖRÜŞMELERİNİ KAYIT ALTINA ALANLARI BURADA YARGILAYABİLİRSİNİZ’

Tanık beyanında yer alan “Öcalan'ın önerisi ile belediye başkanı oldu” sözlerine ise Kışanak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Öcalan'ın bütün görüşmeleri devlet görevlileri tarafından tutanak altına alınmaktadır. Devlet görevlilerin aracılığı olmadan Öcalan kimseyi aday gösteremez, bu bilgiyi kamuoyuna ulaştıramaz. Eğer böyle bir tespit varsa buna sebebiyet veren kişileri kamu görevlileri, cezaevi görevlilerini, adalet bakanlığı görevlilerini, bu görüşmeleri kayıt altına alan MİT görevlilerini burada yargılayabilirsiniz. Ayrıca bir insanın adaylığı konusunda beyanda bulunmak herkesin kişisel özgürlüğü ile ilgili bir konudur. Ben iki kez milletvekili bir kez de belediye başkan seçildim. Aday adaylığı sürecinde çok sayıda insan, binlerce insan, sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasi aktörler beni seven sevmeyen herkes aday olmamaya taraf oldu ya da karşı çıktı. Kendi görüşlerini beyan ettiler. Bu demokratik işleyişin bir gereğidir. Bir insanın seçimle iş başına gelecek bir görev için önerilmesi asla suçlama konusu yapılamaz hele hele seçilen kişi ile ilgili hiçbir şekilde suçlayıcı bir itham olarak gündeme gelemez. Hukuk böyle şeylere bakmaz. Bir insanın seçime yeterliliğine sahip olup olmadığı seçim kurulu tarafından karar bağlanır. Yasalar çerçevesinde seçim yapılır. Türkiye'de de Diyarbakır’da da böyle olmuştur. Bende anayasada güvence altında olan siyaset yapma, seçme ve seçilme hakkım kullanma haklarımı kullandım. Legal demokratik, mecliste temsil edilen bir partiden belediye başkan adayı oldum. YSK'da kanunlar çerçevesinde benim adaylığımı onayladı ve binlerce insan, yaklaşık 400 bin insan oy vererek beni belediye başkanı seçti. 400 bin insanın iradesine hatta seçildikten sonra görev yaptığım Diyarbakır’daki temsil ettiğim 2 milyon insanın iradesine ve tercihine hiç kimse gölge düşüremez bu iradeyi kimse yok sayamaz ve bu iradeyi hukuk hiçbir şekilde damgalayamaz.”

‘ZERRE KADAR İNSANLIĞA SAYGISI OLAN BUNA SUÇ  ÇIKARAMAZ’

Beyanlarının demokratik siyaset çerçevesinde olduğunu dile getiren Kışanak, “Öncelikle bir kadın, bir insan, bir Kürt ve demokrasiye inanmış bir yurttaş olarak 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal'e IŞİD’in yaptığı saldırıdan sonra çok derin bir üzüntü ve acı yaşadım. Barbar IŞİD çeteleri Şengal'de kadınlara tecavüz etti. Katliam yaptı. Kadınları kaçırıp köle pazarlarında savaş ganimetleri olarak sattı. Bu büyük bir travma ve büyük bir yaradır. İnsanlığa zerre kadar saygısı olan vicdanı olan bu barbarlığa karşı bir tutum alır. Bende açıklamadan görüyorum ki Kobani IŞİD saldırısı ve kuşatması altındayken tıpkı Şengal'in ki gibi vahşet yaşanmasından kaygı duyan endişe eden vicdanlı, şerefli, namuslu, bir insan ve bir Kürt kadını olarak Şengal tekrarlanmasın Kobani'de kadınlar tecavüze uğramasın, bebekler katledilmesin, kadınlar cariye pazarlarında satılmasın, geç olmasın, geç kalırsak telafisi imkansız şeyler yaşanır demişim. Bu sözlerimin bugünde arkasındayım. Zerre kadar insanlığa saygısı olan kadınların haysiyetini ve şerefini bilen bu beyandan bir suç çıkaramaz içerisinde asla ve asla şiddet çağrısı yoktur. Kanunsuz bir eylem çağrısı yoktur. Vicdan çağrısı vardır vicdan” dedi.

‘BU SORUŞTURMA TÜRKİYE’Yİ IŞİD BARBARLIĞI’NA TESLİM EDER’

Kışanak, savunmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Adaletten ve vicdandan soyutlanarak insan vicdanını yaralayan bu tür soruşturmalar Türkiye'yi değil Orta Çağ karanlığına, IŞİD barbarlığı zihniyetine teslim eder. Bu ülkeyi sevdiğimi, bu halkı sevdiğimi, demokrasiye, demokratik siyasete, halkın iradesine inandığımı söyleyen birileri varsa derhal bu tür saçmalıkları ortadan kaldırır. Ben BDP'de Eşbaşkanlık yaptım, Diyarbakır belediye başkanı seçildim, HDP'de üye dahi değildim. O nedenle HDP'nin açıklamaları ile ilgili beyanda bulunmadım.”

BEŞTAŞ: IŞİD’E YÖNELEN İTHAMLARI SAVCILIK NEDEN ÜSTÜNE ALDI

Ardından söz alan avukat Mesut Beştaş, “Müvekkile isnat edilen suçlamalar iki tanık beyanı 2014 tarihinde bir toplantı yapılması iddiasından ibarettir. Tanıkların gizli ya da açık olduğu nerede, hangi tarihte ifade verdikleri dahi açıklanmazken hukuk güvenliğini koruması gerekenlerin hukuk güvenliğini ortadan kaldırma amacıyla bu soruşturmayı başlattıkları anlaşılmaktadır. Az önce ifade etmiştim. Herşeyin bir ilki vardır. Ne yazık ki 31 yıllık meslek yaşantımda şu anda bir hukuksuzluk örneği olan ilki yaşadığımı söyleyebilirim. Sahteliği ileri sürülemeyecek belgeler sunulması gerekirken yarın öbür gün herhangi bir elin ismi ile bu tanıklar karşımıza çıkarılabilir. Dolayısıyla soruşturma şuana kadar ki süreci ile sadece güvensiz değil bundan sonraki süreçte de savunma olarak sahte belgelerle yürütülmediğine inanmamızı gerektirecek bir süreci ne yazık ki yaşamamaktayız. Belirtmek isterim ki soruşturma ciddi olmalı ciddi belgelere ve bilgilere dayanmalı ama ne yazık ki gerekli ciddiyeti dosyada göremiyorum. Yarın tanık isimleri dahi değiştirilebilecek soruşturmaya dayanarak beyanda bulunmak zorunda kalmamız bile tek başına açık bir ucubeliği ifade etmektedir” şeklinde konuştu.

Kışanak’ın 20 Eylül 2014 tarihinde yapılan açıklamadaki beyanlarına ilişkin de Beştaş, “Türkiye Cumhuriyeti yurttaş ve yönetimine karşı bir beyan göremiyorum tamamı IŞİD’in o tarihe kadar ortaya koyduğu saldırganlığının bitirilmesine yöneliktir Türkiye Cumhuriyet Ankara Başsavcılığının bu açıklamalardan rahatsızlık duymasını doğrusu anlam bulamıyorum. Bu açıklamanın yargılama konusu edilmesi sekil itibariyle IŞİD’e  yönelen ithamları göğüsleme iradesi görünüyor gibi algılanmaktadır. Yargı mercilerinin bu tür tutum ve davranışlardan vazgeçmesi gereğidir. İnsan olmanın da gereğidir, yeni bir tutuklama kararı vermek kin ve garez duygularını dışa vurmaktan başka bir açıklaması olmayacaktır, bu nedenle bizi ve müvekkilimizi rahat bırakın, müvekkilin serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.

AYDIN: SİYASİ OPERASYON

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Cihan Aydın da, “Bu bir hukuki operasyon değil siyasi bir operasyondur. Muhtemelen kararda o şekilde olacaktır. 6 yıldır yürüyen bir soruşturmayı daha doğrusu 6 yıl yürütüldüğü iddia edilen bir soruşturmayı müvekkilimizden ve bizlerden gizlemenin dosyaya erişimimizin engellenmesinin hukuki bir açıklaması da yoktur. Çünkü aslında dosyada hukuken somutlaştırılmış bir delilde yoktur. Bu açıdan detaya girmeksizin bu hukuksuzluğa son verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Savcılık ifadeleri tamamlanan Kışanak ve Yıldırım, tutuklanma talebiyle 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Aynı Sulh Ceza Hakimliği 12 Ekim Pazartesi günü Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP eski milletvekili Aysel Tuğluk’un tutuklanmasına karar vermişti.

Diğer başlıklar

16/10/2020
20:24 'Orhan’ın tutuksuz yargılanması, devletin kadına bakışının göstergesi’
20:06 Son 24 saatte 73 ölüm, bin 812 hasta
19:10 Van F Tipi'nde açlık grevini yeni grup devraldı
18:48 İstanbul’da sağanak yağmur uyarısı
18:28 Susma hakkını kullanan Musa Orhan tutuksuz yargılanacak
17:38 Savcılık Kadir Şeker'e verilen hapis cezasına itiraz etti
17:16 Antalya'da gözaltına alınan 4 kişi serbest bırakıldı
16:49 'Kobanê soruşturması'nda Kışanak ve Yıldırım’a tutuklama talebi
16:46 Kadıköy Belediyesi işçileri TİS için 23 Ekim’e kadar süre tanıdı
16:43 Yüksekdağ’a ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla ceza talebi
16:01 Musa Orhan'ın avukatından ‘susma hakkı’ paylaşımı
16:01 AKP vergi borçlarını yapılandırma paketi sundu
15:43 Van'da 9 ayda bin 721 hak ihlali yaşandı
15:40 Uzman çavuş Musa Orhan'ın yargılanmasına başlandı
15:34 İşçi sendikaları: Maden işçilerinin yanındayız
15:31 Ankara Kadın Platformu: Musa Orhan tutuklansın
15:23 Diyarbakır'ı ikiye bölecek duvarın yapımına yeniden başlandı
15:14 İpek Er’in annesi: Serbest bırakanlara hakkımız bırakılmasın
15:13 Maraş Cezaevi'nde halk ihlallerine karşı açlık grevi
14:48 Gazetecilerin tutukluluğuna itiraz
14:43 'Devletin gücünü arkasına alarak bizi baskılamayın’
14:37 Cinayet faili polisi yargılayan hakim avukatı dinlemeden duruşmayı bitirdi
14:34 ‘Cenazeler Kilyos kaldırımından çıkarılmalı, ailelerden özür dilenmeli’
13:58 TTB: Kovid-19 meslek hastalığı ilan edilsin
13:56 İran sınırında yaralanan Bağatur’un babası: Hukuk dışı bir hal aldı
13:49 Cenazelerin verilmemesine tepki: Bir mezarı olsun
13:42 Ailelerden İmralı başvurusu
13:29 TSK Eyn Îsa’yı vurdu: Bir çocuk yaşamını yitirdi
13:24 Kılıçdaroğlu: Olası seçim demokratlar ile diktatörler arasında geçecek
12:51 SGDF üyesi iki genç gözaltına alındı
12:49 CİSST 114 farklı cezaevinden gelen şikayetleri raporlaştırdı
12:38 CHP heyeti Ayhan Bilgen’i ziyaret etti
12:05 Koca: İstanbul ve Bursa’da vaka sayısında artış var
11:58 Günay: Aradığı rantı bulamayanlar üzerinden HDP’yi kriminalize edemezsiniz
11:51 Kavala’nın iddianamesini hazırlayan savcıya terfi
11:46 Erzurum’da kadın cinayeti
11:45 Mevsimlik tarım işçileri dönüş yolunda kaza yaptı: 11 yaralı
10:19 TTB: Her alanda söz söylemeye devam edeceğiz
09:55 Tarihi mekanlarda konserler dizisi başlıyor
09:26 Gabar’da yangın
09:16 Dersim'de tek kadın bağlama yapımcısı: Öğretmek için kapım herkese açık
09:13 ‘Koğuş değişikliği’ talebine darp ve sevkle yanıt verildi
09:13 ‘Büyülü perde'nin 50 yıllık işçisi: Devlet sinemayı desteklemeli
09:12 AKP'li yönetim Bingöl Belediyesi'ni 20 milyon zarara soktu
09:12 Halktan salgın yorumu: Devlet halkına 2 ay bakamadı
09:06 TJA kampanyası Marmara'da ikinci aşamada: Cinsiyetçi bakış sorgulandı
09:05 100 bölgeyi özgün isimleriyle haritalandırdı
09:04 KarsBel’den Turan: Çalışmalar rahatsız etti
09:03 Barış: Şengal'in planlayıcıları Ankara ve Hewlêr'dir
09:00 16 EKİM 2020 GÜNDEMİ
15/10/2020
23:17 İran askerlerinin ateşi sonucu bir kişi yaralandı
22:54 Ekinci’den HDP’nin kuruluş yıldönümüne ilişkin mesaj
22:26 Katletme girişimine bir ‘haksız tahrik’ indirimi daha
21:16 İzmir Barosu'ndan Genel Kurul hakkında verilen karara tepki
20:54 AKP’li belediyeden işçilerin ‘hak ve özgürlükler’ eğitimine ret
19:34 Erdoğan YÖK heyetiyle bir araya geldi
19:20 Koronadan 66 kişi daha hayatını kaybetti
19:01 Seyyar satıcının arabasına el koymak isteyen zabıtaya tepki
18:16 Varto’daki yangınları incelemek için köye giden heyet engellendi
18:05 TİS haklarını isteyen işçilerden ‘iş bırakma’ mesajı
18:02 Cudi Dağı'nda 3 noktada orman yangını
18:01 Gözaltına alınan köylülerin ifade işlemlerine başlandı
17:32 HDP’nin Kobanê için verdiği araştırma önergesi reddedildi
17:23 Bütçenin Eylül ayı açığı 30 milyara yaklaştı
17:19 İstanbul’da 3.2 büyüklüğünde deprem
16:43 Merkez Bankası rezervleri eriyor
16:31 TİHV’den Erdoğan’a tepki: Fincancı gerçek bir hak savunucusudur
16:13 Muhalefet partilerinden Türkiye Çevre Ajansı tepkisi
16:06 Gazeteci Temizkan’ın davası karar için ertelendi
16:05 DBP: HDP Türkiye halklarına umut oldu
15:50 Eski Belediye Eşbaşkanı Kök’e 6 yıl ceza
15:49 Öcalan'la görüşme başvurusuna ret
15:31 Doku’yu arama çalışmaları yeniden başladı
15:29 HDP sekizinci yıldönümünü kutluyor: Mücadelemiz sürecek
15:28 Çam ağaçlarının kesilmesine itiraz
15:00 ‘Kovid-19 testi' adı altında farklı cezaevlerine sevk
14:59 TMMOB İKK: Tarımda temel sorun tekelleşme
14:46 Öz savunmaya 15 yıl ceza
14:43 Kaldıraç: Okurumuz iki kez kaçırıldı
14:42 ‘14 tutuklu yaşamını yitirdi, 51’i işkence gördü’
14:28 Meclis toplantısında konuşması engellenen Kuş'a destek
13:12 Meslek örgütleri dayanışma ziyaretinde bulundu
13:06 Baro seçimlerinin ‘yürütmeyi durdurma’ başvurusu reddedildi
12:51 10 Ekim-Der Başkanı Coşgun: Katliamda çıkar sağlayanlar yargılanmalı
12:18 Bafra Cezaevi'nde hasta tutuklular tedavi edilmiyor
12:13 Tutuklara ‘ayakta sayım’ dayatması
12:06 Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü’ne hapis cezası
12:00 Muhabirlerimizin aleyhine ifade veren tanığa ulaşılmıyor
11:56 4 kentte askeri operasyon
11:30 Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklunun ayaklarının kırıldığı iddiası
11:03 Çemişgezek'te çıkan yangında 4 ev kullanamaz hale geldi
11:02 Loç Vadisi’nde HES’e ret
11:00 Urfa’da kaza: 13’ü işçi 15 kişi yaralandı
10:58 Bankaların kredi borçlanmaları 458 milyon dolar arttı
10:53 Ayhan Bilgen'e Özgür Gündem davasında beraat
10:38 İşçilerin TKİ görüşmesinden sonuç çıkmadı
10:27 Zeytinburnu'nda bir kişi polis kurşunuyla öldü
10:07 Tecavüz faili Orhan’ın ilk duruşması yarın görülecek
09:20 'Cezaevine hoş geldin' dayağı yargıya taşındı
09:20 Siyasi partiler: Ülke yönetilemiyor, erken seçim şart
09:19 Doğayı koruyanlar cezalandırılıyor
09:19 Yüz yüze eğitimdeki eksiklikler kaygılandırıyor
09:18 Soda Sanayi işçileri: Grev erteleme hükümetin politikası haline geldi
09:09 Üç kadın gerçekleşen bir hayal!
09:09 ‘Siyasi faaliyetler fezleke konusu oldu’
09:08 Oluç: Demokratik Cumhuriyeti inşa hedefimiz devam edecek
09:06 Kilden kendine yolculuk
09:05 Van’da OHAL yasakları 4’üncü yılında: Hak ihlalleri artıyor
09:04 Kürtçe için kayıtlar başladı
09:02 Van Cezaevi’nde açlık grevi 32’nci gününde
09:00 İstanbullular: Hayat pahalı, geçinemiyoruz
09:00 15 EKİM 2020 GÜNDEMİ
00:00 Lübnan’da yeni hükümet kurma çalışmaları ertelendi
14/10/2020
22:33 Düzce’de bir kadın katledildi
22:17 Hakkari’de gözaltılar: Aralarında engelli ve yaşlılar da var
21:40 HDP’li Dede Hakkari’de çok sayıda gözaltı olduğunu duyurdu
21:00 Fransa vaka artışı nedeniyle OHAL ilan etti
20:34 ‘Ruhsat gaspıyla muhaliflerin savunma hakkı da ellerinden alınıyor’
20:26 Erdoğan ile Putin telefonda görüştü
20:20 Türkiye’de koronadan can kaybı 9 bini aştı
20:13 Koca: İstanbul’da vaka sayısı bir ayda yüzde 50 arttı
19:52 Amedspor sezonun ikinci galibiyetini aldı
19:45 KYK Borçluları Hareketi: Yaşam kısıtlamalarımızın sorumlusu meclistir
19:37 KESK’lilerin eylemi 143'üncü haftasında
19:13 İSİG Meclisi: Kovid-19 meslek hastalığı ve iş kazası sayılmalı
19:08 Yeni Yaşam Gazetesi'nin erişim engeline yapılan itiraza ret
18:53 HDP’li Meclis üyesinin konuşmasına tahammülsüzlük
18:42 'Evde veya kampüste, Kampüs Cadıları seninle'
18:30 HDK İzmir İl Meclisi cezaevlerine mektup ve kart gönderdi
18:01 AYM’nin olağanüstü toplantısından karar çıkmadı
17:54 İnsan hakları savunucularından Osman Kavala açıklaması
17:46 Antalya’da ‘gözaltılar serbest bırakılsın’ çağrısı
17:41 Gazeteci Öztekin’e 5 yıla kadar hapis istemi
17:18 Maden işçileri Meclis’te HDP ve CHP ile görüştü
17:06 Barış annesine ‘ev hapsi’
17:03 Kadri Bağdu mezarı başında anıldı: Failleri iyi tanıyoruz
16:57 HDP'lilerden kuruluş yıldönümü etkinliği
16:16 Kayıp hemşirenin katledildiği ortaya çıktı
16:11 Özsoy: Türkiye'nin tavrı Avrupa'da sabır sınırlarını zorluyor
16:08 ‘Ölüm listesi’ hazırlayan Noyan'a takipsizlik
15:54 Tanrıkulu: Kürtçe hiçbir oyuna izin verilmeyecek mi?
15:41 Barış Anneleri 9 gün sonra adliyeye çıkarıldı
15:34 Bilen: Gazeteciliğin onurunu her koşulda ayakta tutacağız
15:32 İstanbul Valiliği'nden ‘Bêrû’ soruşturması
15:31 Fincancı: Gündemimiz kaybettiğimiz meslektaşlarımız
15:14 Beştaş: ‘Çoklu’ adı altında kendilerine kurum oluşturuyorlar
15:08 Avrupa Konseyi: MA'ya yönelik tutuklama birinci derecede tehdittir
14:57 Can Dündar hakkında 35 yıl hapis istendi
14:56 Kovid-19’dan yaşamını yitiren Dr. Güzel için anma
14:48 Petrol-İş’ten grev ertelemesi tepkisi