Kadın bilimi: Jineolojî Dergisi özgürlüğe ışık tutuyor

img

DİYARBAKIR - Kürt kadınlarının yürüttüğü jineolojî tartışmaları ışığında 6 yıldır yayın hayatını sürdüren Jineolojî Dergisi'nin Yayın Kurulu üyesi Ruşen Seydaoğlu, yeni düşünce kanalları oluşturan derginin, pozitivist akıl karşısında yeni bir yaşam biçimini ortaya koyduğunu söyledi. 

Kadın sorununun çözümü konusunda son 40 yılda önemli bir mesafe kaydeden Kürt kadınları, yürüttükleri mücadeleyi Jineolojî Dergisi’yle derinleştirerek, geliştiriyor. “Kadın etrafında gelişecek bilim, doğru sosyolojiye atılmış ilk adımdır” sloganıyla 8 Mart 2016 tarihinde yayın hayatına başlayan bilim kuram dergisi Jineolojî, ilk günden kadınların başucu dergilerinden biri oldu. Birçok kesimin ilgisini çeken ve sadece Kürt kadınlara değil, tüm uluslardan kadınlara hitap eden dergi, yayın hayatının 6'ncı yılına girdi. Jineolojî, ilk sayısından bu yana “Kadın gerçeğine dayalı yöntem ve hakikat”, “Özsavunma olarak Jineolojî”, “Kadın doğasına bakış”, “Erkek doğası ve erkeklik”, “Özgür eş yaşam”, “Etik estetik” ile “Kadın direniş yöntemleri ve eğitim politikaları” gibi konuları irdeleyen 24 sayıyı okurlarına ulaştırdı. 
 
Jineolojî Dergisi’nin Yayın Kurulu Üyesi avukat Ruşen Seydaoğlu, çalışmalarını ve kadınlar başta olmak üzere tüm toplum üzerindeki tecrit halini değerlendirdi. 
 
 
ÖCALAN’IN ÖNERİSİ
 
Seydaoğlu, bir sosyal bilim tartışması ve sosyal bilimin yeniden inşası olarak tanımlanan Jineolojî’nin, bilginin tekelleştirilmesi ve kadının kadim bilgisinin ters düz edilerek, kullanılmasına bir itiraz olarak ortaya çıktığını belirtti. Abdullah Öcalan’ın da Özgürlük Sosyolojisi kitabında Jineolojî’yi önerdiğine işaret eden Seydaoğlu, derginin “Kadın etrafında geliştirilecek bilim, doğru sosyolojiye atılmış ilk adımdır” sözü üzerinden kurulduğunu vurguladı. 
 
Seydaoğlu, “Abdullah Öcalan’ın kendisi de, sosyal bilimin daralmışlığı, kadının kadim bilgisinin bir şekilde ters düz edilmesi, başka bir toplumun yaratılmaya çalışılması üzerinden kadının bilgisini yeniden açığa çıkartacağı, üstüne daha fazlasını koyacağı ve bu bilim etrafında bir yaşamın örgütlenmesi gerektiğini söyledi. Jineolojî çalışmalarının çıkış noktası buydu. Aslında derginin geçen bunca zaman içerisinde ‘kadına dair her şey bilgidir’ demesi, bütün o alanlarda kadın arkeolojisini yapması da bundandır” ifadelerini kullandı.
 
ARKEOLOJİK KAZILAR
 
Yayın hayatlarının 6’ncı yılına girdiklerini ancak Jineolojî tartışmalarının 10 yılı geride bıraktığını aktaran Seydaoğlu, “Sahiden de girdiğimiz her alanda bilimin parçalanmış yapılarını bir araya getirirken, nasıl da bilgimizin paramparça edildiği ve aleyhimize nasıl toplumda örgütlendiğini gördük ve bu arkeolojik kazılarla ortaya çıktı. O günden bugüne 24 sayı çıkardık ve her birinin odak noktası farklıydı. Yayınlarımızda cinsel politikaları, ekonomi, ekoloji ve siyasetin kendisinden ayırmadan ele almaya çalıştık. Ya da işte demografi dediğimiz şeyin ekonomiyle, ekolojiyle ve demokratik siyasetle ne kadar ilişkili olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Her şeyin birbiriyle ve toplumla ilintili olduğu bir düşünce sistematiği ortaya çıkmaya başladı. Bu başlı başına bir değer atfediyordu” diye belirtti.
 
BİR DÜŞÜNCE TECRİTTE
 
İlk cins kırımından bu yana kadının yaşamı, bilgisi, doğurdukları ve ürettikleri üzerinden bir tecrit sistemi olduğuna dikkat çeken Seydaoğlu,  “İşte bizim bugün tecridi anlama biçimimiz biraz da buradan geliyor. Birinin dünya, halk ve toplumla ilişkilerini koparmak tam da pozitivizmin o bilgi yapılamalarına, ataerkiye, kapitalizmin kendisine dair bir şey ve o bildik uygulama bugün Abdullah Öcalan üzerinden devam ettiriliyor. Yani sadece bir şahıs dört duvar arasına kapatılmıyor, bir düşünce, bir yaşam önermesi dört duvar arasına kapatılıyor. İtiraz edeceği yer de Jineolojî’nin biraz buralarında ortaya çıkıyor” dedi. 
 
KADIN BİLGİDEN KOPARTILIYOR
 
Tecridin yalnızca Öcalan üzerinde değil günlük yaşantının her saniyesine sirayet ettiğine işaret eden Seydaoğlu, kadının yaşamdan tecrit halini şöyle anlattı: “Bir kere o günlük yaşam dediğimiz yerde de kadın bilgiden kopartılıyor. Haliyle kendi kuracağı yaşamla arasına bir mesafe koyuluyor. İşte biz de diyoruz ki bu mesafeyi önleyebileceğimiz yerin kendisi, kadının yeniden hem bilgiyi ürettiği hem de o bilgiyi toplum için kullanabildiği bir sistem. Gündelik hayata baktığımızda kadın sokaktan kopartılıyor. Aslında sokakta bir bilgi var, kadında bir bilgi ve dönüştürme gücü var. Bu ikisinin birleşmesiyle oluşuyor. Ya da kadın anadilinde eğitimden kopartılıyor. Yani kendini en doğal, en gerçekçi ifade edebileceği alan anadiliyken, bunu kullanmasına izin verilmiyor. İktidarların göç politikaları, göçertme politikaları da bunlardan bağımsız değil. Kadın kendisine ait bir yaşamdan kopartılıyor ve şehrin ortasına atılıyor. Aslında iktidarlar, ‘burada benim kurallarımla yaşayacaksın’ diyor.
 
MESAFELER KONULUYOR 
 
Haliyle gündelik hayat içerisinde her şeyi yaparken, evimize bir şey alırken, bir yemeği pişirirken ya da dışarıda bir eylem örgütlerken sürekli o bizden alınan bilgiyle mesafemiz bizi durdurmaya çalışıyor. Aslında o farkındalığı bilsek, tutturabilsek yeniden o öze kavuşabilsek biliyoruz ki tozu dumanına katacak bir kadın enerjisi var ortada. Ama ısrarla aramıza bariyer koyuyorlar. O bilgiye ulaşmanın yanı sıra o bilgiyi kullanma, hatırlama, o hafızayı diriltme konusunda da engeller taşıyor. İşte yargısıyla, üniversiteleriyle, ailenin kurgulanışıyla bunu yapıyor. Çünkü oralara sürekli erkek egemen sistemin bekçilerini yerleştiriyor. Erkekler, memurlar, kurumlar inanılmaz bir bürokrasi içerisinde kadının yaşama, bilgiye ulaşamayacağı bir sistematik yaratıyor.” 
 
JINEOLOJî ATÖLYELERİ 
 
Jineolojî tartışmalarının çok daha öncesinden başladığını hatırlatan Seydaoğlu, çalışmalar içerisinde yer alan kadınların da Jineolojî’yi anlamlandırma süreçlerinin olduğunu söyledi.  Daha sonrasında bu tartışmaları “nasıl toplumsallaştırabiliriz” üzerinden atölyeler kurduklarını aktaran Seydaoğlu, “Kurumların, bağımsız kadınların, akademisyenlerin hepsinin içinde kendini bulabileceği ve oraya bir şey katabileceği bir sistematik örmeye çalıştık. Jineolojî’yi sistem akademilerden ayıran temel yanı da bu oldu. Toplum için bilgi ve aynı zamanda toplumdan edinilen bilgiyle, tartışmaların örgütlülüğünü geliştirdi. Her yerde onlarca atölye gerçekleştirildi. Sadece Amed’de değil İstanbul, Ankara, İzmir, Van, Batman, Mardin’de birçok atölye kuruldu. Bu atölyelerde kadınlara ulaştık, kadınlar bize ulaştı. Aslında genç kadınlar kendi büyük annelerinden dinledikleri hikayeleri atölyelerle bugüne taşıdı” dedi.
 
POZİTİVİST AKLA İTİRAZ
 
Derginin en çok beslendiği alanlardan birinin atölyeler olduğunu belirten Seydaoğlu, “Tartışmalar dergi aracılığıyla da toplumun tamamına ulaştırılmaya çalışıldı. Sistematiği ‘Birkaç tane kadın yazsın, akademik çalışmalar yapsın, onu da topluma öğretir gibi sunsun’ üzerinden değil, derginin toplumdan, kadınlardan besleneceği, atölyeler aracılığıyla sistemli araştırmalar yapılacağı, bilginin peşine düşeceği ve bunları da kaynağa dönüştüreceği bir mekanizma oluşturmaya çalıştık. Baktığımızda da öyledir, her sayıda muhakkak bir atölye tartışmasının yazıya dönüştürülmüş hali vardır. O atölye de tartışanlar, muhakkak dergide daha önce yazılmış bir yazıyı referans alır ya da oraya dair bir soru sorar. Yani o bilgi derinleştirilmeye çalışılır. Karşılıklı bu diyalektik sürdükçe Jineolojî’yi pozitivist akıl karşısında yeni bir düşünce ve yaşam biçimi olarak ortaya koyuyor” diye belirtti. 
 
İktidarların dünyanın her yerinde kadınlara, inanç gruplarına ve halklara karşı bir saldırı hali içerisinde olduğunu belirten Seydaoğlu, bu saldırıların amacının sadece bugünü yok etme üzerinden değil aynı zamanda bir hafızayı ortadan kaldırmaya dönük olduğunu söyledi. “Çünkü biz hatırladıkça direniş kültürü devam ediyor” diyen Seydaoğlu, ekledi: “İktidarlar bu direniş kültürünü durdurmak adına bilgimize, direnişimize saldırıyor. Yani tecrit edilmişlik biraz buralarda da ortaya çıkıyor. Bir halk kendi geçmişini, geleneklerini ve taşıdığı değerleri unuttukça aslında yok olmakla karşı karşıya kalıyor. İşte bilgi, burada özgürleştirici bir moment taşıyor. O değeri hatırlayarak yeniden sokaklara çıkabiliyor, söz üretebiliyor ve eylem yapabiliyoruz.  Köksüz ve günü birlik pratikler yerine daha köklü, kendini köklerine dayandıran ama alternatif yaşamın da nasıl olacağını söylemeye dair bir şeyler üretiyoruz. Binlerce yıldır içinde tutulduğumuz tecritten böyle bir eylem sistematiğiyle çıkabileceğimizi söylüyoruz. Kadınlara ve topluma nefes olacak bir bilimi tartışıyoruz. Bir mezuniyet, statü ve benzeri vadetmiyor ya da bilginin sadece tekellerde tutulacağı, birilerinin toplum adına konuşacağı bir sistematik yok burada. Aksine sürekli bir hareketin, düşüncenin olduğu ve daraldığımız o tecrit alanlarından bizleri çıkartacak, nefes verecek bir bilimi tartışıyoruz.  İşte Jineolojî buralardan doğru itirazlar geliştiriyor.” 
 
KADINLAR İÇİN YENİ BİR KANAL
 
Dünyanın her yerinden kadın mücadelelerinin yükseldiğine değinen Seydaoğlu, “İnanılmaz bir kadın enerjisi var. Aynı zamanda yeniye, alternatife dair çok fazla söz üretmediğimiz bir kaos, kriz hali de var. Bu, bütün iktidar karşıtı toplumsal hareketler için geçerli. Jineolojî, kendini yeni bir anlayış ve bilim olarak örgütlendiriyor. Ama hepimizin içerisinde kökleşmiş bazı dogmalar var. Jineolojî, buna karşı yeni bir nefes, kanal olarak kendini sunuyor ve sadece Kürt kadınları için değil dünya kadınları için bir düşünce sistematiği oluşturmaktan bahsediyor. Hep birlikte oluşturmaktan bahsediyor. Yeniye dair muhafazakarlık, birçok sebeple anlaşılabilir bir durum. Buna dair çalışmalar devam ediyor. Çok umutsuz bir tablo yok, Avrupa, Latin Amerika ve Kürdistan’ın diğer parçalarında ciddi Jineolojî tartışmaları ve farklı çevrelerle buluşma pratiği var. Türkiye’de de bunun zaman içerisinde güçleneceğini düşünüyoruz” dedi. 
 
JİNEOLOJİ İSPANYA VE KOLOMBİYA’DA 
 
İspanya ve Kolombiya’da genç kadın ve erkeklerin katıldığı Jineolojî tartışma kamplarının olduğunu belirten Seydaoğlu, bu kapsamda çok sayıda konferans ve panellerin düzenlendiğini söyledi. Bunların hepsinin farklı çevrelere ulaşmanın kanalı olduğunu dile getiren Seydaoğlu, “Hem kendini, Jineolojî’den ne anladığını ifade etme hem de farklı çevrelerin katkılarıyla dönüşmek üzerine vurgulanmış bir düşünce. ‘Biz sıfırdan bir şey keşfettik gibi bir yaklaşım yok.’ Hep beraber bu kriz ve kaos halinden düşünce ve pratik gücüyle çıkalım çağrısı var. Yoksa Jineolojî, tamamlanmış bir şey değil. Jineolojî belki 10-20 yıl sonra bambaşka boyutlarda kendini farklı toplumlarda, iktidarlar tarafından öteki sayılmış çevrelerde güçlendirerek sosyal bilim olarak ortaya koyacak. Umudumuz tam burada” diye belirtti. 
 
YENİ SAYI ‘CİNSELLİĞİN KUTSALLIĞI’ 
 
Seydaoğlu, derginin yeni yılında “Cinsellik: Kutsallıktan İktidar İdeolojisine” konulu sayıyı yayımlayacaklarını duyurdu. Yeni sayıya dair Seydaoğlu, şunları söyledi: “Cinsellik bu kadar enerjinin, bereketin, yaşam döngüsünün sembolüyken, bugün iktidarların elinde nasıl bir sömürü alanına dönüştürüldüğünü, varlığıyla dişi ve eril enerjiyi nasıl dağıttığını tartışacağız. Buna dair alternatif sözümüz de olacak. Yeni bir cinsel politikayı, cinsellik kültürünü, kadın ve erkeğin doğayla beraber özgürleşeceği enerjiyi nasıl ortaya çıkarabilirize dair hem Kürt kadın hareketinin hem dünyadaki kadın araştırmacılarının katkı sunacağı bir sayı çıkartmayı hedefliyoruz.”
 
8 MART’LA YENİ BİR YILA 
 
Derginin ilk sayısının 8 Mart’ta çıktığını hatırlatan Seydaoğlu, “Bundan 6 yıl önce çıkan bir dergi olarak Jineolojî aslında ne kadar yol katlettiğinin farkında ve bu kat ettiği yolun, kadınlarla, kadınların bilgilerine tutunmalarıyla ilişkili olduğunu biliyoruz.  Kadınlar açısından 8 Mart bir direniş günüdür. Dergiyle beraber bu tarihe ortak olduk yeni yılımıza da bu direniş ortaklığıyla giriyoruz. İddia devam ediyor. Jineolojî Dergisi, tartışmaya, okurlarla buluşmaya ve okurlardan beslenmeye devam edecek” diye belirtti.
 
MA / Eylem Akdağ

Diğer başlıklar

05/03/2022
09:11 Sur Kaymakamlığı 'cazibe merkezi'ne kondu!
09:10 Yoksulluk ve ayrımcılık Romanları eğitimsiz bırakıyor
09:09 Üniversite öğrencileri yemek zammına tepkili
09:08 Efrîn'de son 2 ayda 120 kişi kaçırıldı
09:07 Özsoy: Rusya’nın Ukrayna işgali NATO’yu güçlendirdi
09:06 ‘Gazetecilerin asıl sorumluluğu barışı sağlamaktır’
09:05 Türkiye için 2022 zor bir yıl olacak
09:05 KEFEK işlevsiz bırakıldı: İktidarın değişimi şart
09:03 Kadın bilimi: Jineolojî Dergisi özgürlüğe ışık tutuyor
09:02 Engelli çocuğu olan anneler emeklilik hakkı istiyor
09:02 Hücreden seslendi: Direnişimizi gölgelemelerine izin vermeyeceğiz
09:00 05 MART 2022 GÜNDEMİ
04/03/2022
22:57 Otelin çatısından düştüğü iddia edilen kadının eşi tutuklandı
21:16 Polisler HDP’li Güzel’in evine gitti
19:56 Koronadan 180 kişi daha hayatını kaybetti
19:49 Emek ve meslek örgütleri: Savaşa hayır, barış hemen şimdi
18:47 İstanbul’un ilçelerinde 8 Mart coşkusu
17:58 ‘Hasta tutuklular özgürlüklerine kavuşmalılar’
17:53 Pakistan’daki patlamada yeni bilanço: 56 ölü, 194 yaralı
17:34 Kobane Davası: 6-8 Ekim’de paramiliter güçler devreye konuldu
17:13 Şubat ayında en az 40 çocuk hayatını kaybetti
17:10 Adalet Nöbeti’ne Özgür Baretli Mühendisler’den ziyaret
17:04 Oluç: Pakdemirli tarımı kuruttu, ormanları çöle çevirdi
16:55 Kadınlardan hasta tutuklular için mücadeleyi yükseltme çağrısı
16:49 TitulArts etkinliğine yoğun ilgi
16:06 SES: Dr. Uyan’a verilen ceza hukuksuzdur
15:40 HDP’den zam raporu: Tek adam rejimi zam şampiyonu
15:35 Süleymaniye’de 8 Mart kutlaması
15:21 İstanbul Kürt Film Festivali’nin 2’ncisi 24 Mart’ta başlıyor
15:19 75 yaşındaki Malgaz serbest bırakıldı
15:18 KESK'ten 'yabancı güçler Ukrayna’dan çekilsin' çağrısı
15:05 Duygu Delen’in katil zanlısına beraat
14:45 ‘Adalet talebimiz yerine getirilinceye kadar buradan ayrılmıyoruz’
14:32 BES: Gıda enflasyonu yüzde 104,41
14:17 HDP’den Antep’te kongre çağrısı
14:09 KESK’li kadınlar: Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ni uygulayın
13:48 QSD: Türkiye basınındaki iddialar asılsız
13:47 Diyarbakır’da 8 kişi gözaltında
13:46 Pakistan’da patlama: En az 30 ölü
13:42 Kayyım 'Bahçeli Ormanı' için çay bahçesini yıktı
13:30 ‘Özerk Kürdistan, demokratik Türkiye için olmazsa olmaz’
13:28 Federe Kürdistan’da 8 Mart etkinlikleri
13:28 'Zeytinlikler için mücadele edeceğiz'
13:10 AMATEM'in kapısına kilit vuruldu
13:04 Gergerlioğlu’nun yurt dışına çıkışı engellendi
13:03 Adalet Nöbeti'ndeki ailelerden Saadet Partisi'ne ziyaret
12:52 Afyon’da jeotermal sahaları ihaleye çıktı
12:51 HDP ve HDK’den çağrı: Avrupa kapılarını tüm mültecilere açmalı
12:48 DFG Şubat ayı raporu: 5 gazeteciye 16 yıl ceza
12:39 Güzel hakkında soruşturma
12:24 3 kardeşi öldüren firari korucu tutuklandı
11:54 Öcalan’ın aile ve vasisinden İmralı başvurusu
11:45 Polis, ev baskınında cenazesi kargoyla gönderilen Agit İpek’i sordu
11:29 AYM'den Ethem Sarısülük kararı: Para cezası, olayın neticesiyle orantılı
11:29 Kemal Özkiraz gözaltına alındı
11:11 İzmir'de bir kadın katledildi
09:58 Şenyaşarlar herkesi 'Adalet' için Urfa'ya çağırdı
09:27 ‘Ağız içi arama’yı reddeden tutuklu 7 aydır tedavi edilmiyor
09:26 DBP’de temel gündem Öcalan'ın özgürlüğü
09:25 Tutuklu Özcan: Ölümle tehdit ediliyorum
09:24 DİAYDER davasında tahliye olan Erdemci: İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemediler
09:23 Kocaeli Kadın Platformu: Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz
09:23 SYKP Eş Genel Başkanı Yüce: Faşizme Demokrasi İttifakı’yla cevap vereceğiz
09:19 Ankara'da 8 Mart mitingi Anıtpark’a alındı
09:19 ‘Yönetmelik değişikliği zeytinlikler için ölüm fermanıdır’
09:17 Sanatçı Nudem Durak: Şarkı söyleyememekten korkuyorum
09:16 DBB kayyımı kuruyan ağaçlara servet harcıyor
09:15 Aydoğan: Öcalan’ın özgürlüğü kitlesel mücadeleyle sağlanacak
09:13 Mersin Kadın Platformu: İsyanımızı büyütelim
09:11 Tıp Bayramı’nı alanlarda karşılayacaklar
09:02 Kışanak’tan Kadın İttifakı çağrısı: Örgütlü gücü açığa çıkaralım
09:02 Kadınlar İstasyon Meydanı'nda özgürlüğü haykıracak
09:00 ‘ATK bilimsel değil, siyasi karar veriyor'
09:00 Engelli kadınlar: Lütuf değil eşit yaşam hakkı istiyoruz
09:00 Özdinç: Kayyımlar özel savaş konseptinin parçası
09:00 'Üniformalı şiddete' karşı politik mücadele
09:00 04 MART 2022 GÜNDEMİ
08:52 Rusya-Ukrayna müzakereleri üçüncü oturuma kaldı
07:52 Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli istifa etti
03/03/2022
23:33 ‘Lîstik’ oyunu ilk kez sahnelendi
23:24 AKP'nin nükleer santral teklifine HDP'den Çernobil hatırlatması
22:41 Bilimi hiçe sayan AKP'li Altunyaldız'a muhalefetten tepki
21:28 Cizre’de 75 yaşındaki Malgaz gözaltına alındı
20:53 18 yıl önce katledilen Önder Babat anıldı
20:19 Korona tablosu: 188 vefat, 49 bin 424 yeni vaka
20:14 Diyarbakır'da 10’uncu Mezopotamya İnşaat Fuarı açıldı
20:08 HDK'lilerden İzmir'de su kıtlığına karşı kampanya
18:40 Candan’ın görevden alınmasına ‘yürütmenin durdurulması’ kararı
18:36 Van’ın ilçelerinde 8 Mart etkinlikleri
18:29 'Savaşa derhal son verilsin'
18:23 Akkuyu'da bir haftada üçüncü servis kazası: Biri ağır 12 yaralı
17:39 Ata: Kadınların özgür ve özerk örgütlendiği zamanlardayız
17:29 Oluç'tan enflasyon ve büyüyen kriz tepkisi
17:23 Açlık grevinin sürdüğü Mardin Cezaevi’nde bir tutuklu sevk edildi
17:07 Katledilen Sıla Şentürk’ün davası görüldü
16:59 Gazeteci Estukyan hakkında soruşturma
16:52 Dokunulmazlık tepkisi: Mücadelemizi sürdüreceğiz
16:20 Danıştay’ın 2 hakiminden şerh: İstanbul Sözleşmesi'nin feshi hukuka aykırı
15:57 'Özgürlük için her yeri direniş alanına çevirmeliyiz'
15:48 Gülistan Doku'nun kaybolduğu yerde 8 Mart etkinliği
15:41 Afganistan'daki insan haklarını korumak için birlik kuruldu
15:16 Adalet Nöbeti: Cezaevlerinin sesi olalım
15:05 Madencilik Yönetmeliği yargıya taşındı
14:48 Adana Barosu, İHD ve ÇHD: ‘Ağız için arama’ya son verin
14:46 Rosa Kadın Derneği yöneticisine ceza istemi
14:26 KESK: Taciz edilen kadınlar tehdit ediliyor
14:21 ‘Zeytinliklerin talan edilmesine izin vermeyeceğiz’
14:19 Sağlık emekçileri tekrar greve gidiyor
14:01 Devrimci inşaat işçisi Duran Baysal anıldı
13:28 Emekli hekimlerin yüzde 59'u gelecek kaygısı yaşıyor
13:20 Tutuklu yakınları: Cezaevlerine bağımsız heyet gönderin
13:11 Kobanê Davası: Toplumu dönüştürme sorumluluğumuz var
13:03 'Barış, Dostluk ve Demokrasi' ödülü Emine Şenyaşar'a verildi
12:54 Özgür Gündem davası görüldü
12:52 Avukatlardan görüşme başvurusu
12:46 TTB: Virüse serbest dolaşım izni verildi
12:29 DİAYDER’e kapatma davası açıldı
11:43 Ferit Şenyaşar: Görüntüler devletin arşivinde
11:41 Ege'de kar yağışı etkili oldu
10:44 Kongreya Star üyesi Loka: Önceliğimiz Öcalan’ın özgürlüğü
10:44 Aliağa'da JES için ÇED süreci başlatıldı
10:33 ENAG’ın yüzde 123,8 dediği enflasyonu TUİK 54,48’e düşürdü
09:58 Danıştay savcısından mütalaa: İstanbul Sözleşmesi kararı hukuka aykırı
09:39 Rusya’ya giden heyeti Erdoğan mı gönderdi?
09:19 Botanlı kadınlar: 8 Mart’ta serhildan ruhuyla alanlarda olacağız
09:19 Cizre’de HDP’li 2 yönetici gözaltına alındı
09:16 Gezer’in kapatılan ‘işkence ve tecavüz’ dosyası AYM’ye taşındı
09:13 Şenyaşar ailesinin katledildiği hastanenin görüntüleri çalınmış!
09:13 Özel savaş uygulamalarına yargı zırhı
09:12 Urfalı kadınlar: Güvende değiliz
09:11 Silopi Belediyesi’nin imzaladığı TİS işçinin yüzünü güldürdü
09:03 Êzidî kadınlar 8 Mart'a hazırlanıyor
09:02 Kayyım belediye binasını özel harekata verdi
09:01 Bir kayıp ve mücadele hikayesi
09:00 Tuncel: ‘Kadın özgür olmadan toplum özgür olamaz’ slogan değil, hayatın kendisi
09:00 Öcalan: Özgür kadın devrimin ifadesidir
09:00 03 MART 2022 GÜNDEMİ
08:40 Rusya-Ukrayna Savaşı'nda taraflar insani koridor konusunda anlaştı
08:32 Dayan ailesine, kaymakamdan para, AKP’li vekilden iş teklifi
02/03/2022
23:58 Koronadan 189 vefat, 56 bin 780 yeni vaka tespiti
21:23 Ma Music 5'inci yılını kutladı
19:30 Beştaş: Dün, 2 Mart darbecilerinin bayrağını taşıyan bir parlamento gördük
19:21 Ekolojistlerden maden yasasına tepki
19:13 Açık alanlarda maske zorunluluğu ve HES uygulaması kaldırıldı
18:18 Ordu'da savaş protestosu
18:15 Gazeteci Kanbal'a 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi
18:01 Dersim’de gözaltına alınan 2 kişi serbest bırakıldı
17:58 Müebbet hapis verilen 4 isim yeniden yargılamada tahliye oldu
17:44 Güzel’in fezlekeleri başsavcılığa gönderildi
17:20 Kiev'e yönelik saldırıda bir gazeteci hayatını kaybetti