ANKARA - Devletin deprem bölgesindeki demografik yapıyı bozmayı amaçladığını belirten DAD Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, “Devletin muradı, bölgeyi boşaltmak” dedi.
Mereş Bazarcix (Pazarcık) ve Elbistan merkezli depremlerin ardından yıkıma uğrayan 10 kentte yaşayan halk göç etmeye başladı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) verilerine göre; depremin merkez üssü olan Elbistan’da 150 bin olan nüfus, deprem kayıpları ve sonrasında başlayan göç nedeniyle 50 binin altına düştü.
Demokratik Alevi Dernekler (DAD) Ankara Şubesi Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, Alevilerin ve Kürtlerin görmezden gelindiğini belirterek, devletin söz konusu politika ile bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi amaçladığını söyledi.
‘AFETİ KATLİAMA ÇEVİRME HALİ’
Sözlerine başsağlığı dileyerek başlayan Karabudak, depremin ardından 1 hafta geçmesine rağmen pek çok insanın halen enkazın altında olduğuna dikkat çekti. Devletin inançsal ve kimliksel bir bakış açısıyla hareket ettiğini dile getiren Karabudak, “Biz buna toplumsal soykırım da diyebiliriz. Burada on binlerce, yüz binlerce insan var. Bir haftadır devlet hala gitmemişse, hala bir çalışma yoksa, bu doğal bir afeti katliama çevirme halidir. Oradaki demografik yapıyı bozmak, halkı metropollere sürmek, kendine bir alan açmaktır” diye konuştu.
ALEVİLER VE KÜRTLER GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Depremin ilk gününden itibaren hiçbir çalışma yapılmadığını söyleyen Karabudak, “Alevilerin ve Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlerde görmezden gelme ve öteleme bakış açısı var. Arama kurtarma çalışmaları ve gıdaların dağılımı ötelenen bir şekilde devam ediyor. Bizler bunun farkındayız” dedi.
‘MAKBUL KÜRT VE ALEVİ YARATMAK’
İktidarın doğal afet olan depremi bilinçli bir katliama çevirdiğini vurgulayan Karabudak, depremin ardından yaşanan göçlerin de zorunlu göçler olduğuna işaret etti. Karabudak, buna karşı mücadele edeceklerini belirterek, şunları söyledi: “Şu halde konuşulmaz belki. İnsanlar canını zor kurtarmış, psikolojik olarak da yıkım halindeler ama süreç içinde bunları da aktarmak gerekiyor. Devletin muradı, bölgeyi boşaltmak ve insanları metropollere sıkıştırmaktır. Metropolde insanı yozlaştırmak, inancından ve kimliğinden koparmak, farklı bir insan tipolojisi yaratmak daha kolaydır. Amaç, kendi düşüncesine yakın toplumlar, makbul Alevi, makbul Kürt yaratmaktır.”
YÜZYILLIK DEVLET POLİTİKASI
Alevilerin metropollere göç ettirilmesiyle Sünni İslam tekeline girdiğini belirten Karabudak, “Bu yüzyıllardır devam eden bir politikadır. Son çıkarılan torba yasa da budur. Asıp, kesip, yakıp bitiremediği inancı, asimile ederek, kendine benzeterek bir Alevilik yaratma derdinde. Bu Kürtler için de böyledir. Yıllardır çoğu insan koruyucu olmayı kabul etmediği için kendi toprağını terk edip buraya gelmiş. Şu an ise depremden kaynaklı bir göç olacak ancak bu bölgenin nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. Kendi düzenine göre tampon bir bölge mi oluşturacak, militarist güçler yaratıp oraya mı yerleştireceğine süreç içinde bakacağız” şeklinde konuştu.
‘İNSANLAR TOPRAKLARINA DÖNMELİDİR'
Dönemsel olarak insanların barınma, gıda, iletişim ihtiyaçlarının sağlanması gerektiğinin altını çizen Karabudak, “Buraya gelen canlarımızın yaralarını saracağız. Elimizden gelen çalışmaları yürüteceğiz. Bir haftadır da seferberlik halindeyiz. Ama gelen canlarımıza ‘Topraklarınıza dönmeniz gerekiyor. Oralar sizin yurdunuz. Kökünüz orada. Bizler metropollere geldik, asimile olduk, kaybolduk' demek, bir an önce yaraları sarılarak, o insanlar tekrar kendi topraklarına dönmelidir” diye seslendi.
Cemevlerinde yürüttükleri yardım çalışmalarını aktaran Karabudak, “Hızır ayındayız. Hızır lokmamızı depremden zarar gören tüm canlarımızla bölüşeceğiz” dedi.
MA / Yüsra Batıhan