MÊRDÎN - Qoser Belediye Eşbaşkanı Nilüfer Elik Yılmaz ve Stewrê Belediye Eşbaşkanı Gülistan Öncü'ye yargılandıkları davada "örgüt üyeliği" iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
İçişleri Bakanlığı tarafından yerlerine kayyım atandıktan sonra tutuklanan Qoser Belediyesi Eşbaşkanı Nilüfer Elik Yılmaz ile Stewrê Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Öncü'nün yargılandığı davanın karar duruşması görüldü. Mardin 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan eşbaşkanlar katılmazken, avukatları duruşmada hazır bulundu.
Gelen evrakların okunmasının ardından geçilen duruşmada savcılık mütalaasını tekrar ederek, eşbaşkanların cezalandırılmasını istedi.
'GİZLİ TANIK KARAR MERCİİ HALİNE GELDİ'
Mütalaaya karşı ilk olarak Avukat Azad Yıldırım söz aldı. Yıldırım, "Mütalaaya baktığımızda ısrarla Nilüfer Elik için eski Belediye başkanı yazıyor. İçişleri Bakanlığı bile idari olarak halen görevde olduğunu belirtmesine rağmen eski demekte ısrarın nedeni nedir? Öncelikle bunu düzeltmek gerekir. Gülser Yıldırım'ın ajandasında Kadın Meclisi Sözcüsü olarak yazılması çevrilip, KCK ile bağlantılı şekilde gösteriliyor. Bir ajanda da böyle geçiyor diye örgüt bağlantısı kurmak adil değildir. DTK aramasında bir yerde ismi bulunmuş, bu da fotokopi. Kişi kendisi kabul etmediği sürece bu fotokopi adli tıpa bile gönderilemez. Gizli tanık beyanları dışında da geriye bir şey kalmıyor. Ankara'ya gidiyoruz bu 'gizli tanıklar' karşımıza çıkıyor ama bu kadar senedir bir tanesini bile göremedik. Soruşturma açılmasını istedik. Bu kişiler hakkında isimleri olmadığı gerekçesiyle yerine getirilmedi. Buradaki 'gizli tanık' müessesesi karar mercii haline gelmiş. Nasıl cevap verilmesi isteniyorsa ona göre soru soruluyor. Dosya hazırlanıyor. Bu 'gizli tanıklardan' artık vazgeçilmesi gerekiyor. Yargıtay’ın da 'gizli tanık' ifadelerinin tek başına yeterli olmadığı yönünde kararı var. Yine siyaset akademileri konusunda AKP de onlarca eğitim veriyor. Şimdi birinin legal, birinin illegal gösteriliyor. Tüm bunlarla beraber biz müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini istiyoruz" dedi.
'KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNDEN KAYNAKLANAN DAVALAR'
Ardından savunma yapan Avukat Erdal Kuzu, iddianamedeki çoğu delili belgeleri ile çürüttüklerini belirterek, "Mahkeme buna rağmen aksi bir şekilde delillere yaklaşamaz. Mütalaada bu çürütülmüş delillere göre hazırlanmıştır. Burada yargılanan Kızıltepe halkıdır. Yarın konjonktür değiştiği zaman kendiliğinden düşecek davalardır. Temeli Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan davalardır" diye belirtti.
"Gizli tanık" iddialarıyla Kürtler dışındaki herkese açılan davalara "Kumpas Davaları" denildiğini belirten Kuzu, ayrımcılık yapıldığına dikkat çekerek, "Yarın ben de mağduru olabilirim, siz de olabilirsiniz. Gizli tanıkların beyanlarının dikkate alınmayacağı yer burası olmalıdır. Yerel mahkemede bu karar verilmelidir. Ergenekon davaları, Aziz Yıldırım şike davası bu şekilde düşürüldü" diye konuştu. Dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in DTK'yi Anayasa tartışmalarına davet ettiğini kaydeden Kuzu, "Cemil Çiçek nereden bilsin denilebilir. O zaman Nilüfer Elik nereden bilsin. Hakeza DTK hakkındaki karar 2021 yılında verilmiş. Mevcut Adalet Bakanı, Fethullah Gülen'e 'Dön hocaefendi' dediğinde kimse yargılama başlatmadı ama biz tecrit dedik diye örgüt üyesi sayılıyoruz. Devletin gözü önünde 'tecrit kırılsın' demişiz. Şiddete başvurulmamış. Bu nedenle bunların dikkate alınmaması gerekir. Kitaptan yola çıkarak, örgüt üyeliği suçlaması yapılmış. Çağa bile uygun değil. Hükme esas alınmaması gerekir. İşe alımlar konusunda mahkeme kararları var, bunlar uygulanmış. Bu durumda bu kararı veren mahkeme başkanı örgüt üyesi olarak mı suçlanacak. Çok açık söylüyorum. Bu dava siyasidir. Bir karar çıkacak ise burada çıkacak. Bir belediye başkanına dayanağı olmadan ceza verilmesi adil olmayacaktır. Politik bir dosyada politik karar verilmesini istemiyoruz. Dolayısıyla beraat kararı verilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
GOBBELS VURGUSU
Avukat Necat Çıray da; Hitler'in propaganda Bakanı Gobbels'in "Bir yalan ne kadar büyük olursa o kadar çok inandırıcı olur" sözlerini hatırlatarak, "Kesinlikle dosyadaki bütün iddialar yalan. Müvekkil yüzde 72 oyla seçilmiş bir belediye başkanı. Yakın zamanda Artuklu Belediye Başkanı istifa etti. Yerine meclis tarafından yeni başkan seçildi. HDP belediyelerinde neden yapılmadı? Çünkü yaklaşım zaten başkanın partisine olan yaklaşımdır" dedi.
'MÜTALAA SOYUT'
Avukat Ferhat İbrahimoğlu, soruşturmanın tamamen HDP'ye dönük başlatılan bir soruşturma olduğuna vurgu yaparak, bugüne kadar yaptıkları savunmalara ve taleplere rağmen mahkemenin bir işlem yapmadığını söyledi. Mütalaanın soyut varsayımlara dayandığını kaydeden İbrahimoğlu, "Müvekkile aday tanıtım toplantıları, basın açıklamaları suçlama olarak yöneltilmiştir. Ama bu toplantıların olaysız dağıldığı polis tutanaklarında belirtilmiştir" şeklinde konuştu.
"Gizli tanıklar" ile ilgili mahkemeye gelen evraklarda bir kısım tanıkların olmadığı, bir kısmının da beyanlarının kabul etmediğini hatırlatan İbrahimoğlu, "Gizli tanık beyanlarında somut bir şey yer almadığı gibi beyanlar da birbiriyle çelişen beyanlardır. Bu anlamda biz gizli tanık beyanlarının esas alınmamasını talep ediyoruz” dedi.
Avukat Şeyhmus Taşkın ise, Gülistan Öncü'ye suçlama olarak yöneltilen bir metinde yer alan kooperatifçilik kavramına dikkat çekerek, "KCK bile kooperatif kurulsun diye bir talimat vermiş olsa, sonuçta silahtan bahsetmiyor. Halkın yararına olan bir şey yapılmasını istiyor. Bunda ne cebir var ne de şiddet. Örgüt üyesi olmanın herhangi bir unsurunu oluşturmuyor" ifadelerini kullandı. Mahkemede korunması gerekenin devlet olmadığını, hukuk olduğunu dile getiren Taşkın, Öncü'nün beraatine karar verilmesini istedi.
6 YIL 3 AY CEZA VERİLDİ
Aranın ardından mahkeme, Elik hakkında 2011 yılında açılan ve dosya ile birleştirilen davada beraat kararı verdi. Mahkeme, ana dosyada ise Öncü ve Elik hakkında "örgüt üyesi olma" iddiasıyla 6 yıl 3’er ay hapis cezası verirken, yurt dışı yasağının devamına karar verdi.