HABER MERKEZİ - Irak hükümetinin kampın etrafını tel örgüleriyle kapatma girişimine tepki gösteren Mahmur Halk Meclisi Eşbaşanı Haci Kaçan, “Türkiye’nin baskısıyla KDP ambargo uyguluyor, Irak ise tel örgüleri çekmek istiyor” dedi.
Türkiye’nin Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile yaptığı saldırılar, DAİŞ tehdidi ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) ambargosu altında bulunan Mahmur Kampı'nın etrafı tel örgülerle çevrilmek isteniyor. Irak güçlerinin 27 Aralık’ta kampın etrafının tel örgüleriyle kapatma girişimine karşı binlerce kişi alanlara çıkarak tepki gösterdi. Kampta yaşayan yurttaşlar, çadır kurarak, Irak güçlerinin geri çekilmesini istedi.
Irak hükümetinin kampın etrafının tel örgüleriyle kapatma girişimine tepki gösteren Mahmur Kampı Halk Meclisi Eşbaşkanı Haci Kaçan, bu adımın Türkiye’nin isteği ve KDP’nin talebi üzerine atıldığını söyledi. Kampta 12 bin kişinin yaşadığını hatırlatan Kaçan, bu insanların 1990-94 yılları arasında Türkiye’nin baskıları ve köy yakmaları sonucunda yerlerini terk etmek zorunda kalarak, Federe Kürdistan Bölgesi’ne geldiğini söyledi. 28 yıldır Federe Kürdistan Bölgesi’nde siyasi mülteci olduklarını kaydeden Kaçan, kampa yönelik daha önce de ambargo olduğunu ancak ilk kez kampın etrafına tel örgüleri çekilmek istendiğini belirtti. Kaçan, “Uzun yıllardır ne himayesinde bulunduğumuz Birleşmiş Milletler (BM) ne de Baas rejimi kampımızı açık cezaevine dönüştürmeye çalışmadı” dedi.
NEDEN TEL ÖRGÜLERİ?
Irak hükümetinin Mahmur Kampı’nın etrafını tel örgülerle kapatma girişiminin kendilerinde bazı şüpheler yarattığını ifade eden Kaçan, “Irak hükümetinin yasalarına ve hakimiyetine karşı değiliz. Mülteci olduğumuz günden bu güne komşularımız olan Araplar, Türkmenler, Süryaniler ve Başûrlu Kürtlerle kötü olay yaşamadık ve karşı karşıya gelmedik. Kendi yaşamımızla model olduk. Himayesinde olduğumuz BM ve topraklarında olduğumuz Irak hükümetine de zorluk çıkarmadık. Şimdi kampımızın etrafına tel örgülerle örülmek istenmesini Irak hükümeti açısından büyük bir yanlış olarak görüyoruz. Irak hükümetine karşı herhangi bir eksikliğimiz yokken, neden Irak içinde bulunduğu bunca karışıklığa ve DAİŞ tehdidine rağmen kampımıza yönelik böyle bir girişimde bulunuyor?” diye konuştu.
TÜRKİYE, IRAK’A BASKI YAPIYOR
Mahmur Kampı’nın 2 buçuk yıldır KDP’nin ambargosu altında olduğunu hatırlatan Kaçan, “KDP de bunu Türkiye’nin isteği üzerine yapıyor. Federe Kürdistan Bölgesi’nde yapılan işgal de KDP’nin yardımıyla yapılıyor. SİHA’lar ve savaş uçaklarıyla bize saldıran Türkiye’dir. Saldırmalarının tek nedeni Mahmur’da yaşayanları kendilerine tehdit olarak görmeleridir. Halkımız özgür ve onurlu bir yaşam için Türkiye sistemine karşı mücadele edecektir. Türkiye’nin saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Türkiye, Irak hükümetine baskı uyguluyor. Irak’ı, kampımızı kuşatması için zorluyor. KDP, Türkiye’nin isteğiyle kampımıza ambargo uyguluyor, Irak ise Türkiye’nin isteği üzerine bu girişimlerde bulunuyor. Bütün Irak yönetimi için söylemiyoruz. Bir yandan Türkmen Cephesi eski Başkanı Erşad Salihi Mahmur Kampı’nı hedef gösteriyor bir yandan da Irak yönetimi içerisinde bulunan bir kesim Türkiye’ye hizmet ediyor. Irak, Türkiye’nin talepleriyle hareket etmemelidir” diye belirtti.
‘HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ’
Irak hükümetinin yetkilileriyle dana önce yaptıkları görüşmelerde kendilerinin Irak yasalarını tanıyacaklarını Irak hükümetinin de yaşamlarına saygı duyması gerektiğini aktardıklarını dile getiren Kaçan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Iraklı yetkililer bize söz verdi. Son gelişmeler hem yaptıkları anlaşmalara hem de Irak yasalarına aykırıdır. Kampta yaşayan yurttaşlar olarak barıştan yanayız. Bizler için özgür bir yaşam önceliğimizdir. Irak hükümeti, özgür yaşama talebimizi görmezden gelir ve kampımızın etrafını ısrarla tel örgülerle kapatmayı dayatırsa halkımız bunu kabul etmez. Dün büyük bir yürüyüşle halkımız sokaklarda buna karşı olan tavrını net bir şekilde ortaya koydu. Irak’ın bu net mesajı alması gerekiyor. Yakın bir zamanda Bağdat’ta yetkililerle bir araya geleceğiz. Bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmasını bekliyoruz. Hayatlarımız risk altında olduğu müddetçe demokratik yollarla haklarımızı arayacağız.”
MA / Ömer Akın