Sancar: Hep birlikte Kürt barış hareketi kuralım

img

DİYARBAKIR –  Diyarbakır’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kürt sorununun iktidara rağmen çözülebileceği vurgusunu yaparak, “Hep birlikte güçlü bir Kürt barış hareketi kuralım, bunun bütün Türkiye’de bir barış harekatına dönüşmesini istiyoruz. Hakikat konusunda da olduğu gibi bunu buradan başlatalım” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Diyarbakır’da bulunan sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve kanaat önderleri ile Kayapınar ilçesindeki Rodisson Hotel’de bir araya gelerek toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya HDP Milletvekilleri Meral Danış Beştaş, İmam Taşçıer, Alican Önlü, Remziye Tosun, Feleknas Uca, Pero Dündar, Semra Güzel, Parti Meclis (PM) üyeleri, bölgede bulunan Mardin, Adıyaman, Batman gibi birçok il eşbaşkanları, kentte bulunan onlarca sivil toplum örgütü, demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra birçok barış annesi de destek verdi.

Toplantı barış ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşunun ardından divanın oluşumuyla başladı. 

MÜCADELEDEN GERİ ADIM ATILMAYACAK’

Toplantıda İlk olarak HDP Diyarbakır İl Örgütü adına Örgütlenmeden Sorumlu ve Eş Başkan Yardımcısı Murat Öndeş söz aldı. Diyarbakır’da demokratik siyasetin ve özgür toplumun inşası için var gücüyle çalışmalar yürüttüklerini fakat yaptıkları çalışmaların iktidar tarafından illegalize edildiğini vurgulayan Öndeş, il binalarına yapılan polis baskını sonrası İl ve ilçe eş başkanları olan Zeyyat Ceylan ve Hülya Alökmen Uyanık’ın gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirerek mücadeleden geri adım atmayacaklarının mesajını verdi.

HDP PM üyesi Rabia Takas ise, İl eş başkanlarının polis baskını esnasında yayınladığı mesajı konuklara dinletti. Eş Başkanların mücadele vurgusu salonda alkışlara neden oldu.

‘DEMOKRASİ İÇİN KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMELİ’

HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer de, partilerine dönük olan saldırıların 2015 yılından bu yana artarak devam ettiğini özünde de bu saldırıların Kürt sorununun çözümüne yönelik olduğunu ifade etti. Taşçıer, Türkiye’de demokrasinin gelişimi için ise Kürt sorununun çözümüne işaret ederek, “Kürt sorunu ile demokrasi birbirleriyle bağlantılıdır. Kürt sorunu çözülmeden demokrasi gelişmez, gelmez” dedi.

Daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuştu.  Sancar ilk olarak Diyarbakır’da yaşanan gözaltılara tepki göstererek “Gözaltılara karşı mücadele ve direniş çizgisiyle karşılık vereceğiz” dedi.

‘HDP İLE GELECEĞİ İNŞA EDECEĞİZ’

HDP’yi siyasetin öncü haline getirmek istediklerini, geleceği inşa etmek istediklerini ifade eden Sancar, bu girişimi toplumun her alanında demokrasi güçleriyle yapacaklarını aktardı. Yaptıkları bu tür toplantılarla demokratik kitle örgütleriyle sürekli temas halinde olacaklarının altını çizen Sancar, “Çünkü biliyoruz ki temas çok güçlü ve dönüştürücüdür. İç içe bu tür toplantılar bizlere eksiklerimizi göstermesi açısından önemlidir. Bizimle bir araya gelen kuruluşların belli çekincelerini burada pratikte sınaması açısından önemlidir. O çekincelerin birlikte aşılması açısından önemlidir bu tek taraflı işleyen bir süreç olmaz. Bunların aşılabilmesi için elbette eksiklerimizi görmemiz gerekiyor. Eksiklerimizi sizlerin gözlerinde de, sözlerinde görebilmemiz gerekiyor. Eğer bunları başarabilirsek daha tematik daha dar toplantılar daha kolay yürür daha anlamlı olur daha verimli işler diye düşünüyorum” şeklinde dile getirdi.

KAYYUM BİR SİSTEM HALİNİ ALDI’

Partilerine dönük gözaltı operasyonlarını “Demokratik siyasete saldırı” olarak yorumlayan Sancar, kayyım politikalarının ise bir sistem halini aldığını belirtti. Sancar şöyle devam etti: “Kayyım politikasını en iyi anlayacak topluluk bu topluluktur. Yine de birkaç başlıkla kayyım politikasının neden yıkıcı olduğunu ve ne gibi sonuçlar doğurduğunu kısaca anlatmak isterim. Buna karşı ne yapmak gerektiğini de birlikte konuşmaya devam edeceğiz. Kayyım politikası bir irade gaspı meselesidir. Bu irade de soyut bir irade değildir, bu herhangi bir seçmen iradesi değildir. Bu Kürt halkının iradesidir. Kayyım politikası, Kürt halkının iradesinin gasp edilmesidir” dedi. Kayyım atanan şehirlerin tamamında seçmenin çok büyük çoğunluğu Kürt’tür. Yerlerine kayyım atanan belediye eş başkanları da bu Kürt nüfusun, çok büyük bir kısmının yüzde 70-80’lere varanların oyunu alarak seçilmiştir. Burada kayyım politikasının ilk anlamı Kürt halkının iradesinin tanınmamasıdır. Bunun bir sistem haline getirildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

KÜRTLERE ‘UMUDUNUZU KESİN’ DİYORLAR

2014’ten sonra başlayan süreçte yeni bir yerel yönetimler politikası oluşturmaya, yeni bir yerel demokrasi deneyimi yaratmaya çalışırken 2016’da kayyım uygulamaları başladı. Kayyım uygulamaları orada kalmadı. OHAL çerçevesinde devreye sokuldu ama orada kalmadı. 2019 seçiminden sonra da devam etti. Zaten o seçimler öncesinde yürütülen kampanyada Erdoğan başta olmak üzere iktidar temsilcileri kayyım politikasına devam edeceğini söylediler. Bu tehdide rağmen halkımız sandığa gitti, oyunu kullandı ve yine temsilcilerini seçti. Kendi iradesine sahip çıktı, tehditlere aldırmadı. Kendi iradesini korudu ama bu iktidar o iradeye saygı göstermedi. Yeniden kayyım eliyle bir kez daha gasp yoluna başvurdular. Bununla Kürtlerin seçimden umudunu kesmesini bekliyorlar.

Yani ‘Siz seçseniz de bir anlamı yok, belediye başkanlarını görevden alırız, milletvekilliklerini düşürürüz’ diyorlar. Geçen dönem yaptılar. Bu dönem de Leyla Güven ve Musa Farisoğulları arkadaşlarımızın, CHP’den Enis Berberoğlu’yla vekilliklerini düşürdüler.  Kürtlere demokratik siyasetten umudunuzu kesin diyorlar. HDP tam da bunun karşısında vardır. Bu saldırının cevabı olarak vardır. HDP demokratik siyaseti bütün saldırılara, imkansızlıklara rağmen ayakta tutmak için vardır. Canlı tutmak için vardır, demokratik siyaset zemininde çözüm arayışlarından umut kesilmesini engellemek için vardır.”  

‘SALDIRILARI PÜSKÜRTECEK GÜCÜMÜZ VAR’

HDP’nin eleştiriye açık bir parti olduğunu ve demokratik siyaseti canlı tutan bir parti olduğunu da belirten Sancar, tüm saldırıları püskürtecek güçlerinin olduğunu da vurguladı. Sancar, “O nedenle diyoruz ki kayyım politikası Kürt halkını demokratik siyasetten koparmak için ısrarla sürdürülen bir saldırı ise HDP bu saldırıyı püskürtecek imkanlara sahiptir. Bunu partililerimiz yapacaktır, çalışanlarımız yapacaktır. Ama en çok da dostlarımız yapacaktır. Burada bize oy vermiş olsun olmasın, bütün insanlarımızla birlikte yapmak istiyoruz. Demokratik siyaseti her şart altında canlı tutalım ki demokratik çözüm umudu büyüsün ve o umut kısa sürede gerçekliğe dönüşebilsin. Yani somut sonuç alabilsin” ifadelerinde bulundu.

‘KAYYIM KÜRT KİMLİĞİNE VE DİLİNE SALDIRIYOR’

Kayyum politikasının bir diğer hedefinin de Kürt kimliğine ve diline yönelik olduğunu dile getiren Sancar devamında şunları söyledi: “Kayyım politikalarının ikinci bir hedefi var, o da Kürt kimliğine saldırıdır. İnkar politikalarının devamıdır. Tenkilin bugünkü şartlarda uyarlanmış şeklidir. Kayyım uygulaması siyasi tenkildir. Bunun nereden çıkarıyoruz kayyımlar atandıklarında çok büyük çoğunlukla ilk iş olarak Kürt diline saldırıyorlar. Ya belediye internet sitelerindeki Kürtçe sayfaları kapatıyorlar ya da Kürtçe isimlerin verildiği kurumlarda Kürtçe tabelaları indiriyorlar, o isimlerin yerine Türkçe isimler veriyorlar. Veya çeşitli kültürel faaliyetler yürüten ve bu arada Kürtçe faaliyet yürüten kültür kurumlarını kapatıyorlar. Tiyatroları, anaokullarını, çeşitli sanat alanlarındaki kursları kapatıyorlar. Neden Kürtçe faaliyet yürüttükleri için. Veya bunların hepsini birden yapıyorlar. Bu da çok açık bir inkar politikası tecrübesidir. Pervasızca yürütülüyor bu politika. Neden? İnkar ile ilgili kültürü imha etmeye yönelik saldırı politikasıdır kayyım uygulamasıdır. O nedenle sadece Kürtlerin iradesine yönelik bir saldırı değildir aynı zamanda Kürtlerin dili başta olmak üzere kültürlerine yönelik bir saldırıdır. Bununla bağlantılı olarak da haysiyetlerini hedef alan bir saldırıdır. Bu halk haysiyetine sahip çıkmayı bilmiştir bugüne kadar. Bedel ödemek pahasına haysiyetine sahip çıkmış, kimliğini korumuştur, geliştirmiştir.

MÜCADELE EDECEĞİZ

Elbette bundan sonra da böyle olacaktır kimsenin şüphesi olmasın. Kürtler asla kimliklerinden, iradelerinden ve haysiyetlerinden taviz vermeyecektir. O nedenle bu politika sadece bu ülkenin zamanını bu ülkenin enerjisini yutmaktadır. Başka hiçbir sonuç doğurmayacaktır kayyım politikası. Bu ülkeye daha iyi dönemlere ulaşmak konusunda zaman kaybettirmekte ve tahribatları arttırmaktadır. Bizlerin bu tahribatları gidermek için harcaması gereken çabayı artırmaktadır. Ona da hep birlikte varız. O çabayı harcayacağız kimliğe, kültüre, haysiyete, iradeye yönelik tüm saldırıları def etmek ve onların açtığı yaraları sarmak ve daha güçlü bir şekilde yolumuza devam etmek için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunu buradan bu politikalardan medet umanlara buradan söylüyorum vazgeçin. Sadece daha fazla acıya yol açıyorsunuz. Bu acıların da size faturası kuşkusuz olacaktır. Siyaseten olacaktır, hukuken olacaktır. Bunu da hatırlatalım.

KORKSUNLAR KADINLAR GELİYOR

Kayyım politikalarının hedef aldığı bir alan daha var. Eşit yaşam ideali ve özellikle kadın haklarıyla ilgili kazanımlar. Dikkat edin kayyımlar ilk başta ve eş zamanlı olarak kültür kurumlarını, Kürt dili ve kültürü alanında faaliyet gösteren kurumlara yöneliyorlar, onları kapatıyorlar ama aynı zamanda hemen kadın kurumlarını kapatıyorlar. Belediyelerimiz eş başkanlıkla yönetiliyordu. Eş başkanlık sistemi bizim temel kimlik özelliklerimizden biridir. Bu saldırıyı temel kimliğimize yönelik bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Onun ötesinde bu topraklarda özellikle Kürt şehirlerinde, Kürt toplumunda bu eşit yaşam ideali konusunda alınan güçlü mesafeleri hazmedemiyorlar. Ataerkil, erkek, egemen, otoriter sistemi devam ettirmek onların hedeflerindendir, ideolojileri gereğidir. Bunun önündeki en güçlü engel de kadın mücadelesidir o nedenle kadın kurumlara saldırıyorlar sadece belediyelerin açtığı kurumlara değil kadın mücadelesinin örgütlendiği kurumlara da saldırıyorlar. Çünkü gerçekten kadınlardan korkuyorlar. Çünkü gerçekten kadınların mücadelesinden korkuyorlar. Bunda haklılar. Korksunlar, kadınlar geliyor.

KÜRT HALKI TESLİM ALINMAYA ÇALIŞILIYOR

Kürt toplumunu yozlaştırarak teslim alma hevesleri daha da büyüyecektir. Baskıyla, silahla, zorla, askerle, polisle, yargıyla; ellerindeki bütün baskı ve zor aygıtlarını devreye sokarak Kürt toplumunu, onun iradesini teslim almayı deniyorlar ama başaramıyorlar ama bunlardan daha tehlikeli bir yol işte bu yozlaştırma politikalarıdır. Buna karşı her alanda çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bu sadece bir partinin, bir sivil toplum kuruluşunun meselesi olamaz. Bu her birimizin tek tek herkesin burada yaşayan ve onuruyla yaşamak isteyen herkesin görevidir bununla mücadele etmek herkese burada çok ciddi sorumluluklar düşüyor. Kayyıma karşı mücadele aynı zamanda yozlaştırarak teslim alma politikalarına karşı mücadeledir. Bunun da böyle bilinmesi gerekiyor. Bunun farkında olduğumuzu muktedirler, iktidar sahipleri de bilsinler. Bizim de buna karşı çok güçlü mücadele azmimiz çok güçlü ahlaki manevi kaynaklarımız vardır. Bunu hep birlikte yapmak zorundayız. Hep birlikte da yaptığımız da başarılı olacağımızdan hiç şüphe duymuyorum.

 YEREL YÖNETİMLER VE YEREL DEMOKRASİ

Bizim demokratik yerel yönetimler programımız var. Bugüne kadar bu konuda yeterince başarılı olup olmadığımızı da samimiyetle bütün dostlarla tartışmak isteriz. Daha iyisini kurmak için buna ihtiyacımız var. Kayyım gaspı ve diğer saldırılar bu konuları tartışmamıza engel değil engel olarak görülemez. Dolayısıyla bizim güçlü yerel yönetimler ve yerel demokrasi konusunda belki önümüzdeki dönemde yeniden çalıştaylar, istişare toplantıları yapmamız gerekecek ana hedefimiz budur. Yerel demokrasi dediğimizde aslında sadece belediyelerin kaynakların güçlendirildiği bir sistem değil bütün yurttaşların katılımı ile bir yönetim kast ediyoruz. Yerel demokrasi budur. Bunun mekanizmaları var. Sadece bir kent konseyi uygulaması bile o yarım yamalak yürüyen kent konseyi uygulaması bile ne kadar çok ilham verdi başka uygulamalara. Bunun gibi bunun ötesinde yerel yönetimlerde katılım birlikte karar vermek birlikte yürütme ve kamunun denetiminde yürütme yolları yöntemleri vardır. Bunları oluşturmak gerekiyor. Bizim yerel yönetimlerde yerel demokrasi hedefimizin özeti budur. Yerel demokrasi demişken ülkeye de güçlü demokrasi istiyoruz. Bu sadece güçlendirilmiş parlamenter sistemle sınırlandırılabilecek bir talep değildir. Biz daha fazlasını istiyoruz. Biraz önce söylediğim o özü, o özeti Türkiye için de istiyoruz. Biz daha katılımcı bir yönetim modeli istiyoruz. Elbette bu tek adam yönetimini da değiştirmek istiyoruz. Bu konuda elbette muhalefetle de ortaklarımız İlk etapta böyle bir hedefi olan bütün çevrelerle ortaklarımız. Ama sadece parlamenter sistemi yeniden kurma hedefi ile sınırlı bir ufuk bana göre muhalefet için yeterli değildir, fazla sınırlı bir ufuktur. Bizim geleceğe dönük güçlü demokrasi diye bir hedefimiz olmalıdır.

İNANIRSAK BAŞARIRIZ

Bugüne kadar sorunların çözümünü engelleyen sorunların kangrenleşmesine yol açan zihniyet unsurlarını sorgulayabileceğimiz hedeflere ihtiyacımız vardır. Sadece son 5 yılı değil, sadece son 18 yılı değil, sadece son 40 yılı değil, bence son 100 yılı değerlendirerek, geleceğe ilişkin hedeflerimizi daha geniş tartışmamız, daha geniş tutmamız lazım. O nedenle içinde parlamenter sistemin de yer aldığı, güçlü demokrasiyi biz önümüzdeki dönemin hedefi olarak görüyoruz. Bizim hedef olarak önümüze koyduğumuz şey böyle güçlü bir demokrasinin inşa gücü olarak çalışmaktır. Bunu bütün demokrasi güçler ile bütün demokratlarla birlikte yapmak istiyoruz. O nedenle hep birlikte yapalım diyoruz. O nedenle bu tür toplantıları gerçekleştiriyoruz. Bu ülkede yerel demokrasi ile tamamlanmış güçlü bir demokrasi hedefi hayal değildir, inanırsak başaracağız.

ELÇİ DAVASI: HAKİKAT ORTAYA ÇIKACAK

Türkiye’de adalet yok, hukuksal adalet yok, yargısal adalet yok, toplumsal adalet yok, sosyal adalet yok. Çünkü artık ortada yargı diyebileceğimiz bir kurum da yok. İktidarın politikaları doğrultusunda kararlar veren, artık iktidarın etkisinde olma durumunu gizlemeyi bile gerekli görmeyen bir yargı gerçekliği ile karşı karşıyayız. Tahir Elçi’nin katledilmesiyle ilgili dava 5 yıl sonra başladı. 5 yıl sonra. Sevgili Cihan ile de konuştum, biraz izlemiştim, söyleyecek tek şey bu yargı değil adalet değildir. Peki, Tahir Elçi cinayetinde bile hakikatin ortaya çıkmasını engellemeye yönelik bu uygulama neden neyi saklıyorsunuz. Eğer yargı organı bu kadar laubali davranırsa gerçeği ortaya çıkarmak konusunda bu kadar açık bir şekilde ortaya koyarsa o zaman bu soru cevabını kendiliğinden bulur. Hangi hakikati gizliyorsunuz, hangi hakikatin ortaya çıkmasından korkuyorsunuz. Biz biliyoruz o hakikat bu yargılamada da ortaya çıkmasa, mutlaka ortaya çıkacak. Tahir Elçi’nin katledilmesini de ilgili hakikat de katiller de ortaya çıkacaktır. Bunun için de hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Bu ne sadece baronun ne sadece avukatların ne sadece insan hakları kuruluşlarının görevidir.”

‘KOBANE YALANI DA ELLERİNDE PATLAYACAK’

Partilerine yönelik “Kobane soruşturmaları”na değinen Sancar, şöyle devam etti:  “Eskiden ele güne karşı bir gerekçe uyduruyorlardı şimdi buna da ihtiyaç duymuyorlar. ‘Ben istedim böyle olacak’ diyor. Biz de diyoruz ki, hayır, sen istedin diye böyle olacak diye bir şey yok. Göreceksiniz. Bu yalan da elinizde patladı. Tam da Kobani dolayısıyla yaydıkları yalan ellerinde patlayınca bir başka suskunluğa gömüldüler. Mecliste her hafta önerge veriyoruz araştırma önergesi Kobani protesto nedeniyle neden yaşandı. Araştırma komisyonu yapılsın diyoruz, her seferinde reddediliyor. Benim sizlere hakikaten bunu uzun uzun anlatmama gerek yok. Günlerdir ayrıntılı açıklamalar yapıyoruz. Bizler, eşbaşkanlar, grup yönetimimiz, sevgili Selahattin Demirtaş; ayrıntılarıyla anlatıyoruz, bu konuda sorumluluk hem siyasi hem hukuki açıdan iktidara aittir. Kobani düştü düşecek sözlerinin yarattığı sarsıntıyı istedikleri kadar gizlemeye çalışsınlar başaramayacaklar. Kobani’de IŞİD’e vurulan darbede burada bu ülkede kimlerin rahatsız olduğunu unutmadık, o zaman iktidarın açık kalemşörlerinin çok pervasız paylaşımları vardı hatırlayın Kobani’de ben IŞİD’çiyim diyenlerden, bir an önce IŞİD’e zafer dileyenlere kadar açık tavır koymuşlardı. Sonra bunların üzerine Kobani düştü düşüyor sözü geldi. Sonra Varto’da güvenlik kuvvetleri göstericilere ateş açtı, ilk ölüm gerçekleşti ve daha sonra pek çok yerde provokasyonlar gerçekleşti.

HAKİKAT KOMİSYONU KURALIM

51 insan hayatını kaybetti vahşice katledildiler. Bunların büyük çoğunluğu HDP’liydi. O dönem ne yaşandıysa, kim ne yaptıysa, kim neyden sorumlusu ise bunu açığa çıkarmak için her türlü çalışmaya varız. Meclis’te komisyon kurulsun, gerekli katkıyı sağlarız. Olmuyorsa gelin bizler STK’larla birlikte güveneceğimiz insanları yer alacağı bağımsız komisyon kuralım. Bunu muhalefet partilerine de söyledim, cevap gelmiyor, Ses gelmiyor, bari Diyarbakır’dayken bunu daha da somutlaştırayım, burada tarafsızlığına güvendiğimiz birikimine inandığımız kişilerden bunlar Ruspiler, kanaat önderleri olabilir, din alimleri olabilir, başka alanlarda çalışmalarıyla temayüz etmiş şahsiyetler olabilirler. Bizler böyle bir çalışma yapalım. Bizler Kürt bölgesinde Amed merkezli bir ‘Hakikat Komisyonu’ kuralım. Bunun üzerinden düşünelim, bunu yapabilir miyiz? Nasıl yaparız yaparsak ne olur burada bulunan bütün dostlarımızın ciddiyetle kaydetmesini rica ediyorum, bundan sonra başka toplantılarımızda özel bir konu yapar, üzerinde birlikte çalışmaya devam ederiz. Mesela adalet konusu ile ilgili biraz önce yaptığım öneriyle ilgili buradaki hukuk kurumlarıyla eş başkanların katılımı ile olabilir gerçekleştirelim” şeklinde ifadelerde bulundu.

YOKSULLUK HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Ekonomide yaşanan derin krizin yürütülen savaştan kaynaklandığını bunun da toplumda ciddi anlamda yoksulluk yarattığında dikkat çeken Sancar, “ Ekonomi en önemli başlıklardan biridir. Bugün biraz daha zaman ayırmayı düşünmüştüm. Bir defa bize göre bu ülkede yoksullaşmanın soygun ve sömürünün temelinde 3 tane faktör var. Bu ülkenin kaynaklarının savaşa yandaşa ve saraya tahsis edilmesidir kaynaklar savaşa tahsis edildiği için içeride ve dışarıda iktidarın silahlanmaya sürekli kaynak almasıyla ülkede yoksulluk sürekli dramatik olarak artıyor. Bunu ben söylemiyorum. Evet, pahalılık var, enflasyon artıyor, TL değeri düşüyor dendiğinde Cumhurbaşkanı ‘siz bir merminin fiyatının ne kadar olduğunu biliyor musunuz’ diyerek zaten kendisi itiraf etmiştir. Evet, her bir mermi savaşa ayrılan her bir mermi vatandaşın cebinden gider. Sofrasından gider” dedi.

‘KÜRT SİVİL BARIŞ HAREKETİNİ OLUŞTURALIM’

Kürt sorunun kendileri için “Varoluş sebebimizdir” diyen Sancar, kapsamlı bir barış politikasına ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek “Şimdi Diyarbakır’da ve tüm Kürdistan’da herkesin bunu gündemine almasını özel olarak rica ediyorum. Kürt sorununun demokratik çözümüne giden yolda barışı nasıl sağlayabiliriz. Barış politikalarını yeniden ve yeniden nasıl güçlendirebiliriz. Bunları hep birlikte tartışalım, çünkü barış ancak bir toplumun büyük bir çoğunluğunun rızası ve desteği varsa gerçekleşir, isteği ve talebi varsa iktidarlara rağmen barış gelir. Dolayısıyla bizim barışı iktidarlardan beklememiz gerekmiyor. Tam tersine kendimiz tabandan barış talebini güçlendirelim, bu konuda çalışmalarımızı yaygınlaştıralım, hep birlikte güçlü bir barış hareketi, bir Kürt barış hareketi kuralım, bunun bütün Türkiye’de bir barış harekatına dönüşmesini istiyoruz ama hakikat konusunda da olduğu gibi bunu buradan başlatalım. Kürt barış hareketi. Kürt kemerini, Kürt topraklarından, Kürt sivil toplumundan, buradaki bütün herkesten katlı alacak bir barış hareketini hep birlikte oluşturalım.

Kürt sorununun demokratik çözüme giden yolda, öyle bir hareket barış mücadelesinde kararlılığı da sürekli dile getirmeyi de getirir. Bu da aynı zamanda halkın ekmeğini savunur. Barış ekmek ve özgürlük bunlar birbirinden koparılamaz. Bizim hedefimiz bütün Türkiye’de büyük bir barış hareketi kurmaktır. Eğer şimdi ülke genelinde büyük bir barış hareketi kurmak mümkün değilse buradan başlayalım. Türkiye'de bunu yaygınlaştırabilirsek Ortadoğu’da bunu yaygınlaştırabiliriz. Yani Ortadoğu bölgesel barış harekatı Diyarbakır’dan başlayabilir. Bunun üzerine de ciddiyetle düşünmesini bir kez daha rica ediyorum. Barış emek özgürlük hepimizin ihtiyacıdır” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Sancar’ın konuşmasından sonra kısa bir ara verildi. Toplantı basına kapalı olarak sürdü.

Diğer başlıklar

23/10/2020
19:15 Sancar: Hep birlikte Kürt barış hareketi kuralım
19:04 Enis Berberoğlu kararına itiraz reddedildi
18:58 Havai fişek fabrikası patlamasında 7 kişiye 22 yıla kadar ceza istemi
18:44 TJA’dan kampanya kapsamında bildiri dağıtımı
18:39 İl binası önünde bekleyen aileleri dinleyen Beştaş’a polis engeli
17:58 Eğitim Sen’in çağrısıyla ‘Eğitim İzleme Kurulları’ oluşturuldu
17:36 Siirt'te 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı
17:32 Maraş’ta gözaltına alınan 16 kişi serbest
17:19 MEB’den yüz yüze eğitim açıklaması
17:11 TJA, pamuk tarlasında çalışan kadınlarla bir araya geldi
16:56 Bloomberg davasında dosya bilirkişiye gönderildi
16:54 Camiye Erdoğan’ın adı verildi
16:43 Gülistan Doku’nun ablası ifadeye çağrıldı
16:31 Êzidî kadınların temasları sürüyor
15:52 Tutuklu epilepsi hastasının kendisine zarar verme riski var
15:44 Direnen maden işçileri: İnsanca yaşam istiyoruz
15:26 Erdoğan'dan Libya ateşkesi yorumu: Olabilecek gibi değil
15:19 İşkence eden erkeğe 75 yıl ceza istendi
15:11 İHD Marmara Bölgesi Cezaevleri raporunu açıkladı
14:35 Büyükçekmece'de düşen uçağın pilotu öldü
14:34 Emek ve Demokrasi Güçleri: Hukuksuz ve keyfi işçi kıyımına son verin
14:26 Van'ı vuran depremin üzerinden 9 yıl geçti: Yara sarma politikası iflas etti
14:15 TMMOB: Bakanın projesi tarihi surlara zarar verecek
14:05 Bakan Diyarbakır'daki duvarı savundu
14:03 Libya’da ateşkes anlaşması: Paralı askerlere yol göründü
13:50 DİB’ten helikopter raporu: Hala idari bir soruşturma yok
13:50 Salgın nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanları anıldı
12:56 HDP, AP Kadın Eşitlik Komisyonu Başkanı’yla görüştü
12:43 Verdikleri mücadele ile HES şantiyesi yıkıldı
12:32 Ermenek maden işçileri: Haklarımızı alana kadar direneceğiz
12:25 Ebadi’den Şengal Anlaşması tepkisi
12:24 Maraş’ta gözaltına alınan 21 kişinin ifadesi alınmaya başlandı
12:24 Muş’ta 5 gözaltı
11:51 Silopi’de yangın
11:49 Munzur Gözelerine beton ve mermer döşendi
11:48 CHP’li kadın vekillerden Adalet Bakanı’na nafaka önergesi
11:36 Günay’dan iktidara: Yönetemediğinizi kabullenip seçim kararı alın
11:24 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:11 Tüm Köy Sen: İktidar üreticiyi değil şirketleri destekliyor
10:50 Ermenekli maden işçileri ilk kazanımlarına kavuştu
10:47 Özerk Yönetim: ABD ve Rusya sorumluluklarını yerine getirmeli
10:40 Hücreye konulan tutuklu yangın çıkardı
10:26 HDP eski PM üyesine 10 ay hapis
10:16 Trump ve Biden son kozlarını oynadı
09:47 HTŞ toplantısı vuruldu: 15 ölü
09:40 Adalet Bakanlığı'nın hedefi: 39 yeni cezaevi
09:33 Esenler'de bir kadın katledilmek istendi
09:13 Mardin’de ‘gizli tanık’ bilmecesi: Gerçekte hiç yoklar
09:13 ‘İşçiler birlikte mücadeleyle grev hakkını yeniden kazanmalı’
09:11 Gençlerden bütçe çağrısı: KYK borçları silinsin
09:11 AKP hükümetinin ‘itibar’ gideri: 300 milyon TL
09:10 NCL hastası çocuğun ilacını SGK karşılayacak
09:04 Yıkım kararı alınan çarşı esnafı yer tahsis edilmesini bekliyor
09:04 Hasta tutuklu Yaman tek başına su bile içemiyor
09:03 ‘Rüşvet alan da veren de ortadadır’
09:03 ‘Ekonomi 2023’e kadar dayanmaz, erken seçime gidilmeli’
09:02 Diyarbakır İl Eşbaşkanı Ceylan: HDP’ye saldırıları iktidar organize ediyor
09:02 Kaygısız: Statü verilmeyen göçmenler sermayedarlar için 'nimet' oluyor
09:01 Hücreye atılan tutukluya ilacı verilmiyor
09:01 DEDAŞ 20 yıl önceye ait borç çıkarıp 13 köyün elektriğini kesti
09:01 Erbaş: Hukuksuzluğun kaynağı Kürt sorununa olan yaklaşımdır
09:00 23 EKİM 2020 GÜNDEMİ
22/10/2020
22:16 Floyd’u öldüren polisin 3.dereceden cinayet suçlaması düşürüldü
21:51 İstanbul’da salgına karşı tedbir alma kararı
21:01 HDP’li Temel: İktidar kirli yüzünü bir kez daha gösterdi
20:56 Nusaybin’de gözaltına alınan kadınların çoğu hasta ve yaşlı
20:12 ‘İktidar provokasyon girişimine zemin hazırlıyor’
20:01 Ayten Adıgüzel’i katleden erkeğe ceza istemi
19:31 Türkiye’de 71 kişi daha hayatını kaybetti
19:28 Buldan: Barış Türkiye toplumunun ittifakıyla gelecek
19:20 Polisten ‘açım’ deyip intihara kalkışan yurttaşa: Şovunu yaptı
19:16 İş başvurusunda AKP'ye üyelik istendiği iddiası
19:09 Maden işçilerine destek eyleminde gözaltı
19:04 HDP Diyarbakır il ve ilçe eşbaşkanları gözaltına alındı
18:48 Diyarbakır'dan seslenen kadınlar: Sabrımız taştı
18:34 Erdoğan Ruhani ile telefonda görüştü
17:39 Kadriye Ecim’in faili kızını da istismar etmiş
17:25 Antep'te başından vurulan Suriyeli genç öldü
17:24 'Devlet riskli gördüğü şirkete el koyabilir'
17:13 Avukatların İmralı için görüşme başvurusu reddedildi
17:09 HDP Diyarbakır il Eşbaşkanları: Ne yaparlarsa başaramayacaklar
17:05 Jinnews’e erişim engeli
17:00 Katledilen Melek Aslan toprağa verildi
16:55 Yıldız’ı katleden faile ‘ağırlaştırılmış müebbet’
16:33 Silvan Belediyesi eski Eşbaşkan vekili Tekiner’e 9 yıl ceza
16:31 Sosyal Hizmet Müdürlüğü’nde 55 kişi koronaya yakalandı
16:01 İnce davasında karar çıkmadı: Sanık asker hakkında zorla getirme kararı
15:57 Diyarbakır’da HDP il ve ilçe eşbaşkanları hakkında gözaltı kararı
15:53 Eğitim Sen ‘Eğitim İzleme Kurulları’ oluşturuyor
15:51 Beytüşşebap'ta askeri üs bölgesinden açılan ateş yangın çıkarttı
15:50 TTB: 461 bin kişi ev izolasyonunda
15:39 Medeni Yıldırım davasında sanık duruşmalara katılmayacak
15:32 4 HPG'liye ait cenazeler ATK'ye getirildi
15:26 Êzidî kadınlar: Şengal dışında irade tanımıyoruz
15:25 TUHAY-DER: Van F Tipi'nde sorunlar çözülsün
15:01 Pandemi Döneminde Kadın Raporu: Yoksulluk ve şiddet arttı
14:54 Maden işçilerinin yürüyüşüne engel
14:54 AYM, Hacı Zengin'in ölümünün yeniden soruşturulmasını istedi
14:50 Melek’i öldüren Mustafa Aslan tutuklandı
14:50 JES davası pandemi nedeniyle ertelendi
14:33 ECPMF: Van’da tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılsın
14:33 Merkez Bankası faiz kararı sonrası dolar uçtu
14:32 Dozgin Temo için ağırlaştırılmış müebbet istendi
14:28 Eren Keskin: Devlet gibi düşünmek zorunda değiliz
14:20 CHP, Van’ın ‘bitmeyen’ sorunlarına eğilecek
14:15 MEBYA-DER Hatice Gündüz’ün mezarını sordu
14:05 Açlık grevine destek veren siyasetçilerin duruşması görüldü
13:56 Mahkemenin 30 yıl ceza verdiği erkeğe istinaftan beraat
13:35 Diyarbakır’da su zammına tepki: Kayyım zulmü
13:25 Sağlık emekçileri: Ek ödemeler adil dağıtılsın
13:08 Brunson haberi nedeniyle yargılanan gazeteciler beraat etti
13:07 Cumhuriyet çalışanları hâkim karşısına çıktı
13:01 Uğur: Tutuklanan gazeteciliktir
12:58 Önlü: Gülistan Doku davasıyla ne gizlenmektedir?
12:51 Yılın ilk 9 ayında 29 gazeteci tutuklandı
12:41 Karantinadaki tutuklu darp edildi
12:37 DAD Pendik'teki ırkçı yazılamayı kınadı
12:34 Diyarbakır’da HDP’nin il ve ilçe binalarına baskın
12:29 İpekyüz: Bütçe tercihi saray, savaş ve sermayeden yana
12:25 Gazeteci Temizkan'a 1yıl 3 ay hapis cezası
12:22 Tehdit edilen gazeteci Demir suç duyurusunda bulundu
11:58 CHP bütçe görüşmeleri için canlı yayın istedi
11:46 İstanbul'da eğitim uçağı düştü
11:27 Özgür Gündem baskınında el konulan dijital materyaller kayıp!
11:27 Soma ve Ermenek maden işçileri: Çocuklarımızla helalleşerek yola çıktık
11:26 Elçi duruşmasına katılan baro başkanları: Sanıklar avukatlardan kaçırıldı
11:26 İçişleri Bakanlığı’nın 2021 bütçesi yeni ölümlerin habercisi
11:09 Avukatlardan İmralı için görüşme başvurusu
10:34 Cegerxwîn’in ölümünün üzerinden 36 yıl geçti
10:16 Tahir Elçi duruşmasının gazetecilik eşiği
09:49 HDP: Mülteci ölümlerinin faili devlet politikalarıdır
09:08 TJA’nın atölyelerine katılan erkekler: Arı kovanına çomak sokuldu
09:08 Tanıtma giderlerinde 6 milyon artış
09:06 'Zainal ve ailesi soruşturulsaydı Gülistan bulunacaktı’
09:06 Eli boş dönen besiciler dertli
09:06 'CPT tecrit konusunda iki yüzlü davranıyor'
09:05 ‘Van’da olası bir depremde büyük bir facia yaşanır’
09:03 Eğitimdeki tedbirsizlikler çocukları nasıl etkiliyor?
09:02 Piroğlu: Dörtlü fotoğraf sırtını Saray'a dayıyor
09:02 Ilısu Barajı’nda rüşvetin görüntülerine ulaşıldı
09:02 Diyanet’in bütçesi 7 bakanlık ve 13 başkanlıktan fazla
09:01 TİS görüşmeleri tıkandı: İşçiler greve çıkacak
09:01 İşçi, işsiz, KHK'li: Tencere ancak HDP'yle kaynayabilir
09:00 22 EKİM 2020 GÜNDEMİ
08:43 Kürkçüler Cezaevi'nde yangın çıktı
08:25 HDP İlçe binasına bayrak asıldı
21/10/2020
23:03 Maden işçileri direnişlerine Kırkağaç’ta devam edecek
22:02 AB ülkeleri Kovid-19 toplantısında bir araya gelecek
20:21 ‘Soma ve Ermenek işçileri, işçi sınıfına kılavuz oldu’
20:14 Nusaybin’de 6 kadın gözaltına alındı