İSTANBUL - Muhabirimiz İdris Sayılğan'a 4 yıl ceza veren mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme, Sayılğan'ın haberlerini haber kapsamında değerlendirmeyerek skandal bir karara imza attı.
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri İdris Sayılğan hakkında Muş 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 Şubat tarihinde görülen mahkemede “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 4 yıl hapis cezası verilmişti. Mahkeme, verilen cezaya ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Sayılğan’ın cezaya konu edilen 4 haber ve 2 sosyal medya paylaşımından dolayı daha önce yargılandığı, öte yandan haber ve paylaşımların basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunmalarını ise dikkate almadı.
MÜKKERRERLİK DİKKATE ALINMADI
Sayılğan, 2016 yılında yaptığı haberler, sosyal medya paylaşımları ve haber kaynakları ile gerçekleştirdiği telefon görüşmeleri gerekçe gösterilerek “örgüt üyesi olma” iddiasıyla tutuklanmış ve yine Muş 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce 8 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti. Aynı mahkeme tarafından aynı haber ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan örgüt propagandası davasında ise Sayılğan, söz konusu haber ve paylaşımlardan dolayı daha önce aynı mahkemede yargılandığını ve bu nedenle yargılamanın mükerrer olduğunu ifade ederek, söz konusu haber ve paylaşımları “örgüt üyeliğinden” yargılanıp ceza aldığı iddianamede yer aldığı şekliyle mahkemeye sunmuştu. Sayılğan, öte yandan haber ve paylaşımlarının basın ve ifade özgürlüğü temelinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişti. Kararda, Sayılğan’ın yargılamanın mükerrer olduğu, haber ve paylaşımlarının basın ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunmaları ise dikkate alınmadı.
GAZETECİLİK FAALİYETİ DEĞİLMİŞ!
Kararda, DAİŞ saldırılarına karşı Şengal ve Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşamını yitiren Kürt gençlerinin cenazelerine ilişkin yapılan haberler ve 2016 yılında bazı ilçelerde yaşanan çatışmalara ilişkin paylaştığı fotoğraflar suç unsuru olarak kabul edildi.
Mahkeme heyeti, haber ve paylaşımlara kopyala yapıştır değerlendirmeler yaparak, PKK propagandası yaratma girişimi dikkat çekerken, yine haber ve paylaşımlar hakkında ise“…zira söz konusu hususun gazetecilik anlamında da herhangi bir haber niteliğinin bulunmadığı…”, “…söz konusu paylaşımın bir gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceği…” diye değerlendirmesi dikkat çekti.
KATLEDİLEN ÇELİK ÖRGÜT ÜYESİYMİŞ!
Öte yandan bir skandal da Sayılğan’ın 2015 yılında "Babasının küllerinin peşinden gitti" başlıklı haberine ilişkin değerlendirmelerde yaşandı. Hızını alamayan mahkeme kararda, 2015 yılında Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’e karşı savaşta yaşamını yitirip memleketi Muş’ta toprağa verilen Rıdvan Çelik’in 1993 yılında askerler tarafından yakılarak katledilen babası Vahdettin Çelik de örgüt üyesi olarak tanımlandı.
Kamyon şoförü olan Vahdettin Çelik, 1993 yılında Muş merkeze bağlı Zengök köyünün askerler tarafından ateşe verilerek yakılması sonrası Toktaş ailesi tarafından eşyaları taşımak üzere tutulmuş, gittikleri köyde Sıddık Toktaş (80), iki oğlu ve kızı ile birlikte askerler tarafından zincirlerle birbirlerine bağlanıp yakılarak katledilmişlerdi.
Kararda, “‘Babasının küllerinin peşinden gitti’ altında fotoğraflar paylaştığının tespit edildiği, bu paylaşımı ile ölen örgüt mensubunun babasının da yine güvenlik güçlerince öldürülen örgüt mensubu olduğu… söz konusu paylaşımın bir gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceği.. bu söylemin basın hürriyeti kapsamında kalamayacağı…” şeklindeki skandal ifadeler dikkat çekti.