ANKARA – Türkiye’de siyaset kurumunun demokratik düzenden uzaklaştığı her dönemde devlet içinde karanlık yapıların öne çıktığını belirten HDP Grup Başkanvekilleri Beştaş ve Oluç, devlet içinde uzantıları olan “çetelere” karşı Meclis’in devreye girmesini istedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Türkiye’yi siyasal, toplumsal ve ekonomik olarak çürüme ve çöküşe götüren devlet içindeki illegal yapılanmalarla ilgili iddiaların araştırılması ve bu soruna çözüm üreten ortak bir aklın açığa çıkarılması amacıyla Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu.
‘DEVLET İÇİ HUKUK DIŞI ODAKLAR’
Türkiye siyasi tarihinin, askeri/sivil bürokratlar, iş çevreleri ve siyasetçilerin dahil olduğu devlet içi hukuk dışı odaklara ve yapılara çokça tanıklık ettiği belirtilen önergede, “Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devlet içinde konumlanan, hukuk-dışı olan, cezasızlık başta olmak üzere çok sayıdaki imtiyazdan yararlanan bu tür yapılar Türkiye halklarına ve demokrasisine ciddi zararlar vermiştir” denildi.
‘TÜRKİYE’DEKİ TOPLUMSAL KARMAŞAYI BESLEDİ’
Devlet içindeki siyasi odaklardan güç alarak hukukun dışında konumlanan söz konusu yapıların özellikle 1970’li ve 1990’lı yıllarda kamuoyunun gündemini oldukça sık meşgul ettiği hatırlatan önergede şu sözlere yer verildi: “Yüzbinlerce insanın yerinden edilmesi dahil binlerce faili meçhul cinayet başta olmak üzere istikrarsızlığı besleyecek her türlü hukuk dışı girişimde bulunan bu yapılar Türkiye’deki toplumsal karmaşayı beslemiş ve ekonomik çöküşte de doğrudan rol almıştır.
‘HER DÖNEMDE KARANLIK YAPILAR ÖNE ÇIKMIŞTIR’
Siyaset kurumunun hukukun üstünlüğünden, demokratik düzenden uzaklaştığı hemen her dönemde, bu karanlık yapılar öne çıkmıştır. Yani hukukun üstünlüğü ve demokrasiden uzaklaşmayla, bu yapıların mantar gibi türeyerek toplum ve ülke geleceğini olumsuz etkilemesi arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Bu bağlantının bazı gerekçeleri toplumsal taleplerin zor yoluyla bastırılması, siyasal söylemin aşırı radikal şekilde dost-düşman ikilemine dayandırılması, devlet bürokrasisinde hukuk dışı normların geçerli olması gibi durumlarla açıklanabilir. Bazı sonuçları ise toplumun bir arada yaşama ruh halinin zarar görmesi, ekonomik kaynakların azalması ve çeteler üzerinden dağıtılması, ortak gelecek tahayyülünün zayıflaması ve toplumsal gerilim hatlarının hareketlenmesi olmuştur.”
HDP İzmir İl bbinasında katledilen Deniz Poyraz’ın hatırlatıldığı önergede “siyasi suikastların” son dönemlerde yeniden konuşulduğu ve yargısal süreçlerin işletilmediği çeşitli olayların yaşandığı ifade edildi.
‘TETİKÇİLERİN BAĞLANTILARI ARAŞTIRILMAMAKTA’
“Çeteler elde ettikleri hukuk dışı dokunulmazlıkla siyaseti ve toplumsal yaşamı derinden etkilemeye başlamıştır” vurgusu yapılan önergede, şu ifadeler yer aldı: “Son dönemde yaşanan olaylarda azmettirici, planlayıcı ve siyasi çıkar hesabı yapan yapılar ve kişiler saklanmakta, tetikçilerin bağlantıları araştırılmamakta, büyük resmin halklar tarafından görülmesi engellenmektedir. Fakat toplumun hafızasında ve deneyiminde yer alan benzer olaylar üzerinden değerlendirdiğimizde, bu olayların kimi siyasetçiler, bürokratlar ve sermaye çevreleri tarafından desteklendiği anlaşılmaktadır. Söz konusu çete faaliyetlerinin devlet içerisindeki bazı siyasi ve bürokratik odaklardan aldığı destekle, devlet içerisinde uzantıları olan çetelere dönüştüğü, bu çetelerin uluslararası uyuşturucu ticareti, Suriye ve Libya’daki sıcak çatışmalar, gazetecilere ve siyasi partilerle siyasetçilere saldırılarda yer aldıkları görülmektedir. Siyasi destekle ortaya çıkan dokunulmazlık ve hukuksuzluk, çetelerin kamuoyunun gözleri önünde boy vermesine ve 90’lardaki örneklerine benzer şekilde medyatikleştirilerek toplum üzerinde kontrol sağlama aracı haline getirilmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda devlet içinde uzantıları olan çetelerin, Türkiye’de gündemi belirlediği bu karanlık dönemde, TBMM’nin devreye girmesi gerekmektedir.”