BM’den Türkiye’ye: İmralı’da iletişimsizlik haline son verilsin

img
ANKARA - Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, İmralı tecridine karşı yaptıkları başvuru üzerine BM İnsan Hakları Komitesi’nin mutlak iletişimsizlik haline son verilmesini istediğini belirterek, ayrıca Türkiye’ye Mart ayı sonuna kadar yanıt vermesi için süre verildiği bilgisini paylaştı.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar'dan 21 ayı aşkın süredir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu, 2019 yılında 5 görüşme gerçekleştirse de 27 Temmuz 2011’den bu yana ağır tecrit koşullarında tutulan müvekkilleriyle görüştürülmüyor.
 
Abdullah Öcalan ile en son Temmuz 2011’de görüşebilen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, Türkiye’ye yaptığı son ziyaretinde İmralı’ya gittiğini açıklayan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ile yüz yüze yaptıkları görüşmenin yanı sıra, uluslararası mekanizmalara yaptıkları başvuruları ve tecridin ağırlaşan boyutuna dair sorularımızı yanıtladı.
 
Özgür Erol
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları her ne kadar 2019 yılında 5 görüşme sağlasa da 27 Temmuz 2011’den bugüne dek devam eden yasakla karşı karşıya. 12 yıla dönüp baktığınızda İmralı hukuk sistemi nasıl bir aşamaya geldi?
 
 
 İmralı Cezaevi ‘Guantanamo’ şartlarını aşmış durumda. Tüm denetimlere kapalı olması itibariyle hangi kanuni hükümlere bağlı olarak işlediğini artık açık bir şekilde yanıtlayamıyoruz.
 
Ben şahsen Sayın Öcalan’la en son Temmuz 2011’de görüşebilmiştim. 2019’da açlık grevleri, ölüm oruçları döneminde üç aylık süreç içerisinde gerçekleşen 5 görüşme var. Ağustos’taki görüşmeden sonra yeniden kapanma hali gündeme geldi. Yeryüzünde 12 yıl boyunca avukat girişlerinin bu derece engellendiği herhangi bir cezaevi örneği bulunmuyor. İmralı Cezaevi’nin hukuksal bir kara delik haline getirilmesi itibariyle ilk dönemlerde ‘Guantanamo' benzeri bir cezaevi örneğini dile getirirdik. Ama geldiğimiz noktada İmralı Cezaevi ‘Guantanamo’ şartlarını aşmış durumda. Tüm denetimlere kapalı olması itibariyle hangi kanuni hükümlere bağlı olarak işlediğini artık açık bir şekilde yanıtlayamıyoruz. Avukat görüşmesi ya da aile görüşmesinin engellenmesinden ibaret bir durum da değil. Nasıl ki 2019’da birkaç avukat görüşmesinin olması tecridi ortadan kaldırmadıysa, bugün için de geçerli. Birkaç avukat ya da aile görüşmesinin gerçekleşmesiyle İmralı tecridinin ortadan kalkmış mı kabul edeceğiz? Hayır. 23 yıldır orada oturtulmuş bir sistem var ve bu sistem kendisini sürekli yeniden üretiyor. Bir laboratuvar gibi kendini orada sürekli derinleştiriyor. Oradan öğrendiklerini giderek tüm topluma yasa, yönetmelik, idari karar ve bir yönetme pratiği olarak yansıtıyor. Dolayısıyla bu tekniğin, İmralı sisteminin kendisi artık başlı başlına bir problem. Bunun alternatifinin avukat ya da aile görüşmesinin gerçekleşmesi olduğunu söyleyemeyiz. Ancak avukat görüşmesi gerçekleşmek zorunda, bu bir hak. Dolayısıyla biz bu hakkı sürekli talep ederiz, fakat İmralı tecridi tek başına bundan ibaret bir durum değil.
 
İmralı’da tecrit sistemini aşan durum nedir?
 
İmralı’nın mimarisinden tutalım, disiplin biçimine, oraya yerleştirilen yapılara, muhafaza edilme biçimine, giriş çıkışların sınırlanmasına hem Sayın Öcalan’a hem daha sonra oraya götürülen mahpuslara yönelik yaklaşıma kadar çok özel bir sistem. Nihayetinde şöyle bir gerçeklik var; 23 yılık zaman kesiti çeyrek yüzyıla tekabül ediyor. Bir yapının, mekanın çeyrek yüzyıl kendisini bu şekilde yaşatabilmiş olması, sadece yüksek güvenlikli disiplinli bir yapı-mekan olmasından kaynaklanmıyor. Bu yapı ve mekanda geliştirilen teknikler var. Bunları incelikle dokudular, geliştirdiler. Öyle ki Türkiye’de darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz’dan sonra 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’de ilk yayınlanan kararnamelerle İmralı Cezaevi’ndeki uygulamalar tüm Türkiye cezaevlerine ve topluma yayıldı. Bu durum, Türkiye’deki yönetim pratiği açısından İmralı’daki uygulamaların asli önemde olduğu anlamına geliyor. Fırsatını buldukları an aynı uygulamayı tüm cezaevlerine yayma imkanı elde ettiler. Tecridin fiziksel, duyusal, hukuksal, siyasal gibi birçok boyutu var.
 
En son Temmuz 2011’de görüştüğünüzü söylediniz. Öcalan’ın o görüşmede tecridin bu denli ağırlaştırılacağına dair öngörüsü oldu mu?
 
Aslında bu tip öngörüleri her zaman vardı. Avukat ve ailelerin gidişi ve daha sonrasında heyetlerin gidişinde de her zaman ‘Buradaki görüşmelerin bu biçimde yürüyor olmasının belli bir sebebi, amacı var’ diyordu. Fakat mesele sadece bu görüşmelere ya da buradaki yapıya devletin nasıl yaklaştığıyla ilgili değildi. Bir de Öcalan’ın yaklaşımı söz konusuydu. Öcalan, dayatılan koşulları, sistemi gayet iyi bilip, çözümleyip kendisini buna göre konumlandırdı. 1999’dan 2023’ e kadar tecrit nasıl bir sistematik izliyorsa, Sayın Öcalan’ın bu tecride karşı direngen tutumu da o derece sistematik ve giderek derinleşerek kendisini sürdürdü. O dönemde, oradaki şartlarını bize şöyle tanımlıyordu; ‘Ben burada çok dar bir koridorda gibiyim, ne sağa dönebiliyorum ne sola.’ Bunu o dönem çok anlamlandırabildiğimizi şu aşamada söylemek mümkün değil. Sonraki yıllarda o dar koridor rejiminin, tek çıkışlı ve girişli rejimin ne olduğunu daha iyi gördük.
 
Başvurularınız ya yanıtsız bırakılıyor ya da “disiplin” cezalarıyla reddediyor. Ancak ret gerekçeleri tarafınıza bildirilmiyor. Bu durum “hukuk” ile açıklanabilir mi?
 
 
 Gerekçe gösterilen disiplin cezalarının ne maddi ne de hukuksal bir dayanağı var. Hiçbir ceza kendisini üç ayda bir düzenli ve periyodik bir biçimde yineler mi?
 
Açıklanamaz. Bu bir hukuk oyunundan ibaret. Açıkçası hukuken bir açıklama getirmeye çalışmak gerçekten salt bir kötülüğü gereksiz yere anlamlandırmaya çalışmaktan ibaret olur. Gerekçe gösterilen disiplin cezalarının ne maddi ne de hukuksal bir dayanağı var. Hiçbir ceza kendisini üç ayda bir düzenli ve periyodik bir biçimde yineler mi? Hiçbir ceza, kendi sebebinden bağımsız olarak kişilerin dış dünyayla tüm iletişimini kesmeye yönelir mi? Spor etkinliğinden kaynaklı bir disiplin cezası kurduklarını ilan ediyorlar. Niye, spor yapmıyorsunuz diye. O zaman kurduğunuz cezanın da buna dönük olması gerekmez mi? Spor etkinliğinden dolayı aile görüşlerini niye kesiyorsunuz? Bu bir oyun. Fakat bu oyunun tehlikeli yönü şu; kapalı bir oyun oynuyorlar. Yani, bu oyun içerisine hem idari hem yargı mercileri dahil oluyor. Örneğin bir mahpusa dönük böylesi bir kapalı devre cezalandırma rejimi kurulduğunda, bunu kırma olanağına sahip tek yapı avukatları, savunmanları olabilir. Israrla avukatların da bu sürece dahil olmasını engelliyorlar. Hiçbir yasal gerekçesi olmadığı halde, avukatlardan da gizliyorlar. Bu haliyle orada kendi aralarında bir süreç yürütüyorlar. Bu, tamamen dış dünyayla iletişimi kesmeye dönük bahane. Disiplin cezasının, yıllarca ‘gemi arızası’, ‘hava muhalefeti’ diyerek girişleri engelledikleri bahanelerden hiçbir farkı yok.
 
Abdullah Öcalan da kendisiyle kesintili telefon görüşmesiyle sağlanan son temasta, “Bu sorun hem hukuki hem siyasidir. Avukatlarımın gelmesini istiyorum” dedi. Bu tarihten sonra da avukatların sayısız başvurusu oldu, dünya çapında çok sayıda avukat başvurdu. Ancak tüm girişim ve başvurulara rağmen bu talepler karşılanmadı. İktidarın tecritteki ısrarının temelinde ne var?
 
Mesele, mevcut siyasi iktidarın Türkiye’de hukuku göz ardı ederek keyfi yönetme biçimini bu yıllar içerisinde çok fazla geliştirmiş olması. Artık sadece İmralı’da ya da Kürtlere dönük uygulamalarında keyfi davranmıyor. Neredeyse tüm muhaliflere karşı bu keyfiliği çok rahat sürdürebiliyor. Örneğin neredeyse tüm şehirlerde toplumun basın açıklaması, toplantı gösteri yürüyüşü, sokağa çıkma hakkı ortadan kaldırılmış durumda. Bunun yasal ya da hukuki bir temeli yok. Bu keyfiliği, hukuk tanımamayı son 25 yıl içerisinde öncelikle İmralı’da olgunlaştırdı, denedi, geliştirdi.
 
İmralı’da görüşme için başvuruda bulunan siyasetçiler oluyor. Tecrit halinden Adalet Bakanlığı’nı sorumlu tutuyor. Adalet Bakanı neden sessiz? Sorumluluğu nedir?
 
Adalet Bakanlığı idari olarak bu sistemin sorumlusu. Fakat İmralı Cezaevi açısından tek yetkili, karar verici olduğunu iddia edemeyiz. Söz konusu İmralı Cezaevi olduğunda pek çok parametrenin devreye girdiğini biliyoruz. Adalet Bakanlığı’ndan bizzat görüşme talebinde de bulunduk. Özellikle son duyumlardan, yaptığımız açıklamalardan sonra. Henüz buna dair geri dönüş almış değiliz.
 
CPT’nin Eylül 2022’de ziyareti oldu. Gündeminde olmamasına rağmen İmralı’yı ziyaret etti ancak yaptığı açıklamalarla kaygıları derinleştirdi. Rapor açıklayamıyor ancak kurumsal sorumluluğu bulunuyor. Nitekim bazı talepler ve tedbirlerin alınması için CPT’ye başvurdunuz. Başvuruya bir dönüş oldu mu? Olmadıysa CPT’nin tecritteki rolü nedir?
 
 
 12 yıl bir adaya, cezaevine avukatların girmemesi ya da aile görüşmelerinin bu derece engellenmesinin ciddi bir kötü muamele olduğunu, artık yüksek dereceli bir ihlal hali aldığını CPT’nin fark etmemesi mümkün değil.
 
CPT, resmi denetleme yetkisi olan Avrupa Konseyi’nin bir organı. Yargılama yetkisi yok ama işkence ve kötü muamele içeren tüm mekanları, buradaki uygulamaları denetleme hakkına ve olanağına sahip. CPT, İmralı Cezaevi’ni kurulduğu günden bu yana çok yakından takip ediyor. Bunu iki yolla yapıyor. Birincisi; düzenli olarak İmralı hakkında raporlarımızı onlara gönderiyoruz, kendileri özenle istiyorlar. Bazen aylık, bazen üç aylık, bazen ani durumlarda anlık raporlar gönderiyoruz. Aynı şekilde hükümetten de oradaki duruma dair düzenli raporlar alarak, takip ettiklerini biliyoruz. İmralı Cezaevi kurulduğu günden bu yana CPT ziyaretler gerçekleştirdi ve rapor tuttular. CPT’nin, İmralı’daki tüm gelişmeleri ay ay, yıl yıl bildiğini söylemek mümkün. 12 yıl bir adaya, cezaevine avukatların girmemesi ya da aile görüşmelerinin bu derece engellenmesinin ciddi bir kötü muamele olduğunu, artık yüksek dereceli bir ihlal hali aldığını CPT’nin fark etmemesi mümkün değil. Buna karşı CPT’nin işletebileceği kimi tedbir prosedürleri mevcut. Bunları işletmemesi hep eleştiri konumuzdu. Ya da en kritik zamanlarda yaptığı ziyaretlerde İmralı’ya gitmemeyi tercih etmesi, bizim açımızdan eleştiri konusuydu. 2016’da yaşanan darbe girişiminden sonra basına yansıyan pek çok haber vardı. Hatta bir grup darbecinin İmralı’ya ulaşmaya çalıştığına dair haberler vardı. Bu dönem avukatlar, aileler gidemiyordu. CPT o dönem Türkiye’ye geldi, fakat İmralı’ya gitmemeyi tercih etti. Aynı şekilde 2018’de, 2020’de yaptığı ziyarette de gitmemeyi tercih etti. Dolayısıyla bu dönem itibariyle gittiler ve özel bir ziyaret olduğunu düşündürecek bazı veriler mevcuttu. Bundan dolayı onlara, raporlarını hem erken açıklamaları hem de oradakilerin kişisel durumları hakkında bilgi vermelerini talep ettik. Yetmedi doğrudan onların bulunduğu yerde yüz yüze bir görüşmede gerçekleştirdik.
 
Bu görüşmede ziyarete ilişkin herhangi bir bilgi verdiler mi?
 
Hayır vermediler. En ufak bir bilgi vermeyen, kendi bürokratik prosedürlerine sıkı sıkıya bağlı bir görüntü izlediler. Bir insan hakları mekanizmasından beklenir bir yaklaşım değil. Ne kadar bürokratik olursanız olun, ciddi hale gelmiş bir hak ihlali karşısında ‘durumları iyidir, gördük’ diyemeyecek hale getiremezsiniz kendinizi. Son noktada CPT’ye dair açıklama yapmamızın ve ‘görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğinden şüpheliyiz’ dememizin sebebi de buydu. Bugüne dek herhangi bir veri ve bilgiye de ulaşmış değiliz.
 
Avrupa Konseyi’ne bağlı kurumlarda hal böyleyken, tecride karşı başkaca girişimleriniz oldu mu?
 
Avrupa Konseyi kurumlarının bu ataleti bizi kuşkusuz diğer uluslararası mekanizmaları değerlendirmeye motive etti. Bu bilgiyi de bu vesileyle sizinle paylaşmış olalım. 2022’in sonunda Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne İmralı’daki dört mahpus adına bir başvuru yaptık. Komitenin işleyişinin Avrupa Konseyi kurumlarına göre çok daha hızlı olduğunu gördük. Daha öncesinde deneyimlediğimiz bir başvuru mekanizması değildi. Bu başvurumuzu Türkiye hükümetine gönderdiler. Komite, hükümette başvurumuzu gönderirken başvurucuların mutlak iletişimsizlik olan “incommunicado” haline son vermesi ve başvurucuların kendi seçtikleri avukatlarla derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlaması gerektiğini hatırlatıp talep etti. Bu geçici tedbir talebi niteliğinde. Bu yaptığımız başvurunun kabul edildiği anlamına gelmiyor. Başvuru devam edecek fakat burada BM İnsan Hakları Komitesi durumu hemen fark etti. Komite, hükümete Mart sonuna kadar süre verdi. Türkiye’nin süre içerisinde yanıtlarını sunması gerekiyor. Sonra biz de kendi görüşlerimizi sunacağız. Prosedür bu şekilde bir süre devam edecek. Fakat şu aşamada İnsan Hakları Komitesi’nin durumu erkenden fark edip hükümetten böylesi bir talepte bulunması önemli.
 
MA / Zemo Ağgöz

Diğer başlıklar

24/01/2023
09:04 Wan Baro Başkanı Özaraz: İmralı'da hukuk uygulanmalı
09:03 Gazeteci Asadi: Taliban’a itiraz eden tek ses kadınların
09:02 Erdoğan’ın seçim vaadi ‘duble yol’ 20 yıldır bitirilemedi
09:01 'Depremler olabilir, hazırlık yapılmalı'
09:00 Zafere götüren 134 günlük direniş
09:00 24 OCAK 2023 GÜNDEMİ
08:09 Ma Music'ten binlere konser
07:20 Hezex’te bir kadın gözaltına alındı
23/01/2023
22:16 Yunanistan'ın teslim ettiği gazeteci Verim tutuklandı
21:34 Cezayir’de helikopter düştü: 3 ölü
20:38 Yönetmen Tekin'in otobüs çekmesi aleyhte delil sayıldı!
20:15 Kürtçe şarkı söyledikleri için gözaltına alınan sanatçılar serbest
19:49 Erdoğan: Seçim için en uygun tarih 14 Mayıs 2023
19:18 Mersinli kadınlar: Anayasa değişikliği teklifine hayır!
19:09 Asker ailelerinden itiraf: Ölen askerlere intihar süsü verildi
19:01 HDP’den gazeteci Aygül’e ilişkin soru önergesi
18:15 Amed’de erkek şiddeti
18:01 YSK üyeliğine Feyzi Eroğlu seçildi
17:51 ESP ve SGDF: Tutukluların sesi olalım
17:29 İmralı tecridine karşı AK önünde eylem
16:03 Mêrdîn’deki katliamda ‘derin devlet’ izi, 4 kişi tutuklandı
16:02 ‘Kutuplaştırma siyasetine izin vermeyeceğiz’
15:05 Karadeniz ve Dumlu cezaevlerinde sağlık ve güvenlik hakkı ihlal ediliyor
14:26 Eğitim emekçilerinin talepleri neler?
13:55 ‘Umut hakkı’nın ihlali Adalet Bakanı’na soruldu
13:10 AYM, HDP’nin talebini 25 Ocak’ta görüşecek
12:38 Bedenini ateşe veren Akar için duvar yazılaması
12:27 Xwebûn gazetesinden Dünya Anadil Günü etkinliği
12:27 AKP 2022’de sadece 1 soru önergesi verdi
12:13 Ferit Şenyaşar: Burada üstünlerin talimatı işleniyor
11:51 Elazığ Cezaevi’nde 15 tutuklu darp edildi
11:35 5 kişinin öldürülmesi olayında şüpheliler hakkında tutuklama istemi
11:19 Amanos Dağları’nda ağaç kıyımı
11:00 İmralı için Adalet Nöbeti: İnsanlık suçu işleniyor
10:02 BM’den Türkiye’ye: İmralı’da iletişimsizlik haline son verilsin
09:39 KNK: Êzidîlerin statü ve güvenliği garantiye alınmalı
09:05 Özkan'ın çocukları: ATK’nin yapısı değiştirilmeden genelge çözüm değil
09:05 Tecride karşı açlık grevindeler: Herkes ses çıkarmalı
09:04 Giyadîn’de siyanür tehdidi: Tüm Kurdistan zehirlenecek
09:03 HDP’li Eksik: Muhalefetin sessizliği tecridi süreklileştirdi
09:02 Yüzde 92 ve 94 engelli iki tutuklu kardeşin hikayesi
09:02 Av. Tosun: Bakanlığın genelgesi tahliyelere kapı aralamıyor
09:01 Devrimin kıvılcımının yakıldığı kent: Kobanê
09:00 23 OCAK 2023 GÜNDEMİ
08:21 Şêxmeqsûd’da yaşamını yitirenlerin isimleri belli oldu
00:00 İstanbul’da Koma Ma konseri
22/01/2023
21:43 Kocaeli'de doğalgaz patlaması: 2'si ağır 5 yaralı
21:23 Erdoğan’dan seçim tarihi açıklaması
21:13 Gençler Şişli’de Abdullah Öcalan için yürüdü
20:04 Adana'da seçimler ve ittifaklar tartışıldı
18:57 Kadıköy’de ‘Dengbej Divanı’ kuruldu
17:55 HDP ve bileşenler bir araya geldi
17:19 Amedspor deplasmanda yenildi
17:02 Adana'da gençler İmralı tecridine dikkat çekti
16:51 Tayyip Erdoğan ve Tansu Çiller el ele!
15:45 Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için imza kampanyası
15:44 HPG’den 5 kişinin öldürüldüğü olaya dair açıklama
15:35 LC Waikiki işçileri taleplerinde ısrarcı
15:29 Amedspor Kadın Futbol Takımı'ndan 2-1'lik galibiyet
15:26 Zarok Ma’dan mini konser
15:09 Ankara’da simit 7 lira oldu
14:49 Amed'de inşaat işçileri eylemde: Taban fiyat 600 lira olsun
14:19 HDP'den Kuran'ı Kerim yakılmasına tepki
14:12 Eti Bakır'da bir işçi yaralandı
14:10 Besta’da çıkan çatışmada bir korucu yaşamını yitirdi
13:42 Şêxmeqsûd’da yaşamını yitirenlerin sayısı 12’ye çıktı
13:09 ABD’deki silahlı saldırıda 9 ölü
12:48 Çin’de çığ düştü: 28 ölü
12:45 Gazeteci Aygül: Öldürülme kaygısı taşıyorum
12:25 ÖGK üyesi Polat’a polis şiddeti
12:12 Licê'de askeri operasyon
11:35 Şenyaşar ailesi: Yaşanabilir bir ülke için adalet istiyoruz
10:32 Şêxmeqsûd’da bina çöktü
09:10 Göreve iade edilen emekçilere güvenlik soruşturması
09:09 HDK Genel Kurul’a gidiyor: Toplumsal güçleri birleştirelim
09:08 Çocuğa cinsel tacizde bulunan korucu serbest bırakıldı
09:07 Et fiyatları el yakınca Wan balığına yöneldiler
09:06 Özsoy: Milyonlar Abdullah Öcalan’ı merak ediyor
09:05 ‘Cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen tahliye edilmiyor
09:05 Tutukluya ‘gardiyanı darp ettin’ davası
09:00 22 OCAK 2023 GÜNDEMİ
21/01/2023
23:20 Buldan ve Sancar’dan Kuran-ı Kerim yakılmasına tepki
22:44 Koma Ma’dan müzik şöleni
22:01 Efrîn’de yaşamını yitirenler anıldı
21:31 LC Waikiki depo işçileri için sanal medya eylemi
20:51 Barzani, Sudani ile görüştü
20:25 Marsilya'da tecride karşı yürüyüş
19:31 HDP Sêrt’te kanaat önderleriyle bir araya geldi
19:19 Adliyede intihar iddiasına dair barodan açıklama
19:11 KBG Ege buluşması: Kazanmak için hazırız
18:39 OHAL ve KHK’lilerin yaşadıkları tartışıldı
18:31 Günay: İktidarı direnişimiz ve ittifakımız gönderecek
18:01 Binler Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti
17:47 SİHA saldırısında yaralanan çocuk yaşamını yitirdi
17:09 Her şeye rağmen çocuk’ sergisi açıldı
16:07 Beytepe Kampüsü’nde ormanlık alana kamera takılıyor
16:04 SİHA saldırısında 1 QSD’li hayatını kaybetti
15:59 Farqîn’de Gastronomi Festivali
15:08 Ağır hasta tutuklu Güneş’in infazının ertelenmesi talebi
14:48 KESK: İhraçların yanında olmaya devam edeceğiz
14:40 Adana’da açlık grevi: Ortak mücadele edelim
14:31 Mehmet Emin Özkan’ın serbest bırakılması çağrısı
14:20 71 yaşındaki tutuklu 3 yıldır tekli hücrede
14:09 27 yıl önce kaybettirilen Şahin’in akıbeti soruldu
13:48 Eğitim Sen 'seçmeli ders' uyarısında bulundu
13:43 HDP’li Özgüneş: İmralı duvarlarını kıracağız
13:34 Foçalılardan taş ocağına karşı eylem
12:01 Kayıp yakınları: Devlet failleri koruyan sistemini sürdürüyor
11:59 Gazeteci Derya Ren’e hücre cezası
11:51 Yüksekova Adliyesi’nde şüpheli şekilde yaşamını yitiren Atılgan defnedildi
11:40 Şenyaşar ailesi: Adaletsizliği görmezden gelenler kaybedecek
11:19 İstanbul’da şüpheli kadın ölümü
10:43 İdris Baluken yazdı: Cezaevleri ve sağlık gerçeği
10:42 Murat Türk'ten farklı bir çalışma: Kırmızı Patika
10:31 Xalid: Şam ile anlaşma ülkeyi parçalamaya götürecek
09:58 Hasta tutuklunun tahliyesi 3 ay ertelendi: Tasarruf kurallarına uymamış!
09:34 Hasta tutukluya ayda bir yapılması gereken iğne 6 ay sonra yapılıyor
09:30 Keskin: Olof Palme Ödülü savaş ortamını görünür kıldı
09:06 Mêrdîn’de 5 kişi neden öldürüldü?
09:03 ‘Hasta tutuklular için evrensel ilkeler esas alınarak düzenlemeler yapılsın’
09:03 ‘Anadilde seçmeli ders değil, eğitim verilmeli’
09:03 Silopiya’da ‘yardım’ adı altında kadınları İYİ Parti’ye üye yaptılar
09:00 ‘Çocuk istismarında cezasızlık faillere cesaret veriyor’
09:00 Emniyet polis şiddetine dair savcıya yanıt vermiyor
09:00 21 OCAK 2023 GÜNDEMİ
08:56 Polis, Amed plakalı aracın sahibini darp etti
20/01/2023
23:07 Riha'da trafik kazası: 4 ölü
23:02 Gözaltına alınan ESP ve SDGF’liler serbest
22:46 Mêrdîn’de 5 kişinin öldürüldüğü saldırı dosyasına kısıtlama kararı
22:43 Riha'da şüpheli asker ölümü
22:41 Prof. Dr. Ersoy, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki görevinden alındı
21:04 Efrîn’e saldırıların 5’inci yıldönümünde yürüyüş
19:57 Bismil’de 8 kişi gözaltına alındı
19:17 Pirsûs katliamı anması: Gerçek adalet halkın vicdanında sağlanacak
19:02 Başak Demirtaş olduğunu söyleyen Pardeli’nin vekil rozeti sattığı ortaya çıktı
18:52 Bahçeli Erdoğan’ı onayladı: Seçim 14 Mayıs’ta
18:39 Yargıtay’dan çocuğa istismarda bulunan Kabak’a tahliye
18:36 Colemêrg’te şüpheli kadın ölümü
18:27 Avukat Alphan'ı darp eden polise ödül gibi ceza
18:23 Giresunlular kafes balıkçılığı istemiyor
18:00 Cizîr’de gözaltına alınan 6 kişi serbest
17:23 ODTÜ topluluklarına etkinlik yasağı
17:03 Demokratik Modernite çalışanı Dişarı’ya ilişkin haberler suçlama konusu
17:03 İran'da engellemelere rağmen protestolar sürüyor
17:01 30 yıllık tutuklunun tahliyesine 3’üncü engel
17:00 Eğitim Sen’den bakanlığa karne: Yanlışlarda ısrar ediliyor
16:56 Öğrenciler, Burak Ercan’ın cinsel tacizini anlattı
16:50 MSD'den 'Türkiye işgalini durdurun' çağrısı
16:34 ESP ve SGDF’lilerin açıklamasına saldırı: 10 gözaltı
16:24 Eşini öldüren Büyük’e ağırlaştırılmış müebbet