İSTANBUL - Anayasada seçimlerin ertelenmesine dair hükmün açık olduğunu ifade eden hukukçu Turgut Kazan, “devletlerarası savaş hali” dışında ne Erdoğan ne YSK ne de Meclis’in bu kararı alamayacağını, alınması halinde ise bunun “Yönetime el koyma, darbe” anlamına geleceğini söyledi.
Mereş’teki depremlerin ikinci günü AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bölgede Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etti. 9 Şubat’ta toplanan Meclis, muhalefetin itirazlarına rağmen OHAL kararını onaylayarak yürürlüğe koydu.
İlan edilen OHAL’in ardından ise seçimlerin erteleneceğine dair kaygılar artarken, AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve Meclis eski Başkanı Bülent Arınç, Anayasa’nın 78’inci maddesine yer alan “Seçim, ancak devletlerarası savaş durumunda Meclis’in onayıyla ertelenebilir” hükmüne rağmen, seçimlerin ertelenmesi gerektiğini ileri sürdü. Arınç ayrıca, “Evet, bu hüküm var ama anayasalar kutsal metinler değillerdir, hukuki metinlerdir” diyerek, Anayasa maddesinin Meclis tarafından ilga edilmesini savundu. Arınç’ın açıklamaları ardından AKP’nin Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) eliyle seçimi erteleyebileceği yönünde yorumlar yapıldı.
Arınç’ın açıklamaları ile daha da alevlenen erteleme tartışmalarının yanı sıra Anayasa’da söz konusu ilgili maddenin tanımı ve YSK’nin bu duruma ilişkin yetkisine ilişkin İstanbul Barosu eski başkanı hukukçu Turgut Kazan ile konuştuk.
'ANAYASAYI TANIMIYORLAR'
Kazan, Arınç’ın sözlerine işaret ederek, “Tek adamın” mevcut koşullarda seçimi kazanma şansının iyice düştüğünü gördüğünü ve bu nedenle bu tartışmaları bilinçli bir şekilde alevlendirdiğini ifade etti. Arınç’ın daha önce Meclis başkanlığı yaptığını ve böyle birinin “Anayasa kutsal kitap değil” diyerek, Anayasa’nın çiğnenebileceğine dair yol açma girişimi olduğunu dile getiren Kazan, “Kutsal değildir dediğine göre ‘çiğneyebiliriz’ demek istiyor. Aslında, ‘Bizim kutsal kitabımız olsa o çiğnenemez ama Anayasa yolgeçen hanıdır’ diyor. Zaten Anayasa’yı tanımıyorlar ki” diye kaydetti.
ANAYASA NE DİYOR?
Anayasa’da seçimlerin ertelenmesine dair hükmü içeren 78’inci maddeye işaret eden Kazan, bunun çok açık bir hüküm olduğuna dikkat çekti. İlgili maddede seçimin savaş halinde ancak Meclis tarafından ertelenebileceğini söyleyen Kazan, “İlgili hüküm ile seçim bir yıl ertelenebilir. Savaş koşulları değişmemesi ise bu bir yıllı yenileyebilir. Anayasada bu düzenleme var. Bir kere savaş koşulları yaşıyor olacağız. İkinci Meclis karar verecek” dedi. Kazan, hükmün çok açık olduğunu belirterek, “Anayasa’ya bağlılık esastır” diye kaydetti.
SEÇİM ERTELENEMEZ
AKP’nin YSK eliyle seçimi ertelemeye soyunabileceğini ifade eden Kazan, YSK’nin deprem nedeniyle oluşan koşulları öne sürebileceğini ve erteleme kararını Meclis’e verme girişiminde bulunabileceğini söyledi. Kazan, “Nasıl mühürsüz oyları geçerli saymak gibi yasanın apaçık kurallarını çiğneyip mühürsüz oyları geçerli saydıysa, nasıl ki İstanbul seçimlerini inanılmaz bir biçimde iptal ettiyse burada da ‘öyle bir karar verir’ diye düşünülüyor. Oysa YSK’ya düşen görevler var. Nedir bu görevler? Seçimlerin temel hükümlerine dair 298 Sayılı Yasası’nın 14’üncü maddesine göre; deprem nedeniyle etkilenen 13 milyon içinde yer alan seçmenin bulunduğu yerleri tespit ederek, önlemler alması gerekir. Bu koşullar nedeniyle seçimi erteleme gibi bir yetkisi hiçbir şekilde yok. Ne Cumhurbaşkanı erteleyebilir ne YSK ne de Meclis erteleyebilir” diye vurguladı.
‘MEŞRUİYET SORUNU ÇIKAR’
YSK’nin seçimi en son 18 Haziran’da yapmak zorunda olduğunun altını çizen Kazan, “Oradaki insanların seçime katılması konusunda önlemler alması, ilke kararlarına bağlamak ve ilçe seçim kurallarına göndermesi gerekiyor. Yani insanlar yurtta mı kalıyor otelde mi kalıyor arkadaşının evinde mi kalıyor yoksa bir kiralık yerde mi kalıyor nereye taşınmışsa muhtarlıklar aracılığıyla ya da kamusal kayıtları zaten tutulmuş olmalı, o kayıtlar esas alınarak seçimde seçmen olarak bulundukları yerden oy kullanılması sağlamak zorundadır. YSK erteleme kararı verirse o zaman meşruiyet sorunu çıkar. Anayasal bir yetkisiniz olmadığı halde seçimleri erteleyerek, bir çeşit bir mevcut iktidara, tek parti rejimine, tek yetkiliye yönetimi devam etme görevini ve yetkisi vermiş olmuş oluyorsunuz” diye belirtti.
‘YÖNETİME EL KOYMUŞ SAYILIR’
Bu durumu ile iktidarın ve YSK’nin meşruluğunun tartışma konusu olacağını belirten Kazan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meşruiyet sorunu başlarsa iktidar olamazsınız. Görevinizi yapamazsınız. YSK ne yapıp edip Türkiye’yi kurtarması gerekir. O nedenle Anayasal sistem içerisinde bir meşruiyet sorununu da bize yaşatmamalı. Eğer olursa yönetim meşruluğu kaybeder. Yönetici bir şekilde ‘darbe yapmış, yönetime el koymuş sayılır’. O zaman bundan kaçınmak gerekir. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle bir şey düşünmemeli hem AKP hem de YSK böyle bir şey düşünmemelidir. Eğer yapılırsa Türkiye’ye yapılacak kötülüklerin en büyüğü yapılmış olur.”
Toplumsal muhalefetin buna tepki göstermesi gerektiğini ifade eden Kazan, “Böyle bir şeye boyun eğmek, böyle bir şeye rıza göstermek ‘evet olabilir’ demek mümkün değildir” dedi.
MA / Mehmet Aslan