RIHA - Türkiye, depremin yaralarının sarıldığı Rojava’ya yönelik saldırılarında 2 sivil yaşamını yitirdi. PYD Yönetim Kurulu Üyesi Ehmed Xoce, “Türk Devleti, depremi kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyor” dedi.
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve Kurdistan, Türkiye ile Suriye’de 10 binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan depremin yaraları sarılmaya çalışılırken, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ara verilmeden devam etti. 12 Şubat'ta Kobanê'nin Menaz köyüne yönelik Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile gerçekleştirilen saldırıda Mahmud Kobanê, Şehba’ya bağlı Til Rıfat ilçesine yönelik bombardımanda ise Yusef Ebid (70) adlı siviller yaşamını yitirdi.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Yönetim Kurulu üyesi Ehmed Xoce, saldırılara dair değerlendirmelerde bulundu.
AMAÇ DEMOGRAFİK YAPIYI DEĞİŞTİRMEK
Sivilleri hedef alan Türkiye’nin Rojava halkını yok etmek istediğini belirten Xoce, özellikle Til Rifat ve Kobanê’ye yönelik saldırılara dikkat çekti. Xoce, “Türk devleti depremi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyor. Saldırılardaki amaç ise halkı göç ettirip, bölgenin demografik yapısını değiştirmektir. Birkaç gün önce Menaz köyündeki saldırı sivil yurttaşa yönelikti. Bu şekilde aslında oradaki bütün halka şu mesajı veriyorlar: ‘Biz varlığınızı ve statünüzü tanımıyoruz.' Saldırılarla halkı sindirip göç ettirmek istiyorlar” dedi.
GARANTÖR DEVLETLERİN SESSİZLİĞİ
Türkiye’nin saldırıları karşısında garantör devletlerin sessizliğine işaret eden Xoce, şöyle dedi: "Garantörler bu bölgede savaşın durması gerektiğini söylediler ama saldırılar karşısında sessiz olduklarını görüyoruz. Türk devletinin Menaz köyündeki saldırı, Rus kampına yaklaşık bir kilometre uzaklıkta gerçekleşti. Onlarda bu saldırılara göz yumdular ve çıkarları doğrultusunda hareket ettiler. Rusya, Ukrayna'ya yönelik saldırılarında Türk Devleti’ni yanına almak istiyor. Amerika’da Türkiye'nin NATO'da kalması için zaman zaman saldırılara ses çıkarmıyor. Öyle anlaşılıyor ki Türk Devleti garantörlerin desteğiyle bu saldırıları gerçekleştiriyor. Garantörler de özyönetim projesinin Ortadoğu halkları için yeniden bir diriliş olduğunu biliyor bu nedenle karşı çıkıyorlar. Tekrar Ortadoğu’da egemen olmak istiyorlar. Bu nedenle de özyönetim projesinin onların etkisinde olmasını istiyorlar. Yani onlarda insanlık değerlerine göre değil, kendi siyasi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar.”
TÜRKİYE’NİN KOBANÊ HAZIMSIZLIĞI!
Seçimlerden önce Rojava’ya yönelik saldırı olasılığı olduğunu söyleyen Xoce, saldırılarda ilk hedeflenecek yerin Kobanê olacağını belirtti. Kobanê’nin Kürtler için anlam ve önemine vurgu yapan Xoce, “AKP iktidarı, Türkiye'nin iç krizlerini Rojava’ya saldırarak çözmek ve seçimleri kazanmak istiyor. Onların projesi Kobanê'ye saldırmaktır. Kobanê direnişin simgesidir, tarihte Kürtler adına çok önemli bir rol oynamıştır. Rêber Apo 1979'da Kobanê’den geçti, halkı yurtseverdir. Kürdistan’ın her tarafından Kürtler gelip DAİŞ’e karşı Kobanê de şehit olmuştur. Bu nedenle de ilk olarak Kobanê'ye saldıracaklardır. Kobanê’yi işgal edip Efrîn ve Cizîr kantonlarını birbirinden ayırıp buradaki kazanımları yok etmek istiyorlar” diye belirtti.
ÖZERK YÖNETİM SALDIRILARA KARŞI HAZIRLIKLI
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Kobanê halkının olası saldırılara karşı hazırlıklı olduğunu belirten Xoce, "Kobanê halkı büyük bir direniş tecrübesine sahip. Kobanê halkı nasıl karşılık vereceğini çok iyi biliyor, yurtseverliğine sonuna kadar bağlı. Kobanê halkı böyle düşünüyor ve böyle hareket ediyor. Özerk Yönetim ve Kobanê halkı bir arada. Özerk Yönetim de saldırılara karşı hazırlıklıdır ve bu saldırılara sonuna kadar karşılık verebilecek güçte. Savunma konusunda her şey hesaplanmıştır” dedi.
‘KÜRTLER ARTIK İRADESİNİ TANIDI’
Saldırılar karşısında Kürt halkının birliğinin önemli olduğuna dikkat çeken Xoce, şöyle devam etti: “Kürt halkının kaderi birdir. Kobanê direnişinde bu ispatlandı. Bugün Kürt çocukları Kurdistan'ın dört parçasında savaşıyorlar. Bakur’un çocukları Rojava’da, Rojava’nın çocukları Bakur’da şehit oluyor. Eğer Kürt halkı bu saldırılara karşı bir olursa, büyük kazanımlar elde edebileceğini gördük. Kürtler büyük oranda ulusal birliğini sağlamış durumdalar. Ama ihanet çizgisi de var. KDP ihanet içerisinde. Türk Devleti her sıkıştığında onları çağırıyor, onlarda Türk Devleti’nin isteklerine hiç itiraz etmeden kabul ediyorlar. Türk Devleti ile iş birliği içerisine giriyorlar. Ancak Kürt halkının hakikati, ihanetten daha büyüktür. Kürt halkı artık iradesini tanımıştır. Önder Apo’nun izinde kendilerini çok iyi eğitmişler ve bu iz bizi zafere götürecek.”
MA / Mahmut Altıntaş