Sustam: Türkiye'de herkes her an ‘terörist’ olabilir

img
DİYARBAKIR - Türkiye’de “terörizm” kavramının bir yönetim biçimi haline geldiğini belirten akademisyen Engin Sustam, kavramının çok elastik olduğunu, bu nedenle herkesin her an “terörist” olabileceğini söyledi. 
 
Dünyada “terör” suçlamasıyla en fazla kişinin hüküm giydiği ülke Türkiye. Adalet Bakanlığı'nın Haziran 2018 verilerine göre, 48 bin 924 kişi “terör” suçlamasıyla tutuklu bulunuyor. Özellikle 2006’da Terörle Mücadele Yasası’nda (TMK) yapılan değişikliklerin ardından, “terör suçları” kategorisinden hükümlü olanların sayısı günden güne sistematik bir şekilde arttı. Türkiye’de "terör" kavramı, günlük yaşamda sıkça kullanılan bir kavram olurken, son dönemde bu kavram topyekûn muhalifler üzerinden kullanılan, neredeyse farklı bir görüş ortaya atan herkesin “terörist” suçlamasıyla karşı karşıya kaldığı bir toplumsal zeminin inşasında rol oynuyor. Türkiye’de ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi gereken tüm görüşler, “terör” kavramının şekillendirdiği suç kategorileri altında değerlendiriyor. Genişletilen “terör” ve “terör örgütü” kavramı, makbul olmayan siyasal muhalefetin susturulması, bastırılması, yıldırılması işlevini de yerine getiriyor.
 
Akademisyen ve Yazar Engin Sustam, “terör” kavramının dünyada ve Türkiye’de kullanımı, işlevi ve görünümüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
'TERÖRİZM' TANIMI 
 
"Terör" kavramının toplumsal damgalanmışlıktan kaynaklı bir tedirginliği ifade ettiğini belirten Sustam, bu nedenle terimin kullanışına dair eleştirel bir yaklaşıma sahip olduğunu kaydetti. "Terör" kavramı yerine “zor şiddet rejimi ya da şiddet” gibi alternatif kavramları kullanmayı tercih ettiğini dile getiren Sustam, devletlerin hukuk dilinde bu terimin başka bir literatürü tarif ettiğini vurguladı. “Terörizmin” tanımlanmasının son derece siyasi nitelikte olduğunu kaydeden Sustam, şu anda “terörizm” terimin uluslararası ortamda ve devletlerarası ilişkide, siyasi, hukuki ve diplomatik ilişkilerin geleceğinde önemli bir unsur olarak konumlandığına dikkat çekti. "O halde ‘terörist’ bir eylem, devletlerin, kurumların ya da ideolojilerin dilinde nasıl tanımlanıyor? Bir yerde ‘özgürlük savaşçıları, gerilla, militan’ olarak görünenler diğer yandan ‘bölücü veya terörist’ olarak nasıl ele alınıyor?" diye soran Sustam, bu noktada birçok kavramın içeriğinin inanılmaz derecede boşaltıldığını ve yeniden kurulduğunu anlattı.
 
KAVRAM MUĞLAK
 
Kavramın sistem karşıtı dinamikleri damgalaması açısından birçok tartışmaya yol açtığına vurgu yapan Sustam, özellikle gazetecilerin yanlı okuması üzerinden ele alındığında kavramın tamamen spot işlerlik kazandığını belirtti. Türkiye’de barış isteyen akademisyenlerin “terör” destekçisi ya da “terörist” ilan edildiğini anımsatan Sustam, bu nedenle bu kavramın nerede durduğu ve kimleri tarif ettiğinin çok muğlak olduğunu kaydetti.
 
'İÇ GÜVENLİK SİMİDİ' 
 
Terör kavramının aşırı şiddet uygulayan devletlerin maskesi haline geldiğini ifade eden Sustam, kavramın başka bir anlam, bir güç dengesi ilişkisine dahil olduğuna işaret etti. Özellikle 1970 sonrası dönemde neoliberal hükümetlerin yönetime geçişiyle, kavramın sirküle olduğunu ve ülkelerin karşı karşıya kaldığı çoklu krizlerde, durumu kurtarmayı amaçlayan bir olağanüstü hal halini karakterize etmeye başladığını ifade etti. Sustam, kavramın bir iç güvenlik simidi gibi her yerde kullanılmaya başlandığına dikkati çekti.
 
‘DEVLETLERİN SIĞINMA ALANI' 
 
Sustam, "Her türden isyancılar, ayaklananlar, itiraz edenler, aşırı şiddeti kendine görev edinmiş despotik özneyle karıştırılarak ya da hükümetleri beğenmeyenler veya devrimciler, bu kavramla damgalanarak, sadece klişe bir kümeleştirmeye tabi olmuyorlardı. Bu damgalama pratiği, bir şekilde yıkıcı eylemlerinden sorumluluk almak istemeyen (kolonyalizm, askeri veya polis şiddeti vs.) merkezi siyasetin veya baskıcı devletlerin sembolik sığınma alanı haline geliyordu" saptamasında bulundu.
 
KÜRTLER BU KAVRAMA MARUZ KALARAK DOĞDU
 
Kürtlerin bu kavrama maruz kalarak doğduğunu ifade eden Sustam, "Örneğin bir hatıradır, Can Dündar’ın da davetli olduğu, İbrahim Tatlıses’in davet edildiği Siyaset Meydanı programına genç sosyolog olarak bizim üniversite üzerinden davet edilmiştik. Sanırım 1998 olabilir. O programda entelektüellik tartışılmaktaydı ama ben İbrahim Tatlıses’in Kürtlüğü üzerinden bir soru sormak istedim, orada Kürtlerden bahsederken, arka sırada birinin ‘susturun şu teröristi’ lafını birebir duyumsayan biri olarak diyorum ki; sanırım herkesin her an terörist olabileceği bir dünyada yaşıyoruz. Biliyorsunuz Ahmet Kaya da havada uçuşan boş kavramların saldırganlığı altında linç edildi. Türkiye konusunda bilindik şeyleri söyleyeceğim sanırım, keza eleştirel düşünce artık ne üniversite alanında ne de başka bir alanda pek yüksek sesle devletin baskısından kaynaklı söylenemiyor" ifadelerinde bulundu. 
 
'HERKES HER AN, TERÖRİST OLABİLİR'
 
Türkiye’de siyasi terimlerin, özellikle akademik alanda eleştirel bir yaklaşımla değil, milliyetçi ve sistem içi bir refleksle okunduğunu belirten Sustam, buradan kavramın hem araçsal hem de amaçsal olarak politik bir tavrı ele verdiğini dile getirdi. Devlet’in “terörist” ilan ettiği örgütle, halkla masaya oturabileceğini ya da başka şiddet gruplarıyla -uluslararası tanımda “terörist” olarak nitelenen gruplarla- ilişkilenebileceğine dikkat çeken Sustam, “İktidardaki aşırı milliyetçiler ‘düşman’ tanımının dışında bu terimle, siyasete yeni bir anlam verdiler. ‘Terörizm’ kavramıyla egemenlik, iktidar, otorite ve bir yeri ilhak etme hakkı, bir tahayyül siyasetine dâhil edildi. Türkiye’de bu tanımın hiç bir karşılığı yok sanırım, keza herkes her an bir şekilde ‘düşman’ terimi içinden ‘terörist’ okunuyor zaten. Böylesi bir kriter, hem geçmişle hesaplaşmayı engelliyor hem de devletlin yaptığı davranışı kapatan bir sorumsuzluğa işaret ediyor. Kendi yargı değerlerini belirleyen her devlet, bir şekilde şiddetin sınırlarının ötesinde kendi ‘teröristini’ icat ediyor. Bundan dolayı muhalif olan insanlar, milletvekilleri, sanatçılar, gazeteciler, öğrenciler, kadınlar, özellikle Kürtler, bu süreçte cezaevine dahil ediliyor ve bir şekilde hakları ihlal ediliyor" diye belirtti.
 
DİYARBAKIR CEZAEVİ 
 
Türkiye'de Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Ahmet Altan ve yetmiş bine yakın öğrencinin cezaevinde olduğunu hatırlatan Sustam, "Bu insanlar neyin eylemini, propagandasını yaptılar ki boş yere tutuklu ya da rehin tutuluyorlar. Tam da bu tanımın yargıda hükümetin istediği biçimde güvenlik konseyi etrafında kullanılmasına ve Türkiye gibi otoriter rejimlerde bunun çok elastik bir tarifinin olduğuna işaret ediyor. ‘Terörizm’ kavramının bu yorumu, önemli muhalif özneleri ve aktörleri göz ardı ediyor. Diyarbakır Cezaevi pratiğini yasayanların anlattıklarını nereye koymak gerekiyor, nasıl okumak gerekiyor, bu bir devlet ‘terörü mü?’  Birilerinin ‘terörist’ olarak kabul gördüğünü, diğeri direnişçi olarak görebiliyor. Burada asıl mesele sanırım şiddet ve dehşet biçimlerinin küresel anlamda demokratik yaşama ve ‘sivil’ iradeye verdiği zarar" değerlendirmesinde bulundu.
 
TOPLUMSAL YASA VE ÖNYARGI 
 
Türkiye'de 1990'ların kültürel kodlarında, “terörizme” karşı geliştirilen “kutsal vatan savaşıyla” bütünleşerek dizilerde ve filmlerde Kürt gerillasının “kandırılmış, cahil, bölücü” gösterildiğini ve yeni bir Kürt algısının yaratıldığını ifade eden Sustam, "Popüler kültürün kalıplaşan bu yargıları kullanması sadece tüketim ilişkilerinden kaynaklı arzları tüketiciye sunmakla ilgili değildi; aynı zamanda devlet Kürtlere -yani ‘vatan hainleri ve bölücülere’- dair alt ya da elit orta sınıfın ön yargılarını destekleyen siyasal bir çerçeve oluşturmak istemekteydi. Nefret sembolü olarak kullanılan ‘terörist’ tanımını, sokakta herhangi sıradan bir insana sorsanız, tahmini size dizilerde oynayan oyuncular üzerinden ‘vahşi, cahil, kandırılmış’ sömürge bir Kürt imgesi sunacaktır. Bir diğer ideolojik gösterge ise Türk modernleşmesiyle çatışmalı nesneleştirmelerin, dizilerde, gündelik hayatta işlenmesiydi. Örneğin poşu takma, şalvar giyme gibi giyinme tarzları bir ‘terörizm’ simgesi olarak işlendiği için, örneğin böyle giyinerek İstanbul’da gezen birinin kolay bir şekilde nefret objesi haline gelmesi kaçınılmazdır. Böylesi bir toplumsal patoloji var. Bu nedenle 'İktidar, hükümet, yargı da bu toplumsal patolojiyi üreten, içinde yer alan aygıtlar topluluğudur' dersek yanılmayız. Bakın bütün bu veriler, kodlar vs. hepsi bir şekilde bir toplumsal yasa ve önyargı kuruyor ve bu şey azımsanmayacak derecede toplumun dilinde ve yargının bakışında önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bugün artık sosyal medya, diziler, dezenformasyon teknikleri ve reklamlar üzerinden ilerleyen dijital despotizm çağında, ‘terörizm’ sadece devletin baskılama arzularını yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda sunulmuş olan bilgi, statü, istek, imaj ve imgeleri, 'öteki' hakkında ürettiği fikri, iktidarın isteği doğrultusunda yeniden üretir" dedi.
 
'ÖTEKİNİN YENİDEN İNŞASI'
 
"Terörizm" kavramını, gücü elinde bulunduranlar ve sınırları olan devletlerin ürettiğini belirten Sustam, "Yaşamımıza müdahale eden devlete ‘devlet terörü’ dediğimizde, devletin yasası bizi cezalandırırken, neden ona karşı muhalefet yapanlar bir şekilde ‘yardım yataklık’ gibi absürt davalarla tutsak ediliyor?” diye sordu. Sustam, bu durumun, içinde olduğumuz merkezi devlet gerçekliğinin toplum üzerindeki bütünleştirici şiddetinden kaynaklı cevapsız kaldığına işaret etti.
 
Sınırları çizilmiş bütün ulus-devletlerin bir şekilde “terörizm” tanımına ihtiyaç duyduğunu belirten Sustam, “Sürekli düşman yaratma arzusu, bir yönetim biçimi olarak var oluyor. Yani modernite şemasının içine yerleştirilen ‘terör’ terimi örtük bir şiddeti, dehşeti vs. tanımlamaya çalışırken, devletler tarafından ‘sözde düşman’ karakterinin de etkisiyle ihtiyaç duyulan bir manaya oturtuluyor. Dolayısıyla ‘terörist’ bize uzak olan anti-modern şiddet eğilimli karakter olarak işlenirken, suçluya ihtiyaç duyan yargı, polis, devlet ve toplumlar, 'teröristi' dehşet saçmakta olan yasanın sınırlarını aştığı için cezalandırmak istiyor. Bu şey sanırım kör ve sessiz bir normatiftik taşıyan devlet gelenekleri açısından aynı zamanda istenilmeyenin, ‘ötekinin' bir şekilde yeniden inşa edilmesidir. Devletlerin her hâlükârda düşmana ihtiyacı var, kavramın şiddet etrafında kullanılma niteliği dışında sembolizasyonuna da dikkat etmek gerek. Ki devletler en çok kendi hasmını sembolleştirmeye ihtiyaç duyar" dedi.
 
MA / Cahit Özbek

Diğer başlıklar

17/11/2020
12:40 Darp edilenlere 'mukavemet' davası
12:25 Gazeteci Uğur Güç beraat etti
11:59 Elvan'dan büyüme tahmini
11:55 ‘PTT şubelerinde Kovid-19 önlemleri alınmıyor’
11:48 Bahçeli Kuzey Kıbrıs eski Cumhurbaşkanı Akıncı’yı hedef aldı
11:36 İBB’den Kovid-19 tedbirleri
11:24 Avukatlardan İmralı başvurusu
11:21 Kemal Kurkut davasında 12’nci duruşma başladı
09:52 Saçılık: Devletin bana bir kol borcu varken birikimimi gasp etti
09:50 Barış mücadelesine adanan bir hayat
09:21 Cezaevinden tahliye olan Çelik: Hasta tutuklular ölüme terk edildi
09:20 Surp Digin Kilisesi de definecilerin hedefinde
09:19 Prof. Barkey: Biden döneminde en çok otokrat liderler zarar görecek
09:17 Algedik: Düzenlemeyle çöpleri atmosfere gömecekler
09:15 'Evi yıkılanın yurdunu genişletmek lazım'
09:10 Ailelere insanlık dışı yaklaşım
09:08 Gazeteci Cudi: Girê Spî, Serêkaniyê ve Efrîn’de DAİŞ uygulamaları var
09:07 Savcı şehirlerarası yolculuktan ‘örgüt üyeliği’ çıkardı
09:06 Vanlılar: Tecridin kaldırılması için mücadele etmeliyiz
09:06 HDP’li yönetici MHP’ye üye yapılmış
09:05 Aşitî: Çözüm için ulusal kurum oluşturulmalı
09:05 Tepkilerini ‘sessiz’ eylemle gösteren esnaf zor durumda
09:05 İdlib’den sessizce çekilmenin altında ne var?
09:01 Eşbaşkana gözaltında tehdit: Ülkeyi terk et
09:01 Bir pazar ve daha ötesi...
09:01 'Erkekliği' rahatsız eden ses!
09:00 17 KASIM 2020 GÜNDEMİ
08:26 Çocuğa şiddet uygulayan iş yeri sahibi tutuklandı
16/11/2020
23:22 MSB: Hakkari ve Şırnak'ta 2 asker hayatını kaybetti
23:15 Koca'dan Bilim Kurulu toplantısı ardından açıklama
21:25 İşçiler sendikalı oldukları için ücretsiz izine çıkarıldı
20:54 Malatya’da 9 siyasetçi tahliye edildi
20:51 Maden işçileri Soylu ile görüştü
20:48 HDP'li belediye meclis üyesi görevden uzaklaştırıldı
20:17 Emre Yıldır davasında faile 26 yıl hapis cezası
19:41 ABD Dışişleri Bakanı Pompeo İstanbul’da
19:35 Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda yeni görevlendirme
19:17 Tablo ağırlaşıyor: 94 can kaybı, 3 bin 316 yeni hasta
19:11 ‘Seyit Rıza ve Şeyh Said’in davası eşitlik, özgürlük mücadelesiydi’
19:03 Kazada yaralanan avukat Türk hayatını kaybetti
18:53 Görevden alınan Eşbaşkan Özdemir tutuklandı
18:49 Babacan’dan Servet Turgut’un ailesine ziyaret
18:40 Korucu silahları ile yapılan saldırının görüntüleri ortaya çıktı
18:17 Urfa Baro Başkanı hakkında resen soruşturma
18:09 Serdar Küni'ye 4 yıl 2 ay hapis cezası daha verildi
16:49 AKP’li belediyenin yaptığı köprü açılmadan çöktü
16:44 Urfa - Mardin yolunda kaza: 1 ölü 3 yaralı
16:10 Tarsus'ta 25 Kasım çağrısı
16:08 Oğlunu tüfekle öldüren MHP'li başkan tutuklandı
16:07 Bütçe görüşmelerine korona molası
15:51 Ümit Özdağ partisinden ihraç edildi
15:12 İçişleri Bakanlığı'ndan İmamoğlu açıklaması
14:38 TTB: Sağlık Bakanlığı bütçesinde salgın yok
14:33 Konya’da bir kadın katledildi
14:28 Hakkari’de 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı
13:58 SES'ten yoksulluğu ve halk sağlığını önceleyen bütçe talebi
13:49 Tüm Bel Sen ile Avcılar Belediyesi arasındaki TİS süreci tıkandı
13:41 Cumartesi Anneleri’nden anlamlı Ahmet Kaya paylaşımı
13:32 Tahir Elçi davasında reddi hakim talebine ret
13:23 DİB: Albayrak’ın istifası asıl sorumluları temize çıkarmaz
13:16 İstanbul'da koronavirüsü riski en yoğun işçi semtlerinde
12:59 Suruç Katliamı'nın kilit ismine takipsizlik
12:52 Maden işçileri Soylu ile görüşecek
12:47 Bütçe 10 ayda 145 milyar açık verdi
12:41 Özalp’te 10 gözaltı
12:10 TMMOB: Adana’da binaların envanterleri çıkarılmalı
11:47 Suriye Dışişleri Bakanı Muallim yaşamını yitirdi
11:47 Engelli yurttaş tepkisini sınava girmeyerek gösterdi
11:20 SES eski Eşbaşkanı Oruç’a tahliye
11:08 Özel sektörün kısa vadeli kredi borcu arttı
10:29 Diyarbakır’da bir öğretmen koronadan yaşamını yitirdi
10:17 CHP’li isim ‘Şeyh Said ve Seyit Rıza vatan hainidir’ paylaşımını beğendi
09:56 Suruç ailelerinden Akar’a: Katilleri başka yerde aramayın
09:28 Suriyeli mültecilerin sağlık konteynerleri kaldırıldı
09:02 ‘Seçim Kanunu'nda değişiklik kurtuluş değil’
09:02 Ortadoğu'da ezberler bozuluyor
09:02 Kayyımlardan bir yap-boz daha
09:00 Tarık Ziya Ekinci: Komşularınızın yayılmacı vaatlerine aldanmayın
09:00 ‘Yeni hayat mümkün’ diyen öyküler!
09:00 16 KASIM 2020 GÜNDEMİ
15/11/2020
22:27 İzmir’deki müzisyenlerin ‘sessiz’ eylemi 12’nci gününde
21:01 İstanbul’da bir kadın katledildi
20:57 Elektrik akımına kapılan işçi yaşamını yitirdi
20:19 Nesli tükenmekte olan geyiği katlederek poz verdiler
19:24 Kovid-19’dan 89 kişi daha hayatını kaybetti
19:13 Batman’da çocuğa tecavüz
19:09 Müzisyenlerden ‘sessiz eylem’
18:31 ‘24. İstanbul Tiyatro Festivali’ başladı
18:23 Erdoğan protestoların gölgesinde Kuzey Kıbrıs’ta
16:34 Seyit Rıza ve arkadaşları anıldı: Zulme karşı direnmeli
16:09 Polisin darp ettiği esnaf hastanelik oldu
15:49 Van Gölü’ne karanfil bırakılması da yasak!
15:45 Katledilen kadınlar için mor zincir eylemi
15:35 Oğlunun cenazesine katılmasına izin verilmedi
15:33 Leyla Güven: Varız ve güçlüyüz
15:23 İşlerini geri istediler: Sendika anayasal haktır
15:13 ‘Kadın düşmanı politikalara karşı geri adım atmayacağız’
14:27 Tutuklu yazarların serbest bırakılması çağrısı
14:10 Üsküdar’da tarihi camide yangın
14:06 Birleşik Gençlik Meclisi kuruluşunu deklare etti
14:02 10 Ekim Avukat Komisyonu’ndan Akar’a tepki
13:30 Leyla Güven: Kürtlerin mücadelesi iktidara dert oldu
13:15 MHP ilçe başkanı oğlunu tüfekle öldürdü
12:12 Suruç'ta 6 kişi gözaltına alındı
11:27 HDP’li ilçe eşbaşkanı tutuklandı
10:54 Koronavirüse yakalanan sağlıkçılara ‘çalışın’ talimatı
10:46 Merttürk: Sokağı kazanmak için birlikte mücadele etmeliyiz
10:26 Sustam: Türkiye'de herkes her an ‘terörist’ olabilir
09:21 ‘Dersim arşivleri açılmalı’
09:21 Depremzedelerin çaresiz bekleyişi sürüyor
09:19 Mezarlıkta açıklamaya ‘mesafe’ cezası
09:18 ‘Kadınlar artık şiddeti dile getirmekten çekinmiyor’
09:17 HDP tecride karşı eylem takvimi hazırlıyor
09:15 Vekil-müvekkil ilişkisi suç sayılarak tutuklandı
09:14 Hasta tutuklu Tokmak'ın durumu kötüleşiyor
09:13 25 Kasım’a doğru: Yaşamayı tercih ediyoruz
09:11 İstanbul Tabip Odası Sekreteri: Salgın kontrolden çıktı
09:10 Kelebeklerle yeni bir dünyaya!
09:01 15 KASIM 2020 GÜNDEMİ
14/11/2020
22:28 Urfa Barosu: Yasaklanan tiyatro oyun değil Kürtçedir
22:08 İmamoğlu’ndan dikkati çeken uyarı: 164 kişi yaşamını yitirdi
21:16 Mülteci Dayanışma Ağı kaza yapan mültecileri hastanede ziyaret etti
20:29 Koca: Ağır hasta sayımız artıyor
19:48 Kadınlar dengbêj gecesinde buluştu
18:25 Leyla Güven helikopterden atılan Şiban’ı ziyaret etti
17:50 'Bu yoksulluk ve talan bütçesidir'
17:25 Babacan'dan Albayrak'a: Ortadan kaybolup sorumluluktan kaçamazsın
17:18 Eğitim Sen üyelerine etkinliklerde atılan sloganlar soruldu
17:04 Ankara'da sağlık çalışanlarına saldırı
16:47 Gül: İktidar, Öcalan'a dönük tecritle yönetememe krizi yaşıyor
16:38 'Mor konvoy'a polis engeli
16:32 'KHK'liler işlerine geri döndürülsün'
16:30 Seyit Rıza ve yol arkadaşları idamlarının 83’üncü yılında anıldı
16:08 Çalışanlar şirket sahibinin evinin önüne gidip alacaklarını istedi
16:03 Seyit Rıza için 19.37'de mum yakma çağrısı
15:31 Birçok kentte kadın buluşması
15:20 'Rize'deki taş ocağı geçim kaynaklarını yok edecek'
15:08 Müzisyenlerden yasaklara karşı ‘sessizlik eylemi’
14:36 10 ayda 453 kadın öldürüldü
14:32 Depremzedelere kullanım tarihi geçmiş çay dağıtılıyor
14:28 Ağır hasta tutuklu Özdemir için yetkililere seslenildi
14:18 'Oyunun yasaklanması Kürtçeye tahammülsüzlüğün örneğidir'
14:15 Eylemdeki inşaat işçileri: Açlıkla terbiye edilmek isteniyoruz
13:58 Gazeteci Ahmet Kekeç Kovid-19'dan yaşamını yitirdi
13:26 Korucuların gözetiminde ağaç kesimi
13:20 Koruculara ait silahların kullanıldığı saldırıda yaralananlardan biri hayatını kaybetti
13:19 Cumartesi Anneleri: Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz
13:05 Dersim’de yaşamını yitiren Sürgeç toprağa verildi
13:00 'Kovid'e yakalanan kanser hastası tutuklu serbest bırakılsın'
12:15 Kayyım gaspını yıldönümünde protesto ettiler