WAN - Afganistanlı gazeteci Naeema Asadi, 21’inci yüzyılda yaşamlarını karanlığa gömmeye çalışan Taliban’a itiraz eden tek sesin kadınlar olduğunu belirterek, “45 yıldır geleceğimizle oynayan bu velayet savaşlarını istemiyoruz” dedi.
Afganistan’da 15 Ağustos 2021 tarihinde yönetimi ele geçiren Taliban, ilk olarak kadınları ve kazanımlarını hedef aldı. Dini gerekçelerle baskı ve insan hakları ihlallerine maruz kalan kadınlar ve kız çocuklarını, toplumsal hayattan soyutlamak için eğitimi, kamusal alanda çalışmayı, araç sürmeyi, spor yapmayı, tek başına seyahat etmeyi, erkek doktora gitmeyi ve parklara girmeyi yasakladı. Kadınlara yaşam alanı tanımayan Taliban, uyguladığı şeriat kanunları gereği burka giyme zorunluğu getirdi. Afganistanlı kadınlarının 20 yılda elde ettiği tüm kazanımları bir yıl içinde yok eden Taliban, Kadın Bakanlığı’nı kapatarak yerine Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanlığı’nı kurdu.
İlk günden alanlara çıkan kadınlar, Taliban’ın zorbalıklarına karşı ülkedeki tek muhalif ses oldu. 23 Mart 2022’de kız öğrencilere orta öğretimin yasaklanmasının ardından protesto gösterileri gerçekleştiren kadınlar, alanlarda direnmeye devam ediyor. Çoğu kez silah ve taşlarla hedef alınan kadınlar, gözaltı ve tutuklanma esnasında maruz kaldıkları cinsel şiddete rağmen serbest bırakıldıklarında eylemlerine kaldığı yerden devam etti. Can güvenliklerine rağmen Afganistan’da kalan kadınlar, Taliban’a karşı en güçlü ses. Ülkeyi terk etmek yerine kalmayı tercih eden kadın gazetecilerden Naeema Asadi, ülkedeki gelişmeleri ve kadınların mücadelesini ajansımıza değerlendirdi.
ÇAĞDIŞI BİR YAŞAM DAYATILIYOR
Taliban yönetimin kadınlara çağ dışı bir yaşam dayattığını belirten Asadi, “Kadınlara mağara yaşamı yani ilkel bir hayat vaat ediliyor. Evde oturup kocalarının getireceği rızkı beklemelerini istiyorlar. Çünkü Taliban yönetimi kadını insan olarak görmüyor. Onlar için kadın sadece cinsel bir objedir. Kadınlar itaat etmediğinde şeriat yöntemleriyle katlediyorlar. Yönetim ele geçirildiğinden bu yana Kabil ve Afganistan’ın birçok kentinde kadınlar recmedildi. Burada artık kadının adı yok” diye belirtti.
Taliban’ın İslam adı altında tüm kazanımları ve özgürlükleri yok ettiğini hatırlatan Asadi, “Kadınlar bu uygulamalara karşı geliyor. Bu kuralların günümüzdeki hayatta bir karşılığı yok. Taliban, İslam adı altında kendi cinsiyetçi politikalarını uygulatıyor. Taliban üyeleri İslam’a karşı bir şey yaptığında yargılanmaz fakat aynı suçu bir kadın ya da Taliban üyesi olmayan bir erkek yaparsa infaz edilirler” dedi.
KADINLAR İTİRAZ EDİYOR
Afganistanlı kadınların ise Taliban’ın uygulamalarını kabul etmediğini söyleyen Asadi, şöyle dedi: “Biz kadınlar, erkeklerle eşit bir şekilde yaşamak istiyoruz. Çalışmak, bilimsel araştırmalarda yer almak istiyoruz. Taliban’ın İslam adı altında dayattığı cinsiyetçi ve egoist uygulamaları kabul etmiyoruz. Ülkedeki birçok erkek Taliban’a destek veriyor. 21’inci yüzyılda Afganistanlı kadınların hayatı geceden daha karanlık, ürkütücü ve dehşetlidir. Hiçbir kadın bu hayattan memnun değil ölmemek için Taliban bu barbarlığını tüm dünyaya yansıtmak için ellerinden geleni yaptılar. Şuana kadar pek çok mevzuda eylem ve protesto eylemleri gerçekleştirdiler.”
DÜNYA SESSİZ
Dünya devletlerinin ise çıkarları için Taliban’a karşı bir söz kurmayarak, sessizliği tercih ettiğini belirten Asadi, “Bu radikal gruba karşı küresel bir desteğe ihtiyacımız var. Afganistanlı kadınlar, etrafı ateşlerle çevrilmiş sesi duyulmayan insanlar gibi sizden şunu istiyor: ‘Destek verin, bizi savunun insan gibi yaşamayı hak ediyoruz.’ Afganistan’ın geleceği uluslararası kurumların ve devletlerin elinde ancak onlar kendi menfaatlerine göre hareket ediyor, milyonların geleceğiyle oynuyorlar. 45 yıldır savaş halindeyiz, bizim geleceğimizle oynayan bu velayet savaşlarını istemiyoruz. Buradaki milyonlarca suçsuz insanın yaşam koşullarına bakın. Bu toprakların yağmacılarından korunmak istiyoruz. Barış, huzur ve refah istiyoruz. Buradaki insanlar daha iyi bir gelecek umuduyla nefes alıyor” ifadelerini kullandı.
MA / Berivan Kutlu