MEREŞ – 10 Şubat’ta arama kurtarma çalışmalarının bitirildiği Mereş’in Bazarcix ilçesinde bir yandan riskli binalar yıkılırken, binaların giriş kapısına karekodlu “Yapı Tespit Belgesidir” belgeleri yapıştırıldı. Kimi yurttaşlar da evlerinin enkazında iş makinalarıyla ziynet eşyalarını arıyor.
Arama kurtarma çalışmalarının 10 Şubat’ta bitirildiği Mereş’in Bazarcix ilçesinde, yıkılma tehlikesi altındaki binalar kırıcı ve vinçler aracılığıyla yıkılıyor. İnsanlar ayakta kalan ve enkaz yığınına dönüşen evlerinde sağlam kalmış eşyalarını toplayarak çadırlarına taşıyor. Elif İğde ve iki çocuğunun kurtulduğu Atatürk Caddesi’ndeki İbrahim Kaya Apartmanı'nın yanındaki iki katlı binanın yıkılan üst katında yaşayan aile, özel bir iş makinası aracılığıyla evlerinin enkazında kalan ziynet eşyalarını bulmak için çabalıyor. Evinin enkazından ziynet eşyalarını arayan yurttaş, “Bizim bu iki katlı bina, aslında yandaki apartmanın tamamen çökmesini engelledi. Bina bizim iki katlı yapımızın üzerine çökünce üst katı beraberinde çökertti ve birinci kat binanın tamamen yıkılmasını engelledi. 6-7 kişi daha bu iki katlı binanın alt katı nedeniyle kurtulmayı başardı. En son da buradan açılan bir yaşam koridoruyla Elif İğde ve iki çocuğu kurtuldu” dedi. Bir iş makinası tuttuklarını ve yıkılan evlerinin enkazında ziynet eşyalarını aradıklarını söyleyen yurttaş, tüm varlıklarının enkazın altında kaldığını söyleyerek, “Kurtulduğumuza seviniyoruz, şimdi de değerli eşyalarımızı arıyoruz” diye konuştu.
YAPILAR KONTROL EDİLMEYE BAŞLANDI
Bir yandan da 6 Şubat’ta sabaha doğru saat 04.17’de 7.7 şiddetinde merkez üssü Mereş’in Bazarcix ilçesi olan depremde ağır hasar gören binalar kontrol ediliyor. Birçok mahallede kontrollerini sürdüren ekipler, ev ve işyerlerinin giriş kapısına evin durumunu belirten karekodlar yapıştırmaya başladı. Her birisi ayrı bir numara taşıyan belgelerde “Yapı Tespit Belgesidir. Sökülmesi Halinde Adli İşlem Başlatılacaktır” uyarısı bulunan karekod ile, aileler apartmanlarının ve işyerlerinin durumunu öğrenebilecek. Gazeteci olarak karekodu telefonumuza okuttuğumuzda “yoğunluk nedeniyle işlem yapılamadığı” uyarısı aldık.
YOKSUL APARTMANININ ENKAZINDAN SAĞ ÇIKAN OLMADI!
Cengiz Topel Mahallesi’nde çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği Yoksul Apartmanı’nın enkazı başında bulunan yurttaşlarla konuştuğumuzda, o geceyi ve sonrasında yaşananları şöyle anlatıyor: “Yoksul ailesinin fertleri, doktor Murat’ın ailesi 3 kişilerdi, Mehmet Yesin vardı onlar dört kişiydi. İkisi çocuktu, biri iki yaşında biri 7 yaşındaydı. En üst katta bir öğretmen vardı, Serap hocaydı yanılmıyorsam. Onu sağ salim çıkardılar. Ama geri kalanların tamamı rahmetli oldu. Kimseyi sağ çıkaramadılar. Ben karşı binada oturuyorum. İlk depremde bina bu kadar birbirine yapışık çökmemişti. İkinci büyük depremden sonra bina birbirinin içine girdi. Bir de yardım gerçekten çok geç geldi. Anlıyoruz 10 büyük ilimizde deprem oldu ama yardım buraya gerçekten çok geç geldi. Belki de bu insanlar kurtarılabilirdi. 72 saatin sonunda dediler ki, artık zor süreç başladı ve çalışmaları sonlandırdılar. Zaten dördüncü günün sonunda hepsinin cenazesini çıkardılar buradan.” Daha sona evinin kapısına yapıştırılan karekodu kontrol eden yurttaş, bir hafta sonra sonuçların çıkacağını evinin oturmaya uygun olup olmadığının belli olacağını söyledi.
‘3 ÇOCUĞU ENKAZDAN SAĞ ÇIKARDIK’
Fatih Mahallesi’nde bulunan Yatılı Bölge Okulu’nun bahçesine kurulan çadırlara insanlar yerleştirilirken, Ahmet Bozdağ Mahallesi’nde bulunan Stadyum’daki çadır kentte de çalışmalar bitmek üzere. Yine aynı mahallede yurttaşların büyük bir bölümüne çadır dağıtılırken, Cengiz Topel Mahallesi’nde ise birçok aile hala çadır almış değil. Fatih Mahallesi ve diğer mahalleler de de durum benzer. Fatih Mahallesi’nde çadırının başında leğende elbise yıkayan kadın, “Cengiz Topel Mahallesi’nde bizim evimiz ve ağır hasarlı. Kurtulmamız mucizeydi. Komşularımız yaşamını yitirdi. Bizim evimiz 8. Cadde’deydi ve o cadde üzerinde bulunan kimi binalar çöktü. Depremden hemen sonra bizim komşu apartmanımızdan biz 3 çocuk kurtardık. Bina yan yatmıştı, bağıra çağıra karanlıkta telefonların ışığını açıyorlardı. Onlara ulaştık ve çıkardık. Ancak anne babaları vefat etti. Burada yakınları vardı, çocukları onlara teslim ettik. Böylesi bir depremi dedelerimiz bile görmemiş” diyerek yaşadıkları şoku anlattı.
MA / Abdurrahman Gök – Azad Altay