Hasta ve infazı yakılan tutukluların yakınlarının Diyarbakır’da başlattığı Adalet Nöbeti eylemi, 296'ncı gününde Diyarbakır Adliyesi önünde devam etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük İçin hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) ve Diyarbakır 78’liler Girişim Derneği üyeleri ile HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy destek. Açıklamada, hasta tutuklu Hamdusena Ada'nın yakını Reşahat Ada ile Özsoy birer konuşma yaptı. 

 

‘BU ZULMÜ KABUL ETMİYORUZ’

 

Ada, cezaevlerindeki çocuklarının infazlarının yakıldığını, tek kişilik hücrelerde tutulduğunu belirterek, “Çocuklarımıza borçluyuz. Çağrımız bütün dünya, Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı'nadır.  Kanunlarına uysunlar. Hasta tutuklular bırakılıp tedavi etsinler. Artık çocuklarımızın tabutlarının çıkarılmasını istemiyoruz. Bir damla kanımız kalsa da cezaevlerindeki tutuklularımızın yanında olacağız. Biz bu zulmü kabul etmiyoruz. Yaşasın zindan direnişi" dedi. 

 

‘HESABINI SORACAĞIZ’

 

Ardından söz alan HDP'li Özsoy, annelerin 11 hasta ve infazı yakılan tutuklular için adalet aradığını, cezaevlerinin devletin muhaliflerinden intikam aldığını, yine cezaevlerinin işkence mekânlarına dönüştüğünün altını çizerek, “Aysel Tuğluk'un durumunu biliyoruz. Sağlık sorunları, heyet raporları olmasına rağmen intikam alma amacıyla hapiste tutuluyor.  Türkiye kamuoyu Tuğluk’un dirhem dirhem ölüme gitmesini izliyor. Sicili karışık Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şuana kadar hasta tutuklular ile ilgili kılını kıpırdatmamış. Şuaınki hükümetin hâkim olduğu kurumlardan adalet beklemiyoruz. Yakın bir zamanda siyaseten bunlarla hesabımızı göreceğiz" dedi. 

 

'ZULÜMLE BİR YERE VARILMAZ'

 

Özsoy, zulümle hiçbir yere varılamayacağını vurgulayarak, “Varılsaydı, Kenan Evren’in cenazesine 100 tane sivil giderdi ama gitmedi. Diyarbakır sokaklarında insanları sokak ortasında vurdular. Bu devletin güvenlik birimleri gözlerini kapattılar, başka tarafa baktılar. Binlerce faili meçhul ortaya çıktı. Bu devlet o kadar zayıflamışki 80 yaşındaki Makbule (Özer) teyzeden bile korkmuştur. Bunun üzerine devlet bekası diye tutturuyorlar” dedi. 

 

‘ANKARA BOĞAZINA KADAR PİSLİĞE BATMIŞ’

 

Özsoy, devamla şunları söyledi: “Ankara boğazına kadar pisliğe batmış. Her türlü rüşvet, yolsuzluğu, bakanından sarayına kadar herkes pisliğe batmış durumda. Yalan söylüyorlar, 'terörle mücadele' etmiyorlar. Bu devletin beka sorunu yoktur.  İktidar da olanların korkusu vardır. Halkın malını çaldıkları, hırsızlık yaptıkları için adalet saraylarında yargılanacaklar. Bunların hesabını vereceksiniz. Bu devlete çöreklenmiş çete yapıları yiyebildiğiniz kadar yiyorsunuz. Yiyin bu halkın malı mülkü size zehir zıkkım olsun diyor bu anneler. Dört duvar arasına 80 yaşındaki insanları kapatıp, devletin gücünü gösteriyorsunuz. HDP olarak bu annelerimizin yanındayız.

 

‘AİLELERİN YANINDAYIZ’

 

Siyasetçilerin ve ailelerin çocukları 'Terörle mücadele' adı altında cezaevlerine konuluyor. Çok kısa bir zaman içinde bu halka bu kadar zulüm yapanlarla hesabımızı kitabımızı yapacağız. Bu hakimler, bu savcılar bu halkın savcı ve hakimleri değil, devletin de hakim ve savcıları değil. İktidara çöreklenmiş dar bir kesimin hakim ve savcıları.”

 

Açıklama atılan "Hak hukuk adalet" sloganlarıyla son buldu.