HATAY - Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği Hatay’da, sivil toplum örgütleri, siyasi parti, sendika, emek ve birçok sol, sosyalist kurumun desteğiyle yaralar sarılmaya çalışılıyor. Kurum ve parti temsilcileri, “Burada devlet yok halk var. Dayanışma yaşatır” dedi.
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen deprem nedeniyle binlerce binanın yıkıldığı Hatay’da, aradan 12 gün geçmesine rağmen yaşanan sorunlar ilk günkü gibi devam ediyor. Depremin etkilediği 10 kentte hasar tespit çalışmaları yürütülürken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre, Hatay ve ilçelerinde 68 bin 116 binada 239 bin 142 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 15 bin 248 binada bulunan 71 bin 735 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi.
Kentte elektrik ve su gibi alt yapı sorunu sürerken, barınma sorunu ise her geçen gün büyüyor. Antakya’da AFAD tarafından 2 noktada kurulan çadır kentlerde ısınma sorunu yaşanırken, arama kurtarma çalışmaları geç başladığı için halen girilmeyen ara sokaklarda enkazlar bulunuyor. Kamu kurumlarının 3’üncü günden sonra geldiği kentte, devlet asker ve polis olarak sahada bulundu.
SİVİL TOPLUM YARDIMA KOŞTU
Sivil toplum örgütleri, siyasi parti, sendika ve gönüllülerin ilk günden desteğe koştuğu kentte arama kurtarma faaliyetlerine katılanlar, daha sonra temel ihtiyaçların karşılanması için seferber oldu. Kentin farklı bölgelerine koordinasyon merkezleri kuran gönüllüler, kent dışından gelen yardımları depremzedelere ulaştırmaya devam ediyor. AFAD etkisiz kalırken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Defne, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ise Serinyol ilçesinde konteynır kent kurmak için çalışmalara başladı.
BAKANLIKTAN ÖNCE SAĞLIKÇILAR KOŞTU
Kentteki hastane ve sağlık kuruluşlarına ait binalar yıkıldığı için sağlık hizmeti aksadı. Yurttaşlar, enkazdan kendi imkanlarıyla ya da gönüllülerin desteğiyle çıkabildi. Kentte yine su sorunu nedeniyle birçok hastalık baş gösterdi. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, gönüllü doktorların bölgeye geçişini zorlaştırırken, kendi imkanlarıyla bölgeye gelen Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık çalışanları köylerde sağlık taramasına başladı.
Yine Defne ilçesinin Sümerler Mahallesi’nde koordinasyon merkezi kuran TTB ve SES, yurttaşlara sağlık hizmeti sağlarken, Eczacılar Birliği kentin 15 noktasında kurduğu merkezlerden yurttaşlara ilaç desteği verdi.
DAYANIŞMA YAŞATIR
Halkevleri Genel Sekreteri Kutay Meriç, depremin ilk günü bulabildikleri kazma, balyoz ve kesici aletlerle kentteki halkın yardımına koştuklarını söyledi. Ancak kendi imkanlarının sınırlı kaldığını söyleyen Meriç, ilk 3 gün kentte ambulans sesi dahi duymadıklarını ifade ederek, ekledi: “Ortada sadece belediye, devrimciler, kitle örgütlerinin olduğu bir süreç yaşandı. Hatay’da devlet yoktu. Ama demokratik kitle örgütleri, devrimciler ve halkın kendisi vardı. Ne gerekiyorsa beraber yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Dayanışmanın yaşatacağını biliyoruz. Devlet yoksa devrimciler var” diye belirtti.
Kentte elektrik ve su sorunun devam ettiğini vurgulayan Meriç, kentten göçlerin başladığını söyledi. Meriç, “Görünen o ki kentin inşa edilmesi ve giden on binlerce insanın geri dönmesi uzun zaman alacak. Özel bir politika izlenmesi gerekiyor. Ama alt yapı şebekeleri çökük, ana yolların birçoğunda hala enkazlar var. O bile çözülmemiş durumda. Halkevleri olarak 2 ekiple çalışma yürütüyoruz. Sümerler Mahallesi’ndeki koordinasyon merkezinin yanı sıra Aşağı Okçular Mahallesi’nde kurulan aş eviyle mahalleye 3 öğün yemek veriyoruz” dedi.
4 İLÇEDE MERKEZ KURULDU
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ise, ilk günden bölgede bulunduklarını söyleyerek, Antakya, Defne, Samandağ ve İskenderun ilçelerinde koordinasyon merkezleri kurduklarını aktardı. Ekiplerin yanı sıra oluşturulan ekiplerle mahalle, sokak ve evlere kadar yardım malzemesi ulaştırdıklarını dile getiren Yüce, kurdukları revirde sağlık hizmeti de verdiklerini kaydetti. Yüce, şöyle dedi: “Bir kere daha gördük ki bizim bizden başka kimsemiz yok. Ancak dayanışmayla bu sürecin altından kalkabiliriz. Burada devlet yok halk var. Emek, demokrasi güçlerinin dayanışması var. Tandırda ekmek yapıp bize taşıyan annelerin, kışlık konservelerini gönderen insanların emeği var. Keşke deprem olmadan hayatın her alanına bu dayanışmayı yansıtabilsek.”
‘BİRİNCİ SORUMLULUK İKTİDARINDIR’
Antakya’daki durumu “devletin özel politikası” olarak değerlendiren Yüce, devletin Hatay’ı deprem zamanında bile görmezden geldiğine dikkati çekti. Yurttaşların bir yandan arama kurtarma, diğer yandan devletin yapması gereken işleri yaptığını ifade eden Yüce, “Devlet ise sansür, Olağanüstü Hal (OHAL) ve yardımlara el koymayla uğraştı. Devlet OHAL ilan edeceğine, ilk günden itibaren asker ve polisini arama-kurtarmaya gönderseydi birçok insan kurtulabilirdi. Bu asker ve polisin olduğu yerde ev ev tespit edilerek, insanlara yardım edilebilirdi. Ama devlet burada başka bir yolu tercih ediyor. Devlet kendinden olmayan herkese ‘ne haliniz varsa görün’ demiş oluyor. Depremin sonuçları çok ağır oldu. İmar aflarını yapanlar, buranın deprem kenti olduğunu bilerek bu yapılara izin verenlerin hepsi katildir. Burada birinci sorumluluk iktidarın kendisidir” diye belirtti.
KURUMLAR
Antakya ve Defne ilçelerinde Kaldıraç, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Sol Parti, TÖP, TİP, Türkiye Komünist Partisi, İnşaat İşçileri Sendikası, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Samandağ’da TÖP, Halkların Demokratik Partisi (HDP), TİP, KESK, İskenderun’da ise HDP ve Emek Partisi (EMEP) tarafından kurulan koordinasyon merkezlerinde halkın gıda, kıyafet, sıcak yemek ve barınma ihtiyaçları karşılanıyor.
MA / Tolga Güney