ADANA - Adana'da “Eşitlik, Özgürlük, Demokrasi ve Barış Mücadelesinde Seçimler ve İttifaklar" konulu panelde, halkın AKP rejimini sonlandırma isteğinin ağır bastığı belirtilerek, bu istekten alınan güç ile mücadeleyi yükseltme vurgusu yapıldı.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi(SYKP) Adana İl Örgütü, Selman-ı Pak Kültür Merkezi'nde "Eşitlik, Özgürlük, Demokrasi ve Barış Mücadelesinde, Seçimler ve İttifaklar" konulu bir panel gerçekleştirdi. SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Halkarın Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ve Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Sami Evren panelist olarak katıldı.
'AKP FAŞİZMİ KURUMSALLAŞTIRAMADI'
Panelde ilk olarak konuşan SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, ilk görevlerinin tüm toplumsal mücadele alanlarının birlikte harekete geçmesi ile AKP-MHP ittifakını iktidardan göndermek olduğunu vurgulayarak, "Millet ittifakını da tüm toplumsal kesimleri de burayı zorlayan çeşitli politikalar üretmek zorundayız” dedi. Yüce, faşizmi kurumsallaştırmayı hedefleyen iktidarın savaş politikalarını körüklediğini, Kürt halkının eşit yurttaşlık talebini görmezden geldiğini ve Aleviler’in kültürel asimilasyonla karşı karşıya olduğunu belirtti.
'GÖREVİMİZ FAŞİZMİN TASFİYESİ'
2023 seçiminin seçimden öte bir anlamı olduğunu ifade eden Yüce, “Ülkeyi AKP karanlığına teslim edecek miyiz, faşizm kurumsallaşacak mı; ya da üçüncü yol siyasetini dert edinenler olarak devrimci demokratik bir halk seçeneğini yaratabilecek miyiz? Seçime giderken bunları tartışıyoruz. Bizler SYKP olarak da ilk görevimiz faşizmin tasfiyesi ve AKP-MHP iktidarını göndermek. Bu görevimizi bileşenleri ile birlikte HDP’nin içerisinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı ile yapacağız. Biz ittifakı sadece seçimlerle sınırlı bir ittifak değil Türkiye’deki halkların, inançların, kadınların, Alevilerin, sömürülenlerin gerçekten eşit ve özgür bir ülkede yaşayacağı demokratik ve sosyal bir cumhuriyeti kurmak için bir yol ve mücadele ortaklığı olarak görüyoruz. Tüm toplumsal mücadele alanlarının birlikte harekete geçmesini sağlamalıyız; ekoloji, Alevi, Kürt halkının mücadelesi, işçilerin, emekçilerin mücadelesini ortak hedefler etrafından örgütlenmesini sağlayabilmeliyiz. ‘Halklar seçeneksiz değil’ dediğimiz bir süreçte eğer bizler bunu başarabilirsek gerçekten halklara biraz olsun güç katmış oluruz.Millet ittifakını da tüm toplumsal kesimleri de burayı zorlayan çeşitli politikalar üretmek zorundayız. Biz bunları göndereceğiz başka yolu yok. Ana görevimizi de böyle tarif ediyoruz. Parlamento bizim mücadele alanlarımızdan bir tanesidir ama her şey değildir. Parlamentoyu da harekete geçirecek örgütlü güçlerin kendi gücünü ortaya çıkarmasıdır” diye konuştu.
'BİZİ KİMSE YENEMEZ'
Toplumsal sorunların çözümüne yönelik ortaya koyacakları tutumun Emek ve Özgürlük İttifakı’nı genişleteceğini belirten Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Sami Evren de, “Demokrasi mücadelesinin sadece sandıkla sınırlı değil, Türkiye’de demokratik siyaseti inşa edeceksek demokrasi mücadelesinin muhalefet etme yeteneğini kazanması gerekiyor. 3’üncü yol siyaseti, emekçi hakların, yoksulların, farklı kimliklerin sözü olacak yeni bir mücadele programına ihtiyaç var. Türkiye’de bunu adı bugün için Emek ve Özgürlük İttifakıdır. Bunu yerellerde nasıl mücadele alanına dönüştüreceğiz? Bu örgütlü ilişkiyi mevcut siyasi partilerle sınırlı görmek, onu oraya sıkıştırmak doğru değildir. Toplumun tüm kesimlerini ayağa kalkması gerekiyor. Bu heyecanı ortaya koyabilecek gücü açığa çıkarabilirsen Emek ve Özgürlük İttifakı demokratik siyasetin inşasına katkı sunar. Biz örgütlü olursak, ittifakı genişletirsek, doğamıza, havamıza her şeyimize sahip çıkacak örgütlülük içerisinde olursa bizi kimse yenemez” dedi.
'KÜRT HALKI 50 SENEDİR AYAKTA'
İttifakın halk ile emekçilerle canlı ilişkilere sahip olması, kadınların öncü rolü ve politika tecrübesi ile avantajlı olduğunu ifade eden HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ise, “Kürt halkının ortaya koyduğu 50 yıllık destansı mücadeleyi Türkiye devrimci demokratik hareketinin mücadelesini buraya koymalı ve buradan ürettiğimiz politika ile daha dinamik, daha etkili bir yöntemle alana çıkmalıyız” ifadelerini kullandı. Halka karşı küçümseyici dili bırakmanın önemli olduğunu aktaran Bülbül, “Kürt halkı 50 senedir ayakta. Kürt halkının ödemediği bedel kalmadı ama Kürt sorunu çözülmedi. Kadınlar ayakta ama kadın sorunun çözülmedi, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Emekçiler grev yapıyor, yürüyüş yapıyor yine sorun çözülmüyor. KHK’lilerin sorunları çözülmüyor. Hiç kimse kendi sorununu tek başına çözecek güce sahip değil. Bu yüzden burada ihtiyaç olan ittifaktır. Bu ittifakın adı da Emek ve Özgürlük İttifakıdır. Emek yoksulları, çalışanları, işçi sınıfını, tarım emekçilerini; özgürlük ise halkları, kadınları, inanç gruplarını, düşünceyi ifade özgürlüğünü vs. ifade ediyor. Bu iki kelime ile Türkiye’yi ifade etmişiz. Bu iki kelime de AKP’nin ve faşizmin sonun getirecek kelimedir. Buradaki tek sorunumuz bunu bu salonun dışına taşımak” dedi.
'HALKTA BU REJİMİ SONLANDIRMA İSTEĞİ VAR'
Panelde son olarak konuşan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, işçilerin, emekçilerin ve halkların savaş, sömürü, yasaklar, savaş ve yolsuzluklardan beslenen rejimi iktidardan uzaklaştırmak için birleşmekten başka bir çıkış yolu olmadığını söyledi. Tüzel, toplumda ciddi bir değişim istediği olduğunu belirterek geçim sorunu, ücret politikaları, bunun karşısında yaşamın temel gereksinimlerine yapılan zamlar nedeni ile iktidarın yönetimini eskisi gibi sürdürme imkanının zayıflamış durumda olduğunu belirtti. Halkın bu rejimi sonlandırma istediğinden güç alarak mücadeleyi yükselteceklerini ifade eden Tüzel, Erdoğan ve Saray yönetimine karşı ortak bir aday çıkarmanın en kritik mesele olduğuna değindi.
'ARTIK YETER'
Emek Partisi olarak yaptıkları toplantıda benimsedikleri anlayışın birinci turda ortak adayla yenilgiye uğratmak olduğunu aktaran Tüzel, “İttifak partilerimiz de bu anlayışı savunuyor. Diğer taraftan da iki yönlü bir seçim. Milletvekili seçimlerinde de ittifak partisi olarak kendi ismi ve adayları, işçi sınıfından çıkmış halkın temsilcileri olacak arkadaşlarımızla ittifak gücü olarak seçimlerde yer almak istiyoruz. 'Artık bu rejim son bulsun', 'Artık yeter' diyen işçilerin, emekçilerin, köylülerin gücünü sandıklardan çıkartacak bir çalışkanlıkla çalışmalarımızı yürüteceğimize inanıyorum.Mecliste emek ve özgürlük ittifakının temsiliyeti nasıl olacak, bu güçlerle nasıl bir ortak bir hareket ve ortak listeler hazırlayacağız, tek bir çatı partisi üzerinden mi seçim çalışmalarını yürüteceğiz? Bunlar önümüzdeki günlerde netleşecek. Biz bu ittifak gücünü mecliste en geniş temsiliyetler yer almasını sağlayacak bir taktik izleyeceğiz” şeklinde konuştu.
Panel soru ve cevap bölümü ile son buldu.