Türkdoğan 5564 sayılı kanuna işaret etti: Kimyasal silah kullananlar yargılanmalı

img

ANKARA - Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına dair 5564 sayılı özel kanuna işaret eden İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Bu kanun, kimyasal silah kullanarak suç işleyenlerin yargılanabileceğini söylüyor” dedi. 

Türkiye’nin Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) ortaklığıyla Güney Kürdistan’ın Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik 17 Nisan'da başlattığı saldırılar, uluslararası sözleşmelere göre insanlığa karşı suç olarak kabul edilen kimyasal silah kullanımı ile devam ediyor. HPG’nin açıkladığı savaş bilançosuna göre, Türkiye 14 Nisan ile 14 Ekim tarihleri arasında 2 bin 467 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullandı. Türkiye’nin bu saldırıları sonucu Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında 17 HPG’li yaşamını yitirdi.
 
Tüm dünyada insanlığa karşı suç olarak kabul edilen kimyasal silah saldırılara maruz kalan 2 HPG’linin yaşamının son anlarına dair görüntüler, kamuoyunda tepkileri yükseltti. Türkiye’nin saldırılarına yönelik protestolar devam ederken, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) de bölgede inceleme yapılması çağrıları yapılıyor. Üye devletlerin başvurusu olmaksızın inceleme yapamayan OPCW, sessizliği sürdürüyor. 
 
AİLELER İHD’YE BAŞVURDU!
 
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, kimyasal silah kullanımının uluslararası ve iç hukuktaki boyutunu Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. Türkdoğan, OPCW’nin sözleşmeler gereğince konuya dair harekete geçememesinin perde arkasında “devletlerin suça karışmasının” olduğuna işaret etti.
 
Türkdoğan, kimyasal silah saldırısıyla yaşamını yitiren HPG’lilerin ailelerinin İHD’ye başvuruda bulundukları bilgisini paylaştı. 
 
ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK 
 
1949 tarihli Cenevre Protokolü’nün savaş hukukunu düzenlediğine dikkat çeken Türkdoğan, “Biz buna ‘Uluslararası İnsancıl Hukuk’ diyoruz. Bu sözleşmelerin kapsamında kimyasal silahların kullanımıyla ilgili herhangi bir şey yok ama bu sözleşmeler gerek devletlerarası, gerekse devletle bir silahlı örgüt arasındaki çatışma halini de kapsıyor. En son Yugoslavya Özel Ceza Mahkemesi’nin ürettiği kararlarla da bunun altı net bir biçimde çiziliyor. Bunu da Uluslararası Kızılhaç Komitesi denetleyecek” dedi.
 
ULUSLARARASI AÇMAZ: DEVLET İNİSİYATİFİ
 
Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin savaş suçlarını denetleyebilmesinin devletlerin iznine tabi olduğunu belirten Türkdoğan, Uluslararası İnsancıl Hukuk’taki en önemli açmazlardan birinin bu olduğunu söyledi ve savaş hukukunun gelişiminin çok uzun yıllar sürdüğüne dair şunları söyledi: “İlk Cenevre Sözleşmesi 1864 yılında başlıyor. En nihayetinde 1949 tarihinde dört temel sözleşme ile bağlanıyor. 1977 tarihinde de 1 ve 2 No’lu protokoller devreye giriyor. Düşünebiliyor musunuz? Savaş hukukunun kuralları tam 113 yıl sonra belli kaidelere bağlanıyor. Yetmiyor 1988 yılında Roma Statüsü Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul ediliyor ve mahkeme 2000 yılından beri çalışıyor.”
 
1800’LÜ YILLARDA BAŞLAYAN TARTIŞMALAR 
 
Kimyasal silahların kullanımı konusundaki tartışmaların da 1800’lü yıllarda başladığına değinen Türkdoğan, konuya dair üretilen ilk sözleşmenin 17 Haziran 1925 tarihli “Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Bakteriyolojik Araçların Savaşta Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Protokol” olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin 1925 yılından itibaren bu protokole taraf olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, “Bu protokol sonrasında yeterli görülmüyor ve uzun tartışmalar sonucu 1993 yılında ‘Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’ kabul ediliyor. Türkiye bu sözleşmeyi 29 Nisan 1997 yılında imzalıyor ve 4238 sayılı kanunla yürürlüğe koyuyor. Türkiye’nin şu anda uymakla yükümlü olduğu böylesi bir sözleşmesi var” bilgisini verdi.
 
5564 SAYILI ÖZEL KANUN
 
Türkiye’nin 14 Aralık 2006 tarihli ve 5564 sayılı özel bir kanun çıkardığını hatırlatan Türkdoğan, “Bu kanunun 6’ncı maddesinin 9’uncu fıkrasında, kanuna aykırı kimyasal silah kullanarak suç işleyenlerin, 5237 sayılı TCK’nın 11’inci maddesine göre yargılanabileceğini söylüyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yurtdışında kimyasal silah kullanımı ile ilgili bir iddia ile karşılaşırsa, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu iddiaları araştırmakla görevli. Dolayısıyla Türkiye bu konuda uluslararası yükümlülüklerini yüklenmiş bir ülke” diye aktardı.
 
İÇ HUKUK KURALLARINA İŞARET ETTİ 
 
Türkdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye bir sözleşmeye taraf olmuş ve buna dair özel bir kanun çıkartmışsa, siz de söz konusu kanunun ihlal edildiğini düşünüyorsanız, bu nedenle yaşamını yitirenlerin yasal mirasçılarının şikayetçi olması ve kanun yollarına başvurması gerekiyor. Şu anda yapılması gereken en önemli şey budur. Milli Savunma Bakanlığı konuya dair bir açıklama yaptı. Madem iddiaları kabul etmiyorlar, devlet içerisinde idari denetim mekanizmaları var. İzin verin bu mekanizmalar denetlensin. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ilgili soruşturmayı yapsın. Bütün bu soruşturmalar sonucu bu iddiaların ne olduğu ortaya konsun. Aksi taktirde mağdur her zaman iddia edecek, şüpheli ise her zaman reddedecek. Bunu bitirmenin yolu iç hukuk kurallarını işletmektir.”
 
'BÜTÜN DEVLETLER SUÇA KARIŞTI'
 
Kimyasal Silahlarla İlgili Uluslararası Sözleşme’ye göre söz konusu iddiaya dair bir taraf devletin başvurusu yapması gerektiğinin altını çizen Türkdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözleşmeye göre OPCW kuruldu. Bu bir BM örgütüdür. Kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığına dair yerinde inceleme yetkisine sahip tek örgüttür. Bunun yanı sıra silahların Irak topraklarında kullanıldığı belirtildiği için Irak egemenlik hakları doğrultusunda her zaman soruşturma başlatabilir. OPCW, resen karar alarak, olay yeri incelemesi yapmaya gidemez, böyle bir yetkisi yok ama bu örgüt taraf devletlerde planlı veya plansız denetim yapabiliyor. Bu da sadece ilgili ülkelerde kimyasal silah üretimi ve depolaması yapılıp yapılmadığına dair bir denetim. Bu sözleşmeler neden bu şekilde düzenlenmiş? Çünkü bütün devletler maalesef suça karışmış durumundadır. Hiçbir devlet birbirine güvenmediği için sözleşmeleri bu şekilde yapıyor. Bu nedenle insan hakları alanında faaliyet yürüten dünya insan hakları hareketinin taleplerine uygun sözleşmeler değil. Yüz yıl önce ise bu sözleşmelerin adından bile bahsedilmiyordu” şeklinde konuştu.
 
'YÜKSEK KOMİSERLİK HAREKETE GEÇİRİLEBİLİR'
 
OPCW’nin sadece devletlerin başvurusuyla harekete geçmesinin, Kürt halkı gibi devletsiz halkların uluslararası alanda yalnız kalması sonucunu doğurduğu tartışmalarına dikkat çeken Türkdoğan, “Burada da farklı denetim mekanizmalarına konuyu taşımak gerekiyor. Ya Irak’ta Federe Kürdistan Yönetimi, Irak Devleti üzerinden bir başvuru yapılmasını sağlayacak ya da Türkiye’deki iç hukukun işletilmesi sağlanacak. Ya da dünyada büyük bir demokratik kamuoyu oluşturarak bazı devletleri sözleşmelerin yenilenmesi için zorlamak gerek. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği hem de Avrupa İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, bütün bu konuları tartışıyor. Örneğin Rusya, Ukrayna saldırısında neredeyse, nükleer bomba etkisi yaratacak silahlar kullandı fakat dünya çaresiz. Ukrayna bir egemen devlet olmasına rağmen hiçbir şey yapılmıyor. Çünkü Rusya, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi. O veto ettiği için hiçbir karar çıkamıyor. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ancak tekil vakalar üzerinden harekete geçirilebilir. Dünyanın geldiği bu noktada bireyin hak ve özgürlükleri noktasında kapalı bir yol yok. A kişisi saldırıda yaşamını yitirdiyse, onun yasal mirasçıları her türlü hakkını arayabilir ama topluluk söz konusu olduğunda, devletler onlar adına harekete geçmez ise süreç işletilemiyor” dedi.
 
CEZASI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
 
Türkdoğan, OPCW’nin herhangi bir devletin başvurusu sonucu bölgede inceleme yaparak Türkiye’nin kimyasal silah kullandığına dair bir rapor hazırlamasıyla, konunun BM Güvenlik Konseyi’ne taşınacağını belirtti ve raporun Türkiye’de bir bilirkişi niteliği taşıyacağını ifade etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kamu davası açmak zorunda kalacağını kaydeden Türkdoğan, “TCK’da bir kişinin kimyasal silah kullanarak, bir kişinin kasten öldürülmesinin cezası ağırlaştırılmış müebbettir” diye ekledi.
 
MİNNESOTA PROTOKOLÜ 
 
Kimyasal silah kullanıldığına dair incelemeleri ve delil toplanmasını konu alan birtakım protokoller oluşturulduğunu dile getiren Türkdoğan, Minnesota Protokolü’nü örnek verdi ve delillerin bu protokole uygun toplanması gerektiğinin altını çizdi. Türkdoğan, “Yaşamını yitiren silahlı militanların görüntülerinin yayınlanması, uluslararası boyutta yeterli olmayabilir. Olay yerinden ne kadar delil toplandı? Bazı olaylar vardır ki üzerinden yıllar da geçse, belli kalıntılar kalır. İşte Minnesota Protokolü bunları düzenliyor. Bugün olmasa da gelecekte bu olacaktır. Yaşamını yitiren silahlı militanların üzerinde kimyasal kalıntılar varsa, bunlar kolay kolay yok olmayacaktır” diye belirtti. 
 
İsviçre ve Almanya’dan bağımsız heyetlerin bölgeye giderek bu konuda inceleme yapmak istemesi sonrası bölge hükümeti tarafından engellendiğini anımsatan Türkdoğan, “Bu durumda Irak devletini ve Federe Kürdistan yönetimini eleştirmek gerekiyor. Engelleme neye dayanıyor? Eğer keyfi sebeplerle bir engelleme varsa, o ülkenin iç mekanizmalarını harekete geçirmek gerekiyor. Irak Devleti ve bölge yönetimi zan altında kalacaktır” ifadelerini kullandı.
 
'AÇIKLANAN BİLANÇOLAR ÇOK ACI'
 
Açıklanan savaş bilançolarının “çok ağır” olduğuna vurgu yapan Türkdoğan, “Bizim Türkiye’de de Irak’ta da Suriye’de de İran’da da artık kaybedecek bir tek canımız bile yok” dedi. İnsan hakları savunucuları olarak söz konusu durumu barış temelinde değerlendirdiklerini söyleyen Türkdoğan, “Ortada bir Kürt sorunu var. Bu Kürt sorunu savaşla çözülemiyorsa, yapılması gereken tek şey diyalog ve müzakeredir. Bütün bu tartışmalar müzakere zamanının geldiğini gösteriyor. Devletler nedeniyle uluslararası alanda hak arama noktasında tıkanma yaşanıyor. Bu nedenle sorunun savaşla ya da devletlere sığınarak çözülemeyeceğini bilmek gerek. Açıklanan bilançolar çok acıdır. Kullanılan yöntemlerin hiçbiri onaylanamaz. Her bir can çok değerlidir. Savaşın sona ermesine odaklanmak gerekiyor” sözlerine yer verdi.
 
HAK ARAMA SÜREÇLERİ İŞLETİLMELİ
 
Türkdoğan, yaşamını yitiren HPG’lilerin ailelerine çağrıda bulunarak, şöyle devam etti: “Aileler, ‘benim çocuğum neden öldü’ diyerek suç duyurusunda bulunabilir. Gerekirse Meclis ya da Kamu Denetçiliği Kurumu devreye girecektir. Bu başvurular sonucunda ne olduğu ortaya çıkacaktır. 90’lı yıllarda yaşanan faili meçhuller, gözaltında kayıplar ya da köy yakmalar, ailelerin başvuruları sonucu uzun zaman sonra açılan davalarla tek tek aydınlanıyor. Meclis’te araştırma komisyonları kuruldu ve biz oradaki raporlarda neler olduğunu öğrendik. Bu hak arama süreçleri işletilmeli.”
 
TCK’nın 6’ncı maddesinin 5’inci fıkrasında kimyasal madde kullanımının “silah” olarak tanımladığını belirten Türkdoğan, “Kendi ceza kanununda kimyasal silah kullanımını yasaklamış ve suç saymış. Kesinlikle iç hukuk yollarını işletmek, sonuç alınamıyorsa, uluslararası hukuk yollarını işletmek gerekiyor. Kimyasal silah toplumların hafızasında kötü bir yer edinmiştir. Birinci ve İkini Dünya Savaşları’nda ya da Dersim Katliamı’nda yaşanan şeyler korkunçtur. Toplumlar yarın barıştığında hafızalarında birbirlerini yaralayacak hatıralar olmasın istiyoruz” dedi. 
 
MA / Fırat Can Arslan
 

Diğer başlıklar

27/10/2022
18:48 İzmir'deki gazeteciler: Susmayacağız, yazmaya devam edeceğiz
18:38 KESK eyleminde Fincancı’ya destek: Hocamızın yanındayız
18:33 'Şebnem hoca kimyasal gazların kullanımına karşı sorumluluğunu yerine getirdi'
18:20 Gazeteciler emniyete ifade vermeyi reddetti
18:12 HDP’den Fincancı açıklaması: Karar yok hükmünde
18:08 Kobanê Davası: DAİŞ yargı eliyle meşrulaştırılıyor
18:04 Fincancı: Ben ATK uzmanıyım
18:01 Çukurova TUAY-DER’in etkinliği yasaklandı
17:40 Bartın faciasında 25 kişi hakkında gözaltı kararı
17:04 Hasta tutuklu yakınları işkenceye dikkat çekti
17:00 Batman’da polisin bir aileye uyguladığı şiddet görüntülere yansıdı
16:59 Saray Belediyesi eski Eşbaşkanı Çalışkan tahliye oldu
16:59 Hol Kampı’ndan kurtarılan çocuk YBŞ’ye teslim edildi
16:58 KESK’in 48 üyesi beraat etti
16:42 Danimarka basını: Türkiye gazeteciliği vahşice bastırıyor
16:25 HDP’li Eşbaşkan Hüseyin Uzun tutuklandı
16:24 Adalet Bakanı Bozdağ'a tepki: Yine aynı senaryo!
16:19 Köpekli işkenceye maruz kalan Çetin davasında mütalaa hazırlanacak
16:08 Şebnem Korur Fincancı tutuklandı
16:06 Adana’da kimyasala karşı duvar yazılaması
15:53 Erdoğan'ın ‘10-15 çocukları var’ sözlerinin araştırılması talebi
15:50 DFG’yi ziyaret eden Temel: Gazeteciler serbest bırakılsın
15:26 Konya saldırı davası: 112 kayıtları görülmedi
15:23 Gazeteci Coşkun ve Pehlivan davasında reddi hakim talebi
15:22 Mahabad'da valilik binası ateşe verildi
15:16 Kuran Kursu’nda tecavüz davası: Çocuklar işkenceyi anlattı
15:15 Adalet Nöbeti: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
15:09 İstanbul Tabip Odası: Şebnem Hoca onurumuzdur
14:52 İran rejimi provokasyon peşinde!
14:33 Alevi kurumlarından HDP’ye ziyaret
14:28 HDP Ortadoğulu siyasetçilerle bir araya geldi
14:22 Tutuklu yakınlarına polis engeli
13:54 Buldan, hakaret davasında şikayetinden vazgeçti
13:49 İç Anadolu’daki cezaevlerinde 3 ayda 23 tutuklu katledildi
13:27 İHD ve ÖHD: Mücadeleyi büyütelim
13:24 Özgür Basın’a yönelik gözaltılar protesto edildi
13:03 Gazetecilerin fotoğrafları asıldı: Özgür Basın susmayacak
12:59 Kobanê Davası’nda yargılanan siyasetçiden Fincancı’ya destek
12:55 Yıllardır süren davada yeniden mütalaa hazırlanacak
12:53 21 kişi hakkında açılan 'akademi' davası ertelendi
12:45 Şentop’dan ‘adalette istikrar’ iddiası
12:34 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
12:30 HDP Gençlik Meclisi üyesi 3 kişi gözaltına alındı
12:23 Emniyette işkence ve avukat engeline suç duyurusu
12:20 Tuğluk'un avukatı: Bir iki saat içinde tahliyesini bekliyoruz
12:15 Şenyaşar ailesi: Talebimiz herkese lazım olan adalet
12:14 Fincancı’ya tutuklama talebi
12:11 Tuğluk'un ATK raporu cezaevi idaresine ulaştı
12:09 Gazeteciler 15 saat boyunca kelepçeli tutuldu
12:01 4 gazetecinin davaları ertelendi
11:55 Gazeteci Arı’ya 2 yıl hapis cezası
11:42 Gazetecilerin gözaltına alınması İsveç basınında
11:35 Günay: Özgür Basını susturmaya gücünüz yetmeyecek
11:34 AİHM kararına rağmen HDP'li Beştaş'ın yargılanmasına devam edildi
11:34 Urfa’daki ‘etkinlik yasağı’na karşı iptal davası
11:30 Tutuklulardan kimyasal tepkisi: Sessiz kalmayacağız
11:04 Adliye önünde 'tutuklulara özgürlük' açıklaması
11:02 Fincancı ile dayanışma için adliye önüne gelenlere saldırı
10:59 12 ülkenin kadın dışişleri bakanlarından İran açıklaması: Sesinizi duyuyoruz
10:58 Gazeteci Değer: Kısılmaya çalışılan sesleri duyurmaya devam edeceğiz
10:40 Gazeteciler: Amaç gerçekleri susturmak
10:37 KJAR: Bu devrim dünyayı özgürleştirecek
10:29 Gazeteci Nazlım: Gerçekte ısrar etmenin onurunu yaşıyoruz
10:18 İtirazlara rağmen mağdur çocuklar mahkemeye getirildi
10:07 Katil Altun’un telefon görüşmesi 15 ay sonra dosyaya girdi
09:57 Shafii: Direnenler reform değil kökten değişim istiyor
09:48 Fincancı’ya destek: Kimyasalla ilgili hakikat ortaya çıkarılsın
09:42 Yakalanmayan katili arıyorlar: Devletin utanç vesikası
09:21 İstanbul’da gözaltına alınan 57 kişi serbest bırakıldı
09:12 ‘Gerçek haber yayma hakkının önüne geçmeye çalışıyorlar’
09:11 Gülser Yıldırım: İmralı kapıları açılırsa oradan barış eli uzanacak
09:01 KDP Şengal’in kapılarını Êzidîlere neden kapatıyor?
09:01 MATUAY-DER: Cezaevleri tüm toplumun sorunu
09:00 Manisa’da tarım bitiyor: Üzüm bağları, zeytin ağaçları kuruyor
09:00 Abdullah Öcalan: Türkiye yol ayrımında, tek çıkış Demokratik Cumhuriyet
09:00 27 EKİM 2022 GÜNDEMİ
08:33 Zap’ta bir asker daha yaşamını yitirdi
08:10 TTB Başkanı Fincancı adliyeye sevk edildi
26/10/2022
23:58 Öğrencilerden gözaltı protestosu: Hakikat arayışı susmayacak
23:43 Fincancı’nın ifade işlemleri başladı
23:00 HDP Çelikhan İlçe Eşbaşkanı Uzun gözaltına alındı
21:45 Gazeteci Ağgöz ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı
21:29 Fincancı’dan mesaj: Karalama kampanyasını aşıp birlikte mücadele edeceğiz
21:13 Demirtaş: Özgür basın susturulamaz
21:13 Tutuklu gazeteci Ren’e çıplak arama dayatması
21:05 Gazeteci Alağaş: Gün gazetecilik onuruna sahip çıkma günüdür
20:56 Gazetecilerin gözaltı süresi ikinci kez uzatıldı
20:49 BM İnsan Hakları Raportörü’nden Fincancı mesajı
20:44 HDP’li vekiller Meclis’te kimyasal kullanımının araştırılmasını istedi
20:18 Gazetecilerin gözaltına alınmasına pankartlı protesto
20:14 Hak savunucularından Fincancı’ya destek açıklaması
20:07 Gazeteci Ahmet Tulgar hayatını kaybetti
19:51 İran’da türbeye saldırı: 15 ölü, 40 yaralı
19:41 Cebrail Gündoğdu tutuklandı
19:35 BM raportörlerinden İran için uluslararası soruşturma çağrısı
19:26 Ankara’da Ari Prodüksiyon’a korsan baskın
19:01 Kadınlardan gazeteciler ve Fincancı için protesto eylemi
18:47 Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan Fincancı açıklaması: Sessiz kalmayacağız!
18:42 30 yıllık tutuklu Evsen tahliye oldu
18:40 Dersim’de gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki
18:05 Anayasa Mahkemesi HDP’nin ek süre talebini kabul etti
17:35 ‘Gözaltılar Sansür Yasası’nın ilk antidemokratik göstergesidir’
17:17 Tuğluk hakkında ‘cezaevinde kalamaz’ raporu
16:58 Gazeteci Öznur Değer darp edildi, yerlerde sürüklendi
16:54 Van’dan seslendiler: Gazetecilik ve hak savunuculuğu suç değildir!
16:52 Gazetecilerden mesaj var: Israrımız hakikat mücadelesi, başımızı eğmedik
16:08 Adalet Nöbeti: Hasta tutuklular ölüme terk edildi
16:02 Polis, kendisini yaraladığını ileri sürdüğü avukatı tanımadı
15:52 Bütçe maratonu başladı: Bütçenin en büyük bakanlığı, faiz bakanlığıdır
15:51 Cinsel taciz failinin duruşması 30 Kasım’da görülecek
15:18 Hukuk örgütlerinden avukatların duruşmasına çağrı
14:50 Hedef gösterilen avukatlar için suç duyurusunda bulunulacak
14:39 Birçok kentte Fincancı protestosu: Derhal serbest bırakın
14:03 Silopi’de kimyasal silahlara karşı yürüyüş düzenlenecek
14:01 Gazeteci Yurtsever’e Türk bayraklı fotoğraf işkencesi
13:29 Gözaltına alınan 7 gazeteci Ankara’ya getirildi
13:12 İHD: Kimyasal silah kullanımı araştırılmalı
13:08 Gazeteci Altan işkence anlarını aktardı: 'Sana baş eğdireceğiz, zorluk çıkarma'
12:57 Şenyaşar: Sesimizi kısmak için gazetecileri gözaltına aldılar
12:48 Caferbey çöp tesisi için açılan dava görüldü
12:42 Sancar TTB’de: Saldırılara ortak mücadele etmeliyiz
12:34 Gözaltındaki Fincancı’ya destek büyüyor: Asla yalnız değilsin
12:27 Kadınlar, gazeteciler ve Fincancı için Kadıköy’de olacak
12:26 TTB: Fincancı’nın açıklamaları suç değil
12:26 Gözaltılara uluslararası tepki: Meslektaşlarımızı serbest bırakın
12:25 Tutuklu yakınları: Tek taleple sokaklarda olacağız
12:08 ‘Gazeteciler hakikati yazıyor, geri adım atmayacağız’
12:04 On binler Jîna Emînî'yi andı: Jin, jiyan, azadî
12:01 DFG ve MKGP: Biz değil, iktidar korksun
11:57 Tekne faciası davasında bin 33 yıl ceza verildi
11:55 Kimyasala karşı 1 Kasım'da büyük yürüyüş
11:32 Gözaltında yaşanan ölüme dair dava ertelendi
11:06 Amanos’taki orman yangını kontrol altına alındı
11:03 Gazeteci İnci Aydın'a beraat
10:56 Asker ablukasındaki köyde bir çocuk darp edildi
10:49 CPJ: Türkiye, Kürt gazetecileri temelsiz suçlamalarla taciz etmeyi bırakmalı
10:48 Özgür Basın'a yönelik gözaltılar: Amaç toplumu susturmak
10:19 TBB Başkanı Sağkan: Sansür Yasası haber alma hürriyetini engelliyor
10:08 Yüce: Kürtlerin sesini kısarlarsa bizim de sesimiz kesilecek
10:01 Av. Temur: Gazeteciler boyun eğmediği için yeni operasyon yapıldı
09:45 Tutuklu kadınlar kimyasal kullanıma karşı açlık grevinde
09:40 ‘Kimyasal silahları önleme protokolü sadece egemenleri koruyor’
09:24 Türkdoğan 5564 sayılı kanuna işaret etti: Kimyasal silah kullananlar yargılanmalı
09:12 Parmaksız: Gezi ve Kobanê arasında ‘yüzük kardeşliği’ var
09:07 Gazetecilere işkenceye karşı suç duyurusunda bulunulacak
09:03 Hedef gösterilen Fincancı gözaltına alındı
09:02 Bütçesi artırılan Adalet Bakanlığı 20 yeni cezaevi yapmayı planlıyor
09:02 Gazeteci meslek örgütleri: Gözaltılar kimyasal silah iddialarının sonucu
09:01 Kayyımın sattığı 11 taşınmaz için savunma istendi
09:01 Yazar Karacabey: İktidar yasakladığı kültürün yerini doldurmaya çalışıyor