Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyünde bulunan Garzan Mezarlığı, 19 Aralık 2017 tarihinde gerçekleştirilen bombardımanın ardından yıkılarak, mezarlıkta bulunan 282 cenaze ailelerinden habersiz çıkarıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürülen cenazelerin daha sonra Kilyos Mezarlığı’nın yanında, su kanalının geçtiği kaldırıma gömüldüğü ortaya çıktı. Şu ana kadar 22 cenaze DNA eşlemelerinin ardından ailelerine teslim edilirken, diğer cenazeler ise başvurulara rağmen hala ailelere teslim edilmedi. 

 

Hem cenazelere hem de ailelere yapılanın bir zulüm olduğunu belirten Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Saime Topçu, bütün inanç gruplarına ailelerle dayanışma çağrısında bulundu.

 

PSİKOLOJİK VE RUHSAL İŞKENCE

 

Mezarlıkları, “Maneviyat, kişinin son olarak sırlandığı ve ebediyete kavuştuğu yer” olarak tanımlayan Topçu, mezarlıkların insanların inancını, kültürünü ve dilini yansıtan yerler olması bakımında tarihi bir değere sahip olduğunu söyledi. Mezarlık ve cenazelere yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu ifade eden Topçu, Garzan Mezarlığı’na yapılan saldırının vicdan sahibi olan herkesin canını acıttığını söyledi. Mezarlıktan çıkarılan cenazelerin Kilyos Mezarlığı’nda kaldırıma gömülmesinin tesadüf olmadığını aktaran Topçu, “Bilinçli bir şekilde yapıldı. Nedeni ise savaş politikalarıdır. Savaş politikalarından kaynaklı da ailelere psikolojik ve ruhsal olarak acı çektirme amacı vardır. Kaldırıma gömmenin mantığı nedir? Savaş hukukunda da böyle bir hukuk yoktur” diye konuştu. 

 

‘İKTİDAR AHLAKINI KALDIRIMA GÖMDÜ’

 

AKP’nin dini istismar ettiğini dile getiren Topçu, “İktidarın siyasal İslam dediği hikâye aslında Garzan’daki bir mezarlığı alıp Kilyos’ta kaldırıma gömme anlayışıdır. İktidar bu anlayışla aslında kendi vicdanını ve ahlakını Kilyos kaldırımlarına gömdü. İslamiyet’in temelinde cenazelere hakaret yoktur” ifadelerini kullandı.

 

‘İNANCA SAYGISIZLIKTIR’

 

Ailelere yaşatılan acının tarifinin olmadığını belirten Topçu, şöyle dedi: “Saklama kutularına konulup kaldırımın altına gömmek onlara yapılmış büyük bir haksızlık, saygısızlıktır. Bizim inançlarımızda ölülere bir saygı vardır. Bizim toplum olarak ölüye saygımız vardır. Bu tamamen bir tacizdir. Devletin Kürtlere veya farklı inançlara mensup insanlara tacizidir. Bu yıldırma politikasıdır. Ailelere ceza vermektir. Bunun hiçbir şekilde kabul edilir bir yanı yoktur. Hiçbir ahlaka, vicdana sığmayan bir durum. Bunları asla kabul etmiyor ve yapanları kınıyoruz.” 

 

CENAZELERİ SAHİPLENME ÇAĞRISI

 

Devlete keyfi ve incitici tavırlarına son verme çağrısında bulunan Topçu, “Bütün halklar ve her kesimdeki inanç grupları olayı sahiplenmelidir. Ciddi olunsun ki bu saldırıların önü kesilsin. Çünkü bir insanın ölüsüne dokunmak o insanın canına dokunmaktır. Acısını tazelemektir. Bu kabul edilir değildir. Dünden bu güne derinleşerek daha da ağır bir boyutuyla, bu savaş politikasının aslında farklı yansıması. Sana dokunuyor, senin sinir uçlarına dokunuyor. Aslında bu toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor. İktidar artık mezarlıklara saldırıya son versin” dedi. 

 

MA / Naci Kaya