DÎLOK - Depremin yerle bir ettiği İslahiye'nin Atatürk Mahallesi'nde, depremzedelerin kendi imkanlarıyla kurduğu 2 çadırda kalan 12 aile, yardım yapılmadığını belirterek, "Bizi de görün" diyerek seslendi.
Mereş merkezli meydana gelen depremden etkilenen ve yüzde 60'ından fazlası yıkılan Dîlok'un İslahiye ilçesinde, halk göç etmeye devam ediyor. Deprem sonrası sessizliğe bürünen ilçenin Atatürk Mahallesi'nde, otoyolun bir yanına yardımlar ulaşırken, diğer yanına ulaşmıyor. Sürekli artçı sarsıntıların olduğu mahallede, dışarıda yaşayan 12 aile kendi imkanlarıyla kurduğu 2 çadırda yaşıyor.
BABASI GÖZÜNÜN ÖNÜNDE YAŞAMINI YİTİRDİ
Kaderine terk edilen Temtek ailesinden Metin Temtek, Bahçelievler Mahallesi'nde enkaz altında kalan annesi Fatma (70) ve babası Muzaffer Temtek’i (84) kaybetti. Deprem sonrası apar topar yaşlı annesi ve babasının kaldığı eve giden Temtek, o anki tanıklığını şöyle anlattı: "Babam sağdı, şuradan itibaren (diz) görünüyordu. Ayakları parçalanmış ve molozlar arasındaydı. İmkanımız olmadığından onu çıkaramadık. Ev yan yatmıştı, devrilecek diye korktuk. Balyoz vurduğumuzda ev sallanıyordu. Bir saat bizle konuştu ama babam gözümüzün önünde diri diri öldü.” Temtek, 2 saat içerisinde yaşamını yitiren babasının cenazesini ise 1 gün sonra kendi imkanıyla enkazdan çıkarabildiklerini söyledi.
ANNESİNİN CENAZESİNE 3 GÜN SONRA ULAŞTI
Annesini de depremde kaybeden Temtek, cenazesini depremin 3'üncü gününde Dîlok'tan özel kepçe getirerek enkazdan çıkardığını belirtti. Temtek, "Gittiğimizde ‘sıra bekleyin’ diyorlardı. Belki annem yaşıyordu da. Annemi 3'üncü gün enkaz altından çıkardık. Bağırdık bağırdık, annemden ses yoktu. Belki duyuyordu da ama ses edemiyordu" diyerek belirtti.
MUHTAR: BAŞINIZIN ÇARESİNE BAKIN
Yakın akrabalardan oluşan 12 aile ile kurdukları 2 çadırda yaşadıklarını aktaran Temtek, sahipsiz bırakıldıklarını ifade ederek, şöyle seslendi: "Çadırları kurduk ama her yeri açık ve yırtık. Bir yağmur yağsa, çocuklar mahvolur. Ufak yaşlarda çocuklarımız var. Muhtarın yanına gittiğimde 'Başınızın çaresine bakın' dedi. Çadır için otogara gidince, Kızılay itfaiyeye, itfaiye askeriyeye gönderiyor. İmza atıyoruz, yine vermiyorlar. Belediye başkanı daha bir gün bu taraflara gelmiş değil. Daha ne diyelim. Gıda ihtiyacımız yok. Elektrik ve su sorunu yaşıyoruz. Banyo yapacak imkanımız yok. İçeride çocuklar üşüyor. Sobamız var ama odunumuz yetersiz. İmkanlarımızla topladığımız çalıları yakıyoruz. Arabamız yok, el arabalarıyla çalıları getiriyoruz. Bizi de görün."
MA / Müjdat Can - İbrahim Irmak