İSTANBUL - Bakanlığın genelgesinin çözüm olmadığını belirten avukat Jiyan Tosun, "Cezaevlerinde sürekli hastalık, sakatlık veya kocama durumunda olan kişilerin tahliyesine bir ön kapı aralamıyor. Tek çözüm Anayasa’daki ‘ayrımcı’ maddelerin ortadan kaldırılması” dedi.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Nisan 2022 tespitlerine göre, ülkedeki cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 tutuklu bulunuyor. Yine derneğin verilerine göre 2022 yılında 76 tutuklu cezaevlerinde yaşamını yitirdi, bunların 35’i hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Yaşamını yitiren onlarca tutuklu için yapılan tüm çağrılara kulak tıkayan iktidar, “28 Şubat Davası”ndan müebbet hapis cezası verilen Korgeneral Vural Avar’ın 20 Aralık 2022 tarihinde Sincan F Tipi Cezaevi’nde yaşamını yitirmesinin ardından 3 Ocak’ta 8 maddelik “Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler” başlıklı bir genelge yayımladı. Adalet Bakanlığı’nın genelgesi ise, hasta tutuklular arasındaki ayrımcılığı bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Avukat Jîyan Tosun, genelgeye dair değerlendirmelerde bulundu.
HASTA TUTUKLULAR ARASINDA AYRIMCILIK
İnfaz Kanunu’ndan kaynaklı hasta tutuklular arasından zaten bir “ayrımcılık” olduğunu belirten Tosun, söz konusu “ayrımcılığın” Korgeneral Avar’ın yaşamını yitirmesinden hemen sonra çıkarılan genelgenin ise bunun somut göstergesi olduğunu söyledi. İktidar tarafından hazırlanan genelgede hasta tutukluların durumuna ilişkin yeni bir şey yer almadığına dikkat çeken Tosun, “Keza bu kadar çok hasta mahpusun cezaevlerinde kaldığı, hastanelere dahi gitmekte imtina ettiği, hastaneye götürülmediği, hastanelere sevk sırasında çok fazla kötü muameleye maruz kaldığı bir dönemde bir genelgenin işe yarayabileceğini söylemek açıkçası zor” diye belirtti.
ÇÖZÜM ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Başta insan hakları savunucuları olmak üzere birçok kesimin Ceza ve İnfaz Kanunu’nda değişiklik yapılması ve Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) yapısının değiştirilmesine ilişkin taleplerinin görmezlikten gelindiğini belirten Tosun, son genelgenin hasta tutuklular için ne çözüm ne de umut olduğunu söyledi. Hasta tutuklular sorununun sivil toplum örgütlerinin önerilerinin dikkate alınmasıyla çözüme kavuşabileceğini dile getiren Tosun, “Sadece hasta mahpusların tahliye edilmesiyle ilgili de bir mesele değil. Türkiye’deki cezaevlerinin koşulları hastalığa neden oluyor. Yoğun izolasyon birçok psikolojik soruna neden olabiliyor. Keza kötü beslenme, cezaevlerinden en çok gelen şikayetlerden biri.
Kötü beslenme, sağlık hakkına erişim noktasındaki kısıtlamalar, ön teşhislerin geç yapılması gibi pek çok sorun mevcut. Dolayısıyla bu sorunlar bir genelgeyle ortadan kalkacak sorunlar değil. Tek çözüm Anayasa’daki ‘ayrımcı’ maddelerin ortadan kaldırılması” ifadelerini kullandı.
SAĞLIĞA ERİŞİM HAKKI SAĞLANMALI
Genelgenin içeriğini ilişkin ise Tosun, şunları söyledi: “Bu yayımlanan genelge cezaevlerinde sürekli hastalık, sakatlık veya kocama durumunda olan kişilerin tahliyesine bir ön kapı aralamıyor. Kişilerin polis aracılığıyla bir incelemeye tabi tutulmasını ön görüyor. İnfaz Kanunu’nun 16’ncı maddesinde ‘güvenlik için somut ve ağır tehlike oluşturanların tahliye edilemeyeceğine’ ilişkin bir cümle var. Aslında genelge de bunu öngörüyor. Yani bir sosyal inceleme yapılacak, ondan sonra infazının ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin bir karar verilecek. Bu da pratikte birçok kişinin tahliyesinin önüne geçebilecek bir madde diyebiliriz. Sağlığa erişim konusunda ciddi adımların atılması gerekiyor. Cezaevi dışında gerekli önlemler alınabilir. Bu önlemler alınarak, cezaevi dışında tedavilerinin mutlaka sağlanması gerekiyor. Acil yapılması gerekenlerin başında sağlığa erişim hakkı bulunuyor ve bunun mutlaka tesis edilmesi gerekiyor.”