Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Zap, Metîna ve Avaşîn’e bölgesine yönelik başlattığı operasyon bir ayını geride bıraktı. Metîna bölgesinde sıkışan operasyonda, TSK’nin indirme yaptığı köylerde, HPG’lilerin karşılık vermesiyle şiddetli çatışmalar yaşanıyor. İlerlemenin sağlanamadığı operasyonda, şimdiye kadar 21’i rütbeli 256 askerin yaşamını yitirdiği belirtildi. 

 

Kürt sorununun sınır ötesi operasyonlarla derinleştirildiğini belirten Diyarbakır’da bulunan Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri, çözümün PKK Lideri Abdullah Öcalan’la diyalog sağlanabileceğine söyledi.

 

SINIR ÖTESİ SONUÇ VERMEDİ 

 

Türk Mühendis ve Mimarlar Odalar Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Doğan Hatun, Kürt halkının statü taleplerinin inkar politikalarıyla bastırıldığını söyledi. Kürt sorununun tüm Ortadoğu’yu etkilediğini belirten Hatun, sınır ötesi operasyonlarının hiçbir şekilde sonuç vermediğini, bu operasyonların Türkiye halkları için ciddi ekonomik kayıplara neden olduğunun altını çizdi. 

 

40 YILDA NE DEĞİŞTİ? 

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında 2013-2015 yılları arasında sürdürülen diyalog sürecini hatırlatan Hatun, “Bu toplum Kürt sorunun çözümü için 2 buçuk yıllık bir fragman gördü. Çözüm için Kürt sorununda muhatap alınan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşüldü. 2 buçuk yıl boyunca bir kurşun bile sıkılmadı, bir kurşuna bile para harcanmadı. Ülkenin refahı da ortadaydı. Cumhuriyet döneminde yüz binlerce Kürt öldürüldü, ne değişti? Son kırk yıldaki operasyonlarla ne değişti? Kürtler her dönem güçlenerek ortaya çıktı. Bugün devlet politikasıyla, Kürt ve Türk halkının arasına duvar koyuldu” dedi. 

 

MUHATTAP ÖCALAN

 

Kürt sorununun muhataplarıyla çözülebileceğinin altını çizen Hatun, “Kürtlerin talepleri, temel hak ve özgürlüklerdir. Kürt sorunun muhatabı bellidir. Bu savaşın durdurulmasının tek muhatabı var; Abdullah Öcalan’dır. Bu taraflı bir bakış açısı değildir. Bunu neden söylüyoruz; 2013-2015 yıllarında devletin muhatap almasından dolayı söylüyoruz. Bu ülkenin parasını savaşa harcamasınlar” diye konuştu. 

 

HALK SAĞLIĞINA ZARARLI 

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, sınır ötesi operasyonların ülkeyi siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda olumsuz etkilediğini ifade ederek, savaş politikalarının halk sağlığına zarar verdiğini söyledi. Güldiken, “Kesinlikle bu sınır ötesi operasyon Kürt sorununu daha da çözümsüz hale getiriyor. Sorunun çözümü için bu çatışmalı halin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu çatışmalı sürecin bölge halkına ciddi anlamda hem psikolojik hem de ruhsal etkileri oluyor. Toplumda huzursuzluk hali hâkim” diye belirtti.

 

ÇATIŞMASIZLIK 

 

Bölge halkının Kürt sorunun çatışmasızlıkla çözülebileceğini her fırsatta dile getirdiğinin söyleyen Güldiken, “Bu sorun sadece diyalogla çözülebilir. Bu sorunun diyalogla çözümü için de muhatap bellidir. Daha önce muhatap alındı ve görüşmeler yapıldı, yine muhatap alınabilir. Bu ülkede Dolmabahçe Mutabakatı diye bir şey var. Bu görüşme tekrardan yapılmalıdır. Bu ülkenin siyasal krizinin, ekonomik krizinin sadece pandemiyle sonuçlandığını söylemek gerçeklerden uzak. Bu ülkede tüm kesimlerin bu meselenin diyalogla çözülmesi için basınç oluşturması gerekir. Çözümsüzlüğün devam etmesi halinde, herkesi çok daha kötü günler bekliyor. Gittikçe daha da kötüye gidiyoruz. Bu gidişatı engellemenin yolu da barış ve diyalogla çözümdür” dedi. 

 

DEMOKRATİK MÜZAKERE 

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun da, devletin Kürt sorununun çözümünde uyguladığı “güvenlikçi” politikalarının bölge halkına acı, gözyaşı ve ciddi hak ihlallerinden başka bir şey getirmediğini belirterek, sorunun çözümü için “gelenekçi” paradigmanın bırakılması gerektiğini vurguladı. “Güvenlikçi” politikalar adı altında sürdürülen operasyonların Kürtlerin statü taleplerini engellemeyeceğini ifade eden Zeytun, tarafların bir an önce demokratik müzakere koşullarını sağlaması gerektiğini söyledi. 

 

MA / Ergin Çağlar