İZMİR - Enkaz çalışmalarının büyük iş makinalarıyla yapılmasına tepki gösteren TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir, arama sırasında ses algılayan ekipman ve termal kamera kullanılması gerektiğini ancak bundan sonra enkaz kaldırma çalışmalarına başlanabileceğini söyledi.
Deprem bölgesinde, hala ulaşılmayan binlerce kişi varken bazı kentlerde ve ilçelerde “enkaz kaldırma” çalışması yapılmaya başlandı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Sekreteri Aykut Akdemir, yürütülen enkaz çalışmalarına tepki göstererek, nasıl olması gerektiği hakkında bilgi verdi.
AFAD’IN SORUMSUZLUĞU
Yaşanan yıkımla birlikte Türkiye'nin depreme hazırlıklı bir ülke olmadığının açığa çıktığını söyleyen Akdemir, “Afet sürecinde kurumsal örgütlenmelere gitmek gerekirdi. Ama ne yazık ki bütün kurumlar AFAD’a bağlandı. Bu da AFAD'ı hantallaştırdı. Doğal afetlere müdahalede kimse talimat beklemez. Bütün bunlar daha önceden planlanmış olmalı. Alanında yetkin kişiler deprem bölgesine gönderilmedi. Depremin boyutları 12-13 saat sonra hissedildi ve müdahaleler yapılmaya çalışıldı. Birçok yerde acil müdahale etmesi gerekenler havaalanlarında bekletildi. AFAD bu sorumluluğu yerine getiremedi. Yurt dışından insanlar 24 saate gelebildi. Biz burada 48 saat sonra tam anlamıyla müdahale edebildik” dedi.
'TERMAL KAMERALARLA BAKILMALI'
Enkaz kaldırma çalışmasının iki yönlü olduğunu ifade eden Akdemir, bunlardan birinin teknik açıdan hesaplanması, diğerinin ise insan odağının hesaplanması olduğunu kaydetti. Akdemir, “Bunların ortak bir dengede buluşması gerekiyor. Enkaz başında insanlar yakınlarını bekliyor. Kimse onlara 'umut etmeyin' diyemez. Enkaz sürecinde canlı insan çıkarma süreci azalmış olabilir. Enkazın olduğu bölgede ‘kimse yok’ demenin koşulları vardır. Arama kurtarma sırasında ses var mı? Yer altındaki sesleri algılayan ekipmanlar kullanılmalı, termal kameralarla kontrol edilmeli. Ancak bu çalışmalar sonucu enkaz kaldırma çalışmalarına başlanabilir" diye belirtti.
'ÖLÜYE SAYGI OLMALI'
Depremin 8’nci güne kadar henüz müdahale edilmeyen enkazların olduğuna dikkati çeken Akdemir, "Arkadaşlarımız bölgede çalışıyor ve şuan termal kamera gibi kimi ekipmanlara ihtiyacımız var. Ama AFAD, ‘bu binada kimse yok’ diyor. Enkaz başındaki insanlara, ‘biz bu enkazı kaldırıyoruz gidin buradan’ diyor. Orada hala insanlar var o bölgede ki enkazda canlı kalmadığını teknik anlamda gördükten sonra orada bekleyenlerde bu yönlü ikna edilebilinir. Ayrıca büyük iş makinaları ile hafriyat kaldırma çalışması gibi enkazlar kaldırılamaz. Orada hala insanlar var. Ölmüş olabilirler ama ölüye saygı insan bedenine saygı ile devam eder. O cenazeler tek parça şeklinde çıkarılmalı ” ifadelerini kullandı.
'ENKAZIN ÜZERİNE MAKİNE ÇIKARILMAZ'
Akdemir, “Yakınını kaybeden insanların kendi cenazelerine ulaşmaları önceliğimiz olmalı. Ya da insanların cenazelerini alıp acılarını azaltmak için bütünlüklü bir şekilde acele etmemiz lazım. Bu acele kocaman araçları koyup hadi enkaz kaldıralımla olmaz. 1999 depreminde bile bu yapılmadı. Enkazın durumuna göre farklı çalışmaların yapılması gerekiyor. Enkazın üzerine makine çıkarılamaz. Uygun ekipmanla kontrollü bir şekilde cenazeler çıkartılmalıdır. Bir hafriyat durumuna çevirme süreci ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
'ENKAZLAR KAYDA ALINMALI'
Enkaz kaldırma ile birçok hak ihlalinin üstünün kapatılmaya çalışıldığına da dikkati çeken Akdemir, “Bina yıkıldığında neden yıkıldığına dair birçok parametre var. Beton sadece bir tanedir. Bütün numunelerin alınması gerekiyor. Enkazların kayda alınması gerekiyor. Bu sürecin işletilmesi lazım. Enkazların bu şekilde kaldırılması doğru değil. Enkaz kaldırma süreci çok sancılı şuan İzmir Barosu ile de iletişim halindeyiz. Onlar da bu sürece dahil. Ciddi hak kayıpları ile karşı karşıyayız. Artık insani değerlerimizi aştık. Oradaki cenazelerin durumu, yakınlarının acıları hala dururken, teknik ve hukuki süreci konuşmak durumunda kalıyoruz” diye konuştu.
MA / Delal Akyüz