23 yılda 680 başvuru: Militarist yapıyı korumak için sözleşmeden çıkıldı

  • kadın
  • 09:16 30 Haziran 2021
  • |
img

İSTANBUL - Devlet kaynaklı cinsel şiddet nedeniyle 23 yılda 680 kadının Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’na başvurduğunu belirten Eren Keskin, İstanbul Sözleşmesi’nin yöneticileri rahatsız ettiğini söyledi.

Devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker’in ifşaatları ile mafya-siyaset-devlet ilişkileri bir kez daha kamuoyunun gündemine oturdu. Tartışılan ilişki ağı 1990’lı yıllarda işlenen “faili meçhul” cinayetlerin yanı sıra kadına yönelik cinsel şiddeti bir kez daha gündeme getirirken, devlet bağlantılı yapıların militarist devlet yapılamasındaki yeri ve konumu da somut olarak gözler önüne serildi. 
 
Toplumsal tarihin başından bu yana cinsiyetçi erkek egemenliğinin her türlü saldırısıyla karşı karşıya kalan kadınlar, en çok savaş, etnik veya siyasal çatışmalarda hedef alındı, cinsel saldırılar bu süreçlerde sürekli rastlanılan bir şiddet türü oldu. Tehdit ve intikam biçimi olarak savaş aracı olarak kullanıldı, devlet politikası haline getirildi. Kadınların mücadeleleri sonucu ise tecavüz uluslararası hukuk literatürüne “savaş suçu” olarak dahil edildi. Ancak gerek yaşadığımız coğrafyada gerekse de dünyanın birçok yerinde bu suç hala devam ediyor.
 
DEVLET KAYNAKLI CİNSEL ŞİDDET 
 
Türkiye’de 1980 döneminde başta gözaltı ve cezaevlerinde olmak üzere politik kadınlara yönelik bir sindirme aracı olarak kullanılan cinsel şiddet, Kürt sorunundan kaynaklı 40 yılı aşkın süredir devam eden savaşın da bir yöntemi haline getirildi. Politik kadınların yanı sıra erkeklere karşı da bizzat tehdit unsuru olarak kullanıldı. 1997 yılından bu yana gözaltında cinsel taciz ve tecavüze karşı hukuki çalışmalar yürüten Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’na 2020 yılı itibariyle 683 kadın, (3 başvuru Berlin Bürosu açılmadan önce Almanya’da alındı) devlet kaynaklı cinsel şiddet nedeniyle başvuru yaptı. Türkiye’deki 680 başvurunun 70’i, cezaevlerinde bulunan kadınlar tarafından yapıldı. Başvurucu kadınların 37’si de yurtdışına çıkmak zorunda bırakıldı. 
 
TECAVÜZ VE TACİZ 
 
Verilere göre, 107 kadın tecavüz, 576 kadın cinsel tacize maruz kaldı. 4 kadın, tecavüzün uzun vadeli etkisi sonucu intihar etti, 1 kadın işkence sonucu öldürüldü. 14 yaşındaki kız çocuğu, tecavüze uğradıktan sonra akrabaları tarafından “namus temizleme” gerekçesiyle öldürüldü, 1 kadın işkencenin uzun vadeli etkisi sonucu öldü. 1 kadın, işyerinde tecavüze maruz bırakıldı. Ailesi hakkında ölüm kararı çıkardı. 4 kadın zorla fuhuşa sürüklenirken, 26 kadın kayıtsız gözaltında taciz ve tecavüze, 1 kadın basın yoluyla cinsel tacize maruz bırakıldı. 11 kadın işkence sonucu bebeğini düşürdü, 20 kadın 3 buçuk ve 10 yaşlarındaki çocuklarıyla birlikte işkenceye maruz kaldı. 7 kadın tecavüze uğradıktan sonra hamile kaldı (3 çocuk yaşıyor, 2 çocuk aldırıldı 1 çocuk ise ölü doğdu), 6 kadın bekaret kontrolüne maruz kaldı. 
 
507 BAŞVURUCU KÜRT 
 
Cinsel işkenceye maruz kalan kadınların 168’i savaş, 344’ü siyasi, 18’i ailenin erkek üyelerini konuşturmak ya da ailenin erkekleri hakkında bilgi almak, 17’si ailenin siyasi üyelerinden dolayı cezalandırılmak, 136’sı adli nedenlerden dolayı gözaltına alınırken (adli nedenlerden dolayı tecavüze uğrayan 24, cinsel tacize maruz bırakılan 112), yapılan başvuruların 507’sini Kürt kadınlar oluşturdu. Diğer başvuruların dağılımı ise şöyle: Türk 156, Süryani 2, Alman 1, Roman 4, Bulgar 1, Romen 1, Avusturya 1, Arap 5, Türkmen 2, Özbek 1, Moldova 1, Ermeni 1. 
 
FAİLLERİN DAĞILIMI 
 
Türkiye’de taciz ve tecavüz suçu işleyen faillerin dağılımı ise devlet görevlilerini işaret ediyor. Faillerin 410’u polis, 128’si jandarma, asker, 35’i özel tim, 22’si korucu, 84’ü infaz koruma memuru, 4’ü itirafçı, 1’i gazeteci, 24’ü adli tutuklu, 1’i belediye başkanı, 1’i adliye görevlisi bekçi, 47’si diğer kamu görevlileri, 147’si DAİŞ (Irak Şam İslam Devleti) ve 1’i ÖSO (Özgür Suriye Ordusu.)   
 
Bölgede halen süren çatışmalı süreçte kadınlara yönelik işlenen savaş suçlarının üstü örtülü kalırken, bugüne dek taciz ve tecavüz suçlamasıyla devlet görevlilerine yönelik açılmış hiçbir davada cezalandırma olmadı. Yapılan araştırmalar, resmi başvurunun dışında kadınların toplumsal baskı ve “kimi kime şikayet ediyoruz” kaygısıyla yaşadıklarını büyük oranda gizlediklerini gösteriyor.
 
DAVALARIN HUKUKİ DURUMU 
 
Toplamda 216 olan dava dosyalarının 46’sı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) sonuçlandı. 3’ü hala AİHM’de görülürken, 43’ü Ceza Mahkemeleri’nde devam ediyor. 12’si Yargıtay’da, 104’ü savcılıkta bulunuyor.  8’i takipsizlik kararının ardından itiraz edildi, henüz karar çıkmadı. 457 dosya ise kapandı ve arşive kaldırıldı. 
 
Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nun kurucularından avukat ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, devlet-mafya-siyaset ilişkisini ve bunun kadına yönelik şiddet boyutlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
TEŞKİLAT-I MAHSUSA 
 
Çete yöneticisi Sedat Peker ve o tür yapıların erkek devlet yapısı içerisinde yer aldığını belirten Keskin, buna dair şöyle devam etti: “Bu kesin çünkü çok fazla bilgiye sahip. Zaten kendisi de ‘13 yaşımdan beri devletin içindeyim’ diyor. Kaldı ki bu kadar çok olayı ayrıntılarıyla bildiğine ve devletin son üst makamlarında yer alan kişilerle ilişkileri olduğuna göre devlet içindeki yapılanmalarda yer almış bir kişi. Bu bana hiç şaşırtıcı gelmiyor. Şöyle ki; ‘suç örgütü lideri’ ya da ‘suç örgütü’ neyse, aslında bu bir Teşkilat-ı Mahsusa geleneği. Yani 1915’ten beri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi ideolojisini oluşturan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin tetikçi teşkilatı Teşkilat-ı Mahsusa içinde çok okumuş, kültürlü ve deneyimli insanların yanında, cezaevinden çıkardıkları insanlar da var. Bunları tetikçi olarak kullanıyorlar. O nedenle böyle bir gelenek var. Son olarak Deniz Poyraz’ın katiline baktığımızda da benzer bir örneğini görüyoruz. 
 
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER 
 
Bu çok alıştığımız bir gerçeklik. O nedenle Peker’in anlattıklarına ben şaşırmıyorum. Sadece anlattığı olayların karşısında hala tek bir savcının harekete geçmemiş olmasına şaşırıyorum. Peker’in anlattıklarını çok daha önce zaten dile getirdik insan hakları savunucuları olarak. Örnek vereyim; Kıbrıs’ta Kutlu Adalı cinayeti. Kutlu Adalı katledildiği 90’lı yıllarda sürekli dile getirdiğimiz bir gerçeklikti. Hem bu cinayet hem de Kıbrıs’taki ilişkiler ağı. Kıbrıs, Türkiye’nin en büyük militarist ve operasyon merkezlerinden biridir. İnsan hakları savunucuları olarak hep dile getirdik. Hatta Adalı’nın eşiyle birlikte çalışmalar, toplantılar yaptık. Hiç kimse bizi dinlemedi. Bunun dışında Mehmet Ağar, Korkut Eken ve Tansu Çiler gibi isimlerin Kürt iş adamlarının öldürülmesinden 90’lardaki tüm faili meçhul cinayetlere kadar etkinlerinin olduğunu biliyoruz. Birkaç gün sonra Vedat Aydın’ın ölüm yıldönümü. Aydın’ın katledilmesinde Ağar’ın rolünü dile getirdik ama siyasi irade bunu hiçbir zaman dikkate almadı. Çünkü bunlar, devletin içinde bulanan yapıların gerçekleştirdiği eylemlerdi. Biz muhalif kanat olarak söylüyorduk. Şimdi ise devletin içinden çıkmış, devletin bir kanadının içinden çıkmış bir kişi bunları söylüyor. Bütün söyledikleri de birer birer doğru çıkıyor. O nedenle bunların dikkate alınması gerekiyor.”
 
KÜRT SORUNU
 
Peker’in ifşaatları karşısında sessiz kalan ana muhalefetin bu tutumunu eleştiren Keskin, “Yüzde 15’ini kastetmiyorum. HDP ve bir takım sosyalist parti etrafında bir araya gelenleri ayrı tutuyorum. Buralardan tepkiler var. Örneğin; bütün bu gerçekler karşısında kendine ‘muhalefetim’ diyen CHP’nin son derece sessiz kaldığını düşünüyorum. Muhalefet ile iktidarın aynı kaynaktan beslendiği bir coğrafya. Aynı ittihatçı bir gelenekten beslenen bir iktidar ve ana muhalefetten söz ediyoruz. Neden sorgulamıyorlar çünkü Vedat Aydın’ın, Ferhat Tepe’nin, Musa Anter’in ve diğer bütün öldürülmüş insanlarımızın akıbetlerini araştırmaya kalktıklarında, soru sormaya kalktıklarında Kürt sorunundaki çözümsüzlük karşılarına çıkacak. Bunu tartışmak istemedikleri için suskun kalıyorlar. Ama Peker’in anlatımlarının çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 
 
CEZASIZLIK POLİTİKASI 
 
Devlet bağlantılı bu yapıların kadına yönelik cinsel şiddetteki rolüne ilişkin ise Keskin, şunları söyledi: “Biz ‘kadına yönelik şiddet politiktir’ derken bunu kastediyoruz. Devlet dili ne kadar sertleşirse; erkek egemen, homofobik ve transfobik olursa kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddet o kadar artıyor. 97’den beri devlet güçleri tarafından cinsel işkenceye uğrayan kadın ve trans kadınlara ücretsiz hukuki destek veriyoruz. Bu coğrafyada kadınlar, adli bir nedenle de gözaltına alınsa cinsel şiddeti yaşayabiliyor. Özellikle Kürdistan coğrafyasında bu savaş politikası olarak kullanıldı. En yoğun başvuru her dönem Kürt kadınlardan oldu. Peker’in anlatımlarına baktığımızda Mehmet Ağar’ın oğlunun gazeteci Yeldana Kaharman’a cinsel saldırıda bulunduğu iddiası var. Kadı ki bu daha önce de tartışılmıştı. ‘Kadına yönelik şiddet politiktir’ derken, işte yine bunun için diyoruz. O politik olduğu için Ağar’ın oğlu için dava açılmıyor. Yine dün açıklamalarında gördük; bu yapının içinde yer alan başka bir kişinin Diyarbakırlı olan bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu, darp ettiği iddiaları vardı. Bu olayların hepsi kapatılıyor. Bu güne kadar devlet güçlerinden tek bir kişi cezalandırılmadı. Cinsel şiddet ve işkence uygulamaları nedeniyle tek bir devlet görevlisi cezalandırılmadı. Büyük bir cezasızlık söz konusu. İşte bu yüzden ‘kadına yönelik şiddet politiktir’ diyoruz.”
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ 
 
Kadına yönelik şiddete karşı hukuki bağlayıcılığı olan İstanbul Sözleşmesi’nin öneminin altını çizen Keskin, “Sözleşme nasıl ortaya çıktı? Diyarbakır’da Nahide Opuz isimli kadın eşi tarafından defalarca şiddet uğrayan ama devlet tarafından korunmayan bir kadın. 2002 yılında bu eş, daha sonra Opuz’un annesini öldürdü. Bununla birlikte bir dava başladı AİHM’de. Türkiye, bir kadını aile içi şiddetten koruyamadığı için mahkum oldu. Bunun üzerine Avrupa Konseyi, kendisine üye bütün ülkelere ‘aile içi şiddeti, kadına yönelik şiddeti düzenleyen bir sözleşme hazırlayın’ teklifte bulundu. Yani aslında bir Kürt kadının aile içi şiddette karşı verdiği mücadele İstanbul Sözleşmesi’nin temelidir.  Avrupa Konseyi’nin bu teklifi üzerine üye devletlerin hukukçuları bir araya geldi ve İstanbul Sözleşmesi metninin temelini bu coğrafyada yaşayan kadın hukukçular attı. Türkiye’de ilk imzacısı oldu kendini aklamak adına. 2011 yılında ‘kadınları koruyoruz’ demek için bu sözleşmeye imza attı. 2014 yıllında ise sözleşme devreye girdi ve o tarihten bu yana uygulanmasa da, pratikte sorunlar yaşansa da kadınlar için büyük bir güç kaynağı yarattı.
 
İstanbul Sözleşmesi, tüm bu cinayetlerin araştırılması görevini veriyordu yargıya. Bu yüzden sözleşmeden çıkıldı. Sözleşmeden çıkış nedeninin LGBTİ+’larla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Asıl neden kadına yönelik şiddet konusunda devletlere görev vermesidir. Yine ‘namus’ anlayışını tartışmaya açması, ‘kutsal aile’ kavramını sorgulamaya başlamasıdır. Bu rahatsız etti yönetici iradeyi. Gördüğünüz gibi tek bir erkeğin imzasıyla bu sözleşmeden çıkıldı. Çıkılmamış olsaydı, belki hemen değil ama bir süre sonra Yeldana Kaharman’ın katili de sorgulanacaktı. Onun gibi birçok kadının da failleri sorgulanabilirdi” diye belirtti. 
 
MA / Pınar Ural - Mehmet Aslan
 

Diğer başlıklar

01/07/2021
12:49 Diyarbakır’da taziye evlerinde yemek verilmeyecek
12:35 Özgür Gündem davasında gazetecilere ceza talebi
12:22 Uca’nın önergesi ‘kişisel görüş’ denilerek iade edildi
12:21 Avukatlardan İmralı için başvuru
12:19 Kobanê Davası’nda tahliye olanlar için yapılan itiraz reddedildi
12:18 Aygül Doku’dan polislere: Göreviniz Gülistan’ı bulmak
11:53 Prof. Dr. Zencir'den normalleşme uyarısı: Aşılama artmalı
11:32 Yeni Yaşam Kadın ekinin 17’nci sayısı çıktı
11:25 Gazeteci Kaya'nın duruşması bir kez daha ertelendi
11:21 Kürkçüler Cezaevi'nde tutuklulara 'ağız içi arama' dayatması
11:18 21 fezleke Meclis’e sunuldu
10:51 Şenyaşarlar: Adalet mutlaktır, bir gün tecelli edecektir
10:39 Mahalleli çukur ve pis kokulardan şikayetçi
10:31 Kredi kartlarında taksit sayısı düşürüldü
10:10 Dolandırıcılıktan aranan Çiftlik Bank kurucusu teslim oldu
10:05 Cezaevlerindeki açlık grevi 217'nci gününde
10:04 Bin kişinin AKP’ye geçtiği ileri sürülen köyde yol, su, kanalizasyon yok
09:46 Helikopter davasının 2'nci duruşması yarın: Tek yol dayanışma
09:18 Erk ortaklığı ve İstanbul Sözleşmesi
09:08 Hatimoğulları: Partimiz tabela partisi değil
09:07 DEDAŞ çiftçiye nefes aldırmıyor
09:06 Sivas Katliamı'nda zaman aşımına 2 yıl kaldı
09:05 ‘Tecritle Kürtlerin birliği engellenmek isteniyor’
09:04 Komisyon üyesi Koç: AKP-MHP paketleri meşruiyetini yitirdi
09:04 Köye girişler izne bağlandı, izin alan da giremiyor
09:03 İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı: Şiddet artacak
09:03 Erkekler karakolda cesaret topluyor
09:02 Ressam Çakmak zifti tuvalle buluşturdu
09:02 'Narko-terör Operasyonu'ndan istihbarat oyunu çıktı
09:00 Maske gerekçesiyle götürüldüğü emniyette ajanlık dayatıldı
09:00 Halk Validebağ Korusu’na sahip çıkıyor
09:00 Cizirî: Kürtlerin katili olmak istemiyorsak Kürtçeye sahip çıkmalıyız
09:00 01 TEMMUZ 2021 GÜNDEMİ
00:03 Doğalgaza da yüzde 12 zam
00:01 İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kalktı
30/06/2021
22:35 İzmir Barosu’na soruşturma: Biat etmeyeceğiz
21:38 Aydın’da İstanbul Sözleşmesi eylemi
21:29 İki çocuğunu istismar eden babaya ‘delil yetersizliği’nden beraat
21:19 Hakkari’de 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı
21:03 Kovid-19’dan 45 kişi daha yaşamını yitirdi
20:55 Elektrik fiyatlarına yüzde 15 zam yapıldı
20:40 Koca: 50 yaş üzerindekiler ve sağlık çalışanları 3. doz aşı yaptırabilecek
20:32 Van Kadın Platformu’ndan ‘Niçin İstanbul Sözleşmesi?’ paneli
20:10 Çocuk istismarını haberleştiren gazeteci Aygül cezaevine girdi
20:05 Emekli-Sen: 8 milyon emekli açlık sınırının altında yaşıyor
19:59 DAKP, polis barikatlarını sloganlarla protesto etti
19:53 Koro Mor’dan İstanbul Sözleşmesi klibi
19:41 TTB, 7’nci Pandemi Bülteni’ni açıkladı
19:25 Özel Kalem Müdürlüğü’ne AKP Gençlik Kolları Başkanı atandı
19:05 Valilik yasağını tanımayan kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktı
18:34 HDP Esenyurt İlçe Eşbaşkanı Sağlam’ın duruşması görüldü
18:13 Kürt sanatçılardan ‘savaşa karşı durun’ çağrısı
18:02 KESK, Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu’na katılmayacak
17:42 Oluç'tan Erdoğan'a: AKP koşar adım muhalefete hazırlanıyor
17:35 Gülistan Doku’nun ailesi Tunceli Adliyesi önünde oturma eyleminde
16:52 78'liler Derneği Başkanı Gani Alkan tutuklandı
16:33 Şengal’e SİHA saldırısı
16:22 Gülistan Doku’nun ailesi Ordu’ya yürüyecek
15:59 Bursları kesilen öğrenciler: Bizden çaldıklarınızı geri alacağız
15:55 Akseki'de orman yangını
15:25 DEVA Partisi’nden HDP’ye ziyaret
15:17 Zeynep Kınacı anıldı
15:10 SES: Performansa dayalı ödeme sistemi kaldırılmalı
15:07 Cezaevlerindeki hak ihlalleri raporlaştırıldı
14:56 'Sağlığımız tehlikede'
14:55 Komisyon'dan çekilen HDP: Bu oyunda yokuz
14:44 Doğubayazıt’ta 2 kişi gözaltına alındı
14:38 Deniz Poyraz pankartı ‘kin ve nefret suçu' sayıldı
14:28 Kadınlara 1 Temmuz çağrısı
14:26 KESK’in yeni Eşbaşkanları belli oldu
14:06 İşten çıkarılan işçiler: Haklarımızı savunacağız
14:04 HDP tütüncüler ile bir araya geldi
13:39 Elmalı Davası avukatı: Tutuksuz yargılamalar cesaret veriyor
13:27 Bölge halkına aşı olma çağrısı
13:24 SGK binasında zincirli eylem yapan Sinbo işçileri gözaltına alındı
13:16 Çitil davasında 7 gazeteciye beraat onandı
12:41 Av. Sert: Aile içi istismar aklanmaya çalışılıyor
12:29 Van'da bir kişi gözaltına alındı
12:08 Mezarlık çöplüğe döndü
12:07 Oğluyla görüşen Şenyaşar: Bize zulüm yapılıyor
11:58 Polis Tokat Cezaevi'ni bastı: 2 tutukludan haber alınamıyor
11:52 Öcalan'la görüşme başvurusu
11:38 Bakırköy Cezaevi önünde tecrit protestosu
11:35 Erdoğan, oğlu Bilal’in vakfını vergiden muaf tuttu
10:55 Kinyasê Hemîd: Kürtler arasında çatışma değil birlik sağlanmalı
10:43 Duruşmaya katılmayan faile ‘iyi hal’ indirimi
10:06 Ömeryan’da çıkan yangın söndürüldü
10:06 Eren’in cenazesi 22 ay sonra ailesine verildi
09:46 Özerk Yönetim işkence sonucu ölüm iddialarını yalanladı
09:42 İnsan kaçakçıları, polis baskını sonrası gençleri darp etti
09:37 Kadınlar cinsiyetçi politikalara karşı 1 Temmuz’a hazırlanıyor
09:37 Açlık grevi eylemini 44’üncü grup devraldı
09:17 Depremzedelere reklam ziyareti
09:17 Kürtçeyi savunma zamanı: Ulusal sorumluluk
09:16 'Siyasi tutuklulardan öç alınıyor'
09:16 23 yılda 680 başvuru: Militarist yapıyı korumak için sözleşmeden çıkıldı
09:15 MED-DER Eşbaşkanı Roni: Kürtçeye özgürlük mücadelemiz sürecek
09:14 Yetki belgesi olmayan tütüncüye hapis cezası geliyor
09:10 Yılmaz Güney Sineması: Kapatıldı, yakıldı, parka dönüştürülüyor
09:07 Kürdistan’ı Savun İnisiyatifi'nden Kuran: Kobanê ruhuyla hareket edelim
09:06 Çakır: Almanya Kürtlere yönelik savaşı körüklüyor
09:05 Safitürk’ün dosyası savcılık rafında unutuldu
09:04 Babasından devraldığı mesleği 44 yıldır sürdürüyor
09:03 Öcalan'ın avukatından Adalet Bakanı'na: Açıklamalarınızın arkasında durun
09:02 SMA hastası Zümra bebek dayanışma bekliyor
09:02 ‘Partileri halk açar, halk kapatır’
09:01 KDP’den gazeteciye 6 yıl hapis, kardeşine tutuklama
09:00 30 HAZİRAN 2021 GÜNDEMİ
08:50 KDP'nin gözaltına aldığı siyasetçilerden haber alınamıyor
00:02 Van’da 9 yaşındaki çocuğa cinsel istismar
29/06/2021
22:42 Zabıtaların seyyar araçlara el koyması protesto edildi
22:27 Kürtçe Don Kişot oyunu büyük beğeni topladı
22:18 Tarkan’dan Aile Bakanlığı’nın 'Elmalı Davası'yla ilgili açıklamasına tepki
21:17 HSK ‘Elmalı Davası’ ile ilgili inceleme başlattı
21:08 Zebarî’den operasyon tepkisi: Hükümet karşı durmalı
21:02 Diyarbakır'da silahlı kavga: 2 ölü, 15 yaralı
20:05 Ömeryan'da orman yangını
19:59 Koronadan 53 vefat, 5 bin 846 yeni vaka tespiti
19:51 Gençlik örgütleri: Deniz Poyraz'ın ve Suruç’un katilleri aynı
19:32 Danıştay, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin yürütmeyi durdurma talebini reddetti
19:16 Gazeteci Erenci mezarı başında anıldı
19:11 İHD Adıyaman: Kışkırtıcı dil yerine barışçıl dil kullanılmalı
19:00 Kadifekale’de Poyraz için anma
18:55 Van'da 'İstanbul Sözleşmesi Yaşatır' afişleri söküldü
18:32 Deniz Poyraz Maraş’ta anıldı
18:26 CFWIJ: Gazeteciler için özgür ve güvenli ortamlar yaratılsın
18:22 Aydın’da kadınlardan ortak mücadele mesajı
18:20 Orhan Doğan mezarı başında anıldı
18:04 İzmir’de depremzedeler sorunlarının çözümü için dilekçe verdi
18:00 Mardin Valisi, çadır kurdurduğu parkı kadınlara yasakladı
17:57 İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nden 8 Temmuz’da miting kararı
17:53 Urfa'da 4 kişi tutuklandı
17:49 Yazar Ulugana serbest bırakıldı
17:25 Bülbül: HDP bu halkın onurudur
17:18 Mültecileri taşıyan şoför: Jandarma üniformalı kişiler yaylım ateşi açtı
17:11 Yazar Ulugana gözaltına alındı
17:08 Gazeteci Çoban'a 4 yıl 6 ay hapis cezası
17:02 İstismar faili erkeğe verilen adli kontrol şartı kaldırıldı
17:01 Poyraz’ın ailesi şikayet için ifade verecek
16:57 Poyraz’ın katledilmesini protesto eden gençler serbest bırakıldı
16:39 Ankara’da LGBTİ+'lara polis müdahalesi
15:50 DEDAŞ'ın izinsiz kazısı yargıya takıldı
15:49 Basın meslek örgütlerinden şiddet protestosu
15:26 İşkenceye uğrayan çocukların duruşması ertelendi
15:17 Mültecilerin tutuldukları ahırlara baskın
15:09 Kılıçdaroğlu: Türkiye kara para aklayan ülkelerin başında
14:46 Elmalı Davası gündem oldu: İstismar failleri sokakta
14:45 Mersin'de İstanbul Sözleşmesi eylemine çağrı
14:28 Gazeteci Boltan'a Erdoğan'a hakaretten hapis cezası
14:09 SES TİS öncesi taleplerini açıkladı: Eşit işe eşit ücret