WAN - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin ülkeye faydası olmadığını belirten HDP Milletvekili Muazzez Orhan Işık, “Sayın Öcalan barışın anahtarıdır. Yoksulluğun ve hukuksuzluğun kaynağı tecrittir" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukat ve ailesiyle görüşmesi engelleniyor. Öcalan'dan, 25 Mart 2021'de kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin, Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle Meclis'te başlattığı Adalet Nöbeti eylemi ise sürüyor.
'KRİZLERİN TEMELİNDE TECRİT VAR'
Adalet Nöbeti tutan vekillerden Muazzez Orhan Işık, tecride tepki gösterdi. Orhan, tecritle Öcalan'ın sesinin kısılmak istendiğine işaret ederek, "Bugün sadece Sayın Abdullah Öcalan üzerinde değil, tüm Türkiye toplumu üzerinde bir tecrit politikası yürütülüyor. Bu yüzden tecridin tüm toplumu ilgilendirdiğini söylüyoruz” dedi. Ülkede yaşanan hukuksuzluk ve krizlerin temelinde tecrit olduğunu vurgulayan Orhan, “Bugün iç ve dış siyasetin çökmüş olması, hiçbir insanın kendi sözünü söyleyememesinin kaynağı bu tecrit politikasıdır" diye kaydetti.
"Kürt halkına dönük inkar ve imha politikası da savaş ve tecrit politikalarıyla kapatmaya çalışılıyor" diyen Orhan, şunları söyledi: "Bu yüzden milyonlarca insanın ‘irademdir’ dediği Sayın Öcalan’ın fikirlerinin ve sözlerinin Türkiye toplumuna ulaşmasını engellemek için mutlak bir tecrit uygulanıyor. Aslında Sayın Öcalan tutuklandığı ilk günden beri bir tecrit altında. Fakat son 21 aydır mutlak bir tecrit var. Sağlığından, yaşayıp yaşamadığından bihaberiz. Tecridin bu ülke halklarına faydası yok."
‘ÖCALAN BARIŞIN ANAHTARIDIR’
Öcalan'ın sesinin topluma ulaşması halinde krizlerin ortadan kalkabileceğini ifade eden Orhan, “Sayın Öcalan’ın sözünün halka ulaştığı süreçleri hep beraber yaşadık; tek bir insan hayatını kaybetmedi, hiçbir anne ağlamadı, ekonomide düzelmeler oldu, toplumsal barış ve birlikte yaşama umudu doğdu. Ötekileştirme, inkar politikaları son buldu. 2012-2015 yılları arasında bunlar yaşandı. Sayın Öcalan’ın tek bir sözüyle çatışmalar durdu” şeklinde konuştu.
Öcalan’ın "barışın anahtarı" olduğunu vurgulayan Orhan, “Bu yüzde Öcalan’ın sözünün dışarıya çıkması önemlidir. Bu ülkedeki herkes tecridin yarattığı sorunu iliklerine kadar yaşıyor. Bugün yaşanan yoksulluğun, hukuksuzluğun ve kırımın kaynağı tecrittir. Eğer Sayın Öcalan’ın sesi, sözü topluma ulaşırsa, tüm bu kaos süreçleri son bulacaktır. Çünkü bu ülkenin tüm kaynakları tecrit üzerinden yürütülen savaşa ve silaha aktarılıyor” diye konuştu.
'ÇÖZÜM HALKLARIN ELİNDE'
İmralı'da başlayan tecridin tüm cezaevleri ve topluma yayıldığına dikkati çeken Orhan, "Kürt halkı, Öcalan’ın sağlık durumundan ve yaşamından endişelidir. Bu tecrit politikası böyle devam ederse bu ülkede daha kaotik bir dönem yaşanacaktır. Adalet Bakanlığı önünde günlerdir devam eden bir eylem var ama Adalet Bakanlığı tek bir şey bile söylemiyor. Ama tecridi kırana kadar eylemleri sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Orhan, uluslararası güçlerin tecritteki rolüne de işaret ederek, şöyle devam etti: "Uluslararası güçler, savaştan ve ranttan besleniyor. Sayın Öcalan’ın yaşam projesi kapitalizm karşıtı olduğu için uluslararası güçler de bu düşüncenin hayat bulmasından kaygı duydu. Öcalan'a dönük komployu gerçekleştirdi. Bu komployu planlayan güçler, elbette sessizliğini sürdürüyor. Dönem dönem bazı kurumlar açıklamalar yapsa da aslında bunların hepsi siyasi ve ekonomik çıkarlar için yapılan şeylerdir. Türkiye’den çıkarları oldukları için sessizliklerini sürdürüyorlar. Bu tecridin kırılmasını sağlayacak Türkiye halklarıdır. Uluslararası kuruluşlar ülkelerinin çıkarları için sessiz kalıyor, çözüm Türkiye halklarının elindedir. Tüm halkları tecridin kaldırılması için ses çıkartmaya çağırıyorum."
MA / Berivan Kutlu