ANKARA- Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenleri, gazeteciliğin kamu yararına hizmet olduğuna dikkat çekerek, “Haberleşmenin güvence altına alınması ve gazetecilere yönelen şiddetin engellenmesi gerekli” dedi.
Ankara İletişim Fakültesi (İLEF) Gazetecilik bölümü akademisyenleri, Mereş merkezli yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen illerde görev yapan gazetecilere yönelik engelleme ve editöryal baskılara ilişkin “Haber alma hakkı ve ifade özgürlüğü engellenmemeli gazeteciler sorumluluklarını yerine getirmelidir” başlıklı yazılı açıklama yaptı.
‘İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜNDEN VAZGEÇİLEMEZ’
Görülen yıkımın ve çekilen acıların gelecekte en aza indirilmesi ifade özgürlüğünün ve haber alma hakkının var olmasını gerektirdiği ve bu nedenle, iletişim özgürlüğünün vazgeçilmez önemde olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Deprem acılarının ortasında meydana gelen kimi gelişmeleri kaygıyla takip ediyoruz. Ortaya çıkan kaos durumu gazetecilerin haber üretim süreçlerini pek çok açıdan olumsuz etkilemiş ve sonuç olarak gerçek sorunlar ve sorumlular hakkında yürütülecek kamusal tartışmaların ortaya çıkmasını zedelemiştir. Deprem bölgesinde görev yapan gazetecilerin uğradığı fiili engellemeler ve sosyal medyaya getirilen bant daraltması gibi yaptırımlar haberleşme hakkı ve özgürlüğünün engellemesine dönüşmüştür. İktidarların ve yetkililerin görevi haberleşme hakkını engellemek değil, bu hakkı güvence altına almaktır” denildi.
‘GAZETECİNİN GÖREVİ KAMU YARARINI EN ÜSTTE TUTMALI’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Gazetecilik mesleğinin temelinde yer alan kamusal yarar üretme ilkesinin geleneksel medyanın sahiplik yapısı ve siyasal otoriterleşme nedeniyle oldukça gerilemiş olduğu bilinen bir gerçektir. Tüm bu koşullara rağmen gazetecilik mesleğinin hakkını veren ve bölgedeki insanların sesini kamuoyuna duyuran gazetecilerin varlığı da umut vericidir. Öte yandan, kimi gazetecilerin deprem bölgesinin ve yıkıma uğramış insanların bilgisini kamuoyuna ulaştırma görevlerini yerine getirmekten bilinçli olarak ya da editöryal baskılar sonucu uzak durduğunu da gözlemliyoruz. Hangi kurumda çalışıyor olursa olsun gazetecinin görevi kamu yararını en üstte tutmak ve gazetecinin her türlü siyasi ve ticari çıkardan bağımsızlığını korumaktır. Süreçlerin gerçek resmi ancak böyle ortaya çıkabilir.
GAZETECİLERE ÇAĞRI
Bu durum deprem koşullarında doğru bilgiye erişme ve kamu yararını tüm kişisel ve kurumsal kaygıların üstünde tutarak haber yapma işini titizlikle yerine getirecek gazeteciler yetiştirmenin ne kadar elzem bir toplumsal ihtiyaç olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü olarak, haberleşmenin güvence altına alınması ve gazetecilere yönelen şiddetin engellenmesi gereğini bir kez daha vurguluyor ve gazetecileri mesleklerinin asli amaçlarına uygun davranmaya çağırıyoruz.”