OHAL-KHK raporu: İnsanlığa karşı suçlar işlendi

img
ANKARA – Mağdurlar İçin Adalet Platformu, 15 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’lerle ilgili hazırladığı raporda, bilinçli ve devlet destekli politikalarla insanlığa karşı suçlar işlendiğine dikkat çekti.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sözcüsü olduğu Mağdurlar İçin Adalet Platformu, “4, 5 ve 6’ncı yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri” raporu hazırladı. Rapor, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yarattığı ekonomik, sosyal, yargısal, hukuksal ihlalleri esas aldı. Türkiye ve dünyadaki tüm OHAL/KHK mağdurları ve yakınlarıyla yapılan araştırma çalışmasıyla hazırlanan raporda, Türkiye’nin 81 ilinden ve dünyanın 40’dan fazla ülkesinden çalışmalara 25 bin, “doğrudan/birincil mağdur” olarak katılırken, 5 bin “dolaylı/ikincil mağdur” olarak kabul edilen mağdur yakınları çalışmalara katıldı.
 
Raporun sunuş kısmında, “Altı yıldır süren mağdur bilimsel araştırma çalışmalarımızın bizleri getirdiği nokta şudur: OHAL/KHK mağdurları ve yakınlarına karşı siyasal iktidar ve kurduğu OHAL/KHK rejimince yapılan uygulamalar sıradan bir ‘işe son verme’ hadisesi değildir. OHAL/KHK rejimi ve işbirlikçi bürokrasi tarafından OHAL/KHK mağdurlarına, ailelerine, eşleri ve çocuklarına, anne ve babalarına, kardeşleri ve diğer yakınlarına karşı uygulanan eylemler, işlemler ve yürürlüğe konan politikalar sıradan bir işe son verme olayı sınırlarını çoktan aşmıştır ve ‘insanlığa karşı suçlar’ mahiyetini almış durumdadır.
 
İNSANLIK SUÇLARI İŞLENDİ
 
Siyasal iktidar tarafından 20 Temmuz 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe konan OHAL, KHK’lar ve ortaya çıkardığı ‘OHAL/KHK rejimi’, OHAL/KHK mağdurlarına ve yakınlarına karşı uygulamaya koyduğu sosyal/ekonomik ve politik-kırımlar ile ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olarak ‘insanlığa karşı suçlar’ kategorisi altında değerlendirilebilecek devlet-destekli, bilinçli, planlı, projeli ve sistematik olarak sayısız suçlar işlemiş, bireysel ve kurumsal olarak birçok insanlık suçlarının işlenmesine ortam hazırlamış, on binlerce insanlık suçlarının işlenmesine kaynaklık etmiş, on binlerce insanlık suçlarının ve nefret suçlarının işlenmesini özendirmiş, teşvik etmiş ve belirtilen bağlamda işlenen her türlü suçu ve suçluyu himayesi altına almış, korumuş ve ödüllendirmiştir” ifadeleri yer aldı.
 
RAPORUN ANA BAŞLIKLARI
 
Raporun birinci bölümünde, 15 Temmuz 2016 sonrası ihraçların, McCarty ABD’si Cadı Avları ile Nazi Almanyası Cadı Avları dönemleri karşılaştırılmaları yer aldı.
 
 Raporun ikinci bölümünde, OHAL/KHK’lerinin hukuksuzluklarının yabancı ülkelere göçler ve ilticalar üzerindeki etkileri, Türkiye ekonomisine yansımaları incelendi.
 
Raporda, “Türkiye’nin insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü dünya endeksi ölçeğinde Türkiye’nin fiili durumu”, “OHAL/KHK mağdurları ve yakınlarına karşı işlenen insanlık suçlarının genel görünümü ve mağdurlar üzerinde ortaya çıkardığı sosyal ekonomik ve politik etkileri”, “OHL/KHK mağdurları ve yakınlarına karşı işlenen insanlık suçlarının terminolojisi”, “OHAL soykırımında hedef seçilenlere karşı işlenen ‘insanlık suçu’ uygulamaları ve yöntemleri”, “OHAL rejimince hedef seçilenlere karşı işlenen 146 çeşit insanlığa karşı suç yöntem ve uygulamaları (pratikleri)” ve son olarak sonuç ve önerilere yer verildi.
 
Raporda, “KHK/OHAL mağdurları ağırlıklı olarak ‘Muhafazakâr-Demokrat’ kesimlerden oluşmaktadır. Ancak, OHAL mağduriyetleri sonrası, sol, sosyalist, sosyal demokratlık ve seküler/hümanist partilere yönelme yönünde artan bir trend görülmektedir” denildi.
 
‘TERKEDİLMİŞ ALGILARI ÇOK YÜKSEK’
 
KHK/OHAL Mağdurlarının yüzde 96,3’ünün gelirleri mağduriyetleri öncesi ile karşılaştırıldığında azaldığı, yüzde 83,6’sının mevcut gelirleri geçimlerine yetmediği, yüzde 16,4’ünün mevcut gelirleri geçimleri için yeterli seviyede olduğu kaydedildi. Yine KHK mağdurlarının yüzde 44,5’inin sahip oldukları menkul veya gayrimenkulleri satmak zorunda kaldıkları belirtildi. Araştırmaya katılan KHK mağdurlarının yüzde 41,5’inin sağlık güvencesi olmadığı, yüzde 14’ünün anne ve babaları üzerinden sağlık güvenceleri olduğu kaydedildi. Raporda, “OHAL/KHK mağdurlarının yüzde 61,5’i, mağduriyetleri sonrasında, bulundukları evlerden, mahallelerden, şehirlerden göç etmek zorunda kalmışlardır” denildi. Mağdur yakınlarının yüzde 28,5’inin halen tutuklu yargılandığı kaydedilen raporda, “Mağdur yakınlarının yüzde 34,60’sı aileleri dahil hiç kimseden herhangi bir destek görememiştir. Sınırlı da olsa ailelerinden bir takım destek görebilenlerin oranı yüzde 58,3’tür. Sosyal çevrelerinden yeterince destek göremediklerini düşünen mağdur yakınlarının oranı yüzde 82,9’dur. Bu sebeplerle mağdur yakınları arasına ‘sosyal dışlanma’, ‘yalnızlaştırılma’ veya ‘aforoza uğrama /terk edilmişlik’ algıları çok yüksektir” ifadelerine yer verildi.
 
Raporun detayları şöyle:
 
“Sosyal çevrelerince dışlanan/yalnızlaştırılan mağdur yakınlarının çektikleri sıkıntıların en başında artık ‘ekonomik sorunlar’ değil psikolojik sorunlar gelmektedir (yüzde 85,3). Mağdur yakınları için ekonomik sorunlar ikinci sırada (yüzde 82) yer alırken, toplumsal baskı ve dışlanma (73,25) üçüncü sırada gelmektedir. Tutuklu yakınları bulunan OHAL/KHK mağduru aileler, tutuklu yakınlarının, kendilerinin ikamet ettikleri yerlerden, yüzlerce kilometre uzakta tutuldukları, bu sebeple onları ziyaret edebilmek için 1000 km’ye kadar yol gidip gelmek durumunda kaldıkları, bu durumun yarattığı maddi külfetlere ilave olarak, trafik kazası geçirebildikleri veya riskler yaşadıkları konusundan oldukça şikayetçidirler.
 
GERÇEKTE NELER OLDU?
 
Muvazzaf asker veya askeri öğrenci olarak askerlik mesleğini icra etmiş olan mağdurların yakınlarından/ailelerinden önemli bir kısmı, dikkat çekecek şekilde, ‘Eşimi, Oğlumu, Kızımı... ‘Terör saldırısı var', ‘Kalkışma var’, 'Tatbikat var', ‘Gece görevi var’ ... gerekçeleri ile ‘karargâhlara çağırdılar’, ‘birtakım yerlere gönderdiler’ böylece ‘tuzağa çekildiler ardından da “Darbeci/terörist oldukları gerekçesi ile 6 yıldır hapisteler’. ‘Bizler/eşlerimiz/çocuklarımız/yakınlarımız, darbeci veya terörist değiliz. Ülkemize, vatanımıza ve milletimize bağlıyız…’mahiyetinde çok sayıda beyanlarda bulunmuşlardır. Aradan geçen 6 yıla rağmen bu türden beyanların adli, idari veya siyasi mercilerce, ciddiyetle incelenmemesi 15 Temmuz 2016’da gerçekten nelerin olduğu konusunda birtakım spekülasyonlara kapı açmaktadır.
 
‘SOSYAL ÖLÜME’ TERK EDİLDİLER
 
KHK/OHAL ile mağdur edilen katılımcıların yüzde 44’ü öğretmen, akademisyen gibi ‘eğitim sektörü’ çalışanlarıdır. Tüm mağdurların yüzde 77,1’i doktor, mühendis, eğitimci diğer sivil memurlar vb. gibi ateşli silahlarla ilgisi olmayan sivil alanlarda hizmet veren çalışanlardan oluşmaktadır. Güvenlik hizmetleri alanında çalışan mağdurların (asker, polis, özel güvenlik, infaz koruma memuru), tüm mağdurlar içerisindeki oranı yüzde 22,9’dur. Kamudaki OHAL/KHK mağdurlarının yüzde 89,6’sı doğrudan KHK ile işlerinden atılmışlardır. Geriye kalanlar OHAL/KHK’ların sağladıkları yetkilerle kurumlarınca mağdur edilmişlerdir. Özel sektör mağdurlarının yüzde 62,2’si çalıştıkları/çalıştırdıkları kurumun KHK ile kapatılması veya kayyum atanması neticesinde, yüzde 23,3’ü çalışma /meslek lisanslarının iptal edilmesi sonucunda işsiz bırakılarak mağdur edilmişlerdir. Tüm OHAL/KHK mağdurları, iş bulma, iş kurma, yurt dışına çıkma engelleri ve üzerlerine yapıştırılan ‘sosyal stigmalar’ nedeniyle, tam bir ‘sivil ölüm’, ‘sosyal ölüm’, ‘sosyal güvencesizlik’ ve ‘açlığa terk edilme’ gibi ‘sosyal kırım’ uygulamaları ile karşı karşıya bırakılmışlardır.
 
SİSTEMATİK AĞIR İŞKENCELER
 
OHAL’de gözaltına alınan mağdurların yüzde 77,2’si ‘iki’ veya daha fazla gün (en fazla 30 güne kadar) gözaltında tutulmuşlardır. OHAL/KHK mağdurlarına, Modern/Pozitif hukukun, ‘Masumiyet karinesi’ ilkesinin gereği olan, ‘İddia edenin iddiasını da ispat yükümlülüğü’ çerçevesinde ‘Şüphelinin/sanığın işlediğini iddia edilen suçları kanıtlaması’ gerekirken, pozitif hukukun bu temel ilkesi onlar için işletilmemiş ve OHAL/KHK mağdurları ‘Kendi masumiyetlerini ispat’ zorunda bırakılmışlardır. Bu baskı ortamında suçlu olduğunu veya bir suç işlediğini kabul etmeyenlerin birçoğu, ‘suçunu/suçluluğunu gizleme’, ‘inkâr etmek’ veya ‘örgütsel davranış’ sergilemekle itham bile edilebilmişlerdir. OHAL’de tutuklanan mağdurların büyük bir kısmı nezarethanelerde, hapishanelerde, ‘sistematik ağır işkenceye varan’ hak ihlallerine uğramış, aşağılayıcı ve/veya kötü muameleler görmüştür.
 
127 BİN DOSYADAN 2 BİN 895’İNDE HALA KARAR YOK
 
Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu göreve başladığı 22 Mayıs 2017 tarihinden itibaren aradan geçen 5,5 yılla rağmen kendilerine başvurusu yapılan, 127 bin 130 dosyadan, 2 bin 895’ini hâlâ karara bağlanmıştır. Komisyon, başvurucuların göreve iade taleplerinin yüzde 86,1’ini reddetmiştir. Başvuruculardan ‘Göreve iade’ kararı verilenlerin oranı yalnızca yüzde 13,9’dur. OHAL komisyonu yüzde 86,1 oranında verdiği ‘Ret’ kararlarında AİHM veya Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu’nca önerilen hukuki/objektif kriterleri kullanmak yerine ‘siyasi iktidarca’ belirlenen ‘siyasi kriterleri’ kullanma usulünü tercih ettikleri görülmektedir. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin ‘kaba intihar hızı’ yüz binde 4 civarında iken, OHAL mağduru yakınları tarafından intihar ederek öldüğü ifade edilen yakınlarının oranı yüzde 1 civarındadır. Bu oran, en toleranslı hesaplamalara göre KHK’li aileler arasındaki intiharlar oranlarının, genel nüfustaki intihar oranlarının 30-35 katı daha fazla olması anlamına gelmektedir.
 
CEZAEVLERİNDEKİ HAK İHLALLERİ
 
Tutukluluk veya hükümlülük nedeniyle ceza infaz kurumlarında tutulan OHAL /KHK mağdurları cezaevlerinin fiziki şartlarından ve cezaevi idaresinden kaynaklanan birçok hak ihlalleri, aşağılayıcı muamele veya kötü muamelelere maruz bırakılmışlardır. ‘Cezaevlerinin/koğuşların/odaların kapasitesinin çok üstündeki sayılarda tutuklu/hükümlü bulundurma uygulamaları, çok sık ve ani baskınlar şeklinde oda/koğuş aramalarının yapılması uygulamaları, kış aylarında yeterli ısıtma yapılmaması uygulamaları, yaz aylarında yüksek sıcaklık şartlarında tutma, cezaevlerindeki suların düzenli akmaması, insan sağlığı için uygun olmayan koşullarda içme ve kullanma suları sağlanma, sıcak ve temiz suyun yeterince sağlanmaması, ortak alanlara düzenli çıkartılmada sıkıntı yaşanması, fiziki imkanları kullanmada keyfi ve hakaretamiz bir tutumla karşılaşma, hapishane personelince, tutuklulara insani muamele yapmaması, sistematik baskı, şiddet ve kötü muamele, psikolojik baskı, şiddet veya kötü muamele ve keyfi disiplin cezası uygulamaları yer almaktadır.’
 
CEZAEVLERİNDEKİ SAĞLIK HAKKINA ULAŞIM
 
OHAL döneminde tutuklananların cezaevlerinde revirinde yeterince hekim bulundurmama, tıbbi destek hizmetlerine rahatlıkla erişememe, kelepçeli tedavinin dayatılması, diş hastanesine gidildiğinde kelepçeli tedavinin dayatılmaması, hastaneye sevkleri gerektiğinde, rahatlıkla sevk alamama, hastaneye götürülürken veya hastanede kötü muameleye maruz bırakma, mesai saatleri dışında da acil sağlık desteği sunulmaması, tedavilerinin düzenli ve istikrarlı bir şekilde yapılmaması, tedavilerde keyfi ve hakaretamiz bir tutumla karşılaşılma, kameralarının özel yaşam alanlarını da kapsamayacak şekilde ve/veya özel hayatın gizliliğine saygı göstermeyecek şekilde, mekân ve üst aramalarının insan onuruna aykırı olması, çıplak aramaya maruz bırakma tutukluların ailelerinden kilometrelerce uzaktaki hapishanelere nakledilmesi uygulamaları yer almaktadır.
 
HUKUKA ERİŞİM
 
Yine KHK mağdurlarının hukuka erişimde yaşadığı sorunlar ise savunma haklarının engellenmesine ilişkin birçok hak ihlalleri, aşağılayıcı muamele veya kötü muamelelere maruz bırakılmışlardır. Avukatlarıyla görüştürmeme, mağdurların, lehlerine olabilecek delilleri toplamakta güçlük çektirme, yargılandıkları davalarla ilgili belgelere rahatlıkla ulaşamama, savunma haklarının kullanılmasında keyfi veya hakaretamiz tutumla karşılaşma, avukatlarıyla iletişimlerinin kısıtlanması, avukatlarıyla görüşmelerinin kamera, ses kayıt cihazları ile kayıt altına alınması avukatlarıyla görüşmelerine müdahale edilme uygulamaları yer almaktadır.
 
HAMİLE VE ÇOCUKLU KADINLARIN MAĞDURİYETLERİ
 
Ceza infaz kurumlarında tutuklu/hükümlü hamile, yeni doğum yapmış kadınlar da birçok hak ihlalleri, aşağılayıcı muamele veya kötü muamelelere maruz bırakılmışlardır. Bunlar arasında; kadın mahkumların, anne-çocuk sağlığı ve doktora erişim haklarını rahatlıkla kullanamama, kadın mahkumlara ve bebeklerine bakabilecek yeterlilikte, yeterince hekim olmaması, anneler ve çocuklarının sağlık sorunları olduğunda, hekim kontrolünde özel diyet yemeği verilmemesi, annelere kelepçeli tedavi dayatılması, hamile-çocuklu mahkumların, rahatlıkla sevk alamama hamile-çocuklu tutukluların acil sağlık sorunlarına kısa sürede müdahale edilmeme, hamile-çocuklu tutukluların tedavilerinde keyfi ve hakaretamiz bir tutumla karşılaşma, hamile tutukluların hastaneye doğum için götürüldüklerinde aileleri ile görüşmelerinde ve/veya aile ziyaretlerinde sorun yaşatma, hamile tutukluların hastaneye doğum için götürüldüklerinde ailelerinden birilerinin refakatçi olmasına müsaade edilmeme, çocukların ‘anne sütü’ ile beslenme haklarının korunması için gerekli tedbir ve kolaylıkların sağlanmaması uygulamaları yer almaktadır.
 
12 EYLÜL’Ü AŞAN UYGULAMALAR
 
Basın/Medya kurumları 12 Eylül 1980 askeri darbesinde yaşanılan baskının 10 katından daha fazla devlet baskısı ve şiddeti görmüştür. 12 Eylül 1980’in10 katından fazla gazeteci tutuklanmıştır ve 3500’e yakın medya çalışanı işsiz kalmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde yurtdışına siyasi mülteci olarak çıkanların 3 katı T.C. vatandaşı OHAL/KHK rejiminden kaçarak sığındıkları ülkelerden iltica talebinde bulunmuştur. 12 Eylül döneminde Devlet Güvenlik Mahkemeleri tarafından 98 bin 404 kişi terör örgütü üyesi olmak suçundan yargılanmış iken, 20 Temmuz 2016 sonrası kurulan OHAL Rejiminde ‘silahlı terör örgütü ‘üyeliğinden açılan davaların sayısı, 12 Eylül’ün 15 katından fazla olmuş ve 1 milyon 576 bin 566’yı geçmiştir.
 
SOYKIRIM UYGULANDI
 
OHAL/KHK mağdurlarına aile ve soy bağları ile birlikte yapılan hukuk dışı uygulamaların her birisi ‘soykırım’, ‘soykırım’ın farklı aşamalarından herhangi birisi’ ve/veya ‘soykırımın alt-kategorilerinden’ birisi olarak sayılabilecek fiillerdendir. Bu fiiller sırası ile; ‘Sivil ölüm’, ‘Sosyal ölüm’, ‘Sosyal-soykırım’, ‘Siyasal-soykırım’, ‘İdeolojik-soykırım’, ‘Despotik-soykırım’, ‘Ekonomik-soykırım’, ‘Halk-kırım’, ‘Devlet Şiddeti / Terörü’, ‘Nefret söylemleri’, ‘Nefret ve ayırımcılık suçları’ ‘Aforoz’, ‘Ağır insan hakları ihlalleri, kötü muamele ve ağır işkence’, insanlığa karşı işlenen suç, soykırım muamelelerine uğratılmışlardır.”
 
12 EYLÜL-15 TEMMUZ KARŞILAŞTIRMASI
 
Raporda ayrıca 12 Eylül ile karşılaştırmalı verilere de yer verildi. Buna göre 12 Eylül Askeri Darbesi’nde bütün kamu kurumlarından 30 bin kişi ihraç edilirken, 15 Temmuz 2016 sonrasında 300 bin kişi ihraç edildi. Bunun kategorize edilen halinde ise; askeri kurumlardan 12 Eylül’de 2 bin kişi 15 Temmuz’da 80 bin, 12 Eylül’de 3 bin 854 öğretmen, 15 Temmuz’da 70 bin, 12 Eylül’de 148 akademisyen, 15 Temmuz’da 6 bin akademisyen, 12 Eylül’de 47 savcı-hakim, 15 Temmuz’da 5 bin, 12 Eylül’de 31 gazeteci, 15 Temmuz’da 320 gazeteci, 12 Eylül’de 30 bin kişi iltica ederken, 15 Temmuz’da bu sayı 90 bine ulaştığı verileri yer aldı. 12 Eylül döneminde 388 bin kişiye pasaport verilmemiştir. OHAL rejiminde pasaport verilmeyenlerin sayılarının 1 milyon kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir. 12 Eylül döneminde 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür ve 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelenmiştir. OHAL’de işkenceden veya şüpheli bir şekilde ölenlerin gerçek sayıları muhtemelen ülkeye olağan hukuk geldiği zaman ortaya çıkabilecektir.
 
NAZİ ALMANYASINDAN DAHA FAZLA İHRAÇ
 
Raporun önemli detaylarından bir tanesi de OHAL KHK’leri ile yapılan ihraçlar Nazi Almanyası dönemi ve McCarthy ABD’si verileriyle kıyaslandı. Buna göre, 1933-1941 Hitler Almanya’sında kamudan 12 bin kişi, 1947-1954 yılları McCarthy ABD’sinde 12 bin kişi, 15 Temmuz 2016’dan günümüze 300 bin kişi kamudan ihraç edildi. İhraç edilen akademisyen sayısı da Nazi Almanya’sı döneminde 3 bin 200 iken Türkiye’de 6 bin oldu.
 
82 MİLYON 3’ÜNCÜ MAĞDUR ÜRETİLDİ
 
İnsanlığa karşı suç ve kademelerinin de geniş kapsamda ele alındığı raporun sonuç kısmında öneriler sıralandı. OHAL uygulamalarının tüm kişi ve kurumların hukuk güvencelerini yok ettiği kaydedilen raporda, şu ifadeler yer aldı: “Bu sebeplerle, OHAL’in bütün sonuçları ile birlikte terk edilerek, acilen; insan haklarına saygılı, pozitif hukukun evrensel ilkelerine bağlı, temel hak ve hürriyetleri korumak, adaletli bir hukuk düzeni kurmak ve sürdürmek hususunda kendini yükümlü sayan “Hukuk Devleti” anlayışına bir an önce geri dönülmesi mecburiyeti vardır. Diğer yandan, adalet, özgürlük ve hukuk güvencesinin olmadığı ülkelerde, yenilikçilik, yaratıcılık, bilimsel gelişme, çağdaş dünyaya uyum, kalkınma ve refahın da olamayacağı insanlığın tecrübeleri ile sabittir. Belirtilen bağlamda, OHAL uygulamalarının Türkiye’deki sosyal sermayeyi, sosyo-kültürel sermayeyi, üretimi, ticareti, ekonomiyi ve finansı, kısaca ülkenin tüm ekonomik, sosyal ve kültürel varlık kaynaklarını tükenmenin eşiğine getirmiştir. OHAL/KHK’lar ve devamında yürürlüğe konulan uygulamalar Türkiye’yi ‘Hukuk Devleti’ olmaktan tamamen uzaklaştırmış ve hiç kimsenin hukuk güvencesinin olmadığı bir devlet statüsüne getirmiştir. Hukuk Devleti olamamanın ülkeyi üç yılda getirdiği nokta, yalnızca, 300-500 bin birincil mağdur, 1,5-2 milyon ikincil mağdur üretme sınırlarını çoktan aşmış ve 82 milyon üçüncül mağdur üretilmiştir. Bizler Türkiye’de ve dünyada hukukun üstünlüğünün yürürlükte olduğu, hak, hukuk ve adaletin hâkim olduğu günlerin bir an önce gelmesi için cesaretle, sabırla ve asla vazgeçmeden çalışmaya devam edeceğiz.”
 
 

Diğer başlıklar

27/09/2022
16:35 Jîna Amini için yapılan eyleme ırkçı saldırı girişimi
16:10 Tacizi haberleştiren Karafazlı’nın duruşması görüldü
15:55 Statta bayrak açan 6 kişi serbest bırakıldı
15:51 Adalet Nöbeti 117’nci gününde
15:07 Gergerlioğlu: KHK’lerle engizisyon usulü cezalandırma uygulandı
15:04 ESM’den promosyon tepkisi: Emekçileri görmezden gelemezsiniz
14:10 ‘Davutoğlu’nun tanıklık kararının geri çekilmesi skandaldır’
14:04 Girêçoliya bölgesinde ağaç kesimi başlatıldı
14:01 İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nden İran’a uyarı
13:48 İHD: İran’da yaşam hakkı ihlal ediliyor
13:33 Dilşah Ercan’ın aile evine baskın: 4 gözaltı
13:16 Gazeteci Çapan’ın yargılandığı dava yine ertelendi
13:15 HDP'den Şenyaşar ailesine ziyaret
13:15 OHAL-KHK raporu: İnsanlığa karşı suçlar işlendi
12:39 Çermik’teki Sinagogun kurtarılması için çağrı
12:22 Urfa’da STÖ buluşması: Sorunların temel çözümü halktır
12:14 Avukatlardan Abdullah Öcalan’la görüşme başvurusu
12:14 Urfa Adliyesi önünde 568 gündür süren adalet talebi
12:08 Mem Ararat’ın Mersin konseri iptal edildi
11:38 Irak Parlamentosu Başkanı Halbusi istifa etti
11:32 Münür Rahvancıoğlu Ankara’ya alınmadı
11:32 ‘İyi çocuklar’a verilen beraat kararına karşı Yargıtay’a başvuru
11:01 Tutuklu yakınları 11 aydır adalet arıyor
11:00 Ege İnsan Hakları Okulu’nda Sonbahar Çalıştayı 30 Eylül’de başlıyor
10:59 Çınar'da trafik kazası: 1 ölü, 5 yaralı
10:47 Çağlar Demirel’e 301’den ceza istemi
10:46 Gazeteci Sason: Xelifan olayı KDP’nin planıdır
10:45 Güneyli kadınlar: Haklarımız için meydanlardan çekilmemeliyiz
10:27 Moghaddam: İran, eylemcilerin motivasyonunu düşürmeyi başaramadı
10:16 ‘Sanatçılar zulüm karşısında birlik olmalı’
09:28 ‘Dünya Kadın Konferansı’nın hedefi enternasyonal dayanışmayı örgütlemek’
09:26 Av. Marcelli: Öcalan’ın özgür olması global ölçekte bir kazanım
09:22 Dicle Üniversitesi’nde zamlanan yemeğin porsiyonu küçüldü
09:21 KJAR üyesi Şaho: İran’da sisteme karşı başkaldırı var
09:19 HDP İnançlar Komisyonu İslam Masası Üyesi: İktidarlar dini maşa olarak kullanıyor
09:16 Devletin ‘kaçak radyoları’ propaganda yapıyor
09:15 Sur'da tescilli evi yıkılan Üzmez: Tarihi desenli taşlarımı istiyorum
09:04 Zamlar ilaç krizini de beraberinde getirdi
09:01 Meşe yapraklarına sardılar Ceylan’ı: Asla unutulmayacak
09:00 27 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
00:46 Yeni Yaşam Dijital Forumu’ndan ‘Zindanlara ses ol!’ paneli
00:10 Katledilen çocuğun cesedi derin dondurucuda bulundu
26/09/2022
23:50 Mersin’deki Tece Polisevi’ne saldırı
23:30 Kürt PEN: Herkes İran halklarının tarihi ayaklanmasına destek vermeli
22:05 Şakran Kadın Cezaevi’nde 2 tutuklunun infazı yakıldı
21:18 Jîna Mahsa Amini için eylemler dünya geneline yayıldı
21:06 Ege’de kadınlar Amini'nin katledilmesine karşı sokaklarda
19:40 Balaç hastanenin tekli hücresinde tutuldu
17:37 Kürt kadın siyasetçiler: İran’daki kadınların direnişini selamlıyoruz
17:24 Şîno üzerinde savaş uçakları uçuyor
17:01 ŞanoWan Festivali 4'üncü gününde
16:32 Hatay’da Alevi örgütleriyle buluşma
16:22 Demokratik Modernite çalışanı Dişarı tutuklandı
15:54 İran Konsolosluğu önünde protesto: Kadınlar İran rejimini alaşağı edecek
15:22 6 kişi ‘hayali bir ülkenin bayrağını açmaktan’ gözaltına alındı
15:01 Buldan: Büyük bir Kürdistani İttifak kuracağız
14:49 Önder: Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekiyor
14:36 Federe Kürdistan'dan gelen kadınlardan DBP'ye ziyaret
14:35 Kulp Belediyesi eşbaşkaları davasında mütalaa hazırlanacak
14:28 Semra Güzel 23 gündür tek kişilik hücrede tutuluyor
14:27 Adıyaman'da esnaf ziyareti: Emekçiler AKP'yi gönderecek
14:13 Kültürpark'ın fuar alanı olmasına tepkiler büyüyor
14:06 Arslan’ın duruşması ertelendi
14:04 Sanatçı Ayfer Düzdaş İstanbul’da dinleyicileri ile buluşacak
13:31 Emine Şenyaşar: Katliam görüntülerini neden bulmuyorsunuz?
13:23 Doğa talanına karşı Dersim’de miting düzenlenecek
13:20 AA'nın İran'daki protestoları kriminalize etme çabası
11:48 Roger Waters'tan Amini protestolarına destek
11:17 Leyla Xalid açlık grevine başladı
11:12 Lorena Lopez: Türkiye Abdullah Öcalan'ı serbest bırakmak zorunda
10:44 Yüksekova'da kayıp Necibe Yücedağ’dan 6 gündür haber alınamıyor
10:06 Dolarda hızlı yükseliş
10:00 Barış Grubu üyesi Tunç için hapis istemi
09:47 İran’da tutuklular açlık grevine başladı
09:45 Hakkari sanayi esnafı: Krizin sebebi AKP ve savaş politikalarıdır
09:34 TJA konferansının ardından: Kötülüğü kadın gücüyle yeneceğiz
09:27 Baskın Oran: Emek ve Özgürlük İttifakı ülkenin kurtuluş anahtarı
09:00 Erdoğan'ın 'manevi kızı' el koyduğu taşınmazı misafirhane yaptı
09:00 Akın Birdal: Her alanı Emek ve Özgürlük İttifakı'na dönüştürmeliyiz
09:00 26 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
25/09/2022
23:54 Amedspor’a maç soruşturması
23:37 İran’da 5,1 büyüklüğünde deprem
21:45 Amedspor Bursaspor’u 2-0 mağlup etti
21:27 HDP husumetli aileleri barıştırdı
21:12 Ermeni vekil Manukyan: Ermenistan böyle ihanet görmedi!
18:30 ŞanoWan Tiyatro Festivali 3’üncü gününde
18:15 'Savaş, göç, mültecilik kıskacında emek sempozyumu' sona erdi
17:44 Ölüm orucundaki Balaç yeniden cezaevine gönderildi
16:59 Sarıgazi Halk Festivali’nin yasaklanmasını protesto edenlere saldırı
16:56 Zihinsel engelli gençten 4 gündür haber alınamıyor
16:27 ‘En güçlü özsavunma aracı örgütlülüktür’
16:10 TJA Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesi: Hedef Öcalan’ın özgürlüğü
15:51 Halkın Hukuk Bürosu: Balaç'ın nerede olduğunu bilmiyoruz
15:39 Hatice Ay’ın ailesine taziye ziyareti
14:40 Tekirdağ'da HDP'ye yoğun ilgi
14:29 İran'da protestolar 9’uncu gününde
13:56 İtalya'da Jîna Mahsa Amini eylemi
13:33 Sancar: Alternatif biziz, umut bizde
13:21 Aydeniz: Öcalan’ın özgürlüğü için mücadeleyi büyütelim
12:53 Buldan: Yüreğimiz Jîna Amini için direnenlerin yanında
12:45 ÖHD kurulu hasta tutuklulara atfedildi
12:06 TJA'nın konferansı 2’nci gününde: Gücümüzü tarihimizden alıyoruz
11:31 Şenyaşar ailesi: Erdoğan, Urfa’daki zulmü neden görmüyor?
11:26 TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan: Tecrit kırılana kadar direneceğiz
10:56 Akre ve Amêdiyê’ye hava saldırısı
10:37 TJA Kadın Konferansı: Kadınlar sisteminizi yerle bir edecek
10:33 Abdullah Öcalan'dan 18 aydır haber alınamıyor
10:14 Hasta tutuklu Yapıcı'nın infazı yakıldı
09:57 Tutukluların temel ihtiyaçlarına ‘müfettiş’ engeli
09:23 Derik’teki kazanın bilirkişi raporu: Şoförler suçlu, Cengiz Holding kusursuz!
09:12 Kadınlar Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünde ısrarcı
09:11 TJA'dan 4’üncü Kadın Konferansı
09:11 ‘Jin, jiyan, azadî’ kadın felsefesine dönüştü'
09:09 Antalya S Tipi Cezaevi'nde tutukluya ölüm tehdidi
09:08 Heykeltraş Orhan: Her sorun sanatçının belleğinde yer edinmeli
09:07 Konserleri yasaklanan Akkaya: 90’lı yıllara döndük
09:07 Mehmet Emin Özkan’ın kızı: Telefonu tutamadığı için iletişim kuramadık
09:01 Gazeteci Mehbub: Rojava’daki devrim İranlı kadınlara ilham veriyor
09:00 25 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
24/09/2022
23:30 Gençlerden Abdullah Öcalan’a özgürlük yürüyüşü
23:21 Şarkılarını Jina Mahsa Amini için söyledi
22:35 ŞanoWan Tiyatro Festivali Serbaz ile devam etti
21:19 Gençler Jina Mahsa Amini için yürüdü
20:17 Kadınlardan Rojhilat isyanına ortak olma çağrısı
19:39 Annesi Aliye Kiye’yi Kürtçe kilamlarla uğurladı
18:45 İran Bradost’u bombaladı
18:40 İran’da katledilenlerin sayısı 54’e yükseldi
18:29 Jina Amini’nin katledilmesi Hewler’de protesto edildi
17:55 Hacer Sucin son yolculuğuna uğurlandı
17:36 Ermenistan’ın MİT’e teslim ettiği Çiçek’in ailesi: Çocuğumuzdan haber alamıyoruz
17:27 Türkdoğan: Otoriter politikalar göçe zorluyor
16:58 ‘Mülteciler insani olmayan koşullarda tutuluyor’
16:46 Pink Floyd üyesi Roger Waters'dan Jina Amini mesajı
16:45 MKGP ve DFG’den İran rejimine: Gazetecileri serbest bırakın
16:36 F Oturumu: Hüseyin Durmaz tahliye edilsin
16:31 Anter: Kitabı okuyanlar Apê Musa’nın bilinmeyen yanlarını öğrenecek
16:18 Emek ve Özgürlük İttifakı: Ortak mücadele demokratikleşmenin adımı olacak
16:02 İranlı aktivist Hossein Ronaghi ve avukatları tutuklandı
15:52 Emek ve Özgürlük İttifakı ‘Yol Haritası’nı açıkladı: Çözüm için geliyoruz
15:40 Savaşa karşı sempozyum: Mültecilere nefret söylemine çözüm bulunamıyor
15:39 Hasta tutuklu Yusufoğlu’nun hastane sevkleri yapılmıyor
15:20 Cumartesi Anneleri: Son kayıp bulunana kadar mücadeleye devam edeceğiz
15:16 DEVA Partisi’nden Aslan: Kürtlerin oyunu alamayan cumhurbaşkanı seçilemez
15:12 Amedspor taraftar grupları yurttaşları maça davet etti
15:10 ‘KHK’lar gidene kadar mücadeleye devam edeceğiz’
15:00 Akkaya’dan konser yasağına tepki: Şarkı söylemeye devam edeceğim
14:58 Kadınlar meydanlarda: Özgür dünyayı birlikte inşa edeceğiz
14:55 ‘Cezaevindeki ölümler siyasi cinayettir’
14:55 Eşini katleden polis öldü
14:46 Bitlis Cezaevi’nde ilaçların kullanma tarihinin geçtiği tespit edildi