Federe Kürdistanı krize sokan yönetim anlayışı

img

SÜLEYMANIYE – Federe Kürdistan’da binleri sokağa taşıyan politikaların temelinde KDP ve YNK’nin yönetim anlayışından kaynaklanıyor. Üretimden koparılan halk, petrol gelirlerinden bağlanan maaşa alıştırılırken, kaymağın büyüğünü yönetimdeki aileler arasında bölüştürülmesi bardağı taşırdı. 

 
Federe Kürdistan Bölgesi'nde, giderek büyüyen ekonomik kriz sonucu memur maaşlarının bile ödenemeyecek hale gelmesi ve yaşanan yolsuzluklara karşı gerçekleşen kitlesel protestolarla yükselen tansiyon henüz dinmiş değil. Tepkilerini göstermek üzere bölgenin Süleymaniye, Kerkük, Ranya, Qelediz, Kelar, Seyîdsadiq gibi birçok merkezinde sokaklara çıkan halk, bölge yönetimindeki KDP ve YNK’nin yanı sıra kimi siyasi partilerin bürolarını ateşe verdi. Bu protestolara dönük müdahalelerde yansıyan bilgilere göre, şu ana kadar ikisi çocuk 8 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi de yaralandı. Protestoların giderek büyümesinin önüne geçmek için getirilen giriş çıkış yasakları halen devam ediyor.  
 
Krizin kaosun eksik olmadığı Ortadoğu’da, bir dönem “istikrar adası” olarak tanımlanan, uluslararası yatırımcıların ilgisini çeken Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki tablo 2014 yazından bu yana değişmiş durumda. DAİŞ’in saldırıları, yoğun göç, ekonomik ve siyasi kriz ile başlayan olumsuz gidişat, 2017 sonbaharında bağımsızlık referandumu ardından ‘tartışmalı bölge’ statüsünde olan, yani aslında Kürt şehri olup idari olarak Irak merkez hükümetine bağlı yerlerin Bağdat’ın kontrolüne geçmesi ile yeni bir boyut kazandı. ABD ile İran arasındaki hegemonya savaşı boyutlanması, DAİŞ’in devam eden saldırılarının yanı sıra Bağdat Hükümeti’nin bütçeyi kesme tehditleri altında ekonomisinin krize girmesiyle aylardır maaşların ödenmesi Federe Bölge’de yaşayan halkı sokaklara döktü.
 
Diğer yandan önce Zînî Wertê’de, sonra da Garê bölgesinde PKK’nin konumlandığı alanlara Bölge Hükümeti Başbakanı Mesrur Barzani’ye bağlı Gulan güçleri ve Roj Pêşmergeleri’nin yığılması bölge halkında acı “birakujî” hatıraları yeniden canlandırmış halde.
 
TARIM VE HAYVANCILIK BİTTİ 
 
Baas Rejimi’nin 1991 yılında halk ayaklanmasıyla bölgenin birçok alanından çıkarılması akabinde KDP ve YNK’nin, ABD’nin kendilerine belirlediği sınırlar içinde iktidar olmaya başlamasından sonra, tarım ve hayvancılığa dayalı toplumsal özellikler yavaş yavaş yitirilmeye başlandı. ABD’nin, Irak’a 2003 yılında müdahale etmesinden sonra 2005 yılında Bölgesel Yönetimin oluşmasıyla birlikte, bu özellikler neredeyse tümden yitirilme noktasına gelirken, Federe Bölge ekonomik olarak özel politikalarla Türkiye’nin hakimiyet kurma aşamasına kadar getirilen bir hal aldı.  
 
Bölge halkı, geleneksel olarak tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir toplum. Ancak özellikle 1980’li yıllarda Baas rejiminin Enfal saldırılarında 6 bin Kürt köyü boşaltıldı, bunun sonucu yoğun göçler yaşandı. Günümüze gelindiğinde artık şehirde yaşayan nüfus, köy nüfusunu geçmiş durumda. Bunun doğrudan ekonomi üzerinde etkileri olurken, tarım ve hayvancılık hala var ancak kıyaslandığında oldukça sınırlı bir düzeyde. Onun dışında kayda değer bir üretim söz konusu olmadığı, ekonomisi ağırlıkta petrol satışlarına ve ticarete dayandığı için petrol sektörü çalışanları, bölgedeki işçi-memurun sadece yüzde 2’sini oluşturuyor. Yaklaşık 6 milyon nüfusa sahip Kürdistan Bölgesi’nde, doğrudan hükümetten maaş alan 1.6 milyonun yarısını memurlar ve pêşmergeler oluşturuyor. Diğer yarısında Enfal mağdurları, gaziler veya emekliler yer aldığı belirtiliyor.
 
TARIM DEPOSUYDU
 
Uluslararası egemen güçlerin planlarından ötürü Federe Bölge, savaşın en fazla yaşandığı parça oldu. Savaşın eksik olmadığı bu coğrafya, bir yandan savaş ile iç içe yaşarken, öte yandan tarım ve hayvancılık yapmaktan vazgeçmedi. Her koşul altında bulabildikleri bir karış toprağı bile ekip biçerek, birkaç baş hayvanlık ev ekonomisi ile kendi ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. 1978 yılında peş peşe gelen soykırımlar döneminde de bölge halkı, göç yollarına düşerken bile yanlarında alabildikleri birkaç hayvanını da götürüyordu. Bu nedenle hiçbir dönemde tarım ve hayvancılıktan uzak kalmayan bir toplumsal yapı oluştu.
 
PETROL GELİRLERİ 
 
Uluslararası güçler tarafından Federal Kürdistan Bölgesi için yapılan planlamalar, zenginlik kaynağı olan petrolden ötürüydü. Petrol rezervleri üzerine yapılan planlamalar, Kürt bölgelerine yönelik düşünülen yönetim ve siyasi statüyü de belirliyordu. Bölge, zengin ve verimli toprakları, doğal su kaynakları ve dağlık alanları ile tarım ve hayvancılığa elverişli olduğu için tarım-köy toplumu normlarına göre yaşadı. 1990’lı yıllarda ABD ile Irak arasında Birinci Körfez Savaşı yaşandı. ABD bölgedeki amaçlarını gerçekleştirmek için bölgeye ‘Çekiç Güç’ uygulamasına geçti. 
 
Çekiç Güç uygulaması ile bölgenin sınırları 36-42’nci paralel olarak belirledi. Bölge halkı, 1991 yılında Saddam Hüseyin diktatörlüğüne isyan başlattı. ABD’nin Çekiç Güç uygulaması halkın isyanına denk getirilerek, kendi gücü ile bir diktatörlüğü yenmesi gölgede bırakılmak istendi. ABD planı, siyasi partilere dayalı bir plandı. İsyan eden ise halktı. Halk isyan ederken bölgenin şimdiki iktidarını elinde tutan siyasi partiler Federe Kürdistan’da değildi. Siyasi partiler bölgeye döndükten sonra ABD tarafından Bölge Parlamentosu kurduruldu. Parlamento kurdurulduktan sonra YNK ve KDP uzlaştırılarak bölgenin iktidarı yapıldı. Bu iktidarla birlikte bölge partileri, petrol ticaretine başladı. Bu başlangıç fabrikaların devre dışı bırakılarak, burada çalışan işçi, memurlar, kırsal kentte tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan halkın maaşlı Peşmergeliğe yönlendirmesi sürecini beraberinde getirerek, tarım ve hayvancılığın sonuna doğru bir gidişi başladı.
 
Bölge partileri bu dönemde kaçak yollarla İran ve Türkiye’ye petrol göndermeye başladı. Öyle ki Irak’ın çıkarıldığı alanlardan ayda 150 bin varil civarında petrol, kaçak yollarla Türkiye ve İran’a bu partiler tarafından gönderilmeye başlandı.
 
Partiler ve yetkilileri gelirlerini kaçak yollarla Türkiye ve İran’a gönderdikleri petrolle elde etmeye başlarken, bu gelirden hiçbir şekilde faydalanmayan halk, kırsal kesimde tarım ve hayvancılığını sürdürdü.
 
SADDAM'IN POLİTİKALARI
 
Irak diktatörü ve Kürt soykırımcısı Saddam Hüseyin, Federe Kürdistan’da bir yandan soykırım, katliamlar gerçekleştirirken, diğer taraftan da ekonomik sömürüyü geliştirmek ve kendisine bağlı kişiler yaratmak için bazı fabrikalar kurdu. Saddam Hüseyin, ABD’nin 1990’daki 1. Körfez Savaşı'ndan sonra Irak’a uyguladığı ambargonun etkilerini azaltmak amacıyla Süleymaniye, Hewlêr ve çevresinde 500 ile 600 kişinin çalışabileceği kapasiteli fabrikalar kurdu. 
Süleymaniye kent merkezinde büyük bir buğday silosu, tekstil fabrikaları,  400 ile 600 kişi çalışabilen sigara fabrikası, Serçinar’da yaklaşık 300 kişinin çalıştığı çimento fabrikası, Bekrajo’da pancar üretiminden dolayı şeker fabrikası açıldı. Hewlêr'de ise tüm Irak’a yetecek kapasitede salça fabrikası kurdu; aynı salça fabrikasından -daha düşük kapasiteli- Süleymaniye’ye de kurulmuştu. Ayrıca Hewlêr'de halı fabrikası, düşük kapasiteli sigara fabrikası, tüm Irak’a yetecek düzeyde birkaç tane tavuk çiftliği kurmuştu. Aynı tavuk çiftliklerinden birkaç tane de Süleymaniye’de kurulmuştu. Bu fabrikalara işçi-memur alınırken, zamanla bu insanlar Baasçı yapılmak isteniyordu.
 
HALK BİLDİĞİ YOLDAN ŞAŞMIYORDU
 
Bu fabrikalara rağmen bölge halkı, özellikle de dağlık olan Kandil, Deşta Herir, Akre, Pencwin, Şeqlawa, Rewandüz, Çemçemal, Seyid Sadık, Ranya, Xurmal, Ahemdava, Qaledizê ve bölgenin diğer tüm bölgelerinde hayvancılık ve tarımsal üretimle geçimini sağlamaya çalışıyordu.
 
Bunun yanı sıra Süleymaniye ve bağlı ilçelerde pirinç üretim bölgeleri oluşturulmuştu. Sadece Süleymaniye’ye bağlı Şarezor, Pencwin, Derbendixan, Bazyan, Dukkan ve Ranya’da 5 pirinç üretim merkezi kuruldu. Bu merkezlerde tüm Irak ve Federe Bölge’ye yetecek düzeyde pirinç üretiliyordu.
 
Saddam Hüseyin, ABD’nin uyguladığı ambargoyu hafifletmek ve bölgeyi sömürmek amacıyla bu fabrikaları kurarken; Necef, Kerbela, Divaniye, Mussena gibi Şii Arap bölgelerinde de yüz binlerce tonluk pirinç üreten merkezler oluşturdu. Bu bölgelerden elde edilen pirinç, İran ve Pakistan’a kilosu 50 sent karşılığında ihraç edilerek, ambargonun etkileri hafifletilmek istendi.
 
TÜRKİYE BÖLGEYE EL ATTI 
 
ABD’nin 2003 yılında Irak’a müdahale etmesinin ardından Irak geneli ile Federe Kürdistan için siyasi, ekonomik, toplumsal ve sosyal anlamda yeni bir süreç başladı. Bu süreç, Federe Bölge için diğer üç parçanın kurtuluşu, Kürt kültürü, tarihinin kökleştirilip yaşatılabileceği bir zemin sunuyordu. Bunun yanı sıra bağımsız bir Kürt ekonomisinin gelişmesine büyük imkânlar sunuyordu.
 
Ancak gerek ABD’nin izlediği politikalar, gerek bölgedeki iktidar olan partilerin izledikleri siyasi, ekonomik politikalar ‘el atmak’ için bekleyen Türkiye’ye büyük fırsatlar sundu. İzlenen politikalar Türkiye’ye daha doğrusu AKP ve Erdoğan’a ekonomik, siyasi ve daha önce askeri üsler kurarak geliştirilen fiilen işgale altın tepside fırsatlar sundu.
 
Türkiye ve AKP, 2003 yılından sonra Irak ile yaptığı anlaşmaların birçoğunu ya iptal etti ya da kendi istediği gibi uygulamaya başladı. 2003 yılında Saddam Hüseyin iktidardan düşürüldükten sonra 1946 yılında Türkiye ile Irak arasında yapılan ve daha sonra birçok kez yenilenen su anlaşmasını Türkiye tek taraflı olarak iptal etti. Irak ve Federal Kürdistan Bölgesi’ne gelen suyu istediği zaman keserek Irak ve bölgeden tavizler kopardı. 1946 yılında yapılan ilk anlaşmada "ihtiyaca yetecek kadar su bırakılacak" maddesi Türkiye tarafından geçersiz sayılarak, su kesildiği için sulu tarım arazileri etkilendi. 
 
Böylelikle tarımsal üretim, su sorunu yaşanmaya başlandı. O yüzden daha önce ekilen pirinç tarlaları başta olmak üzere birçok tarım arazisi sulu tarıma kapandı. Ancak buna rağmen bölgede, özellikle de Süleymaniye çevresinde pirinç üretimine devam edildi.
 
MAAŞLI PEŞMERGELER 
 
KDP ve YNK iktidara geldikten sonra her ne kadar ABD tarafından uzlaştırılıp iktidar ortağı haline getirilseler de, parti olarak kendilerini örgütleme yollarını aradılar. '90’lı yıllarda tanıştıkları petrol ticaretinin yollarını arayarak yönetici kesimlerin zenginlik peşinde koşması; elde edilen gelirle parti örgütlemeleri hesaplarını yaptılar. Bunun için her parti kendi bölgesinde ve taraftarlarından maaşlı peşmergelik örgütleme politikasını izlemeye başladı. İzledikleri bu politika ile kırsal kesimlerde her evde en az bir kişiye peşmerge maaşı bağlandı. Şehirlerde ise her ne kadar tek otonom bölge olarak kabul edilmiş gibi görünse de her parti kendi bölgesinde kurduğu devlet kurumlarında parti kadrolarını memur statüsünde işe aldı. İç güvenlik güçleri olarak da köylerde bile asayiş örgütlendirilerek insanlar maaşa bağlandı. İzlenen bu politikalar giderek kırsal ve il, ilçe, kasabalar ile köylerde tarımsal üretim ve hayvancılığın yerini maaşlı yaşama bıraktı. Zaman ilerledikçe tarım ve hayvancılık yok olma noktasına geldi. 
 
Her iki partinin izlediği bu politikalardan ötürü yaklaşık 5 milyon civarında olan bölge nüfusunun dörtte biri, memur statüsü aldı. Memur olarak gösterilenlerin hemen hemen hepsinin, her iki partinin kadroları olduğu da bilinmiyor değil. Bu durum Bağdat merkezi hükümeti ile bölgesel yönetimi arasında yaşanan sorunlardan biri olarak da kabul edildi. Merkezi hükümet ile bölgesel yönetim arasındaki bütçe sorununda parti kadrolarının memur statüsünde gösterilmesi başlıca etken.
 
ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARI KİME YARADI?
 
Bölgenin iktidar partileri olan KDP ve YNK, Türkiye ile 1992 yılından sonra çok daha sıkı ilişkiler geliştirmeye başladı. Bu ilişkiler Kürt özgürlük hareketine düşmanlık üzerinden kurulan ilişkiler oldu. Öte yandan Türk hükümetleri, bölgeye yönelik politikalarını ekonomik, eğitim alanlarında geliştirmek için adımlar attı. 1992 yılında ABD tarafından sınırları belirlenen Güney Kürdistan’da Türkiye’ye kaçak yollarla petrol gönderilmesi ile ekonomik altyapı temelleri atıldı. Aynı yıl Fetullah Gülen, Süleymaniye’de Işık Koleji adıyla ilk okulunu açtı. 2003 yılından sonra Gülen Cemaati tarafından ekonomik ve eğitim alanında atılan bu adımlar hızla yaygınlaştırıldı. Gülen Cemaati tarafından bölgede, özellikle de Hewlêr çevresinde inşaat, gıda, sağlık, petrol ticareti önemli şirketler başta olmak üzere yüzlerce şirketin açılmasına referans oldu.
 
Kurulan şirketlerin hemen hemen hepsinde KDP yetkililerine pay verildi. Sadece pay vermek değil, şirketlerin hepsinde ortaklıkları vardı. Bunun yanı sıra KDP yetkilileri çok büyük meblağda petrol, gıda ticareti ile inşaat sektöründe yer alan şirketler de kurdu. Bunların başında Kar Grup, Mihtap, Selahaddin, Kürdistan adındaki şirketler geliyor. Bu şirketlerin sahipleri ise Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve kardeşleri. Bu şirketlerin çoğunluğu da Gülen Cemaati ile ortak kurulan şirketlerdi.
 
AKP BÖLGE’DE 6 BİN ŞİRKET KURDU
 
Saddam yıkılıp, 2005 yılında Bölgesel Yönetim oluşturulduktan sonra uygulanan ekonomik politikalar, yeni iktidara gelen AKP’nin ekonomik olarak işgalini geliştirip, kendisini örgütlemesi için muazzam bir zemin sundu. Bu zemin üzerinden başlayan ekonomik baskının kökleşmesinin sonucu olarak, bölgede Türkiye ile çalışan 6 bin şirket kuruldu. Çeşitli dallarda ticaret yapan bu şirketler üzerinden Türkiye yıllık 10 milyar dolar kazanıyor. Bir nevi Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı yürüttüğü özel savaşın bütçesi neredeyse bölgede kurulan şirketler ve bu şirketlerle yapılan ticaretten elde edilen gelir ile karşılanıyor.
 
AKP’nin Federal Kürdistan Bölgesi’ne bu kadar köklü bir şekilde ekonomik alanla giriş yapmasına, izlenen ve tavsiye edilen özelleştirme politikaları vesile oldu. Federe Bölgesel Yönetimi 2005 yılında ilan edilirken, aynı yıl ABD’nin Irak Temsilcisi Paul Bremer döneminde özelleştirme politikaları başladı. KDP yönetimi, Bremer’in özelleştirme politikalarına çok kısa zamanda cevap verdi. Cevap şunlar oldu: Süleymaniye ve çevresinde daha önce kurulan ve yüzlerce kişinin çalıştığı Serçinar’da çimento fabrikası, Süleymaniye merkezde 400 ile 600 kişinin çalışabildiği sigara fabrikası, Süleymaniye Bekrajo’da şeker fabrikası, Süleymaniye merkezde büyük bir buğday silosu, şehir merkezinde tekstil fabrikalar ile Hewlêr'de tüm Irak’a yetecek kapasitede salça fabrikası, Hewlêr'deki halı fabrikası, düşük kapasiteli sigara fabrikası, tüm Irak’a yetecek düzeyde birkaç tane tavuk çiftliklerini kapatmak. Kapatılan, üretimi durdurulan bu fabrikaların üretiminden elde edilen ürünler ister istemez dışarıdan temin edilmeye başlandı. Temin edilen ülkelerin başında ise pazarı elinde tutmaya çalışan Türkiye geldi. Böylelikle özelleştirme politikaları kapsamında kapatılan ve üretimleri durdurulan fabrikaların yerine de Türkiye kendi şirketleri ile girerek işgalini bir adım daha ileri götürdü.
 
14 ÜLKEDEN PİRİNÇ ALIMINA BAŞLANDI
 
ABD’nin Saddam Hüseyin'e müdahaleden sonra Türkiye ile Irak arasında daha önce var olan ve "ihtiyaca yetecek kadar verilmesi gerekir" şeklindeki su anlaşması da Türkiye tarafından tek taraflı olarak bozulduğu için, bölge ve Irak’taki pirinç üretimi de çok ağır bir darbe yedi. Irak’ın dört eyaletinde üretilen ve ambargoyu delmek için kilosu İran, Pakistan, Afganistan’a 50 cente ihraç edilen pirinç üretimi, Türkiye’nin suyu kesmesi sonucu tamamen durdu. Sadece Irak’ta değil, Irak ile birlikte daha önce Süleymaniye kentine bağlı 6 bölgeye ve tüm Irak’a yetecek kadar üretilen pirinç üretimi de durdu. Bırakalım tüm Irak’a yetecek kadar pirinç üretimini, şimdi Federal Kürdistan Bölgesi’ne dahi yetecek kadar pirinç üretilmiyor. Bunun bir nedeni suyun kesilmesi olurken, diğer önemli sebepler olarak halkın maaşlı yaşama alıştırılması, üretimden düşürülmesi, üretimden çok hazır geleni tüketme üzerine kazandırılan alışkanlıklar ve kültür olarak sıralanabilir.
 
Kendisine yetecek ve İran, Pakistan ve Afganistan’a yılda tonlarca pirinç ihraç edecek bir üretim kapasitesine sahip olan Irak ve bölge pirinç üretimi darbe yiyince, kendi ihtiyacını dışarıdan pirinç ithal ederek karşılamaya başladı. 14 ülkeden yılda 1 milyon ton civarında pirinç ithal ederek kendi ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. İthal edilen yaklaşık 1 milyon top pirinç karşılığında yılda 700 milyon dolar civarında ödeme yapılıyor. Daha önce Irak ve bölgede pirinç üretimi yapıldığında bu 700 milyon dolar gelir olarak bölge ve Irak halkının cebine giriyordu. Şimdi ise bu para 14 ülkeye ödeniyor.
 
TÜRKİYE İLE 50 YILLIK ‘GİZLİ’ PETROL ANLAŞMASI 
 
Bağdat ve Hewlêr hükümetleri arasındaki son anlaşmaya göre, Güney Kürdistan’ın 2020 genel bütçesindeki payına karşılık günlük 250 bin varil petrol ve sınır kapılarındaki gelirin yüzde 50’sini Irak hükümetine vermesi gerekiyordu. Fakat Bölge Hükümeti bugüne kadar bu anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmedi. Bölge Hükümeti’nin maaşların ödenmemesi konusunda suçladığı Irak Hükümeti, süren bütçe görüşmeleri sırasında hem Irak hem de Federe Bölge’deki memur maaşlarının ilgili mercilere gönderildiğini açıkladı. 
 
Açıklamanın devamında özellikle Bölge Hükümeti ve KDP’nin petrol, sınır kapıları ve gümrük gelirlerinin uzun zamandır Irak hükümetine aktarılmamasına rağmen memur maaşların gönderilmesinde hiçbir sıkıntı yaşanmadığının altını çizildi. Yine Başbakan Mesrur Barzani, 17 Ağustos'ta Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından Bağdat'ın federal bütçeden bölge hükümetine aylık 320 milyar Irak dinarı göndermeyi kabul ettiğini belirtmişti.
 
Bağdat hükümeti, KDP’nin Türkiye ile imzaladığı 50 yıllık petrol anlaşmasıyla ilgili olarak, bölge yönetimini, Bağdat’ın bilgisi olmadan petrolü elden çıkarmak ve satmakla suçluyor. Iraklı parlamenterler de Federal Petrol Bakanlığı, parlamentodaki Petrol ve Enerji Komitesi ve Şeffaflık Komitesi’ne, ‘Kar’ adlı şirket ile bölge hükümeti arasındaki petrol anlaşması ve Xormala petrol sahasının yönetimiyle ilgili soruşturma açılması için çağrı yapıyor. Söz konusu petrol sahası Irak genelindeki petrol üretiminin yüzde 35’ini karşılıyor. Ancak Hewlêr hükümeti ile şirket arasındaki anlaşmanın detaylarına dair hiçbir bilgi yok. 
 
MA / Erdoğan Altan
 

Diğer başlıklar

13/12/2020
09:04 Açlık grevleri 17'nci gününde: Herkes adım atmalı
09:03 Acay’ın cenazesi 135 gündür ailesine verilmiyor
09:03 Yasını mücadeleye dönüştüren Botanlı kadın
09:00 13 ARALIK 2020 GÜNDEMİ
00:35 Oluç’tan Soylu’ya: Yolsuzluğu, hukuksuzluğu temsil ediyorsunuz
12/12/2020
23:53 SOHR: Türkiye İdlib’deki Serman gözlem noktasından çekildi
22:51 Eğitim Sen: MEB bütçesi eğitimin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak
21:39 Ceyhan Cezaevi'nde açlık grevinde olan tutuklulardan çağrı
21:03 Nesli tükenmekte olan çizgili sırtlana araba çarptı
20:25 Kayıp 3 sivilin cenazesi bombardıman alanında bulundu
19:54 Rojnews muhabiri gözaltına alındı
19:17 Kovid-19’dan 222 kişi daha hayatını kaybetti
19:06 HDP’liler Soylu’yu sıra kapaklarına vurarak protesto etti
17:11 Beştaş: Bakan Soylu, Kemal Kurkut’un katledilmesini sözleriyle akladı
17:02 Ankara ve Manisa’da kadın cinayeti
16:52 Yangında bir bebek yaşamını yitirdi
16:52 Devrimci 78'liler Federasyonu Erdal Eren'i andı
16:52 Erdoğan: Salgında artış hızı düştü
16:32 Cezaevlerinde açlık grevi 16’ncı günde
16:23 Meclis’e 29 yeni fezleke
16:22 İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde tansiyon yükseldi
16:17 Sancar: Soykırımı tahrik ve teşvik suçu işliyorlar
16:07 Van’da tencere tavalı doğalgaz protestosu
15:11 İki cenaze aylar sonra gece defnedildi
15:03 HDP’li Siirt İl Genel Meclis üyesine uzaklaştırma
14:17 35 kiloya düşen hasta tutuklu Çakmak’ın tahliyesi istendi
13:39 Muş'ta 5 kişi tutuklandı
13:35 805 Yurttaş’tan Bahçeli’ye: Attığımız taş yerini bulmuş
13:22 Cumartesi Anneleri: Çocukken buradaydım şimdi çocuğumla buradayım
13:18 Önerarı'nın failleri 24 yıldır bulunamadı
12:03 İran muhalif gazeteci Ruhullah Zem’i idam etti
11:43 Cizre'de iki kişi gözaltına alındı
11:43 Trabzon’da 6 hasta tutuklu tedavi edilmiyor
11:42 Yasağın ikinci haftasında sessizlik hakim
09:54 42 kişinin can verdiği yolda çığ riski sürüyor
09:49 Asgari ücretliye vergi soygunu
09:47 Zrîng’ın 9’uncu sayısı çıktı
09:40 Federe Kürdistanı krize sokan yönetim anlayışı
09:28 HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu’nun susma hakkı ‘suç’ sayıldı
09:15 Dersim’deki cemaat faaliyetlerine HDP ve CHP'den tepki
09:15 8 Mart kartına ‘motive edici’ fezlekesi
09:03 Bozgeyik: Asgari ücrette sarayın kriterleri esas alınıyor
09:03 Cizre'de yaşananlara sözcükleriyle ışık tuttu
09:02 Kayıt dışı gözaltında işkence: TEM Şube'nin kameraları kapatılmış
09:02 ‘Tecrit kalkıncaya kadar mücadele edeceğiz'
09:02 Son 10 ayda 160 genç gözaltına alındı
09:00 12 ARALIK 2020 GÜNDEMİ
11/12/2020
22:59 'HDP’yi kapatmak yerine ağzınızı kapatın'
22:47 CHP'liler Bakan Varank'ı sıralara vurarak protesto etti
21:38 İran, Erdoğan’ın Azerbaycan'da okuduğu şiir nedeniyle Tahran Büyükelçisi'ni çağırdı
21:14 HDP’den Bahçeli’ye yanıt: Vadeniz doldu
21:01 80 çalışanı işten atan şirkete sendikadan yanıt gecikmedi
20:39 İstanbul’daki barajlarda su oranı son 10 yılın en düşük seviyesinde
20:33 Hafta sonu uygulanacak yasağın ayrıntıları açıklandı
20:24 Bahçeli HDP'nin kapatılmasını istedi
20:02 Kovid-19'dan 226 kişi hayatını kaybetti: Şimdiye kadar ki en yüksek sayı
19:40 Gözaltındaki HDP'liler serbest bırakıldı
19:11 Kadınlardan 'Sessiz kalmadık, kalmıyoruz' mesajı
18:28 Ajanlık dayatmasını ailesi aracılığyla duyurdu
17:58 Gündelikçi çalışanlardan ‘Sessizlik eylemi’
17:55 Polis uyuşturucu karşıtı halk toplantısını engelledi
17:50 Kobanê soruşturmasında bir kişi daha tutuklandı
17:49 HDP sokak sokak halkın bütçesini anlatıyor
17:33 EMO: Faturaları yükseltecek uygulamalardan vazgeçin
17:22 GİDER: Yaşanacak ücret istiyoruz
17:17 AKP’li Tüfenkçi: Uzayda yaptıklarımızı görürsünüz!
17:09 Çakıcı’nın ziyaret ettiği Gürkan’ın davasında tahliye
17:04 İHD ve TİHV’den Kürt sorunun barışçıl çözümü için çağrı
17:04 Sınır köylerindeki Suriyelilerin çıkarılmak istendiği iddiası
16:50 Atay’dan Turizm Bakanı'na: Siz ancak otelcilik yapabilirsiniz
16:42 AKP’li Çelik’ten AB zirvesine ilişkin açıklama
16:40 Uluslararası İzmir Mizah Festivali başlıyor
16:39 Prof. Kurt: Tek başına aşı salgını kontrol altına alamaz
16:10 Devrimci 78’liler Federasyonu: Biz susarsak halk düşmanları konuşur
15:08 TJA: Kadın bedenine saldırı, ahlaki topluma saldırının parçasıdır
15:03 ‘KHK’ler insan hakları ihlalidir’
14:55 Paylan’dan Varank’a: ‘Aşı bulacağım’ diye yola çıktı, nal topluyor
14:42 İzmir Birleşik Gençlik Meclisi kuruldu
14:42 Çukurova TUAYDER: Tecrit sonlandırılmalı
14:19 ‘Salgınla mücadelenin koşulu iktidarın zihniyetiyle mücadeleden geçiyor’
14:12 ‘Herkese insanca yaşayabileceği bir ücret verilmeli’
14:04 ‘Yaşanabilir bir dünya için mücadele edeceğiz’
13:46 Sağlık Bakanlığı'nın önünden seslendiler: Çığlığımızı duyan yok
13:36 KESK’ten asgari ücret açıklaması
13:16 Öztürk: Ortadoğu’nun kurtuluşu Öcalan’dır
13:16 Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: Seni kim dinlemiş?
13:13 CHP’li Ağbaba hastaneye kaldırıldı
12:56 Saip: Sağlık çalışanları kıyımla karşı karşıya
12:54 DNA örneğine rağmen cenaze 3 yıldır verilmiyor
12:42 AB, Türkiye’ye yaptırımları genişletti: ‘Daha ciddi’ kararlar Mart’a ertelendi
12:19 Körman’ın cenazesi 4 ay sonra alındı
12:18 Aydeniz’e KHK gerekçeli ‘örgüt üyeliği’ suçlaması
12:07 Ailelerden İmralı için başvuru
12:05 'İBB’de yolsuzluk’ haberlerine erişim engeli
11:56 Günay: Açlık grevlerinin çözüm talebi, talebimizdir
11:30 Avukat Özbingöl tahliye edildi
11:26 Gazeteci Çakmakçı’nın duruşması ertelendi
10:59 Elektrik akımına kapılan işçi yaşamını yitirdi
10:53 Türkiye'ye ek yaptırım konusunda fikir birliği sağlandı
10:37 Sur’daki hak ihlallerine ilişkin araştırma önergesi
09:50 63 yaşındaki hasta tutuklu salgına yakalandı
09:35 Artuklu Belediyesi’ndeki ‘rüşvet çarkı’ yerine haber soruşturuldu
09:07 Muhalefetin soru önergelerine ‘kopyala-yapıştır’ cevaplar
09:06 Tarım işçileri emeklerinin karşılığını alamıyor
09:03 TTB Genel Sekreteri Bulut: Onay almış aşıdan endişe duymayın
09:03 Van’da Kürtçe kurs veren yer yok
09:03 Dersim’de Gülen Cemaati’nin politikaları uygulanıyor
09:02 'Tecridin son bulması toplumsal barışın önünü açacaktır'
09:02 ‘Sınavlar yapılmamalı’
09:02 Dicle Kültür ve Sanat Derneği'nden online kurs: Sanat sınır tanımaz
09:01 'İnsanların toplumuyla bağlantısı olmalı'
09:00 Bodrumlarda iki oğlunu yitiren anne: Öyle bir çığlık attım ki insanlık utandı
09:00 11 ARALIK 2020 GÜNDEMİ
08:27 AKP'nin çizdiği tabloya tepki: Emekçiler intihar ediyor
10/12/2020
23:08 Serêkaniye’de patlama: 2 asker hayatını kaybetti
22:23 1 milyon 748 bin 567 vaka sayısı DSÖ’ya 872 bin 93 olarak bildirildi
21:36 AB ülkeleri bütçe konusunda anlaştı
21:18 İHD'den 'İnsan hakları nöbeti'
21:15 Reuters: ABD’nin Türkiye’ye yaptırımları her an ilan edilebilir
21:08 Avukat Aytaç Ünsal tutuklandı
20:45 Viranşehir'de üzerinde patlayıcı olduğu iddia edilen bir kişi öldürüldü
20:27 Fas İsrail ile anlaşan dördüncü Arap ülkesi oldu
20:00 Türkiye'de bugüne kadar 1 milyon 748 bin 567 vaka tespit edildi
19:50 Eline ‘iş-aş’ yazan yurttaş yaşamına son verdi
19:37 HDP’li Meclis Sözcüsü görevden uzaklaştırıldı
19:19 Saldırıya uğrayan Afgan gazeteci hayatını kaybetti
19:07 Erdoğan ve Aliyev’den ortak basın toplantısı
18:59 Bingöl’de dağ keçileri avlanıyor
18:34 Avukat Aytaç Ünsal’a gözaltında işkence
17:50 Rabia Kaçmaz davasında faile 53 yıl hapis
17:47 ‘Çav Bella’ paylaşımına beraat
17:42 AKP’li Zengin, Kadirova’nın ölümü için ‘şüpheli değil’ dedi
17:33 İstismar faili Emre Sarpat’ın duruşması ertelendi
17:01 Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’ndan çağrı
17:00 Atlasgobal işçilerine müdahale: 9 gözaltı
16:50 AB Liderler Zirvesi başladı
16:36 Cizre’de öğrencilere istismar davası: Sanık ilk duruşmaya katılmadı
16:30 UNEP İklim Zirvesi öncesi raporunu açıkladı
16:22 DİSK-AR: Gerçek işsizlik oranı yüzde 26,4
16:18 IFJ: Türkiye gazeteciler için bir cezaevi
15:56 HDP’den ‘Borçsuz Yaşam Ekonomisi’ önerisi
15:52 Göç İz Der: Türkiye insan hakları konusunda sınıfta kaldı
15:48 ODTÜ’lü öğrencilerin yargılandığı dava ertelendi
15:43 Telefon açmayan tutukluyu soran ailesine çelişkili cevaplar
15:42 NATO Genel Sekreteri: Türkiye batı ailesinin parçası
15:33 İstismar sanığına ceza talebi
15:32 Disipline sevk edilen AKP’li eski vekil Arslan’a uyarı cezası
15:11 Cinsel taciz davası ertelendi
15:07 HDP önünde bekletilenlerin saldırdığı 3 kişi gözaltına alındı
15:05 İnsan Hakları Haftası'nda seslendiler: İhlallere karşı mücadele sürecek