Özsavunma toplumun kadın bakış açısına bağlı

img

DİYARBAKIR - Jineloji Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Avukat Ruşen Seydaoğlu, toplumsallığın özsavunmanın bel kemiğini oluşturduğunu belirterek, “Demokratikleştirilmiş, kadın bakış açısına duyarlı bir toplumsallık inşa edilirse artık özsavunmaya bile gerek kalmayacaktır” dedi. 

Özsavunma, her ne kadar toplumun korunması için fiziksel savunmanın ötesinde sosyal ve siyasal mekanizmaların oluşturmasını içerse de son günlerde hayatta kalabilmek için kadınların başvurduğu bir savunma biçimi olarak tartışılıyor. Jineloji Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Avukat Ruşen Seydaoğlu, özsavunmanın tarihteki örnekleri ve toplumla olan ilişkisine dair sorularımızı yanıtladı.
  
 Özsavunma, yaşamak için öldürmek zorunda bırakılan kadınlar ile yeniden gündem oldu. Özsavunmanın ne olduğunu bir de sizden dinleyelim. Nedir özsavunma? Nasıl ortaya çıktı? 
 
Özsavunma, canlıların varlıklarını korumak, sürdürmek ve o varlığa bir anlam katmak, o anlamla yaşamak için gösterdikleri sürekli davranışlar ve reflekslerdir. Tüm canlılar, varlıklarını korumak için farklı şekillerde özsavunma yöntemine başvurur. Özsavunma, direk canlılık ile bağlantılı. İnsanların ağaç kavuklarında, mağaralarda yaşaması, icat ettikleri oval aletlerin git gide sivrileşmesi, yani hayatta kalabilmek beslenebilmek, korunabilmek, avlanabilmek için zihinlerini esneterek, geliştirerek ortaya koydukları her eylem özsavunmanın bir parçası. Tarih boyunca farklı biçimlerde dönemin inançlarına, felsefesine, kültürüne, coğrafyanın özelliklerine göre farklılaşan özsavunma refleksleri görebiliyoruz. 
 
Kadınlar, her ay bedenleri kanayan ama ölmeyen varlıklardır. Bu aslında başlı başına bir özsavunma örneği. Bedenimizin kendini sürdürebilmek için ortaya koyduğu özsavunma, ya da bununla ilişkili olarak çocuk doğurması ve onu koruması, beslemesi bu da kendi bedenine, varlığına aynı zamanda o toplumsallığına ilişkin bir özsavunma halini alıyor. Hayatta kalmanın her biçimi, özellikle de kapitalist modernite içerisinde ataerkilin ve kapitalizmin zirveleştiği bu dönemde yaşıyor olmamız ve öylesine değil bu yaşamı etik ve estetikle harmanlayarak yola devam etmemiz başlı başına bir özsavunmadır. 
 
Antropolojik çalışmaların da bize verdiği kaynaklarla beraber yapılan araştırmalar sonucunda, özsavunma biçimlerinin dönüştüğünü görebiliyoruz. İktidarlar karşısında başta kadınlar olmak üzere tüm ötekiler özsavunma kullanmak durumunda bırakıldı. 
 
 İlk özsavunma örnekleri nelerdir?
 
Tarihte, kadın eksenli yaşayan bir toplumun olduğunu biliyoruz. Bunlara ilişkin arkeolojik kanıtlarımız da var. Antropolojik çalışmaların da bize verdiği kaynaklarla beraber, yapılan araştırmalar sonucunda, özsavunma biçimlerinin dönüştüğünü görebiliyoruz. Ataerkil sistemlerin kurumsallaşması ve kapitalizmin ayak seslerinin gelmeye başlamasıyla değişimler oldu. Doğal akış içerisinde yaşamda kalmaya çalışmak varlıkların özsavunması iken karşıtlar oluştu. İktidarlar karşısında başta kadınlar olmak üzere tüm ötekiler özsavunma kullanmak durumunda bırakıldı. Güç erkeğe geçmeye başladı. Örneğin; mitolojik hikayelerin birinde aşk ve bereket tanrıçası İnanna, kendisine tecavüz edilmesi sonrası, toplumun ona tecavüz edeni yakalayıp getirmesi ve ondan hesap sorulmasını istiyor. Aslında kendisini o toplumdan ayrı görmeyerek, toplumla beraber özsavunmasını ortaya koyacak bir mitle karşılaşıyoruz.  
 
Yine Atina’nın Athena Tapınağı’nda Medusa’nın lanetlenmesi gibi. Medusa’nın lanetlenmesi kadının güzeli, iyiyi temsil etmesine karşı geliştirilen bir saldırı, ataerkil aklın kurumsallaşmasını gösteriyor. Çünkü tanrılar divanına başvuran Medusa, geri çevriliyor. Tarihte karşımıza cadı avları çıkıyor. Cadı diye tanımlananlar bilgeler ve şifacılar. Diri diri yakılıyorlar, çünkü temsil ettiği dönemler erkek toplumun lanetlediği karşı durduğu değerler anlamına geliyor. Bu karşıtlıklar içerisinde varlığını sürdürmeye çalışan kadınlar, inançlar, halklar, topluluklar kendi özsavunmalarını oluşturuyorlar. 
 
 Özsavunma ve toplum arasında nasıl bir ilişki var? 
 
Toplumsallık özsavunmanın bel kemiğini oluşturuyor. Bir kadın yalnız oldukça şiddet riski altındadır. Ancak kendini koruması ve yaşadığı toplumun onu korumaya başlaması, kendi parçası olarak görmesi ve kadının değerlerinin toplumsal değerler olarak sahiplenilmesi karşısında, hiçbir zihniyet kadının kendi varlığını anlamlandırmasını kıramaz. Karşısında toplumsal örgütlü bir güç gördüğü sürece iktidarlar geri çekilmek zorunda kalıyor.
 
Özsavunmanın toplumla ilişkisini ortaya koyan örneklerden biri de Heretikler. Heretikler, kendi yaşadıkları toplum içerisinde ruhban sınıfının dini sömürerek, dini inanışları değiştirerek, halkı köleleştirmeye, aç bırakmaya, sadece ruhban sınıfı ve kilise için çalışmaya mecbur bırakan bir sisteme karşı çıkıyor. Heretiklerin öncüleri de kadınlardır. Adalet istiyorlar, bunun için de dini geleneklerin yanlış yorumlandığını ve yeniden yorumlanması gerektiğini söylüyorlar. Adım adım bir örgütlenma çalışması yürütüyorlar, bu örgütlülükle varlıklarını uzun süre koruyorlar. Örgütlülüğün başlı başına bir özsavunma biçimi olduğunun örneklerindendir. 
 
 Özsavunma, tüm canlıların varlıklarını sürdürmek için başvurdukları bir yöntemken, nasıl oldu da sadece kadınla özdeşleşti? 
 
İnsanın doğa karşısında tahakküm kurmaya başlamasıyla kadın karşısında artık tahakkümcü zihniyeti devreye sokması çok döngüsel bir şey. Kadın-doğa özleştirilmesi, beraberinde erkek karşısında kadın, devlet karşısında halklar, patron karşısında işçi gibi farklı farklı formlara kavuşarak devam ediyor. Çünkü, ataerkil kurumsallaşıyor, kapitalizmin ayak sesleri geliyor. Kadının varlığı yok edilmeye çalışılıyor. Bu sürecin düşmanı, taşıdığı değerler sebebiyle kadın oluyor. Uzun yıllardır iktidarların saldırılarına rağmen, ayakta kalan kendi kültürünü,  değerlerini sürdüren tek grup kadınlar. Kadınlar mücadele etmekten vazgeçmedi. Bugün baktığımızda dünyadaki bütün toplumsal hareketlerin öncülüğünü kadınlar yapıyor. Ortadoğu, Avrupa yada Amerika’da ekonomik, ekolojik yada cinsiyet temelli toplumsal ayaklanmalara kadınlar öncülük ediyor. Hangi grup içerisinde olursa olsunlar kadınlar direniş kültürünü devam ettiriyor. Haliyle de bizim karşımıza daha çok özsavunmada bulunan kadınlar çıkıyor. Özsavunma ile kadınları özdeşleştiren bir tablo oluşturuyor.   
                                       
 Kadının ekonomisi çalındı, doğayla arasına bir set çekildi. İcat ettikleri, iyileştirdikleri hepsi bugünün aslında tıp bilimini, kimyasını, fiziğini oluşturan ilk deneme ve deneylerdi. Kadın, bağlarının doğayla, ekonomiyle ve toplumsallığıyla kopartıldığını fark ettikçe özsavunmasını geliştirdi.
 
Günümüze baktığımızda kadınlar dil, emek, kültür ve varlıkları için bir özsavunma halinde. Peki özsavunmanın önemi nedir? 
 
Önce şunu sormak lazım, kadın eksenli bir toplumu kaybeden insanlık neleri kaybetti? Öncelikle özel mülkiyet dediğimiz bir belayla karşılaştık, servet birikimi denilen bir sistemin içerisine girdik. Artık demokratik yönetimler yok. Bir zamanlar barış ve huzur içerisinde birbiriyle dayanaşarak, yaşanılan o topluluklardan çok uzağız. Kadının ekonomisi çalındı, doğayla arasına bir set çekildi. Toprak kapitalizmin tekeline alındı. Neden? Çünkü kadın doğayı izleyerek, sezgilerini de işin içerisine koyarak, bütünlüklü bir bilimi oluşturuyordu. İcat ettikleri, iyileştirdikleri hepsi bugünün aslında tıp bilimini, kimyasını, fiziğini oluşturan ilk deneme ve deneylerdi. Ancak, kadının oradaki varlığını da yok etmek için bir set kuruldu. Ekolojik yaşam yerine kalkınma programları oluşturuldu. Buna karşı kadınların özsavunması kadın kooperatifleri oldu, topraktan kopmamak oldu. Göçlere en çok direnen kadınlar oldu. Kürdistan topraklarına baktığımızda göçe en çok itiraz eden direnen, ‘kendi toprağımda öleceğim’ diyen kadınlar oldu. Kadınlar ve parçası olduğumuz topluluk olarak, nereden vurulduysak özsavunmalarımızı oradan geliştiriyoruz. Yani kadının toplumsallığı, kendiyle birlikte etrafındaki bütün toplumu düşünme hali, iktidarlara kadını farklı alanlara çekmeyi düşündürdü. Ve kadın hangi bedende olması, nasıl görünmesi ve nasıl davranması gerektiğine kadar başkaları tarafından belirlenen bir metaya dönüştürüldü. Bunun karşısındaki kadının özsavunması kendi bedeniyle barışma, kendi bedenine anlam verme, bir reklam ya da moda nesnesi olmaktan çıkarma, kendi varlığını bütünlüklü olarak yaşamayı ortaya çıkardı. Kadın kendi bağlarının, doğayla, ekonomiyle, toplumsallığıyla kopartıldığını fark ettikçe, özsavunmasını geliştirdi. Ona daha çok bağlanarak, etik ve estetik ölçülerle, kendine yaşamına düşünce ve duygu dünyasına anlam veren bir yerden yaşamaya başladı.  
 
 Şiddeti kabul etmeyen kadınlar özsavunma hakkını kullanarak şiddet uygulayanı öldürüyor. Meşru müdafaa da dediğimiz bu savunma biçimi karşısında ise kadınlar yargılanıyor. Korumayan devletin kadını yargılamasını nasıl yorumluyorsunuz? 
 
Özsavunma kullanan kadınların, yargılanma süreci bizim için önemli. Burada yasaların uygulanmaması kadar, yasaların hangi zihniyetle uygulandığı sorunu var. Konuşacağımız örneklerde karşımızda olan tek şey erkek egemen zihniyetle yargılama yapan bir sistem. Nevin Yıldırım, kendisine tecavüz eden erkeği öldürdü ve saklanmadı. Ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Yargıtay bunu oy çokluğuyla kabul etti. Bu ne demektir, aslında kadının tecavüze uğrasa bile bunu ispat etmek zorunda olduğu ve her halükarda kadın olduğu için tecavüzün sebebi olarak görüldüğü mesajı verildi. Çilem Doğan, ‘Beni satmasın, dövmesin, öldürmesin diye mecbur kaldığım için öldürdüm’ dedi. Kastının öldürmek değil kurtulmak olduğunu ifade etti. Çilem’in aldığı ceza da 15 yıldı. Tabi erkeklerin yargılandığı örnekler de var. Erkekler kravat taktıkları, takım elbise giydikleri zaman bu onlar için ‘iyi hale’ sebep olurken, kadınlara bunlar uygulanmadı. Çünkü tarihte olduğu gibi ilk kadınlar lanetlendi.  
 
 Demokratikleştirilmiş, kadın bakış açısına duyarlı bir toplumsallık inşa edilirse kadınların artık özsavunma kullanmasına bile gerek kalmayacaktır. Demokratikleşmeye ve özgürlüğe dahil olmak özsavunmanın kendisi haline gelecektir.
 
Yasemin Çakal, ona şiddet uygulayan eşini öldürdü. 3 yıl cezaevinde kaldı. Yargılama aşamasında, bir kadın olarak toplum baskısını, boşandıktan sonra artan baskıları anlattı.  Yani mevzu boşanmakla da bitmiyor. Boşansa bile o topluma yaranmak, o toplumda yaşamanın ne kadar güç olduğunu anlattı. Bu son derece politik bir ifade biçimi. Yasemin İsviçre’ye siyasi mülteci olarak başvurdu. Çünkü İstanbul Sözleşmesi ev içi şiddet sebebiyle iltica eden kadınların siyasi mülteci sayılmasını ön görüyor. İsviçre taraf devlet olmasına rağmen bunu uygulamıyor. İnsani mülteci olarak ele alıyor. Oysa kadın cinayetleri politiktir. Özel alan politiktir. Sadece Türkiye değil başka bir ulus devlet olduğunda da yine aynı erkek egemen zihniyetle karşı karşıya kalabiliyor kadınlar. 
 
Melek İpek’in de hikayesi hayatta kalmak için öldürmek zorunda kalan diğer kadınlardan çok farklı değil. Melek’in yüzündeki işkence izleri yaşadıklarının çıplak haliydi. Çünkü toplumun vicdanı diye ifade edilen yargı, erkeğin vicdanı oldu. İktidarla yargı bir kez daha erkek egemen zihniyetle erkekler için bir karar verdi. Ama Melek, Nevin, Yasemin, Çilem için kadınların ortaya koyduğu mücadele, dayanışma duyguları, davranışları, eylemleri aslında bir biçimde özsavunmaya işaret ediyor. Şu konuda açık olmak lazım, ölmemek için öldürmek özsavunmanın tamamı değildir sadece bir parçasıdır. Mecbur kalınarak gerçekleştirilen bir parçasıdır. 
 
Meselenin özü sadece kadın eksenli bir toplumsallık oluşturabilmektir. Bunun için örgütlenebilmek, farkındalık kazanmak, direnmek gerek. Kadınlar binlerce yıldır her zaman ayakta kalmak için bir yolunu buldu. Kadınların bu tavrı özsavunmayı ortaya koyar. Yoksa erkekler öldürülerek  bitmeyecekler. Fiziksel olarak bitseler bile zihniyetleri bitmeyecek başka bir varlıkta tezahürünü bulacak. Ama sahiden de demokratikleştirilmiş, kadın bakış açısına duyarlı bir toplumsallık inşa edilirse kadınların artık özsavunma kullanmasına bile gerek kalmayacaktır. Demokratikleşmeye  ve özgürlüğe dahil olmak özsavunmanın kendisi haline gelecektir. 
 
MA / Arjin Dilek Öncel - Eylem Akdağ

Diğer başlıklar

22/01/2021
15:47 DBP: Kürdistan Cumhuriyeti Kürtlerin haklarını elde edebileceğinin kanıtı
15:36 Kaçırılan Güneş’in ailesi İHD’ye başvurdu
15:28 Siirt'ten seslendiler: Açlık grevlerine desteği büyütmeli
15:27 TTB: Sağlık çalışanlarını derhal serbest bırakın
15:05 HDP’nin ‘İş ve Aş Buluşmaları’ sürüyor
15:04 Kaftancıoğlu hakkında yeni bir iddianame hazırlandı
15:04 Erdoğan bir kez daha Şengal'i hedef aldı
15:02 Şırnak’tan Dr. Gökalp’in serbest bırakılması talebi
14:41 Avukatlar bu yıl Azerbaycan'daki meslektaşları için seslendi
14:39 ATO Başkanı ve çok sayıda sağlık emekçisi gözaltına alındı
14:37 Eğitim Sen: Yüz yüze eğitim aşılamadan sonra olsun
14:35 Yüksekova-Şemdinli yoluna çığ düştü
14:35 Diyarbakır'da günlük vaka sayısı geriledi
14:16 Avukatların adliye önündeki açıklamasına engel
14:07 Lice’nin 4 köyünde operasyon yoğunlaştı
14:04 Kayı inşaat işçilerinin eylemi 9’uncu gününde
13:52 TJA aktivisti Gül’e 7 yıl 6 ay hapis
13:26 Eşini öldürdüğü iddia edilen Özbek tahliye edilmedi
13:08 Çığ bölgesindeki kolberlerden 4 gündür haber alınamıyor
12:56 AİHM’in Demirtaş kararında bir aylık sessizlik!
12:36 Tutukluların posta ücretinden muaf tutulması için kanun teklifi
12:32 Günay: Tecrit Türkiye'ye yayıldı
12:31 Hakkari’de 12 bölge yıl sonuna kadar yasaklandı
12:30 Las Tesis davası: Kadınların fotoğrafı ‘örgüt üyesi’ diye servis edildi
12:17 Uğur Mumcu ölümünün 28'inci yılında anıldı
12:12 Somalı madencilerin tazminatları ödenmeye başlandı
11:13 STÖ’ler: Bahçeli’nin tehditlerinin sorumlusu iktidardır
10:51 Açılmayan okullarda karneler dağıtılıyor: MEB sınıfta kaldı!
10:09 Bilmez: İmralı uluslararası ve ulusal hukuku yutan bir ‘kara delik’
09:45 Yüksekova Belediyesi'nin borcu bir milyara yaklaştı
09:43 Ekolojist Barka: Bizi ekolojik bir yıkım bekliyor
09:41 ‘Kayyım rektör projesi dikta bir anlayıştır’
09:40 Gümüştaş: Partimize yönelik saldırı tesadüf değil
09:38 Koronavirüse karşı herkesin bir görevi var
09:24 Kadıköy'de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
09:24 Van'da düzensiz kentleşme yayılıyor, belediye yetersiz
09:10 Açlık grevi eylemi 57’nci gününde
09:06 'Kendi tohumlarımızla toprağımızı işleyelim'
09:05 Esnaf borcu borçla kapatıyor
09:02 Gergerlioğlu: Devlet acımasız şekilde tecrit içinde tecrit yaşatıyor
09:01 Mersin'de sağlıkçı ölümleri ortalamanın üzerinde
09:01 Önder’den Boğaziçi yorumu: Türkiye monarşi sistemine evrildi
09:00 ‘Krizin sorumlusu devlettir, bir talebimiz yok'
09:00 AKP’nin kurucularından Albayrak: Cumhur İttifakı kaybediyor
09:00 22 OCAK 2021 GÜNDEMİ
08:26 Tahliye edilmeyen tutuklu revirde darp edildi
00:11 'Deprem açısından sıkıntılı süreç hız kazandı'
21/01/2021
23:52 Çavuşoğlu: AB ile yeni bir sayfa açmak istiyoruz
22:15 İBB'nin mobil büfeler ile ekmek satışı yasaklandı
21:33 HDP’li Katırcıoğlu hakkında soruşturma
20:42 Kuğulu Park buz tuttu
20:28 AP: Demirtaş ve tüm siyasi tutuklular serbest bırakılsın
20:13 Kaybolan Güneş’in kaçırıldığı görüntüleri ortaya çıktı
20:05 Kovid-19’dan 153 kişi daha hayatını kaybetti
19:57 Alevi köylerinin işaretlendiği haritayı paylaşan doktora soruşturma
19:43 Katledilen Ferdane Kurt’un faili yakalandı
19:32 Boğaziçi eylemleri sürüyor: Kayyımları Kürt halkından tanıyoruz
17:57 Ukrayna’da huzurevinde yangın: 15 ölü, 4 yaralı
17:50 Endonezya ve Kuzey Kıbrıs’ta deprem
17:44 Hindistan’da aşı üretim merkezinde yangın: 5 ölü
17:24 Sürmi İnce davası: Araç görüntüleri kayıp, sanık görevde
17:22 HDP’nin ‘İş ve Aş Buluşmaları’na yoğun ilgi
17:10 Özsavunmasını kullanan Akgün Sincan Cezaevi’ne gönderildi
16:39 Doku'nun gizli bilgilerini paylaşan polis ihraç edildi
16:34 Merkez Bankası’nın rezervleri azaldı
16:33 Efrîn’de 66 kadın katledildi
15:56 Öcalan’la görüşme başvurusu reddedildi
15:41 Şiddete maruz kalan avukat: Polisler baro devreye girince geldi
15:25 DTK, DBP ve HDP heyetinin birlik ziyaretleri sürüyor
15:13 Polis müdahalesine rağmen seslendiler: Tecrit yıkılacak, direniş kazanacak
15:03 Açlık grevi açıklaması öncesi polis ablukası
14:59 GGM'deki tecavüz davası mütalaa için ertelendi
14:21 Dersim'de tecrit ve açlık grevi açıklamasına müdahale
14:14 Kayı İnşaat işçilerinden işveren Yılmaz hakkında suç duyurusu
14:13 Akademisyenlerden kayyım rektör tepkisi: Evrensel utanç
13:58 Sağlıkçılardan alkışlı protesto
13:43 Başaran: Tecrit bu ülkede savaş ve yoksulluğun ismi oldu
12:41 HDP ‘İş ve Aş Buluşmaları’na Diyarbakır’da start verdi
12:37 AYM, Berberoğlu için ikinci kez ihlal kararı verdi
12:37 Yüksek hastane ücretleri Koca'ya soruldu
12:27 Kürt illerindeki STK'ler online ortamlara çekildi
12:15 27 bin 493 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı
11:51 Bağdat'ta intihar saldırısı: En az 35 kişi hayatını kaybetti
11:45 Adalet Bakanı Gül'den Soylu'ya üstü örtülü yanıt
11:21 Gazeteci Bulut’a 10 ay hapis cezası
10:35 Temel: Tecrit bölgeyi işgal politikasıdır, çözümü de topyekün direnişten geçer
10:25 Açlık grevini 12'nci grup devraldı
10:14 Kobanê iddianamesinin dayandırıldığı ‘tanık’ yeşil reçeteli çıktı
10:06 SMA hastası için açılan hesap bloke edildi
09:16 Gençler neden ‘kadın üniversitelerine’ karşı çıkıyor?
09:15 'Sustukça şiddet arttı'
09:14 Öldürülen kadınların fotoğraflarını asan kadınlara para cezası
09:13 Atabey: Sağlık sisteminin çözümü toplumsal mücadeleye bağlı
09:12 'Evde kalsak açlıktan öleceğiz'
09:10 O Urfa'nın eskicisi
09:08 Akkuyu felaketlerin habercisidir
09:07 Güven'in tutuklanmasını kınayan açıklamadan 2 yıl ceza istendi
09:06 Esnaf kazanamadığının vergisini ödüyor
09:05 19 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor
09:04 Sendikalar: Kod 29 için ispat zorunluluğu getirilmeli
09:03 Özsavunma toplumun kadın bakış açısına bağlı
09:00 21 OCAK 2021 GÜNDEMİ
08:14 İzmir’de 4.7 büyüklüğünde deprem
20/01/2021
22:47 Musa Anter davası: ‘Yeşil’in saçını eski emniyet müdürüne verdim
21:39 HDP’den ‘Efrin’i unutma’ kampanyası
21:19 Biden: Dünyayla yeniden ilişki kuracağız
21:02 'Dersim'deki doğa talanına son verin'
20:54 Kovid-19'da son 24 saat: 159 can kaybı
20:39 Eğitim Sen: Geç gelen adalet, adalet değildir
20:14 Mor Dayanışma'dan öz savunma eylemi
19:32 Biden yemin etti
19:03 Batman Belediye Eşbaşkanı tahliye edilmedi
18:51 Suruç Katliamı'nın 66’ncı ayında ortak mücadele çağrısı
18:18 Madrid’de şiddetli patlama
18:10 Kayı işçileri 2 yıldır ödenmeyen maaşlarını istedi
18:03 Akdeniz'de tekne battı: En az 43 kişi yaşamını yitirdi
17:48 Hrant Dink davasında 124’üncü erteleme
17:39 Kadınlardan drama atölyesi
17:31 Haber Sen: Atamalarda liyakat esas alınsın
17:23 İzmir’de ‘kadın üniversiteleri’ protestosu
17:11 HDP Ağrı’da kongreye gidiyor
17:01 HDP’li Avcı: İlçe binalarımızın basılması faşizmdir
16:44 Pınar Gültekin için eylem yapan kadınların davası görüldü
16:43 Arnavutluk’a götürülen işçiler seslerinin duyulmasını istiyor
16:25 Kadın üniversitesine karşı mor isyan
16:08 HDP’nin ilçe binalarına pankart baskını
15:57 Sivas Katliamı davası zaman aşımına uğratılmak isteniyor
15:38 Muğla'da ortak mücadele çağrısı
15:30 Alanya'da 4 kişi gözaltına alındı
15:27 Soyer’den çözüm sözü alan işçiler eyleme ara verdi
15:27 Oyuncu Kural şiddet davasından yeniden yargılanacak
14:39 Medeni kanunda değişiklik yapılması istendi
14:38 Bahçesaray'a iki gündür ulaşım sağlanmıyor
14:32 DTK, DBP ve HDP heyeti Kürt birliği için Eruh’ta
14:25 Buz pistine dönen yolda çalışma yapılmıyor
14:21 Hrant Dink Adana'da anıldı
14:15 Köse: Kod 29'la işçilerin kazanılmış hakları gasp ediliyor
14:01 İHD: İktidar kayıpların akıbetini soranları hedef alıyor
13:48 Lice’de operasyon devam ediyor: Boş evlerin kapıları kırılıyor
13:36 DBP’den açlık grevi için çağrı
13:35 Oluç: Tutukluların talebinin yerine getirilmesi zor değil
13:33 SES Antalya: Covid-19 meslek hastalığıdır
13:27 Tecavüz failinin tahliyesine 3 ayrı itiraz
13:07 HDP eski milletvekili için tutuklama kararı
13:06 Diyarbakır’da intihar
13:04 HDP: AKP, Efrîn’i suç örgütleri için en güvenli bölge haline getirildi
13:02 HDP’li 56 vekil AİHM kararının neden uygulanmadığını sordu
12:07 Çöp konteynerinde bebek cenazesi bulundu
12:04 Gazeteci Şahin davasında gizli tanıklar dinlenecek
11:41 Şikayetçi olduğu davada sanık oldu