MELETÎ - Depremde ağır hasar alan Semsûr'un Çêlikan ilçesine bağlı Serêkani beldesinde yurttaşlar, çamurlu su ile hamurunu yoğurdukları ekmeklerle beslenerek beldeyi terk etmiyor.
Mereş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde gerçekleşen ve 10 kentte büyük yıkımlara neden olan depremlerin 10’ncu gününde, Meletî ve Semsûr'un Çêlikan (Çelikhan) ilçesindeki depremzedeler deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
‘CESETLERİMİZ İÇİN Mİ GELSİNLER?’
Depremin ilk gecesi, Meletî'de yaklaşık 100 kişi ile birlikte bir otoparkta kalmak zorunda kalan Remzi Kılıç ve ailesi, yalnız bırakıldıklarını söyledi. Belediye ekiplerinin gelmediğini ifade eden Kılıç, “Kimse ‘Aç mısınız, susuz musunuz’ demedi. Biz bunu mu hak ettik” diye serzenişte bulundu. Diğer bir depremzede ise “Arıyoruz, telefonları bile meşgul. Kimseye ulaşamıyoruz” dedi. Bir başka yurttaş ise, “Biz de kendimizi öldürelim de cesetlerimiz için mi gelsinler. Biz insan değil miyiz? Ekmeğimiz yok, suyumuz yok” diyerek tepki gösterdi.
ÇÊLİKAN’DA 9’UNCU GÜN
Yıkımın en belirgin olduğu kentlerden biri olan Semsûr'un Çêlikan ilçesine bağlı Serêkanî (Bulam) beldesinde 29 kişi yaşamını yitirdi. Yaşadıklarını depremin 9’uncu gününde anlatan Serêkanî’deki depremzedeler, köylerini terk etmek istemiyor.
‘HALA KORKUYORUZ’
Depremler sonrası sık sık meydana gelen artçı sarsıntılar nedeniyle tedirgin olduğunu söyleyen Serêkanîli Makbule Avcı, “Biz burada kendi aramızdaki dayanışmayla ayaktayız. Çoluk çocuğu şehir dışında eş dostun yanına gönderdik, biz buradayız, köyümüzü terk edemiyoruz. Depremin ilk günleri buraya herhangi bir yardım gelmedi, biz kendi kendimize yetmeye çalıştık, kimse yoktu” dedi. Avcı, yaşadıklarını gözleri yaşlı bir şekilde anlattı: “Açtık, hamurumuzu çamurlu suyla yoğurduk. Önce çocuklara ve emziren kadınlara öncelik verdik. Ekmek yaparken yaşlı amcaların benden bir parça ekmek istedikleri zamanlar çok zordu. Aç olmama rağmen toktum. Temiz suyumuz yoktu, karla boğazımızı ıslatmaya çalışıyorduk. Devletten bize bir yardım gelmedi, ilk yardım bize gönüllü ekiplerden geldi. Kızımın bir şeyler yemesi, içmesi şahane bir duyguydu.”
250 KİŞİ, 15 ÇADIR
Depremzede Hüseyin Uzun ise, bölgedeki yardımları organize eden bir gönüllü. Depremden sonra uzun bir süre yardım gelmediğini aktaran Uzun, kalacak bir yeri olmadığı için yas evinde kaldığını belirtti. Uzun, “Dışarıda hava çok soğuk olduğu için insanlar ayakta kalma pahasına da olsa buraya toplandı. İlk üç gün dışarıda ekmek yapmak için bir sac koyduk ve onun üzerinde yaptığımız ekmeklerle doyurduk kedimizi. 250 hanelik iki mahalle burada ama bize verilen 15 çadır, her çadırda 4-5 aile kalıyor. Diğerleri ise hala burada yas evinde sandalye üzerinde yatıyor. Temizlik sorunu baş göstermeye başladı, hijyenden dolayı sağlık sorunlarının başlayacağından korkuyoruz” dedi.
‘YARDIM HDP’DEN GELDİ’
Bölgeye daha çok Hakların Demokratik Partisi’nin (HDP) gönderdiği yardım TIR’larının geldiğine değinen Uzun, “Burada bulunan bütün çadırların yardımını biz sağlıyoruz. Rasgele gelen tırlarda düzensiz gıdalar geliyor, bundan dolayı çoğu ekmek su ziyan oluyor. HDP’den gelen yardımalar listeye göre geliyor. AFAD ve Kızılay’ın getirdiği yardımalar TIR’ın üzerinden dağıtılıyor, gerçek mağdurlar yardıma ulaşmıyor" dedi.
MA / Fırat Can Arslan - Yusuf Şeker