İSTANBUL - Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Selda Karataş, adil yargılanma talebiyle aylardır ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın taleplerinin karşılanması çağrısında bulundu. 

 

Kocaeli Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulanan Selda Karataş, aylardır ölüm olucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’a ilişkin mektup yollandı. Mektupta, “Gökhan ve Sibel, yaşadıkları bu adaletsizlikleri sineye çekmedi” denildi. 

 

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sibel Balaç ile Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gökhan Yıldırım’ın adil yargılanma talebi ile sürdürdükleri ölüm orucu eylemi devam ediyor. Balaç eyleminin 185’inci günündeyken, Yıldırım ise 179 gündür eylemini sürdürüyor. 

 

Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selda Karataş, gönderdiği mektup aracılığıyla Balaç ve Yıldırım’ın taleplerinin karşılanması çağrısında bulundu. 

 

GAZETECİLERLE DAYANIŞMA

 

Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklanmasına tepki gösteren Karataş, gönderdiği mektupta, “Korkuları büyük. Kavga şairi Nazım Hikmet boşuna dememiş, ‘Hiçbir korkuya benzemez, halkını satanın korkusu’ diye. Halka karşı işledikleri suçlar o kadar çok ve o kadar büyük ki söylensin, gösterilsin, yazılsın istemiyorlar. Bunun korkusuyla bu kadar azgınca saldırıyorlar” ifadelerine yer verildi. Karakaş, tutuklanan gazetecilerle dayanışma içerisinde olduklarını iletti. Mektupta, gazetecilerin değil, “Halka karşı yasalar yapanlar” ın kaleminin kırılacağının vurgusu yapıldı.  

 

AYLARDIR ÖLÜM ORUCUNDALAR

 

Balaç ve Yıldırım’ın başta adil yargılanma olmak üzere hak ihlallerinin giderilmesi taleplerinin olduğunun belirtildiği mektupta, “İçeride onlar adalete olan açlıklarıyla ölüm orucu eylemi yaparak, dışarıda da aileleri, arkadaşları, yoldaşları basın açıklaması, yürüyüş, Adalet Nöbeti yapmaya çalışarak adalet istiyorlar” denildi. 

 

'UYUŞTURUCUYA KARŞI ÇIKINCA...' 

 

Mektupta, Yıldırım’ın ağabeyi Erkan Yıldırım’ın, kendisine dönük yapılan bir saldırıda, “Gökhan uyuşturucu kullanırken, kimse böyle peşine düşmedi, kimse tutuklamadı. Uyuşturucuya karşı çıkınca tutukladılar” ifadesine yer verdi. Mektupta, uyuşturucuya karşı mücadele verdiği için hedef haline gelerek tutuklanan Yıldırım’ın geçmişte uyuşturucuya bulaştığını, bu yüzden de nasıl bir şey olduğunu bildiğinden buna karşı mücadele ettiği belirtilerek, “ Bunun bir emperyalist politika oluğunu bilerek doğrudan emperyalizme ve onun yerli iş birlikçilerine karşıydı mücadelesi. İşte bu yüzden tutukladılar onu ve komplo bir dosyayla adil yargılanma hakkı ihlal edilerek 46 yıl gibi bir astronomik ceza verdiler. Bu yanıyla abisinin sözü çarpıcıdır” denildi. 

 

'YÜREĞİ HUKUKSUZLUĞA İSYAN ETTİ'

 

Mektupta zihinsel engelliler öğretmeni olan Sibel Balaç’a yönelik ise, “Zihinsel engelliler öğretmenliği gibi yüksek duyarlılık ve özveri gerektiren bir bölümde çalışıyordu. Bu duyarlılığı, vicdanı onu yüksek direnişine, KHK’lerle işinden ihraç edilen eğitimcilerin yüz akı olan direnişe omuz vermeye yöneltti.  Yüreği buradaki yaşanan zulme, sistemin eşitsizliğine ve hukuksuzluğuna isyan etti. Direnişe daha fazla destek olmak için öğretmenlikten istifa etti. Onun istifasına sebep olanlar bu istifayı örgüt üyeliğine delil göstermeye çalıştı. Komplo davalarla 8 yıl hapse hükmü verildi” ifadeleri kullanıldı.

 

'ONURSUZCA YAŞAMAYI KABULLENMEDİLER'

 

Mektupta, “Gökhan ve Sibel, yaşadıkları bu adaletsizlikleri sineye çekmedi. Adaletsizlikle birlikte yaşamak, onursuzca, korkakça yaşamayı kabullenmektir. Bunu kabullenmedikleri ve tüm adaletsizliğe uğrayanların sesi olabilmek için ölüm orucu eylemine başladılar” ifadelerine yer verilerek taleplerin karşılanması çağrısı yapıldı.