Abdullah Öcalan: Komployla Kürt gerçekliğinin tasfiyesi amaçlandı

img
HABER MERKEZİ - Kendisine dönük uluslararası komplonun NATO tarihinin en önemli operasyonu olduğuna dikkati çeken PKK Lideri Abdullah Öcalan, kaleme aldığı son kitabında komployla hedeflenin "Kürt gerçekliğinin tasfiyesi" olduğunu vurguladı.  
 
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) karşısında en büyük engel olarak görülen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo 26’ncı yılına girdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) koordinatörlüğünde NATO Gladiosu ve Almanya tarafından PKK’nin “terör listesine” alınmasıyla 1985’te devreye konulan komplo, 1990’larda İngiltere, 1996’dan itibaren İsrail ve Yunanistan’ın dahil edilmesiyle devam etti. Komplo, 1996 yılında Abdullah Öcalan’ın imha edilmesi planının boşa çıkmasıyla Suudi Arabistan, Mısır, İran, Suriye, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Fransa, İtalya, Hollanda, Rusya’nın ortaklığında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Şam’dan çıkmasıyla tasfiye planıyla sürdürüldü. Son olarak 1999’da İsviçre ve Kenya’nın ortaklığında 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilen Abdullah Öcalan, bu süreci NATO Gladiosu’nun en büyük operasyonu olarak tanımladı. Nitekim ABD istihbarat örgütü Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) komploya dair “Terörizme karşı bir operasyon başarısı” açıklaması, Abdullah Öcalan’ın komploda ABD’nin koordinatör olduğu tespitini doğruladı. 
 
Kendisine yönelik komplonun Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesinde kilit adımlarından biri olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı Adası’nda kaleme aldığı ‘Demokratik Uygarlık Manitestosu’nun 5’inci cildi olan ‘Kürt Sorunu ve Demokratik Uygarlık Çözümü’ kitabında, komplonun başlangıcı olan Suriye’den çıkış süreci ve komplonun uluslararası boyutunu ele aldı.
 
KÜRT GERÇEKLİĞİNİN TASFİYESİ 
 
Suriye’den çıkışının NATO-Gladio operasyonuyla bağlantılı olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, ABD ve İsrail’in siyasi çözümden yana olmadığını, düşük yoğunluklu olsa da savaşın devamı ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edildiğini söyledi. Ortadoğu’da kontrolün sağlanması için savaşın devamının istendiğini kaydeden Abdullah Öcalan, küresel güçlerin bu yola Türkiye’yi pasifize ederek, kendi planlarını uygulamak istediklerini vurguladı. Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eski başbakanlar Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in de bu planlara dikkat etmemeleri nedeniyle düşürüldüklerini dile getiren Abdullah Öcalan, “Düşürülmelerinin ölümle sonuçlanıp sonuçlanmaması, savaş yanlıları için o kadar önemli değildi. Zaten savaşın içindeydiler. Savaşla sonuna kadar devam ederek, önlerine çıkan her engeli devirip amaçlarına ulaşmak istiyorlardı. Buna Kürt gerçekliğinin askeri yoldan tamamen tasfiyesi, bir nevi soykırım da dahildi. Hegemonik güçler klasik İttihat ve Terakkici çizginin devamı olan bu anlayışın arkasında durmadıkça, asla başarı şansları olamazdı. Onlar da bunu bildikleri için ABD, İngiltere ve İsrail’in desteğine mutlak gereksinim duyuyorlardı. 1998’de Suriye’den çıkışımda bu destek sağlanmıştı” diye belirtti.
 
NATO-GLADİO ÇİZGİSİ GÖRÜLMELİ
 
1990’ların başında ABD ve İngiltere’nin, 1996’da ise İsrail’in mutlak desteğinin alındığını söyleyen Abdullah Öcalan, Türk eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in İngiltere’ye ilk ziyaretinin ardından “PKK’nin tasfiyesi için bize yeşil ışık yakılmıştır” açıklamasının da bu gerçekliği ifade ettiğini vurguladı. Sonraki süreçte sadece Kürtlere ve PKK’ye yönelik imha saldırılarıyla yetinilmediğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Cumhurbaşkanını katletmeye, hükümet değişikliklerine, ordu içi tasfiyelere, topluma yönelik pasifikasyon hareketlerine, bir dizi aydın ve işadamına yönelik suikastlara, kitlesel katliamlara ve medyanın teslim alınmasına varana kadar hangi korkunç olaylar ve çatışmaların sahnelendiğini iyi bilmekteyiz. Eksik olan şey, tüm bu olayların zincirleme bağlantılar içinde olduğunu anlamaktır. NATO’ya girişinden 1998’e kadar Türkiye’nin yaşadığı tüm önemli siyasi ve sosyal olayların temelindeki kalın NATO-Gladiocu çizgiyi görmeden, hiçbir önemli olayı, çatışmayı ve suikastı doğru olarak çözemeyiz. Özde halkların özgürlük, eşitlik ve demokrasi isteklerine karşı bir NATO’cu savaş açılmış ve bu savaşın son halkasına 1998’deki Suriye’den çıkışım eklenmiştir” diye konuştu.
 
ÇIKIŞ SENARYOSUNDA KİM ROL OYNADI? 
 
Suriye’den çıkışında önünde iki yol olduğunu belirten Abdullah Öcalan, hesapta olmamasına rağmen Yunanlı heyet ile yapılan görüşmelerin ardından rotanın Atina’ya çevrildiğini kaydetti. PKK Lideri, “Bir fırsattı ve oradaki dostların ciddiyetine inanarak bu fırsatı değerlendirmekten kaçınmadım. Eğer karşılaştığım tablodaki gibi olduklarını bilseydim, kesinlikle çıkış yapmazdım. Burada sorulması gereken soru şudur: Yunanistan’da da çok güçlü olduğu bilinen Gladio bölümü mü acaba bu çıkış senaryosunda rol oynadı? Bu konunun araştırılması gerekiyor. Türkiye’ye teslim edilmemde ABD’nin Türk yönetimiyle sağladığı uzlaşmada, Yunanlılarla olan sorunların çözümünde ilke anlaşmasına varılmış, en azından bu doğrultuda söz alınmış olması ihtimal dahilindedir. Özellikle Ege ve Kıbrıs sorununun çözümünde bu yönde niyet belirtmeleri kuvvetli bir ihtimaldir. Türkiye’nin bu konuda sınırsız tavizkâr tutum içinde olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.
 
ATİNA’YA İNİŞ: DOSTLAR ORTALIKTA YOKTU
 
Suriye’de 9 Ekim 1998’de bindiği uçağın Yunanistan’ın başkenti Atina’ya iniş yapmasıyla Yunan İstihbarat Teşkilatı eski üyesi olan, uzun süre Türkiye’de de kalan NATO’da görevli subay Savvas Kalenderidis ile karşılaştığını belirten Abdullah Öcalan, “Sözleştiğimiz dostlar ortalıkta yoktu. Tesadüfen devreye Moskova’daki ilişkimiz girdi. Bir Yunan özel uçağıyla yönümüzü Moskova’ya çevirdik. Liberal Demokrat Parti Başkanı Vladimir Jirinovski’nin yardımıyla Moskova’ya inmeyi, o sırada ekonomik kaos yaşayan Rusya’ya giriş yapmayı başardık. Fakat bu sefer karşımıza Rus İç İstihbarat Şefi çıktı. O da ‘Nuh der peygamber demez’ havasındaydı. O koşullarda Rusya’da kalamazdık. Yaklaşık 33 gün sözde gizli kaldım. Bu süre içinde hem İsrail Başbakanı Ariel Şaron, hem de ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright Rusya’ya gelmişlerdi. Rusya’da Yevgeni Maksimoviç Primakov başbakandı. Hepsi de Yahudi kökenliydi. Ayrıca dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz da devredeydi. Sonunda Mavi Akım Projesi ve 10 milyar dolarlık IMF kredisi üzerinde anlaşarak, Rusya’dan ayrılmamı sağladılar” şeklinde anlattı. 
 
ROMA GÜNLERİ: İTALYA SENARYOSU 
 
Bir sonraki durağının Roma olduğunu dile getiren Abdullah Öcalan, “Bu sefer İtalyan istihbaratının senaryosuyla bir bölümü hastanede geçen, 66 gün sürecek Roma günlerimiz başladı. Dönemin Başbakanı Massimo D’Alema’nın tavrı dürüst ama yetersizdi. Siyasi güvenceyi tam verememişti. Durumumuzu yargıya terk etti. Buna öfkelenmiştim. İlk fırsatta İtalya’dan çıkma kararlılığındaydım. D’Alema son demecinde, İtalya’da dilediğim kadar kalabileceğimi belirtmişti. Ama bu bana zoraki bir tavır gibi geldi. Bu arada yanılmıyorsam ortak bir Arap girişimi oldu. Açıklamadıkları bir yere götürmek istediklerini söylediler. Resmiyeti ve güvencesi olmadığından kabul etmedim” ifadelerini kullandı.
 
‘RUSYA’YA İKİNCİ GİDİŞ HATAYDI’ 
 
Rusya’ya ikinci gidişinin hata olduğunu belirten Abdullah Öcalan, şöyle devam etti: “Bu hatada Numan Uçar’ın laçka tavrının rolü vardı. Bu kişinin içyüzünü halen tam bilemediğim tavrına güvenerek yola çıktım. İçyüzünü bilseydim, kesinlikle Roma’dan çıkış yapmazdım. Yanıltılmıştım. Bu sefer Rus İç İstihbaratı beni gidişin Ermenistan’a olacağına ikna ettikten sonra havaalanına götürdü. Sanırım hazırlanan senaryo gereği havaalanında Ermenistan işinin yattığını, istersem bir haftalığına Tacikistan’a gidebileceğimi, bu bir hafta içinde alternatif yaratabileceklerini söylediler. Beni bir nevi aldatarak, bir kargo uçağıyla Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’ye indirdiler. Bir hafta hiç çıkmadan bir odada bekledik. Moskova’ya tekrar döndük. Mecburen tekrar Yunanlı dostlara başvurduk. İki gün içinde hayli maceralı, karlı soğuk bir Moskova gününden sonra yönümüzü tekrar Atina’ya çevirdik.”
 
'OLYMPOS TANRILARININ OYUNLARI' 
 
Olympos tanrılarının oyunlarına geldiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Havaalanının VIP salonundan giriş yaptım. Giriş yapmamla Cehennem Tanrısı Hades’in amansız takibinin başlaması bir oldu. Dostum Nagzakis’in eski çağın büyücü kadınlarına benzeyen kaynanasının epey dağınık evinde bir gece kalabildim. O geceden sonra bir nevi ölüm kampına doğru gidiş başladı. Tümüyle Hades devredeydi. Söylenen ve yapılan her şey sahteydi. Dürüst unsurlar yok muydu? Vardı, fakat hepsi modernite canavarı karşısında çaresizdi. Afrika’ya doğru yola çıkışta bu sefer Mandela figürü etkili oldu: Moskova’ya doğru yola çıkışta Lenin figürünün etkili olması gibi. Güya Güney Afrika’ya gidecek, hem sağlam diplomatik ilişki kuracak hem de resmi geçerli pasaport alacaktım” diye anlattı.
 
Komplo oyununda Yunan devletinin sahtekârlığının başarılı olduğunu söyleyen PKK Lideri, şunları söyledi: “Aslında tarih boyunca Yunan halkının demokrasisinin bu sahtekâr tarafından hep aldatıldığını ve büyük trajedilere duçar edildiğini bilerek yaklaşmalıydım. Dostluklara çocuk saflığıyla inanmam, bu tavrımda etkili oldu. Yunanistan’dan çıkış sırasında her iki havaalanına gidişte içinde olduğum arabanın şoförleri ayıkıp kendime gelmem ve gitmemem için yoğun çaba harcadılar. Büyük bir komplonun yürürlükte olduğunu belirtmek için ellerinden geleni yapma dürüstlüğünü gösterdiler. Muhtemelen onlar da alt düzey istihbarat memurlarıydı. Birincisi arabayı uçağa çarptırarak gidişi engelledi. İkincisi ise arabayı gizli geçmemiz gereken havaalanına yakın yerde 7 sefer dakikalarca bozulmuş süsü vererek durdurdu. Verilen sözlere o kadar güvenmiştik ki, hiç ayıkmadım. Tersine, bir an önce kaderde ne varsa görmek için aceleyle gitmek istiyordum.”
 
AVRUPA’DA 24 SAATLİK ALARM VERİLDİ 
 
Burada Minsk’e gitmek üzere Gladio’nun gizli operasyonlarda kullandığı uçağa bindirildiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Nairobi’ye gitmeden önce Minsk üzerinden Hollanda’ya geçiş yapacaktım. Yine özel uçakla Minsk’in dondurucu soğuğu altında 2 saatten fazla bekledim. Beklenen uçak gelmedi. Beyaz Rusya havaalanı polisleri uçağı dakikalarca kontrol ettiler. Bir ihtimal ve belki de son fırsat olarak beni Minsk Havaalanına bırakacaklardı. Gerisi Beyaz Rusya yönetiminin insafına kalmıştı. İlginç olan odur ki, o sırada Türk Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin de Minsk’e bir ziyarette bulunmuştu. Beklenen uçak gelmeyince, güya son fırsat da kaçmış oldu. Geriye dönüş bir nevi ‘beyaz ölümdü’. Gladio uçağı Akdeniz üzerinden süzülürken, sonraki yorumumla bu gidişi Yahudi soykırımında kurbanların tren seferleriyle taşınmasına benzetmiştim. Şahsımda bir halka uygulanan soykırım rejiminin en kritik dönemine girilmişti. NATO’nun gizli ve gerçek yüzünü bu seferler sırasında gördüm. Minsk’ten dönerken, uçağın herhangi bir Avrupa havaalanına inmemesi için 24 saatlik alarm verilmişti. Anlaşılıyor ki, o dönemde tek isyankâr devlet olan Beyaz Rusya’nın Minsk Havaalanı dışında inişi kabul edecek tek bir havaalanı bırakılmamıştı” dedi. 
 
NAIROBI’DE 'VUR EMRİ’ VERİLMİŞTİ
 
Nairobi’ye götürüldükten sonra “Uzun süre emre itaatsizlikten çatışma süsü verilmiş bir ölüm”, “CIA’nin bir dediğini iki etmeden emrine girmem ve teslim olmam” ve “Çoktan hazırlanmış Türk özel savaş timlerine teslim edilmem” şeklinde önüne üç yol konulduğunu ifade eden PKK Lideri, anlatımlarını şöyle sürdürdü: “Nairobi’deyken yanımda bulunan kişilerden Dilan tedirgin bir ruh hali içindeydi. Düşüncelerini tam açıklasaydı ve sivil toplum örgütlerini harekete geçirebilseydi, belki de komplo kısmen bozulabilir veya boşa çıkarılabilirdi. Kendisinin bir tabancayla kendimizi savunmayı önermesini yadırgamıştım. Bu bizim ve benim için intihar demekti. İntihara niyetim yoktu. Israrla silahı üzerimde taşımam için son ana kadar etrafımda fır dönüyordu. Silah üzerimde olsaydı ve çekmeye çalışsaydım, bu tavır kesinlikle ölüm demek olacaktı. Daha sonra sorgulama sırasında, silah kullanmam halinde vur emri olduğu söylenmişti. Elçilikten çıkmamın da ölüm demek olduğunu söylediler. En akıllı tavrı aldığımı belirttiler. Ne kadar doğruyu söylediler, bilemeyiz.
 
GÜNEY AFRİKAYA GİDİŞ ÖYKÜSÜ 
 
15 günlük Nairobi sürecinde Yunan Büyükelçisi George Kostoulas’ın tavrı anlaşılmaya değer. Acaba kullanılmış mıydı? Yoksa çok önceden planın bir parçası olarak mı hazırlanmıştı? Kendim bunu çözemedim. Teslim edilmemden önce kendi ikametgâhı olan eve hiç gelmedi. Elçilikten bir nevi zorla çıkarılmak istenmem yüzünden, Nairobi zebanisine biraz sert çıkıştı. Ama bu tavrı sahtekârca da olabilir. Bu sefer de güya Hollanda’ya gidiş için Pangalos (Yunanistan eski Başbakanı) Teodoros Pangalos) izin çıkarmıştı. Buna pek inanmamıştım. Çünkü Yunan özel timleri evden çıkmamam halinde zorla saldırıp çıkarmak için pusuda bekliyorlardı. Kenya polisi de aynı şeyi yapmaya hazırlanmıştı. Tabii Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gidiş çoktan bir aldatılış öyküsü olarak kalmıştı. Kiliseye, BM’ye sığınma gibi öneriler hep kuşkuluydu. Çıkmamakta diretmiştim.”
 
‘NATO’NUN EN ÖNEMLİ OPERASYONU’
 
Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998’den 15 Şubat 1999’a uzanan uluslararası komplonun ABD dışında hiçbir güç tarafından düzenlenemeyeceğini vurgulayarak, “Türk özel savaş güçlerinin (Bu güçlerin başkanı General Engin Alan’mış) bu süreçteki rolü sadece beni uçakla İmralı’ya, o da kontrollü olarak taşımaktı. Süreç kesinlikle NATO tarihinin en önemli operasyonunun gerçekleştirildiği bir süreçti. Bu o kadar açıktı ki, gidilen yerlerde hiç kimse aykırı bir tavır sergileyemiyordu. Sergileyenler anında etkisizleştiriliyordu. Büyük Rusya bile çok açık bir biçimde etkisizleştirilmişti. Yunanlıların tavrı zaten her şeyi açıklamaya yetiyordu. Roma’da kaldığım evin içinde ve dışında alınan güvenlik tedbirleri durumu oldukça açıklayıcıydı. Tutsaklığa özgü olağanüstü tedbirler almışlardı. Dışarıya adım bile attırmadılar. Özel güvenlik timleri odamın kapısına kadar her yeri 24 saat kontrol altında tutuyorlardı” şeklinde anlattı. 
 
BOP’UN İLK OPERASYONU: KOMPLO
 
PKK Lideri, komplonun Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesi olduğunu ifade ederek, “D’Alema Hükümeti sol demokrat bir hükümetti. D’Alema tecrübesizdi, kendisi yalnız başına karar alamadı. Tüm Avrupa’yı dolaştı. İngiltere ona kendi öz kararını alması gerektiğini belirtti; kendisine pek dayanışma göstermedi. Brüksel’in tavrı net değildi. Sonuçta yargıya havale edildik. Bu tavırda Gladio’nun etkisini görmemek mümkün değildi. Zaten İtalya Gladio’nun en güçlü olduğu ülkelerden biriydi. Berlusconi tüm gücünü harekete geçirmişti. Kendisi Gladio’nun adamıydı. İtalya’nın beni kaldıramayacağını bildiğim için ayrılmak zorunda kalmıştım. Tabii Türkiye bunun karşılığında ABD ve İsrail’in en güvenilir ama en uydu ülkesi haline getirilmişti. Çılgınca küreselleştiği iddia edilen süreç, aslında Türkiye’nin küresel finans kapitalizmine peşkeş çekilmesi öyküsünden başka bir şey değildi. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilişinin kilit adımlarından biri ve ilki bana yönelik olan operasyondu. Ecevit’in ‘Öcalan’ın niçin teslim edildiğini bir türlü anlamadım’ demesi boşuna değildi. Birinci Dünya Savaşı nasıl Avusturya Veliahdının bir Sırp milliyetçisi tarafından vurulmasıyla başlatıldıysa, bir nevi Üçüncü Dünya Savaşı da bana yönelik operasyonla başlatılmıştı. Operasyondan sonraki süreci anlamak için operasyon öncesinde ve sırasında olup bitenleri iyice anlamak gerekir” dedi. 
 
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NIN BAŞLANGICI 
 
ABD Başkanının Özel Danışmanı General Galtieri’nin operasyonu Clinton’ın emriyle yönettiklerini yönündeki açıklamasını hatırlatan Abdullah Öcalan, komployla ile başladığını belirttiği Üçüncü Dünya Savaşı’nın gerçek olduğunu, ağırlık merkezin ve kültürel ortamının Ortadoğu coğrafyası olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, “Sadece ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın yoğunluk merkezi olan Irak’ta yaşananlar bile buradaki savaşın bir ülke ile ilgili olmadığını, dünya hegemonik güçlerinin çıkarları ve varlığı ile ilgili olduğunu gayet iyi açıklamaktadır. Bu savaş ancak İran’ın tamamen etkisizleştirilmesi, Afganistan ve Irak’ın istikrara kavuşturulması, Çin’in ve Latin Amerika’nın tehdit olmaktan çıkarılmasıyla sonlandırılabilir. Dolayısıyla savaşın daha ortalarındayız. Kesin bir şey söylemek sosyal bilimler açısından doğru olmasa da savaş en az 10 yıllık (NATO’nun son stratejik planları da 10 yıllık bir süreyi öngörmektedir) bir süre daha devam edebilir. Bazen diplomasi, bazen şiddet yoğunlaşacaktır. Gündeme şiddetli ve kontrollü ekonomik krizlerle müdahale edilecektir. Alanların önceliği değişecek, ama şöyle veya böyle savaş komple olarak birçok alanda cereyan edecektir. Ancak savaşın bu temel doğası göz önüne getirildiğinde, bana yönelik 1998 operasyonunun neden uluslararası çapta yürütüldüğü ve NATO’nun en büyük Gladio operasyonu olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Şüphesiz büyük savaşlarda hep hegemonik güçler kazanmazlar, halklar da çok şey kazanabilirler. Hatta hegemonik güçler sistemsel kaybedebilir, halklar sistemsel kazanabilirler” tespitinde bulundu.
 
MA / Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

14/02/2024
16:29 Adalet Nöbeti: 15 Şubat uluslararası komployu kınıyoruz
16:11 Licik'te sorumlular hakkında suç duyurusu
15:53 Maden faciasının yaşandığı köyün sakinleri: Yalnız ve korunaksızız
15:33 Hatimoğulları facianın yaşandığı Licik'ten seslendi: Hesabını soracağız!
15:21 Özgürlük Yürüyüşçüleri Riha’da: Zafer özgürlüğü için yola düşen Kürt halkının olacak
15:14 Erdoğan 'katil' ve' 'darbeci' dediği Sisi ile yan yana
14:51 DEM Parti Gençlik Meclisi: Baskılara boyun eğmeyeceğiz
14:42 DEM Parti Semsûr adaylarını tanıttı
14:37 Yargıtay da 'suç değil' dedi: DTK davaları çöktü
14:36 Licik için araştırma önergesi verdi
14:10 Haber-Sen: PTT dağıtımcıları Cumartesi günleri çalışmaya zorlanıyor
14:02 TMMOB: Maden işletmesi derhal kapatılmalı
13:45 Tutuklanan avukatların serbest bırakılması istendi
13:37 Özgürlük Yürüyüşçüleri Curnê Reş'te: Tek muhatap Abdullah Öcalan’dır
13:25 İstanbul’da 25 Şubat günü ‘Özgürlük Mitingi’ düzenlenecek
13:25 22 ilde 179 gözaltı
13:17 Toprak altındaki bazı işçilerin kimliği belli oldu
13:16 Erzîngan’a gidişleri engellenen DEM Partililer: Facianın sorumlusu AKP'dir
12:47 Kanal İstanbul imar planı iptal edildi
12:40 Erdoğan Sisi ile görüşmek üzere Mısır yolunda
12:26 Maden faciasına dair 4 gözaltı
12:20 Gazeteciler ters kelepçeyle gözaltına alındı
12:05 Sêwereg'te 'Özgürlük Yürüyüşü'
12:03 Tunceli Valiliği Erzîngan’a girişleri yasakladı: 4 gözaltı
11:07 Süleyman Ahmet için Irak Federal Mahkemesi’ne başvurulacak
10:37 Korkmaz ve oğlunu katleden Cemal Yılmaz tutuklandı
10:00 Amed halkı Özgürlük Yürüyüşçülerini bağrına bastı
09:55 Tutsakların ‘özgürlük’ eylemi 80’inci günde
09:54 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 113 gündür haber yok
09:48 Temelli: Öcalan'ın özgürlüğü sağlanıncaya kadar eylemler sürecek
09:28 Laura Castel: İmralı, Avrupa Konseyi topraklarında bir kara delik
09:23 Tahliyesi engellenen tutsağa sorulan soru: Ne işin var siyasette?
09:17 Doktora 'yalvarmayı' reddeden tutsak tedavi edilmedi
09:15 İmralı için başvuran Toğurlu: Öcalan'ın özgürlüğü barışın önünü açacaktır
09:10 AKP'den YRP’ye geçen aday ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ten yargılanıyor
09:07 Üniversite hastanesinde 'hastalardan zorunlu bağış alınıyor' iddiası
09:03 Av. Demir: Abdullah Öcalan'ın paradigması ezilen halklara umut oldu
09:01 Abdullah Öcalan: Halkımızın direnişi komployu boşa çıkardı
09:00 14 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:55 Amed ve Êlih’te ev baskınları yapıldı
08:44 Xeta Jinê üyesi kadınlardan Rojvelat için pankart
13/02/2024
20:54 MKM'den halk şöleni: Büyük Özgürlük Yürüyüşü selamlandı
20:41 Berecûk'te metruk bina çöktü: 1 ölü
20:37 DEM Parti: İliç’te yaşanacak her can kaybının sorumlusu iktidardır
20:35 Avukat Yıldırım’dan Licik tepkisi: Proje derhal iptal edilmeli
20:17 ‘Düzenin kendini yeniden inşa etmesindeki kırılmayı Öcalan gerçekleştirdi’
19:59 TJA’dan okuma etkinliği
19:49 DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları Erzîngan’a gidecek
19:49 DEM Parti ve CHP arasındaki görüşmeler sonuçsuz kaldı
19:42 ABB Özel Kalem Müdürünü öldüren fail tutuklandı
19:28 Mersin’de 2 kişi tutuklandı
19:10 Licê'deki gözaltılar hakkında 4 günlük gözaltı kararı
18:14 Siyanürlü göçüğe tepki: Maden kapatılmadı, kar hırsıyla faciaya davetiye çıkardı
17:39 Agîri’de büro açılışı mitinge dönüştü: Kayyımı göndereceğiz
17:35 DEM Parti: Hızır bölgemize barış, huzur ve özgürlük getirsin
17:30 Kobanê Davası: Varlığımızı yargılıyorsunuz
17:05 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Licik altın madeninde felaket göz göre göre geldi
16:32 Özgürlük Yürüyüşçüleri Dört Ayaklı Minare’de: Öcalan’ın özgürlüğünden başka yol yok
16:29 Esma Kalenderli davasında 'ağırlaştırılmış müebbet' talebi
16:20 Erzîngan'da altın madeninde siyanürlü dağ çöktü: İşçiler toprak altında
16:14 Adalet Nöbeti’ndeki annelerden komploya karşı yürüyüş
16:11 Erdoğan ile Barzani görüştü
16:05 Annesini katleden fail tutuklandı
15:20 Bagok Dağı bombalanıyor
15:07 MKG ve DFG'den tepki: Suç işlemekten vazgeçin gazetecileri serbest bırakın
15:03 Özak işçileri direnişlerini farklı etkinliklerle sürdürecek
15:01 ÇHD: Kurgu bir operasyon ile karşı karşıyayız
14:52 Antalya'da selde bir kişi hayatını kaybetti
14:29 Gever’de servisler kontak kapattı: Binlerce öğrenci mağdur
14:00 Şêx Seîd Derneği: Kürtlerin yok sayılması 1925’ten farklı değil
13:57 Interpol'ün aradığı DAİŞ'li Akkuyu Santrali’nde yakalandı
13:46 Dîlok’ta erkek şiddeti: Gülhan Korkmaz ve oğlu katledildi
13:44 Bakırhan'dan iktidara: Çözüm iradeniz varsa buyurun
12:47 Bahçeli, DEM Parti üzerinden CHP'yi hedef aldı
12:38 Mersin’de 9 kişi gözaltına alındı
11:50 Avukatlardan İmralı'ya gitmek için başvuru
11:38 Akbıyık'ın ifadeleriyle yargılanan Ada beraat etti
10:47 Amed'de saatler süren ‘Özgürlük Yürüyüşü’ coşkusu
10:43 İstanbul’da ev baskınları
10:36 Özgürlük Yürüyüşü kolları 13 gün sonra birleşti
10:12 İzmir’de gazeteciler gözaltına alındı
09:44 Gürsel Tekin partisinden istifa etti
09:44 Rojnews editörü Süleyman Ahmet 112 gündür KDP istihbaratının elinde
09:20 'Özgürlük Yürüyüşü'nün iki kolu Amed'de buluşuyor
09:17 Cezaevlerindeki açlık grevi 79'uncu gününde
09:15 Bakırhan: Halk çözüm istiyor, bu Öcalan’la mümkün
09:08 AKP’li belediye Kürtlere suyu bile çok görüyor!
09:07 4 kayyım ve 3 ihale gören köprünün ışıklandırmasına 6 milyon harcandı
09:03 Abdullah Öcalan’ı anlattı: Hep okur, eşit yaşamı savunurdu
09:01 Abdullah Öcalan: Komployla tipik bir İsrail-Filistin ikilemi yaratılmak istendi
09:00 13 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:42 Antalya'da sel: 5 ilçede eğitime ara verildi
08:09 Motorine zam
12/02/2024
21:52 Wan'da Abdullah Öcalan’ın dev posteri köprüye asıldı
21:34 Amed'de 'Özgürlük Yürüyüşü'ne çağrı
20:59 Özgürlük Yürüyüşçülerinin halk toplantıları sürüyor
20:48 Tacizciye karşı öz savunma uygulayan Sevde Ünal tahliye edildi
20:11 Saldırıya uğrayan özel kalem müdürü yaşamını yitirdi
19:50 Hatimoğulları: İstanbul’un kaderini DEM Parti değiştirecek
19:43 Rojvelat Kızmaz Hermês köyünde defnedildi
18:45 Özgürlük Yürüyüşü Bismil’in tüm sokaklarına yayıldı
18:15 Ölüm orucundaki Kaya için İHİK’e başvuru yapıldı
18:09 Gözaltına alınan Turan tutuklandı
18:07 Seçim anketi: DEM Parti oyunu artırdı
18:06 Patronun kardeşi sendika başkanı Alagöz'ü yaraladı
17:57 Dersim’de şiddet raporu: 119 dava açıldı
17:42 Gazeteci Kibriye Evren serbest bırakıldı
17:40 Hazine 24,8 milyar lira borçlandı
17:39 Kobanê Davası: Kürt kadın mücadelesinin sembol isimleri hatırlatıldı
17:09 Amed’de yarın yapılacak olan yürüyüşe davet
17:04 SYKP’nin yeni eş genel başkanları belli oldu
17:02 Kelepçeli muayene dayatmasını kabul etmeyen tutsaklara işkence
16:41 Özgürlük yürüyüşçülerinden Adalet Nöbeti'ne ziyaret
16:05 Amed ilçelerinde 'Özgürlük Yürüyüşü'
15:51 İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırı davasında mütalaa çıktı
15:29 Dêrsim'de ittifak kuruldu: Hep birlikte başaracağız
15:12 Mehmet Sincar katledildiği yerde anıldı
15:10 Rojvelat Kızmaz Hermês köyünde toprağa verilecek
15:03 Tutsaklar: Tecrit sürerse eylemimizi bir üst aşamaya taşıyacağız
14:44 İHD İzmir Şubesi seçim tutum belgesi açıkladı
14:38 Mêrdîn'de çatışmada yaralanan askerler hastaneye getirildi
14:24 İçeriğinde Öcalan ve İmralı geçen mektuplara el konuldu
14:17 Tarihi kaleden Abdullah Öcalan'ın sözleriyle seslendiler
14:15 Mülakat uygulamasına karşı Ankara’ya yürüyecekler
14:06 Tutsak Ölbeci: Bu dava DAİŞ başarılı olmadığı için açıldı
13:38 Beton mikseri altında kalan kadın yaşamını yitirdi
13:31 Karalar'ın özel kalemine silahlı saldırı
13:27 Koçyiğit: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sorunun çözülmesinin ilk adımı olur
13:24 ÇHD'li avukatların tutuklanmasına tepki
12:29 Rojvelat Kızmaz’ın cansız bedenine ulaşıldı
12:09 Adana'da gözaltına alınan gençler serbest
12:06 Fincancı’dan iddialara yanıt: İşkenceyi meşrulaştıran ifadeler hepimiz için tehlikeli
11:51 Qers kolu Êlih’te: Kürt halkı değerleri ile var, o değer de Öcalan’dır
11:48 Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ihalesi iptal
11:42 Gazetecilerin duruşması ertelendi
11:08 Geniş tanımlı işsizlik yüzde 24,7'ye yükseldi
11:07 Özgürlük Yürüyüşçüleri: Mücadeleye kadınlar öncülük ediyor
10:54 Özgürlük Yürüyüşçüleri Şemrex'de: Zaman özgürlük zamanı
10:48 Wan’da ev baskınları
10:28 KDP'nin alıkoyduğu gazeteciden 111 gündür haber yok
10:22 Tutsaklar 78 gündür açlık grevinde
09:55 Amara’ya yaklaştıkça Özgürlük Yürüyüşü'nde heyecan arttı
09:40 Federe Kurdistan Bölgesi'nde gazetecilik: Kaçırılma, gözaltı, tutuklama
09:25 Tokat’tan Adalet Nöbeti’ne katıldı: Türk anneleri de elini taşın altına koymalı
09:08 Xwebûn’un 217’nci sayısı çıktı
09:05 Abdullah Öcalan: Komployla Kürt gerçekliğinin tasfiyesi amaçlandı
09:03 Campbell: Kapitalist ülkeler Abdullah Öcalan’ı tehdit olarak görüyor
09:01 Salih Müslim: Öcalan özgür olmadan yaptığımız her şey eksik kalır
09:00 12 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:39 İsrail'den Refah'a saldırı: Onlarca ölü