ANKARA - Türkiye’nin tecrit siyaseti sonucu Türkiye’nin “uçuruma gittiğini” dile getiren HDP Mûş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, seçimleri kaybedecek olan AKP-MHP iktidarı tüm Türkiye’yi İmralı Adası’na dönüştürmek istediğini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için başlattığı Adalet Nöbeti 26’ncı gününe girdi. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Parti Sözcüsü Ebru Günay ve Riha Milletvekili Ömer Öcalan 20 Ekim 2022’de; Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ile HDP milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Nuran İmir ve Erdal Aydemir 30 Kasım 2022’de; Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, HDP milletvekilleri Sezai Temelli, Remziye Tosun, Abdullah Koç, Dilan Dirayet Taşdemir ve Şevin Coşkun 22 Aralık 2022’de PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Abdullah Öcalan’dan 22 aydır haber alınamaması, yapılan başvurulara 99 gündür cevap verilmemesini değerlendiren HDP Mûş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, AKP iktidarının tüm Türkiye’yi İmralı Adası’na dönüştürmek istediğini söyledi.
ABDULLAH ÖCALAN’I UNUTTURMA POLİTİKASI
“Çok uzun süredir Sayın Öcalan’ı unutturmaya, onun toplumla ve Kürt halkıyla olan bağını koparmaya dönük özel bir politika olduğunu görüyoruz” diyen Koçyiğit, buna dönük özel politikalar uygulandığını belirtti. Ancak tüm bunlara rağmen Kürt halkının hafızasını “diri” tuttuğunu dile getiren Koçyiğit, “Sayın Öcalan’ın Kürt halkıyla bağını koparmak sadece onun tecride almakla yapılabilecek bir şey değil. Kürt halkının Sayın Öcalan’ı konumlandırdığı yer çok özgün ve özel. Buna çalışsalar da bunu başaramayacakları net” dedi.
KÜRT KARŞITI İŞBİRLİĞİ
AKP-MHP iktidarının özellikle Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girilirken Kürt halkının tüm kazanımlarını hedef haline getirdiğine ve tüm demokratik taleplerini görmezden geldiğini ifade eden Koçyiğit, “Dört parça Kurdistan’da Kürtlerin mevcut kölelik koşullarının devam etmesini sağlayan daha derin bir akıl var. Bunun sadece AKP-MHP ile sınırlı olmadığını ifade etmemiz gerekiyor. Bu bir devlet konsepti ve bu konseptte bir konsensüs var. Burada sistem içi bütün güçlerin ortaklaştığını görüyoruz. Aslında uluslararası güçlerin de bu konuda taraf olduklarını ve Kürt halkının bir yüz yıl daha kölelik koşullarında yaşaması için herkesin bir iş birliği yaptığını da söylemek gerek” diye konuştu.
KÜRTLER İÇİN NE İFADE EDİYOR?
Koçyiğit, Kürtlerin Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla bambaşka bir ufka kavuştuğunu söyleyerek, “Türkiye’deki Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ya da bugün geliştirdiğimiz Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yolu bütün bu oyunları bozabilecek yegâne araçlarımızdan bir tanesidir. Kürtleri marjinalize etmeye çalışan anlayışa karşı Kürtler Sayın Öcalan’ın demokratik ulus, demokratik konfederal sistem ve Demokratik Cumhuriyet tezleriyle birlikte bambaşka bir ufka kavuştular. Şimdi ise çok daha evrensel çok daha kapsayıcı bir zeminde ortak mücadelenin araçlarını yarattılar ve çok daha demokratik bir anlayışın öncü gücü haline geldiler. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ile Kürt özgürlük mücadelesini sınırlandırmak, hapsetmek gibi hedeflerine karşılık Kürt halkının çok daha geniş bir mücadele ile karşılık vermesi sonucu tecrit ile amaçlarına ulaşamadılar.”
TECRİT VE ÇÖZÜMSÜZLÜK POLİTİKALARI
AKP-MHP iktidarının tecrit ve çözümsüzlük politikalarıyla Kürt halkının demokratik siyasetten umudunu kesmesini istediğini vurgulayan Koçyiğit, “Özellikle 2023 seçimlerinde Kürt halkının sisteme küsmesi, demokratik siyasetten umudunu kesmesini istedikleri çok açık. Buna karşı da halkımızın çok bilinçli bir yaklaşımı var. Biz savaş politikalarıyla, HDP kapatma davası ya da Kobanê kumpas davasıyla ne yapılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. AKP-MHP rejimini tarihin çöp sepetine göndermek için mücadele edeceğiz” sözlerine yer verdi.
‘TÜRKİYE’Yİ İMRALI’YA DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYOR’
Tecrit siyaseti sonucu Türkiye’nin “uçuruma gittiğini” dile getiren Koçyiğit, AKP-MHP’nin oylarında gittikçe düşüşler gözlemlediklerini aktardı ve şöyle devam etti: “AKP-MHP 2023 seçimlerinde kazanamayacak. Bu anlamıyla kendi yıkılışlarını Türkiye’nin kaybedişi ile eş zamanlı götürmek istiyor. ‘Ben kaybediyorsam tüm ülke kaybeder’ aklını devreye koymuş durumdalar. Faşizmi kurumsallaştırmak isteyen bir akıl olduğunu görüyoruz. Tecritle beraber bütün demokratik mücadele alanlarına hiza vermeye çalışan bir iktidar var. Bu tecrit sadece Sayın Abdullah Öcalan’a dönük değil. Kadınlara, gençlere, emekçilere yönelik bir tecrit. Bu bir yönetme biçimi. ‘AKP-MHP toplumu nasıl yönetiyor’ diye sorarsak, İmralı’ya bakmamız gerekiyor. En temel insan haklarının dahi askıya alındığı, hukuksuzluğu temel norm olduğu bir sistemi bütün Türkiye halklarına dayatmaya çalışıyorlar. Tecride hayır demeden, diğer itiraz ettiğimiz her şeyin bir detaya dönüşeceğini görmek gerek. İktidar tüm Türkiye’yi İmralı Adası’na dönüştürmek istiyor. İmralı’daki tecride ses çıkaramıyorsak, yarın tüm ülkenin İmralı ada cezaevine dönüştüğünü göreceğiz.”
ÇOKLU KRİZLER VE TECRİT İLİŞKİSİ
Başlattıkları Adalet Nöbeti ile Türkiye halklarına bir çağrıda bulunduklarının altını çizen Koçyiğit, “Bugün yaşadığınız her şeyin temelinde İmralı Adası’ndaki hukuksuzluk var diyoruz. Oraya söz söylemeden hayat pahalılığı için ya da gündelik haksızlıklar için söz söylemenin zor olacağını söylüyoruz. Bütün ülkeyi karanlığa sürüklemeye ve kendi istikbali için ülkeyi ateşe atmaya çalışan rejime karşı itiraz etmek ve mücadele etmek tarihsel sorumluluktur. Bu sorumluluğun başlangıcı ise 24 yıldır tecrit altında olan Sayın Öcalan’a karşı uygulanan hukuksuzluğa karşı ses çıkarmaktır. Öcalan’ın Kürt sorunundaki muhataplığı meselesi ve çözüm önerilerini koyduğumuz zaman Kürt halkı, Türkiye demokrasisi, Orta Doğu ve dünya açısından tarihi bir rolü olduğu açıktır” dedi.
MA / Fırat Can Arslan