ANKARA - Deprem bölgelerinde yaptığı inceleme ve gözlemlerle ilgili raporunu açıklayan SES, arama kurtarma çalışmalarında sağlık çalışanlarının olmadığını söyledi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Mereş merkezli depremlerin ardından 12-13 Şubat tarihlerinde aralarında Eş Genel Başkan Gönül Adıbelli, eski MYK üyesi Fikret Çalağan ve Sağlık Politikaları Eğitimcisi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zencir’in bulunduğu heyetle deprem bölgelerinde yapılan incelemelere ilişkin gözlem raporunu yayınladı. Raporda, Hatay’ın tamamen enkaz altında olduğu belirtilirken, yaşamını yitirenlerin sayısının 15 bin ile 120 bin arasında olduğu vurgulandı.
RESMİ ÖLÜMLER 980, TAHMİN EDİLEN 5 BİN
Raporda, Nurdağı’nda binaların yüzde 30’unun enkaz altında olduğu kaydedilerek, ağır hasarlı binaların yüzde 40-50 civarında olduğuna dikkat çekildi. Hasarsız binaların oranının yüzde 10-20 oranında olduğu belirtilen raporda, arama kurtarma çalışmalarının gönüllüler tarafından yürütüldüğü belirtilerek, şunlar kaydedildi: “Çalışmalara 3’ncü gün başlayan ekipler hala çok yetersiz. Hastane ağır hasarlı. Hizmet yok. Bahçesinde sahra hastanesi, UMKE ve sağlıkçılar için konteynerler var. Sağlıkçıların barınması yetersiz. Ambulans içinde kalıyorlar. Sağlıkçılar idari izin kullanamıyor. Genelge sadece birinci derece kaybı olanları ve SB kapsıyor. Üniversite personelini kapsamıyor. Eczane yok, ilaçlar sahra hastanesinin yanına getirilmiş. Mevcut eczanenin ilaçlarına el konulmuş, imza tutanağı ile. Sağlıkta en büyük sorun organizasyonun olmaması. 2 polis lojmanı tamamen çökmüş. Ağır hasar nedeniyle kent tamamen boşaltılacak. Resmi bildirilen ölümler 980. Tahmin edilen 5 bin.”
40-50 BİN DEPREMZEDE GÖÇ ETTİ
İslahiye’de bulunan 40-50 bin kişinin göç ettiğine dikkat çekilen raporda, “Merkezde 20 bin kişi kalmış durumda ve her geçen gün azalıyor. Ulaşım zor. Hastane kayıtlarına göre mevcut bin 100 vefat, acil koordinatörüne göre 3-4 bini bulur. Kaydedilmeden ya da köyde gömülenleri dahil ettiğimizde ölü sayısı bin 500 kişi. Halen enkaz altında çok kişi var. Mağduriyet 20 bin. 6 ASM’den (Aile Sağlığı Merkezi) biri hasarlı. Diğerleri sağlam. 13 Aile ile Hekimliği Birimine göreve çağrı yapıldı.”
‘BULAŞICI HASTALIKLARA KARŞI TEDBİR ALINMALI’
Raporda, Antakya’da bulunan ekip sayısının artmasına rağmen ekipler içinde hala yetersizliklerin bulunduğu aktarılarak, şu ifadelere yer verildi: “Enkaz altından umutların kesilmesi nedeniyle olsa gerek arama kurtarma çalışmalarında sağlıkçı bulunmuyor. Ölü sayısı ile ilgili çeşitli öngörüler var 15 bin ile 120 bin arasında değişiyor. Hatay tamamen enkaz altında. Özellikle Emek, Armutlu, Harbiye, mahallelerinde ciddi yıkım var. Okullar görece daha az zarar görmesine karşı hastanelerin yıkılmış olması, ciddi hasar görmesi. Yeni kentsel dönüşüm yapılan binalar yanında halen inşaatı süren apartmanların kolon ve kirişlerinin kırılmış olması ve yıkılması not edilmesi gereken konular arasında. Hatay’da da donanımlı arama ve kurtarma faaliyetleri ancak 3’üncü gün başlayabilmiş. Bugün itibarıyla donanımlı ekiplerin sayısı artsa da hala ciddi yetersizlik var. Enkaz altından umutların kesilmesi nedeniyle olsa gerek arama-kurtarma çalışmalarında sağlıkçılar bulunmuyor. Asbest tehdidine karşı uygun maske kullanımı yok. Gezilen yerlerde en çok dikkati çeken çöp yığınları idi. Bulaşıcı hastalık için ciddi tehdit niteliği taşıdığını mutlak not etmeliyiz. Şişe suyu açısından sorun olmamasına karşın kullanma suyu ile ilgili ciddi sorun var. Klorlanmış tanker suyu ihtiyacı yakıcı bir şekilde devam ediyor. Kontrolsüz kuyu suyu kullanımı bulaşıcı hastalıklar açısından ciddi tehdit olmaya devam ediyor. Tuvalet ciddi sorun, şehrin içinde az sayıda sahra tuvaleti var. Gözlemimiz halen kullanılmayan çok sayıda okulda tuvaletler sağlam duruyor. Kadın ve engelli tuvaletleri çok iş görecek durumda. Elektrikler hala yok. Bu çadırları olumsuz etkiliyor. Isınma çok ciddi sorun. Her gün sahadan gözlem raporlarına göre sağlık alanında da ciddi koordinasyonsuzlukların olduğu, deprem sonrası çok sayıda bulaşıcı hastalık riskinin açığa çıktığı görülmektedir. En acil olanın an itibari ile bulaşıcı hastalıkların önüne geçecek tedbirlerin alınmasıdır.”