BM’den Türkiye’ye: İmralı’da iletişimsizlik haline son verilsin

img
ANKARA - Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, İmralı tecridine karşı yaptıkları başvuru üzerine BM İnsan Hakları Komitesi’nin mutlak iletişimsizlik haline son verilmesini istediğini belirterek, ayrıca Türkiye’ye Mart ayı sonuna kadar yanıt vermesi için süre verildiği bilgisini paylaştı.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar'dan 21 ayı aşkın süredir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu, 2019 yılında 5 görüşme gerçekleştirse de 27 Temmuz 2011’den bu yana ağır tecrit koşullarında tutulan müvekkilleriyle görüştürülmüyor.
 
Abdullah Öcalan ile en son Temmuz 2011’de görüşebilen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, Türkiye’ye yaptığı son ziyaretinde İmralı’ya gittiğini açıklayan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ile yüz yüze yaptıkları görüşmenin yanı sıra, uluslararası mekanizmalara yaptıkları başvuruları ve tecridin ağırlaşan boyutuna dair sorularımızı yanıtladı.
 
Özgür Erol
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları her ne kadar 2019 yılında 5 görüşme sağlasa da 27 Temmuz 2011’den bugüne dek devam eden yasakla karşı karşıya. 12 yıla dönüp baktığınızda İmralı hukuk sistemi nasıl bir aşamaya geldi?
 
 
 İmralı Cezaevi ‘Guantanamo’ şartlarını aşmış durumda. Tüm denetimlere kapalı olması itibariyle hangi kanuni hükümlere bağlı olarak işlediğini artık açık bir şekilde yanıtlayamıyoruz.
 
Ben şahsen Sayın Öcalan’la en son Temmuz 2011’de görüşebilmiştim. 2019’da açlık grevleri, ölüm oruçları döneminde üç aylık süreç içerisinde gerçekleşen 5 görüşme var. Ağustos’taki görüşmeden sonra yeniden kapanma hali gündeme geldi. Yeryüzünde 12 yıl boyunca avukat girişlerinin bu derece engellendiği herhangi bir cezaevi örneği bulunmuyor. İmralı Cezaevi’nin hukuksal bir kara delik haline getirilmesi itibariyle ilk dönemlerde ‘Guantanamo' benzeri bir cezaevi örneğini dile getirirdik. Ama geldiğimiz noktada İmralı Cezaevi ‘Guantanamo’ şartlarını aşmış durumda. Tüm denetimlere kapalı olması itibariyle hangi kanuni hükümlere bağlı olarak işlediğini artık açık bir şekilde yanıtlayamıyoruz. Avukat görüşmesi ya da aile görüşmesinin engellenmesinden ibaret bir durum da değil. Nasıl ki 2019’da birkaç avukat görüşmesinin olması tecridi ortadan kaldırmadıysa, bugün için de geçerli. Birkaç avukat ya da aile görüşmesinin gerçekleşmesiyle İmralı tecridinin ortadan kalkmış mı kabul edeceğiz? Hayır. 23 yıldır orada oturtulmuş bir sistem var ve bu sistem kendisini sürekli yeniden üretiyor. Bir laboratuvar gibi kendini orada sürekli derinleştiriyor. Oradan öğrendiklerini giderek tüm topluma yasa, yönetmelik, idari karar ve bir yönetme pratiği olarak yansıtıyor. Dolayısıyla bu tekniğin, İmralı sisteminin kendisi artık başlı başlına bir problem. Bunun alternatifinin avukat ya da aile görüşmesinin gerçekleşmesi olduğunu söyleyemeyiz. Ancak avukat görüşmesi gerçekleşmek zorunda, bu bir hak. Dolayısıyla biz bu hakkı sürekli talep ederiz, fakat İmralı tecridi tek başına bundan ibaret bir durum değil.
 
İmralı’da tecrit sistemini aşan durum nedir?
 
İmralı’nın mimarisinden tutalım, disiplin biçimine, oraya yerleştirilen yapılara, muhafaza edilme biçimine, giriş çıkışların sınırlanmasına hem Sayın Öcalan’a hem daha sonra oraya götürülen mahpuslara yönelik yaklaşıma kadar çok özel bir sistem. Nihayetinde şöyle bir gerçeklik var; 23 yılık zaman kesiti çeyrek yüzyıla tekabül ediyor. Bir yapının, mekanın çeyrek yüzyıl kendisini bu şekilde yaşatabilmiş olması, sadece yüksek güvenlikli disiplinli bir yapı-mekan olmasından kaynaklanmıyor. Bu yapı ve mekanda geliştirilen teknikler var. Bunları incelikle dokudular, geliştirdiler. Öyle ki Türkiye’de darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz’dan sonra 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’de ilk yayınlanan kararnamelerle İmralı Cezaevi’ndeki uygulamalar tüm Türkiye cezaevlerine ve topluma yayıldı. Bu durum, Türkiye’deki yönetim pratiği açısından İmralı’daki uygulamaların asli önemde olduğu anlamına geliyor. Fırsatını buldukları an aynı uygulamayı tüm cezaevlerine yayma imkanı elde ettiler. Tecridin fiziksel, duyusal, hukuksal, siyasal gibi birçok boyutu var.
 
En son Temmuz 2011’de görüştüğünüzü söylediniz. Öcalan’ın o görüşmede tecridin bu denli ağırlaştırılacağına dair öngörüsü oldu mu?
 
Aslında bu tip öngörüleri her zaman vardı. Avukat ve ailelerin gidişi ve daha sonrasında heyetlerin gidişinde de her zaman ‘Buradaki görüşmelerin bu biçimde yürüyor olmasının belli bir sebebi, amacı var’ diyordu. Fakat mesele sadece bu görüşmelere ya da buradaki yapıya devletin nasıl yaklaştığıyla ilgili değildi. Bir de Öcalan’ın yaklaşımı söz konusuydu. Öcalan, dayatılan koşulları, sistemi gayet iyi bilip, çözümleyip kendisini buna göre konumlandırdı. 1999’dan 2023’ e kadar tecrit nasıl bir sistematik izliyorsa, Sayın Öcalan’ın bu tecride karşı direngen tutumu da o derece sistematik ve giderek derinleşerek kendisini sürdürdü. O dönemde, oradaki şartlarını bize şöyle tanımlıyordu; ‘Ben burada çok dar bir koridorda gibiyim, ne sağa dönebiliyorum ne sola.’ Bunu o dönem çok anlamlandırabildiğimizi şu aşamada söylemek mümkün değil. Sonraki yıllarda o dar koridor rejiminin, tek çıkışlı ve girişli rejimin ne olduğunu daha iyi gördük.
 
Başvurularınız ya yanıtsız bırakılıyor ya da “disiplin” cezalarıyla reddediyor. Ancak ret gerekçeleri tarafınıza bildirilmiyor. Bu durum “hukuk” ile açıklanabilir mi?
 
 
 Gerekçe gösterilen disiplin cezalarının ne maddi ne de hukuksal bir dayanağı var. Hiçbir ceza kendisini üç ayda bir düzenli ve periyodik bir biçimde yineler mi?
 
Açıklanamaz. Bu bir hukuk oyunundan ibaret. Açıkçası hukuken bir açıklama getirmeye çalışmak gerçekten salt bir kötülüğü gereksiz yere anlamlandırmaya çalışmaktan ibaret olur. Gerekçe gösterilen disiplin cezalarının ne maddi ne de hukuksal bir dayanağı var. Hiçbir ceza kendisini üç ayda bir düzenli ve periyodik bir biçimde yineler mi? Hiçbir ceza, kendi sebebinden bağımsız olarak kişilerin dış dünyayla tüm iletişimini kesmeye yönelir mi? Spor etkinliğinden kaynaklı bir disiplin cezası kurduklarını ilan ediyorlar. Niye, spor yapmıyorsunuz diye. O zaman kurduğunuz cezanın da buna dönük olması gerekmez mi? Spor etkinliğinden dolayı aile görüşlerini niye kesiyorsunuz? Bu bir oyun. Fakat bu oyunun tehlikeli yönü şu; kapalı bir oyun oynuyorlar. Yani, bu oyun içerisine hem idari hem yargı mercileri dahil oluyor. Örneğin bir mahpusa dönük böylesi bir kapalı devre cezalandırma rejimi kurulduğunda, bunu kırma olanağına sahip tek yapı avukatları, savunmanları olabilir. Israrla avukatların da bu sürece dahil olmasını engelliyorlar. Hiçbir yasal gerekçesi olmadığı halde, avukatlardan da gizliyorlar. Bu haliyle orada kendi aralarında bir süreç yürütüyorlar. Bu, tamamen dış dünyayla iletişimi kesmeye dönük bahane. Disiplin cezasının, yıllarca ‘gemi arızası’, ‘hava muhalefeti’ diyerek girişleri engelledikleri bahanelerden hiçbir farkı yok.
 
Abdullah Öcalan da kendisiyle kesintili telefon görüşmesiyle sağlanan son temasta, “Bu sorun hem hukuki hem siyasidir. Avukatlarımın gelmesini istiyorum” dedi. Bu tarihten sonra da avukatların sayısız başvurusu oldu, dünya çapında çok sayıda avukat başvurdu. Ancak tüm girişim ve başvurulara rağmen bu talepler karşılanmadı. İktidarın tecritteki ısrarının temelinde ne var?
 
Mesele, mevcut siyasi iktidarın Türkiye’de hukuku göz ardı ederek keyfi yönetme biçimini bu yıllar içerisinde çok fazla geliştirmiş olması. Artık sadece İmralı’da ya da Kürtlere dönük uygulamalarında keyfi davranmıyor. Neredeyse tüm muhaliflere karşı bu keyfiliği çok rahat sürdürebiliyor. Örneğin neredeyse tüm şehirlerde toplumun basın açıklaması, toplantı gösteri yürüyüşü, sokağa çıkma hakkı ortadan kaldırılmış durumda. Bunun yasal ya da hukuki bir temeli yok. Bu keyfiliği, hukuk tanımamayı son 25 yıl içerisinde öncelikle İmralı’da olgunlaştırdı, denedi, geliştirdi.
 
İmralı’da görüşme için başvuruda bulunan siyasetçiler oluyor. Tecrit halinden Adalet Bakanlığı’nı sorumlu tutuyor. Adalet Bakanı neden sessiz? Sorumluluğu nedir?
 
Adalet Bakanlığı idari olarak bu sistemin sorumlusu. Fakat İmralı Cezaevi açısından tek yetkili, karar verici olduğunu iddia edemeyiz. Söz konusu İmralı Cezaevi olduğunda pek çok parametrenin devreye girdiğini biliyoruz. Adalet Bakanlığı’ndan bizzat görüşme talebinde de bulunduk. Özellikle son duyumlardan, yaptığımız açıklamalardan sonra. Henüz buna dair geri dönüş almış değiliz.
 
CPT’nin Eylül 2022’de ziyareti oldu. Gündeminde olmamasına rağmen İmralı’yı ziyaret etti ancak yaptığı açıklamalarla kaygıları derinleştirdi. Rapor açıklayamıyor ancak kurumsal sorumluluğu bulunuyor. Nitekim bazı talepler ve tedbirlerin alınması için CPT’ye başvurdunuz. Başvuruya bir dönüş oldu mu? Olmadıysa CPT’nin tecritteki rolü nedir?
 
 
 12 yıl bir adaya, cezaevine avukatların girmemesi ya da aile görüşmelerinin bu derece engellenmesinin ciddi bir kötü muamele olduğunu, artık yüksek dereceli bir ihlal hali aldığını CPT’nin fark etmemesi mümkün değil.
 
CPT, resmi denetleme yetkisi olan Avrupa Konseyi’nin bir organı. Yargılama yetkisi yok ama işkence ve kötü muamele içeren tüm mekanları, buradaki uygulamaları denetleme hakkına ve olanağına sahip. CPT, İmralı Cezaevi’ni kurulduğu günden bu yana çok yakından takip ediyor. Bunu iki yolla yapıyor. Birincisi; düzenli olarak İmralı hakkında raporlarımızı onlara gönderiyoruz, kendileri özenle istiyorlar. Bazen aylık, bazen üç aylık, bazen ani durumlarda anlık raporlar gönderiyoruz. Aynı şekilde hükümetten de oradaki duruma dair düzenli raporlar alarak, takip ettiklerini biliyoruz. İmralı Cezaevi kurulduğu günden bu yana CPT ziyaretler gerçekleştirdi ve rapor tuttular. CPT’nin, İmralı’daki tüm gelişmeleri ay ay, yıl yıl bildiğini söylemek mümkün. 12 yıl bir adaya, cezaevine avukatların girmemesi ya da aile görüşmelerinin bu derece engellenmesinin ciddi bir kötü muamele olduğunu, artık yüksek dereceli bir ihlal hali aldığını CPT’nin fark etmemesi mümkün değil. Buna karşı CPT’nin işletebileceği kimi tedbir prosedürleri mevcut. Bunları işletmemesi hep eleştiri konumuzdu. Ya da en kritik zamanlarda yaptığı ziyaretlerde İmralı’ya gitmemeyi tercih etmesi, bizim açımızdan eleştiri konusuydu. 2016’da yaşanan darbe girişiminden sonra basına yansıyan pek çok haber vardı. Hatta bir grup darbecinin İmralı’ya ulaşmaya çalıştığına dair haberler vardı. Bu dönem avukatlar, aileler gidemiyordu. CPT o dönem Türkiye’ye geldi, fakat İmralı’ya gitmemeyi tercih etti. Aynı şekilde 2018’de, 2020’de yaptığı ziyarette de gitmemeyi tercih etti. Dolayısıyla bu dönem itibariyle gittiler ve özel bir ziyaret olduğunu düşündürecek bazı veriler mevcuttu. Bundan dolayı onlara, raporlarını hem erken açıklamaları hem de oradakilerin kişisel durumları hakkında bilgi vermelerini talep ettik. Yetmedi doğrudan onların bulunduğu yerde yüz yüze bir görüşmede gerçekleştirdik.
 
Bu görüşmede ziyarete ilişkin herhangi bir bilgi verdiler mi?
 
Hayır vermediler. En ufak bir bilgi vermeyen, kendi bürokratik prosedürlerine sıkı sıkıya bağlı bir görüntü izlediler. Bir insan hakları mekanizmasından beklenir bir yaklaşım değil. Ne kadar bürokratik olursanız olun, ciddi hale gelmiş bir hak ihlali karşısında ‘durumları iyidir, gördük’ diyemeyecek hale getiremezsiniz kendinizi. Son noktada CPT’ye dair açıklama yapmamızın ve ‘görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğinden şüpheliyiz’ dememizin sebebi de buydu. Bugüne dek herhangi bir veri ve bilgiye de ulaşmış değiliz.
 
Avrupa Konseyi’ne bağlı kurumlarda hal böyleyken, tecride karşı başkaca girişimleriniz oldu mu?
 
Avrupa Konseyi kurumlarının bu ataleti bizi kuşkusuz diğer uluslararası mekanizmaları değerlendirmeye motive etti. Bu bilgiyi de bu vesileyle sizinle paylaşmış olalım. 2022’in sonunda Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne İmralı’daki dört mahpus adına bir başvuru yaptık. Komitenin işleyişinin Avrupa Konseyi kurumlarına göre çok daha hızlı olduğunu gördük. Daha öncesinde deneyimlediğimiz bir başvuru mekanizması değildi. Bu başvurumuzu Türkiye hükümetine gönderdiler. Komite, hükümette başvurumuzu gönderirken başvurucuların mutlak iletişimsizlik olan “incommunicado” haline son vermesi ve başvurucuların kendi seçtikleri avukatlarla derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlaması gerektiğini hatırlatıp talep etti. Bu geçici tedbir talebi niteliğinde. Bu yaptığımız başvurunun kabul edildiği anlamına gelmiyor. Başvuru devam edecek fakat burada BM İnsan Hakları Komitesi durumu hemen fark etti. Komite, hükümete Mart sonuna kadar süre verdi. Türkiye’nin süre içerisinde yanıtlarını sunması gerekiyor. Sonra biz de kendi görüşlerimizi sunacağız. Prosedür bu şekilde bir süre devam edecek. Fakat şu aşamada İnsan Hakları Komitesi’nin durumu erkenden fark edip hükümetten böylesi bir talepte bulunması önemli.
 
MA / Zemo Ağgöz

Diğer başlıklar

20/02/2023
22:34 Depremin hissedildiği Dîlok’ta halk sokakta
22:32 Muhabirlerimiz Hatay’dan bildiriyor: 28 enkaz ihbarı, 8 yaralı
22:25 İskenderun’da 3 katlı boş bina çöktü
22:24 Hatay'dan sonra Bingöl ve Palu için uyarı
22:13 Suriye'nin birçok kentinde binalar yıkıldı, çok sayıda yaralı var
21:59 Samandağ’da birçok bina yıkıldı, bir aile enkaz altında
21:57 Patrondan depremde dışarı çıkmak isteyen işçilere: Çalışın!
21:19 Goran Hareketi’nden HDP’nin kampanyasına destek
21:09 EMSC’den tsunami uyarısı: Sahil kıyısından uzaklaşın
21:07 AFAD: Sahil şeridinden uzak durulsun, hasarlı evlere girilmesin
20:57 TMMOB: Güvenli bir gelecek için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
20:16 Hatay’da iki büyük deprem: Birçok kentte hissedildi
20:02 Tutuklu kadınlardan depremzedelerle dayanışma
19:17 ‘Deprem ana dilde kamusal hizmetin önemini yeniden gösterdi’
19:13 Tele1 ekranı 3 gün karartılacak
19:09 Suruç Aileleri İnisiyatifi depremzede çocuklara oyuncak gönderdi
19:00 AFAD çadırlarında kadınların ihtiyaçları karşılanmıyor
18:54 CHP'li Gök: 20 kişinin öldüğü binanın müteahhidi Erdoğan'ın danışmanıydı
18:32 Avasim’de enkaz kalıntıları tarım arazilerine dökülüyor
18:29 ÇHD: Deprem yardımlarına haciz konuldu
18:24 Manisa'da 6 okul için yıkım kararı
18:22 HDP’den deprem bölgesindeki çocuklara ilişkin soru önergesi
18:06 Erdoğan’dan itiraf: Doğru tekniklerle inşa edilen yapıların yıkılmadığını gördük
17:52 Akşener’in çözümü Kürt depremzedelerin İstanbul’a göçertilmesi
17:49 Avasim’deki çadır kentte de Kuran kursu açıldı
17:36 Galeria’da mahsur kalan 12 kedi, 1 köpek, 1 kuş ‘valilik izni’ bekliyor!
16:59 Öğrencilere polis saldırısı: 30 gözaltı
16:41 Botanlı kadınlar deprem bölgesine Mor TIR gönderdi
16:11 Meletî’de ruhsatı tartışılan Trend Garden Rezidans’ın enkazı kaldırıldı
15:58 ‘Deprem bölgesinde 265 bin hamile kadın var’
15:56 Hasarlı cezaevinden sevk için ücret istendi
15:55 Bakandan 'kesintisiz ulaşım' savunması
15:37 'Akkuyu Nükleer Santral inşaatı derhal durdurulmalı’
15:21 Depremlerde can kaybı 41 bin 156’ya yükseldi
15:07 Mersin’den dayanışma eli
15:05 ‘AFAD’ı bin kere aradım, bir kere açmadılar’
15:01 Enkaz başında A Haber’e tepki: Neden insanların hayatlarıyla oynuyorlar?
14:52 Mahalleye yardımları HDP’liler ulaştırdı
14:45 'Devletin gecikmesi cinayetti'
14:17 Mezar taşlarında yas izi!
14:10 Narlı’da Kürtçe ağıtlar yükseliyor
14:02 Eylemsizliğe rağmen Çemço ve Garê 56 kez bombalandı
13:52 İMO’dan hasarlı binaların onarım sürecine ilişkin açıklama
13:44 Semra Güzel’in tutukluluğuna devam kararı
13:36 ÇMO İstanbul Şubesi: İYA çevre ve insan için tehlike oluşturuyor
13:31 Öğrencilerden online eğitim kararına tepki
13:28 Semsûr’da dayanışma kararlılığı
13:13 İstanbul’da depreme dayanıksız okulların tahliyesi başladı
13:02 Tanrıkulu: Diyarbakır dayanışması Türkiye’ye örnek olmalı
12:52 Şenyaşar ailesi Adalet Nöbeti'ne kaldığı yerden devam ediyor
12:49 Silopiya Belediyesi Narlı'ya da aşevi kurdu
12:34 Hatimoğulları: Halk düşmanlığınızı not aldı, topraklarımızı terk etmeyeceğiz
12:04 Hatay Kriz Koordinasyon Merkezi: Geri dönüşler teşvik edilmeli
11:53 KNK’den 21 Şubat açıklaması: Dili korumak görevimizdir
11:32 Riha'da doğalgaz patlaması: 2 ölü, 8 yaralı
11:21 Yardım merkezine kayyım atanmasına suç duyurusu
11:08 Başaran: Umudumuzu Mor TIR’lara yükleyip el ele çıkacağız bu günlerden
10:51 İzmir'de riskli olan 8 okul tahliye edilecek
10:50 Amed Tabip Odası depremzedelere poliklinik hizmeti veriyor
10:15 AFAD’ın ‘muhtar yardımını’ görüntüleyen kadın darp edildi
10:13 Ziraat Bankası önünde depremzede kuyruğu
09:16 Enkazdan kurtarılan kadın için doktor bulanamadı!
09:14 Narlı’da halk her şeyin farkında: İlk yardım HADEP’ten geldi!
09:13 ‘Bakanlık onaylı’ nakliyeciler: Ev taşıma 20 bin lira
09:13 60 cenazenin gittiği mahalleye günler sonra çadır ulaştı
09:12 Çocuklar kumbarasını, yaşlılar aylığını bağışladı
09:11 'Dilimize sahip çıkarsak kimse bizi yok sayamaz'
09:09 Hatay’da iki hafta: Sivil dayanışma geleceğe umut oldu
09:08 ‘Amed’teki dayanışma ahlaki politik toplumun pratiğe geçişidir’
09:05 HDP çadır sorununa çözüm için üretim atölyesi kurdu
09:04 ‘İktidar uzaktan eğitimle tepkilerin önünü almaya çalışıyor’
09:00 20 ŞUBAT 2023 GÜNDEMİ
00:38 İhbarla gözaltına alınan 10 kişiye işkence
00:26 Deprem sonrası 6 bini aşkın artçı yaşandı
19/02/2023
23:23 Deprem bölgesinde 118 bin bina yıkık, ağır hasarlı ve yıkılacak
23:10 Malatya Valiliği'nden idari izin duyurusu
22:39 Depremde can kaybı 41 bini aştı
22:33 Sırıtan validen yardım depolarını boşaltma girişimi
22:18 Bakan Koca: Deprem bölgesinde 1 suçiçeği vakası saptandı
20:45 Koordinatör validen itiraf: Devlet olarak geç geldik
20:31 Dîlok’ta gönüllü sağlıkçı: Salgın yayıldı, birçok kadın düşük yaptı
19:25 Semsûr’da yıkılan otelin ortağı gözaltına alındı
19:23 350 haneli köye devlet helikopterle sadece 18 çadır bıraktı
19:00 Deprem mağduru hayvanlara mama götürüldü
18:55 Amedspor-Vanspor maçında gelirler depremzedelere bağışlandı
18:50 Kılıçdaroğlu'dan hasar tespit uyarısı
18:30 HDP’den mülk sahiplerine çağrı: Depremzedeler için kiraları sabit tutun
18:27 Semsûr'da tek mezarlıkta 7 bin 500 cenaze defnedildi
17:33 Mereş’te bir kişi kepçe darbesiyle yaşamını yitirdi
17:00 ABD Dışişleri Bakanı Blinken Türkiye’ye geldi
16:36 Soku Milyanlı’da dayanışma örneği: Köyümüzü evleri zarar görenlere açtık
16:30 ‘Suriye'de 8,8 milyon kişi deprem mağduru’
15:55 Depremde yaşamını yitirenlerin sayısı 40 bin 689’a yükseldi
15:31 Enkazdan 14 gündür duman yükseliyor: Yaşayan ölü oldum
14:49 Êlih’ten yüzlerce gönüllü deprem bölgesinde çalışıyor
13:21 ‘Yüzyıllık ihmali’ bayrakla örten akıl
13:07 Deprem bölgesini anlattı: Bir yanımız ölüm, bir yanımız yaşam
12:40 Meclis çalışmalarına 28 Şubat’a kadar ara verildi
11:19 İskenderun’da cenazelerin kimlik tespit işlemleri sürüyor
11:13 HDP Amed Kriz Koordinasyonu: Demografik yapıyla oynamayın
11:01 Depremzedeler için çağrı: Ped, çamaşır, mama ve beze ihtiyaç var
10:34 'Yeniden inşa için örgütlenmeliyiz'
10:23 Depremzedeler: Muhtar çadırları kendi çevresine dağıtıyor
10:00 Dicle Üniversitesi rektörlük binası boşaltıldı
09:46 Bazarcix’ta hafriyatlar bir alana numaralandırılarak dökülüyor
09:42 'Alevi-Kürt köylerine yardımlar ulaşmıyor'
09:23 Ekmek ve Gül’den 'Kız kardeşlik köprüsüyle hayatı yeniden kuruyoruz' çalışması
09:22 Amed’te objektifimize takılan deprem hali!
09:17 Afşîn’de deprem bilançosu: 180 can kaybı, 335 yıkım, 7 tutuklama
09:14 Bazarcix’ta Alevi Kürtler göçe mi mecbur bırakılıyor?
09:10 Koramaz: 2022’ye kadar tüm binaların kontrolü yapılmalıydı ama yapılmadı
09:06 Sahte 'hasarlı' raporlarla evleri ucuza alıyorlar!
09:06 HDP İl Eşbaşkanı: Amed’in dayanışma ruhu 50 yıllık mücadeleye dayanıyor
09:02 Necmiye Alpay: Kürtler yüzyıllık ‘yok edilmeye’ karşı dillerini yaşatıyor
09:02 İHD Eş Genel Başkanı Türkdoğan: Türkiye nefret atmosferinden çıkmalı
09:02 Dr. Koç: Deprem bölgesinde psikolojik destek merkezleri artırılmalıdır
09:01 ÖHD’li Atabay: İktidar sorumluluktan kurtulmak için ‘şiddet’ algısını yayıyor
09:01 Cezaevlerinde iç güvenlik sorunu: Deprem!
09:00 19 ŞUBAT 2023 GÜNDEMİ
18/02/2023
23:54 Meletî’de deprem soruşturmasında 25 kişi tutuklandı
23:51 AKP'li bakan Semsûr’da barınma sorununun olmadığını savundu
23:06 Twitter’da erişim sorunu
23:04 Londra’dan deprem mesajı: 22 yıllık felakete son vermenin zamanı
22:46 Mereş’te 5,3 şiddetinde deprem
22:08 Çin’den Ukrayna-Rusya savaşı için barış inisiyatifi
21:54 Yardım yapılmayınca ‘hasarlı’ evde yaşamak zorunda kaldı
21:22 Depremzede bin 469 çocuğun kimliği belirlenmedi
21:18 Can kayıpları nedeniyle Erdoğan hakkında suç duyurusu
20:11 Ermence'de yer yarıldı, obruklar oluştu
19:14 Hatay'ın çöpleri içme suyu kaynaklarının yanına döküldü
19:10 Altılı Masa: Depremin siyasi sorumluları not edilmiştir
18:59 Mor Dayanışma’dan mektup kampanyası
18:52 JMO: Yıkımın nedeni denetimsizlik
18:34 Amed Barosu’ndan YİMER’e Kürtçenin eklenmesi için başvuru
18:02 İzmir'de depremzede kadınlar için dayanışma kampanyası
17:41 Nakil depremzede öğrencilerde devam şartı aranmayacak
17:37 A101 depremzede işçileri ücretsiz izne çıkarıyor
16:59 Yeniden inşa için seferberlik çağrısı: Halk topraklarını terk etmemeli
16:57 Buldan depremzedeleri ziyaret etti
16:46 İstanbul'da 93 okulla ilgili nakil kararı
16:42 Depremde can kaybı 40 bin 642'ye yükseldi
16:12 Ey Armutlu, bu sokaklarda yeniden Fairouz dinleyeceğiz!
16:03 Kavak S Tipi Cezaevi’ne sevk edilen tutuklular darp edildi
15:58 Kayıp yakınları: Failler yargılansın
15:46 JMO Amed: 500’ün üzerinde ağır hasarlı yapı tespit edildi
15:41 Bazarcix köyleri: 13 gündür yalnızız
15:24 QSD: 2 DAİŞ’li öldürüldü
15:18 Sevk sırasında ağır hasta tutuklunun yaraları patladı!
15:17 39 yıl önce kaybedilen Maksut Tepeli’nin akıbeti soruldu
15:09 'Depremzedelerin dönüşü için gerekli koşullar sağlanmalı'