URFA - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a 3 aylık yeni disiplin cezası verilmesine tepki gösteren HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, “Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasıyla sıkıştığımız bu sistemden kurtulabiliriz” dedi.  

 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ile Ömer Hayri Konar'la devam eden görüş yasağına bir yenisi eklendi. Öcalan ile birlikte İmralı’da tutulan diğer tutuklulara dair 3 Şubat 2022 tarihinde disiplin cezası gerekçe gösterilerek verilen 3 aylık aile ve avukat görüş yasağının sona ermesinin ardından 7 Haziran’da Bursa İnfaz Hakimliği’ne yapılan başvuruya da "Yeni görüş yasağı" kararı ile olumsuz yanıt verildi. Hakimlik, avukatların başvurusuna 8 Haziran’da verdiği yanıtta, disiplin cezasının süresinin dolmasına rağmen “disiplin cezalarının halen sürdüğü” gerekçesini gösterdi. Avukatlar, bunun üzerine 15 Haziran’da Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Yapılan itiraza 23 Haziran’da cevap veren mahkeme, Öcalan ve diğer tutuklarla ilgili İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 31 Mayıs’ta 3 aylık yeni bir disiplin cezasının verildiğini belirterek, itirazı reddetti. 

'FİKİRLERİNDEN KORKUYORLAR’

 

1999 yılından itibaren "Koster bozuk", "Hava muhalefeti" gerekçeleri ile engellenen avukat ve aile görüşleri için son yıllarda "disiplin cezaları" öne sürülüyor. Disiplin cezalarına dair konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Öcalan üzerinde yıllardır var olan tecridin her gün arttırılarak devam ettiğine dikkat çekti. Keyfi disiplin cezalar bahane edilerek aile ve avukat görüş engellinin sürdürüldüğünü belirten Sürücü, “Tecrit politikası çok uzun süredir Öcalan üzerinde uygulanıyordu. Sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesi de dahil olmak üzere halkın hiçbir kesimi ile iletişimin olmasına tahammül edemiyorlar ve bunu sürekli olarak kesmeye çalışıyorlar. Bu sistem Sayın Öcalan’ın fikirlerinden korkuyor. Onun Kürt sorununda oynayacağı rolden ve öncülüğünden korkuyorlar. Onun sadece Türkiye’de değil Ortadoğu’da oluşturabileceği barıştan korkuyorlar. Getirilen avukat kısıtlaması da bu tecrit politikasını sürdürme çabasıdır” diye konuştu.

 

'KENDİ YASALARINA UYMUYOR’

 

Tecridin Türkiye’de savaş politikasını sürdürme ısrarı olduğuna vurgu yapan Sürücü, “2015’ten bu yana açlık grevleri ve halkın eylemleri ile ailesi Sayın Öcalan ile görüşebildi. Bugün uygulanan politikalar Türkiye’nin kendi yasalarında bile yer almayan şeyler. Türkiye kendi çıkardığı yasalara dahi uymuyor. Yasaya göre tutuklunun ayda bir kere açık bir kere de kapalı olmak üzere 2 görüş yapma hakkı var. Elbette Öcalan’ı sıradan bir tutuklu olarak da ele alamayız. Bunu devlet de çok iyi biliyor. Çünkü Öcalan’ın Kürt sorunu ve Türkiye’nin barışı için önemli bir rolü var” diye konuştu.

 

GEMLİK YÜRÜYÜŞÜ VE TALEPLER

  

İktidar yanlısı medyanın son süreçte Öcalan’ın aile görüşünün sağlanabileceği söylemleri sürerken getirilen avukat kısıtlılığı kararına dikkat çeken Sürücü, aile ile görüşün "bir lütuf" gibi sunulmasına tepki gösterdi. Öcalan için yapılan eylemlere değinen Sürücü, “Binlerce insan yasağa ve engellemelere rağmen yönünü Gemlik’e çevirdi. Bir sürü insan gözaltına alındı, ancak hiç biri geri adım atmadı ve tecridin kırılmasına karşı ısrarlarını bir kez daha dile getirdi. Sadece Kürtler değil, Kürtlerin dostları, sosyalistler, demokratlar da bu talebi haykırdı. Bulundukları her yeri Gemlik yaparak Öcalan üzerinde sürdürülen tecridin bir an önce kırılması için taleplerini haykırdılar” dedi.

 

‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI’

 

Savaş ısrarı ile sürdürülen tecrit politikasının ekonomik, siyasal, insan hakları konularında çıkan krizleri derinleştirdiğine değinen Sürücü, “Bugün Kürt halkı ve Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren bütün halkların bir talebi var. Bu sadece tecridin kırılması değil, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasıdır. Öcalan için bir an önce özgür koşulların oluşturulması gerekiyor. Türkiye’de yaşanan adaletsizliğin, savaşın son bulması, Kürt sorununun çözümü için müzakere yollarının açılması gibi konularda Öcalan’ın demokratik rolünü yerine getirebilmesi adına özgür bir ortamın sağlanması gerekiyor. Öncelikle tecridi kırarak, ardından da özgürlüğünün sağlanması ile sıkıştığımız bu sistemden kurtulabiliriz. Öcalan’ın özgürlüğü için de sonuna kadar mücadele edeceğimizi ve bu mücadeleyi büyüteceğimizi bir kez daha yineliyorum” dedi. 

 

MA / Ceylan Şahinli