Sancar: Bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacağız

KARS- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Anayasa tartışmalarına açık olduğunu belirterek, “İktidar başka bir gündem yaratma peşindedir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacaktır” dedi. 
 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kars’ta ziyaretlerinin ikinci gününde kentteki gazetecilerle bir araya geldi. Kars’ta iki gündür hem kentin hem de ülkenin sorunlarını konuştuklarını söyleyen Sancar, Meclis’te tartışılan ‘Sansür Yasası’na ilişkin konuştu. Sancar, “Öncelikle yerel ve ulusal basının temsilcileriyle burada bir araya gelmişken, en yakıcı sorunun sizler ve bizler açısından özgürlük olduğunun altını çizmemiz lazım. Basın, ancak özgür şartlarda görevini yapabilir. Özgür şartların olmadığı koşullarda ne basın görevini yapabilir ne de toplum bilgi alma hakkını kullanabilir. Böyle ortamlarda baskıcı yöntemler çok daha kolay devreye sokulabilir. Korku iklimi zaten bu ülkede bu iktidarın en temel yöntemidir, yönetme tekniğidir. İktidar, korku iklimini hakim kılıyor, fakat korku duvarının kırılabileceği yerlerde de yasaklarla polisiye tedbirlerle bu açıkları bu gedikleri kapatmaya çalışıyor. Basına sansür yasası tam da bu amaçla hazırlanmıştır” dedi. 
 
‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI DEZENFORMASYON MERKEZİDİR’
 
Sancar, şunları söyledi: “Genel basın üzerindeki baskılar yetersiz kaldığı yerde, şimdi de internet basınını tam bir kontrol altına almayı hedefliyorlar. Basına gerçek anlamda bir kuşatma operasyonudur yeni kanun teklifi. Yoksa dezenformasyonu önleme yasası değildir. Dezenformasyonun, yani yanlış ve yönlendirici bilgi ve haberin kaynağı esasen bu iktidardır. İktidarın İletişim Başkanlığı, ülkede dezenformasyon merkezi haline gelmiştir. Gerçekleri çarpıtma ve üzerini örtme göreviyle iş başındadır. Şimdi de bu yetmiyor, basının tamamını internet basını başta olmak üzere tam bir kontrol altına tutmayı hedefliyorlar. Toplumu susturmak kendine güvenmeyen, halkına güvenmeyen iktidarların başvurduğu en önemli yöntemdir. Bunu dünyadaki örneklerden biliyoruz. 
 
İKTİDAR KAYBETTİKÇE YASAKLARA BAŞVURUYOR
 
Kaybetmekte olan iktidarlar hırçınlaşır ve rızayı üretmedikleri yerde korkuyu büyütmeye çalışırlar. Halkın kendilerine rızası azaldıkça, korkuyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bu iktidar bir korku imparatorluğu inşa etmek istiyor. Bu iktidar aynı zamanda toplumu suskunlaştırarak, sessizleştirerek varlığını sürdürmeyi hedefliyor. Çoğu konuşmamada bu rejimin temelinin bu iktidarın dayandığı en önemli sütunun yalan olduğunu söylemiştim. Evet, yaşam üzerine kurulu iktidarın en büyük korkusu hakikatin yayılmasıdır. Hakikat yayıldıkça bu yalan mekanizmaları da iş göremez hale gelir. Bizler Sansür Yasasına karşı etkili bir muhalefet yürütüyoruz. Ama sadece Meclis’te gösterdiğimiz direnç yeterli değil. Aynı zamanda bütün demokrasi güçleriyle birlikte bu yasa teklifine etkili bir tepki göstermemiz ve bunun uygulamasına karşı da etkili bir dayanışma ortaya koymamız gerekiyor. 
 
ASIL BEKA SORUNU BU İKTİDARDIR
 
Seçimlere yaklaştıkça iktidarın benzer manevralarının artacağını görüyoruz. Biraz önce saydığım bu sorunların temelinde, demokrasi yokluğu yatıyor. Demokrasiye inanmayan, demokrasiyle hiçbir şekilde barışık olmayan bir zihniyet topluma güvenmez, toplumu da baskı altında tutarak bir şekilde yönetebileceğini düşünür. Korkuyu kaygıyı yaygınlaştırdıkça, insanların otoriteye sığınabileceği gibi bir hesap yapar. Bu hesap yanlıştır, bu hesap tutmayacaktır. Bu hesap halktan dönecektir. Seçimler yaklaşıyor. Seçimler bu iktidar için gerçek anlamda beka sorunudur. Başka alanlarda sürekli beka sorununu dile getiren iktidarın, gerçek olmayan sorunlar ve meseleler yaratma çabasına kimse aldanmasın. Asıl beka sorunu iktidarın kendisidir. Bu iktidar topumu ayrıştırmaktadır, toplumda şiddetin her alana yayılmasının zeminin hazırlamaktadır. Bu iktidar toplumsal, kültürel hayatı çökertmekte ve çoraklaştırmaktadır. 
 
TARIM BİTME NOKTASINA GETİRİLDİ
 
Öte yandan ekonomideki gidişatı hepimiz her gün hayatımızda tecrübe ediyoruz. Ekonomide de büyük bir çöküş yaşanıyor ve bunun faturası da yoksul halka çıkıyor. Bu politikaların çöküşe yol açan politikaların elbette nemacıları da vardır. Bu politikaların en büyük nemacıları bir avuç sermaye kesimi ve yandaşlardır. Türkiye’de tarım neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Hayvancılık yok olmaktadır. Verimli toprakları ve hayvancılık için çok elverişli şartları olan şehirlerimiz neredeyse bu imkanların tamamını kaybetmekle karşı karşıyadır. Kars bu örneklerin en çarpıcı olan şehridir. Kars’ta hayvancılık en önemli geçim kaynağı idi. Oysa uygulanan ekonomi politikalar ve kurda yaşanan artış enflasyondaki yükseliş hayvancılığın da Kars’ta bitme noktasına gelmesine yol açmıştır. Kars'ta girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu görüştüğümüz herkes iletti. Zaten bildiğimiz bir durum. Makro veriler de bunun ortaya koyuyor. Kars için bunun hayati önemi vardır. Girdi maliyetleri arttıkça hayvancılıkla geçinen, hayvancılık alanında üretim yapan insanlar da artık bunun devam ettiremez duruma geliyorlar. 
 
KARS, MİLLİ GELİRDEN EN AZ PAYI ALIYOR
 
Şu anda süt üretiminin, süt rekoltesinin Kars’ta çok vahim düzeylere düştüğünü görüyoruz. Oysa süt üretimi Kars için o kadar önemli bir kaynaktır ki en başta peynir üreticileri ve diğer bütün alanları temelde etkilemektedir. Yoksulluk Kars’ta almış başını gidiyor. Türkiye’nin tamamında olduğu gibi burada da yoksulluk temel sorundur. İşsizlik temel sorunlardan biridir. Kars bugün Türkiye’de milli gelirden en az pay alan şehirlerin başında gelmektedir. Aynı zamanda işsizlik oranının da en yüksek olduğu bir şehirdir Kars, bu kadar verimli toprakları ve üretici insanları varken Kars’ın bu duruma düşürülmesi, bir kader ve tesadüf olamaz. Tam tersine iktidarın ranta, sömürüye, inşaata dayalı politikalarının yarattığı vahim bir sonuçtur. Bunun en önemli yansımalarından biri Kars’ın sürekli göç veren bir şehir haline gelmiş olmasıdır. 
 
SAĞLIK ALANINDA YAŞANAN SIKINTILAR
 
Sokaklarda gezerken, esnafla konuşurken, STK temsilcileriyle konuşurken karşılaştığımız bu olgu, Kars’ta durumun ne kadar kötü olduğunu çıplak bir şekilde ortaya koymaktadır. Gençler şehri terk etmektedir. Şuan resmi verilere göre bile en çok göç veren şehirlerin başında Kars gelmektedir. Sadece üretimdeki başta tarım olmak üzere diğer üretim sektörlerindeki kötüye gidiş değildir bu gidişatın nedeni. Asıl neden burada geçim imkanlarının kalmamış olmamasıdır. Bir diğer neden de hizmetlerle erişimde Kars halkının büyük bir yoksunlukla karşı karşıya kalmasıdır. Burada üniversite hastanesi var ama doktor yok, pek çok alanda uzman doktorlar yok. Bunu arkadaşlar somut verilerle bize aktardılar. İnsanlar hastalarını yakın şehirlere götürmek zorunda kalıyorlar. Erzurum başta olmak üzere Iğdır ve Ardahan’a hastalar gidiyor. 
 
SAĞLIK TİCARET ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
 
Biliyorsunuz, hekimlerin sağlık emekçilerinin aylardır süren direnişi ve itirazları var. Buna karşı cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanının söylediği sözler aklımızdan ve hafızalarımızdan silinmeyecektir. ‘İsteyen istediği yere gidebilir’ demişti. Yani yurtdışına gitmek istiyorsanız, buyurun gidin demişti. Oysa sağlık emekçilerinin haklarını gasp eden onların şartlarını ağırlaştıran bu sistemin kendisidir. Bunun somut örneğini Kars’ta yaşıyoruz. Pek çok alanda sağlık emekçisi eksikliği ve yokluğu yaşanıyor. Sağlık en temel ihtiyaçlardandır, ücretsiz ve kamusal bir şekilde sağlanması gereken bir hizmettir ama maalesef bu iktidar sağlığı bir kamu hizmeti olmaktan çıkarmış bir ticaret alanına dönüştürmüştür. Bunun sonuçlarını da toplum olarak ağır bir şekilde yaşamaktayız.
 
SÖMÜRÜ DÜZENİNİN SÜRMESİNİ ENGELLEYECEĞİZ
 
Öte yandan da eğitimde aynı sorunlar var, pek çok okulda öğretmen yok. Eğitim emekçilerinin sağlık emekçilerinin haklarını alamamalarının yarattığı bir durumdur. İzlenen politikalar halk için değildir, halka hizmet amaçlı bir anlayış bu iktidarda yoktur. Tam tersine büyüme adı altında sermayenin şişirilmesi, sermayeye daha fazla kaynak aktarılması, halkın cebinden bir avuç zengine transfer yapılmasıdır. Halk yoksullaşıyor, büyüyen ise sermaye ve sarayın kendisidir. İşte bu adaletsiz ekonomik düzenin mutlaka değişmesi gerekiyor. Esnafın bize aktardığı sorunları burada tek tek anlatmaya gerek yok. Esnafın yaşadığı zorluk ve sıkıntılar, burada fazlasıyla mevcut bunları değiştirmek için halk bir umut arıyor. Bu gidişatı durdurmak için bir çıkış arıyor. Gerçek bir alternatif arıyor. Biz de kendilerine diyoruz ki gerçek alternatif biziz. HDP ve ittifakı bu sömürü düzeninin sürmesini engelleyecek ve yeni bir başlangıç yapacak temel aktördür. Kimse umutsuzluğa kapılmasın, kimse bu şartlara teslim olmasın, tam tersine alternatifsiz değiliz, çaresiz değiliz. Bu iktidarın her türlü baskı ve sömürü uygulamasına karşı gerçek alternatifi her alanda üretmeye kararlıyız. HDP ve ortakları ittifak güçleri daha da büyüyerek gerçek alternatifi bu topluma sunmaya kararlıdır.  
 
ADALET SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ
 
Şuan Türkiye’nin gündeminde yaşanan sorunlara baktığımızda her alanda baskı ve zulmün derinleştiğini görebiliriz. Adaletsizlik şuan Türkiye’de en temel olgu haline gelmiştir. Bu iktidar her alanda bir adaletsizlik seferberliği başlatmıştır. Adaletsizlik yargı alanındadır, halkın iradesini yok sayma konusundadır, halkın ekmeğini gasp etme alanındadır. Adaletsizlik gençlerin bugününü ve yarınını ipotek altına alma politikalarındadır. Adaletsizlik seferberliğine karşı yapmamız gereken, bir adalet seferberliği oluşturmak ve bunu büyütmektir. Bizler ittifak politikalarımızı da bir adalet seferberliğini başlatmayı hedefliyoruz. Başlattık yola çıktık şimdi amacımız adalet seferberliğini büyütmek ve çözüm gücü haline getirmektir. Çözümün bizde olduğunu, çözüm gücünün halkların bir arada mücadelesinde olduğunu her fırsatta söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz. Adalet alanında yaşanan bu büyük kriz yani adaletsizlik seferberliği toplumu adeta bir şiddet sarmalına sürüklemiştir. Artık şiddet günlük hayatın her alanındadır. 
 
GÜVENLİKÇİ ANLAYIŞTA ISRAR VAR 
 
Bizler bu ülkede Kürt sorunu başta olmak üzere bütün meselelerde barışçıl, siyasal çözümü savunan bir partiyiz. Şiddetin sadece belirli bir konuda ortaya çıktığını ve yoğunlaştığını iktidarın askeri siyasi politikalarının ibaret olmadığının da altını çizeyim. Bu iktidar Kürt sorununda şiddeti ve güvenlikçi anlayışı ısrarla sürdürmekte ve belki de şu an en üst noktasına çıkarmış bulunmaktadır. Fakat adalet krizi adaletsizlik seferberliği insanların güvencesiz, hayatlarının tehlike altında olduğu bir toplumsal iklim yaratmıştır. 
 
ONUR ŞEN CİNAYETİ
 
Onur Şener cinayeti bir tesadüf değildir. Her gün okuduğumuz şiddet haberleri tesadüf değildir. Kendisini iktidara yakın sayan veya bizzat iktidara yakın, içinde olan irili ufaklı pek çok çevre şiddeti kendisine hak görmektedir. Başkalarını sindirmeyi kendisine hak görmektedir. Çünkü kendilerinin dokunulmayacağını inanmaktadırlar. Kendilerine herhangi bir ceza gelemeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Bütün bunlar toplumun içine sürüklendiği krizlerin nasıl çok boyutlu ve derin olduğunu göstermektedir. 
 
YOLSUZLUK TEŞVİK EDİLİYOR 
 
Ekonomik kriz, siyasi kriz, demokrasi ve özgürlük yokluğunda somutlaşmaktadır. Ve ahlaki çöküş de yine bu iktidarın yarattığı en önemli sonuçlardan biridir. Yolsuzluklar mubah görülmekte, üstü örtülmekte iktidara yakın olanların her alanda talan uygulamalarına ortak olmaları adeta normalleşmektedir. Yolsuzluk ve hırsızlık gibi şiddet de günlük hayatın normali haline getirilmiştir. Yoksullukların üstünü gitmek yerine, yolsuzluk yapanlarla ilgili iddialar örtülmekte ve yolsuzluk, hırsızlık teşvik edilmektedir. Yolsuzluk hırsızlık halkın cebinden ekmeğini kuruşunu çalmadır. Halkı daha fazla yoksulluğa mahkum etmektir. Yandaşı semirtirken halkın sofrası kurutulmaktır. 
 
KAYYIM HALKIN İRADESİNE SAYGISIZLIKTIR
 
Burada yaşadığımız sorunların ülkenin tamamında derinleştirmek olduğunu tekrar edeyim. Dokunulmazlık zırhı olması gereken yerde değil, tam tersi alanlardadır. Dokunulmazlık ifade özgürlüğü için olmalıdır, halkın siyasi temsilcileri, halkın iradesi için olmalıdır. Oysa bu iktidar halkın iradesini gasp etmektedir. Burada kayyım rejimin de olduğu gibi. Kayyım rejimi halkın iradesine en büyük saygısızlıktır. Halkın iradesini gasp etmektir. Ama bununla sınırlı kalmıyor, bunun başka etkileri ve sonuçları vardır. Kayyım rejimi aynı zamanda rant, yandaş yolsuzluk ve sömürü mekanizmalarını yerellere iyice yerleştirme programının önemi bir parçasıdır. Kayyım rejimi halk iradesinin gaspıdır. Aynı zamanda soygun ve sömürü, yandaş ve sermaye düzeninin de en önemli unsurlarındandır. Kayyum atanan yerlerde yapılan uygulamalara bakıldığında bunu görebilirsiniz. Memleketim Mardin’e çok benzeyen özel olarak, ayrıca bu nedenle de çok sevdiğim Kars şehri bu uygulamaların örneklerini yaşamaktadır. 
 
BUNUN ADI ÇÖKÜŞ İKTİDARIDIR
 
Yine adaletsizliğin bu kadar yaygınlaştırılması çeteleşmeyi de teşvik etmektedir. Bugün çeteler, mafyalar adeta ülkenin meşru yönetim odakları haline getirmişlerdir. Bir mafya çete zihniyeti yönetimde ve hayatın her alanında yaygınlaştırılmıştır. Bunun adı çöküş iktidarıdır bunun adı toplumu en değerlerden mahrum etme operasyonudur. Buna karşı yapmamız gereken şey güçlerimizi birleştirmektir. Bizler HDP olarak kurduğumuz Emek ve Özgürlük İttifakı ile birlikte her yerde halkın sesine kulak vermek için her türlü çabayı harcıyoruz. Yolumuzu masa başında, parti merkezlerinde belirlemiyoruz. Politikalarımızı halkla istişare ederek halkı dinleyerek onlarla sürekli etkileşim içinde kalarak oluşturuyoruz. Bundan sonra da bütün temel konularda aynı politikaları izlemeye devam edeceğiz. Emek ve Özgürlük ittifakı büyüyecektir. Önümüzdeki hedef bu ittifakı en geniş kesimlere, ezilenlerin, yok sayılanların tümünü kapsayacak bir genişliğe ulaştırmaktır. Bu amacımıza ulaşmamız için de çok daha fazla çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Halkımız bilsin ki bir alternatif vardır. 
 
İKİ KUTBADA MECBUR DEĞİLİZ
 
Emekten yana sömürüye karşı adaletsizliği ortadan kaldıracak adaleti savunan bu baskılara karşı duran, özgürlüğü savunan yalan iktidarına karşı hakikatin peşini bırakmayan bir alternatifi mutlaka inşa edeceğiz. Sadece seçimler için seçimlerden sonra da yeni bir başlangıç demokratik ve özgürlükçü, emekten yana bir değişimin dinamik, motor gücü haline geleceğiz. Şimdi yaptığımız şey bütün bu adaletsizliklere karşı en geniş kesimlerin mücadele ortaklığını sağlamaktır. Eğer bunu başarırsak ki başarmamak için bir neden yok başarmamak gibi bir lüksümüz yok, bunu başarırsak bu iktidarı, bu rejimi durdururuz. Bu rejimi değiştiririz, iktidarı değiştiririz. Halk gerçek bir alternatif ve hakiki bir umut arıyor. Gerçek alternatif bizleriz, umut bizlerdedir. Çözüm biziz buna halkımız inansın. İki kutba mahkum değiliz, mevcut rejimin bu talana, yalana, soyguna, sömürüye dayanan rejimine mahkum değiliz. Ama bu rejimi küçük rötuşlarla başka kadrolarla devam edecek projeleri de kabul etmiyoruz. Bunlara mahkum olmadığımızı bütün halkımız bilsin. 
 
ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRATİK ANAYASA
 
Bizler Türkiye’de gerçek ve kalıcı barışın herkese eşit ve özgür bir yaşam sağlamaktan geçtiğine inanıyoruz. Anayasa tartışmaları da dahil olmak üzere her türlü tartışmaya bu çerçevede açığız. Eğer eşit yurttaşlık temelinde demokrasiyi yerele yayarak güçlendirecek bir yol açılacaksa biz bu yolda bütün gücümüzle katkıya, öncülüğe hazırız. Biliyoruz ki iktidar şimdi anayasa tartışmalarını ortaya atmakla başka bir gündem de yaratma peşindedir. Ama istediği amaç ve saikle hareket etsin fark etmez, bu ülke şimdi hemen bu mümkün değilse, yarın özgürlükçü demokratik bir anayasaya kavuşacaktır. Bunu gerçekleştirecek güç de bizler, Emek Özgürlük İttifakı ve bunun yaratacağı büyük demokrasi bloğudur. Bu ülkeye gerçek anlamda inançların eşit, halkların özgür yaşayacağı bir geleceği mutlaka armağan edeceğiz.” 
 

Diğer başlıklar

08/10/2022
09:04 ‘İmralı tecridi toplumsal mücadeleyle kırılır’
09:03 ‘Özgürlük Yürüyüşü’ne çağrı: Tecrit rejimini kıracağız
09:02 Av. Demir: Öcalan üzerindeki tecrit komplonun devamıdır
09:01 Akarsel için ayakta olan kadınlar: Mücadelesi büyüyecek
09:00 Ayla Akat Ata: Failler dışarda, mutlaka yargılanacaklar
09:00 08 EKİM 2022 GÜNDEMİ
08:48 AKP’li Erdoğan’dan yeni atamalar
07/10/2022
23:06 ‘Burası Kürdistan’ diyen Taşkesen gözaltına alındı
22:35 HDP’li Güzel katledilen kadınlar için saçını kesti
21:24 Mardin’de bir depoda patlama
20:57 30 yıl sonra tahliye olan Altunışık'a kitlesel karşılama
20:38 Jîna Amini'nin aile avukatı Adli Tıp raporunu reddetti
20:03 MKGP Ersöz ve Akarsel’i andı: Mücadelelerini sürdüreceğiz
19:59 Sanal medyada #SurdaFestivaleHayır kampanyası
18:58 Ümitcan Uygun hakkında 3 ayrı suçtan ceza verildi
17:56 Batman’da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
17:53 Diyarbakır'dan seslenen kadınlar: Nagihan Akarsel ölümsüzdür
17:43 Hak savunucularının yargılandığı dava ertelendi
17:37 İki cenaze daha ailelerine teslim edildi
17:26 Doğubayazıt’ta 9 Ekim yürüyüşü çağrısı
17:04 9 Ekim panelleri: Krizler Abdullah Öcalan ile görüşülerek çözülür
17:01 Hewlêr’de patlama
16:51 Pêncwên ve Balekayeti bombalandı
16:47 ‘Kadın direnişine her zamankinden daha çok ihtiyaç var’
16:00 İHD'den 'Barış Nöbeti'
15:41 Şenyaşar ailesinin ‘Herkes için adalet’ pankartına el konuldu
15:02 Öcalan’ın vasisi Dinç: Tecridin kırılması için topyekûn mücadele etmeliyiz
14:39 Kadınlar: Nagihan gibi hakikate yürüyoruz
14:18 Hatay’da İmralı tecridine tepki
14:09 Dil ve Kültür örgütlerinden çağrı: Bu ‘festivale’ katılarak meşrulaştırmayın
13:56 Fatma Altınmakas’ın tecavüz faili takipsizlikle aklandı
13:55 13 öğrenci gözaltına alındı
13:53 Hukukçulardan Akarsel protestosu ve suç duyurusu
13:42 Avukat Karakaş’ı ezen polisin dosyası ACM'ye devredildi
13:23 Assa Abloy’da iş bırakma eylemi
13:20 Gazeteci Önel’e ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı
13:12 Nagihan Akarsel’in ailesi Süleymaniye’de
12:38 Gençlere ‘Özgürlük Yürüyüşü’ çağrısı: Komploya karşı ses yükseltelim
12:27 Şenyaşar ailesi polis saldırısına rağmen nöbetini sürdürüyor
12:06 27 yıldır tutuklu yazar darp edildi
12:04 Abdullah Öcalan’ın aile ve vasisinden yeni görüşme başvurusu
11:48 Kürt kadın gazeteciler Gurbetelli Ersöz’ün mirasına sahip çıkıyor
11:31 Hasta tutuklu Boltan’ın kıyafetlerine el konuldu
11:30 MGKP: Özgürlüğe ulaşma sözünü yeniliyoruz
11:13 DFG: Nagihan’ın kalemini sahipsiz bırakmayacağız
10:49 DTK, TJA, DBP ve HDP Gençlik Meclis’inden ortak çağrı: Kayyımların festivaline tutum alın, katılmayın
10:47 Sancar: Bu ülkeyi demokratik anayasaya kavuşturacağız
10:43 Gazeteci Nişmiye Güler hakkında dava açıldı
10:29 9 Ekim’de temel talep Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olacak
10:01 ‘Nagihan Kürt kadın mücadelesinin direnciyle yaşayacak’
10:00 CPT ziyareti öncesi Abdullah Öcalan’a yeni disiplin cezası
09:55 Yüksekova'daki patlama sonrası bir aile darp edildi
09:40 Mızraklı aleyhine ifade veren tanığın iddiaları yalan çıktı
09:40 Amedspor taraftar grupları: Festival Sur’a ihanettir
09:26 Temel: Kürt halkı komploya karşı büyük direniyor
09:21 ‘Şehir Hastaneleri’ne akış için hastane kapatılıyor’
09:20 Öğrencilerden fakültenin tarihi binadan taşınmasına tepki
09:12 Keskin: Gurbetelli ve öldürülen tüm gazetecilere borcumuz var
09:10 Erdoğan'dan uyuşturucu ticaretinden tutuklu kişiye af
09:08 Araziden pay alamayan AKP'li başkandan ölüm tehdidi!
09:04 Seydaoğlu: Kürt kadınlar sisteme müdahale ettiği için hedefte
09:01 6-8 Ekim'de yaralanan Gezer faillerin peşinde!
09:00 'Komplocuların maskesi düştü, Abdullah Öcalan toplumsallaştı'
09:00 07 EKİM 2022 GÜNDEMİ
00:04 Yüksekova’da polisten 'fişleme' uygulaması!
06/10/2022
22:52 Gençlerden katledilen Akarsel için yürüyüş
22:43 Şengal’de Serdeşt Kampı bombalandı
21:02 Alanlara çıkan kadınlar: Akarsel’i katledenler ortaya çıkarılmalı
20:20 Şırnak’ta gözaltı
19:56 İBB işçileri mücadelelerini hukuki zeminde sürdürecek
19:26 Jandarmadan HDP’nin çalışmalarını engelleme girişimi
19:23 Sancar: Cumhuriyet Üçüncü Yol ile demokratikleşecek
18:23 Kobanê Davası: Dosyada yeni bir hukuk garabeti yaşanıyor
17:05 SİHA saldırısında YPG’li komutan yaşamını yitirdi
16:54 ‘Hakan Fidan’ın Hewler’e ziyaret amacı açıklanmalı’
16:51 10 Ekim Davası'nda DAİŞ emirine yüksek güvenlik önlemi
16:09 Balveren'de 300 yıllık mezarlık ziyareti geleneği
15:47 Bayraklı Adliyesi önünde Adalet Nöbeti
15:42 Nobel Edebiyat Ödülü Annie Ernaux'a verildi
15:39 İHD 2021 Hak İhlalleri raporu: Memleket güvenlik politikalarıyla yönetiliyor
15:14 Hevsel Tahribat Raporu: Sözde festivallerin katkısı olmaz
15:10 Somalili Omar'ın şüpheli ölümü
15:10 Sebahat Tuncel’den mahkeme heyetine: Sizden daha özgürüz
14:41 Savcılıktan Altınmakas’ın failine ‘kasten öldürme’ suçundan mütalaa
14:34 Sivil toplum örgütlerinden hasta tutuklulara özgürlük çağrısı
14:22 Kürt Araştırmaları Derneği’nden GÖÇİZDER’e dayanışma ziyareti
14:22 Diyarbakır Barosu polisler hakkında suç duyurusunda bulundu
14:11 Batman’da ‘Bijî serok Apo’ sloganlarıyla yürüyüş
14:10 Diyarbakır’dan Abdullah Öcalan’a özgürlük yürüyüşüne çağrı
13:47 RSF’den Akarsel açıklaması: Güçlü bir feminist ses susturuldu
13:41 Gazeteci Tunç’un davası ertelendi
13:33 Buldan'dan tecrit tepkisi: Kabul etmeyeceğiz
13:27 Adalet Nöbeti’nde tecride tepki: Somut adım atın
13:25 Şenyaşar ailesine engel olan polis: Burası eviniz değil!
13:22 Midilli Adası yakınlarında sığınmacı teknesi battı: En az 16 kadın yaşamını yitirdi
12:42 Sancar: Jîna'yı katleden zihniyetle Nagihan'ı katleden zihniyet aynı
12:26 Tayland’da kreşe saldırı: 23’ü çocuk 34 ölü
12:21 MKGP Diyarbakır Cezaevi önünde açıklama yapacak
12:16 HDP Diyarbakır il binası habersiz mühürlendi
12:11 Savcılık: Adalet Nöbeti’nde suç işlenmeden müdahale oldu!
12:06 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
10:54 13 yıl hapis cezası verilen gazeteci Kurşun hakkında tutuklama kararı
10:50 Hülya Elkoca'yı katleden fail hakkında müebbet istemi
10:47 Yıkıma karşı nöbette olan Bodur darp edildi
10:22 Tarihe geçen direniş
09:58 Greta Thunberg’den Nagihan Akarsel eylemine destek
09:50 Ailelerden festival tepkisi: Cenazelerimizi aradığımız yerde eğlenecekler!
09:26 Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi yol haritası belirliyor
09:18 Akarsel’i Ulucanlar’da tanıyan Hatip Dicle: İradeli ve yetkin bir yoldaştı
09:11 AYM: 10 Ekim katliam protestosu ifade özgürlüğüdür
09:02 30 yıllık marangoz: İş yapamıyorum
09:01 Silopi'de yetki gaspı: İşgalden başka bir şey değil
09:00 Uluslararası komploya karşı uluslararası hamle!
09:00 06 EKİM 2022 GÜNDEMİ
08:13 Cezaevinden 30 yıl sonra çıkan Yıldız’a kitlesel karşılama
05/10/2022
22:13 Zirgan Halk Belediyesi binası bombalandı
21:16 Amedspor kendi sahasında 2-0 kazandı
21:11 AYM'de üyelik seçimi: İnce 3 ayda AYM üyesi oldu
20:57 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü kutlandı
20:47 Katledilen Akarsel için taziye kurulacak
20:33 Türkiye’ye ait SİHA’lar Pêncwên’i bombaladı
19:43 TSK’nin Katar’da görevlendirme tezkeresi kabul edildi
19:40 HDP'den AKP'ye: Özkan hayatını kaybederse hepinizin sorumluluğu olacak
19:27 Çöp tesisi istemeyen köylülere açılan dava ertelendi
19:21 Lahor Şêx Cengi: Siyasi güçler, diğer ülkelerden emir alıyor
18:46 AYM, TEDAŞ’ın elektrik hattı çekerek tarlaya ‘el koyduğuna’ hükmetti
18:27 Yüksekova'da 15 gündür kayıp olan Yücedağ ölü bulundu
18:22 Beştaş: AYM siyasi darbenin devam ettiğini ilan etti
18:13 Yüksekova’da gözaltına alınan 4 kişi serbest bırakıldı
17:50 HDP’li Ersoy İranlı kadınlara destek için saçını kesti
17:19 Mersin’de komplo paneli: Tecride karşı mücadeleyi büyütmeli
17:04 ‘Türkiye kimyasal silah kullanıyor, Irak sessiz’
16:57 Polis karakolun karşısındaki ağaçları kesti
16:47 Adalet Nöbeti eylemine takipsizlik
16:46 Tutuklu yakınları Ankara’da: Neden bir adım atmıyorsunuz?
16:45 Botan’da 9 Ekim’de yapılacak yürüyüşe katılım çağrısı
16:30 Komploya karşı yürüyüş: Kadın mücadelesini hedef alanlar bize geri adım attıramadı
16:26 Adalet Nöbeti: Özgür yaşam için tutukluların sesi olalım
15:39 Kürt PEN’den Nagihan Akarsel açıklaması
15:30 Kadınlar alanlarda: Nagihan’ın ruhuyla mücadeleyi büyüteceğiz
15:12 KESK’ten sağlık emekçilerine yönelik saldırıya tepki
15:11 Siirt'te 9 Ekim paneli: Tecrit ortadan kaldırılmalı
15:09 Özel hastanede yaşlı hastaya kötü muamele görüntülere yansıdı
15:00 Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘anayasa’ yanıtı
14:54 Haber-Sen’den sürgünlere tepki
14:41 Nagihan Akarsel: Özgürlük zamanındayız
14:40 Yüksekova’da 9 Ekim yürüyüşüne çağrı
14:20 HDP’den ‘acil karakış çözüm paketi’
14:12 Çeşme’de talana karşı toplanan imzalar Turizm Müdürlüğü'ne teslim edildi
14:11 Taciz, şiddet ve mobbinge karşı tutum belgesi