İZMİR - Soma Davası avukatları, sanıklar hakkında verilen kararla, Türkiye halklarının adalet arayışının sermaye sınıfının ayakları altında ezildiğini söyledi.

 

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te meydana gelen göçükte yaşamını yitiren 301 madencinin ölümünden sorumlu olan Can Gürkan, Efkan Kurt, Adem Ormanoğlu ve Haluk Evinç’in hakkında verilen cezalar, Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi tarafından 30 Eylül 2020’de bozuldu. Tutuksuz yargılanan Gürkan, Ormanoğlu, Kurt ve Evinç hakkında, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Nisan’da başlayan yeniden yargılamada, iddia makamı ilk celsede bozma ilamı doğrultusunda mütalaasını açıkladı. Davanın dün görülen karar duruşmasında, sanıklardan Gürkan’a “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermek”ten 20 yıl, Evinç'e beraat, Ormanoğlu ile Kurt'a “taksirle yaralanmaya neden olma” suçundan 12 yıl hapis cezası verildi. 

 

Soma Katliamının yaşandığı günden bu yana davayı takip eden avukatlar Nergis Tuba Aslan ve Seçil Ege Değerli, kararı Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 

 

ÖNCE BAŞSAĞLIĞI SONRA BERAAT

 

Soma Davası’nda verilen cezanın hukuken ve vicdanen kabul edilemez olduğunu söyleyen avukat Nergis Tuba Aslan, “Yargı doğrudan sermayeye hizmet eden, sermayeyi koruyup kollayan, aynı zamanda da kamusal sorumlulukların ortaya çıkmasını engelleyen bir karara imza attı. Can Gürkan’a ‘301 kişinin ölümü ve 162 kişinin yaralanması’ suçundan 20 yıl hapis cezası verildi. Şuan da Can Gürkan’ın tutuklu kaldığı süre ve yeni infaz düzenlemesiyle cezaevinde yatacağı süre en fazla 5-6 ay. Türkiye’de en büyük işçi katliamının olduğu bir dosyada, böylesi bir kararı kabul etmek mümkün değildir” diye konuştu. 

 

Mahkeme başkanının kararını okumadan önce madenci ailelerine başsağlığı dilediğini, ardından katliamda sorumluluğu olan sanık Haluk Evinç’e beraat kararı verdiğini belirten Aslan, “Başsağlığı dileklerini belirttikten sonra bu kararı vermek nasıl bir vicdan ve ahlaktır?” diye sordu. 

 

LİME LİME DÜZEN

 

Katliamın yaşandığı günden bu yana her türlü baskı ve zorlukla mücadele ettiklerini dile getiren Aslan, “Hukuki mücadelelerimizi sürdüreceğiz. Nereden tutsanız lime lime olan bir düzenin içinde yaşıyoruz. Ama biz inancımızı ve umudumuzu kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Mücadele etmeye devam edeceğiz. İç hukuk yollarını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar sürecin takipçisi olacağız” ifadelerinde bulundu. 

 

VAHİM BİR KARAR

 

Dava avukatlarından Seçil Ege Değerli de Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde çıkan kararın sadece madenci aileleri için değil, tüm Türkiye için vahim olduğunu söyledi. Değerli, Soma Davası’nda verilen kararla emek mücadelesi sırasında hayatını kaybeden, yaşam mücadelesi veren tüm emekçilerin ve Türkiye halklarının adalet arayışının sermaye sınıfının ayakları altında ezildiğini vurguladı. Soma katliamının yaşanması üzerinden geçen 7 yılda, 45 ayrı işçi ölümünün yaşandığına dikkati çeken Değerli, “Sadece son 5 yıl içerisinde çocuk işçi ölümlerine bakıldığında, kaç tane Soma’nın daha yaşandığı görülebilir” dedi. 

 

ADALET TESİS EDİLMEDİ 

 

“Bir hakimin üzerinde cübbe varken, vereceği karar adaletin tescili olmalıdır” diyen Değerli, “İnsanlar bir hakimden başsağlığı dileği duymak için adalet sarayına, salonuna gelmez. Kamu idarelerinden istediğimiz başsağlığı değildir, görevlerini yerine getirmeleri ve adaleti tesis etmeleridir. Adalet mücadelemiz bitmeyecektir. Elbette bu devran dönecek, bu dosyalardaki gerçek suçlular en yukarıdan en aşağıya kadar hakkaniyetli bir şekilde yargılanacak” diye belirtti.

 

 NE OLMUŞTU?

 

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te meydana gelen göçükte yaşamını yitiren 301 madencinin ölümünden sorumlu Can Gürkan, Efkan Kurt, Adem Ormanoğlu ve Haluk Evinç’in hakkında verilen cezalar, Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi tarafından 30 Eylül 2020’de bozuldu. Can Gürkan'la birlikte sanıklardan Evinç, Ormanoğlu ve Kurt’un “301 kez olası kastla öldürme” ve “162 kez olası kastla yaralama” suçlarından mahkûm edilmesiyle ilgili verilen ilk Yargıtay kararına, Yargıtay Savcısı tarafından 8 Ocak 2021 tarihinde itiraz edildi. İtirazın yapıldığı süreçte Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’nin 3 üyesi değişirken, karar da değişti. Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi ilk verdiği karardan vazgeçerek, sanıklar hakkında, “bilinçli taksirle öldürme ve yaralamadan” yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.