ANKARA - Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan DEM Partili Saruhan Oluç, bütçeyi Saray’da hazırlayan sistemin değişmesi gerektiğini belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ekonomi Komisyonu Eş Sözcüsü Saruhan Oluç, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 2025 Merkezi Yönetim Bütçesi’ne dair konuştu.
Bütçelerin aynı zamanda iktidarların siyasi, ekonomik ve sınıfsal tercihlerini gösterdiğini belirten Oluç, “İktidarlar yaptıkları bütçelerle kimlerden, hangi sosyal kesimlerden, hangi sınıflardan ne şekilde ve ne oranda kaynak toplayacaklarını belirlerler ve topladıkları bu kaynakları da kimlere, nasıl aktaracaklarını belirlerler. Dolayısıyla bunu ilan ederler aslında. Yani basit bir ifadeyle bütçeler, bir siyasi iktidarın toplumda yaşayan kimlerden yana olduğunu gösterir” diye belirtti.
'SİSTEMİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR'
Yurttaşların bütçe yapma hakkının kutsal bir hak olduğunu ancak Türkiye'de var olan sistem ile bu hakkın sınırlandırıldığını ifade eden Oluç, “Bunu her seferinde konuşuyoruz, tartışıyoruz çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi aslında Meclis’i de baypas eden, bütçe hazırlamasını sağlamayan bir sistemdir. Bu sistem bütçeyi Saray’da yapmayı uygun gören bir sistemdir. Bunu eleştirmeye devam edeceğiz. Bu sistemin değişmesi gerekiyor” dedi.
GELİR DAĞILIMI
Oluç, konuşmasının devamında şunları belirtti: "Bu bir tercih aslında. Bu politik ve ekonomik bir tercih. TÜİK'in açıkladığı gelir dağılımı istatistiklerine baktığımızda; en yoksul yüzde 20'lik kesimin toplam gelirden aldığı payın azaldığını, en zengin yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı payın arttığını görüyoruz. Gerçekten en zengin yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay 16 yılın zirvesine çıkmış vaziyette. Geçtiğimiz yıl yani sadece 7-8 yıl değil 16 yılın zirvesine çıkmış vaziyette. Buna karşılık en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay da yüzde 6'ya kadar gerilemiş ve düşmeye devam ediyor.
SERVET EŞİTSİZLİĞİ
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’deki servetin yüzde 40’ı sadece yüzde 1’lik bir kesimde toplanıyor. Bu inanılmaz bir rakam, gerçekten inanılmaz bir rakam. Yani Türkiye'de nüfusun en zengin yüzde 1'inin toplam servetten aldığı pay yüzde 39,5. En zengin yüzde 5'lik kesimin toplam servetten aldığı pay yüzde 59,2, nüfusun yüzde 95'lik kesiminin aldığı pay ise sadece yüzde 40,8. Bu verilerle adaletsizlikler ülkesini nasıl yarattığınızı anlatmaya çalışıyorum. Servet eşitsizliği de bu şekilde.
Eşitsizliğe maruz kalan bölge Kürt coğrafyasıdır. Sayın Başkan, Kürt coğrafyasında bu konulardaki adaletsizlikler Batı'yla karşılaştırıldığında inanılmaz yüksek. Kürt coğrafyasına yönelik çok ağır bir eşitsizlik dalgasının sizin iktidarınız döneminde sürdüğünü görüyoruz ve biliyoruz.
EMEKÇİ ÖDÜYOR SERMAYE ÖDEMİYOR
Vergiler açısından bakalım. Yani esas itibarıyla bu tercihlere bakalım. Burada da çok net biçimde bir şeyi görüyoruz. Dolaylı vergilerde herhangi bir azalma ortaya çıkmıyor. Bakın, KDV’den ve ÖTV'den elde edilecek gelir son derece yüksek. KDV'den elde edilecek gelir neredeyse toplam gelirin yüzde 32’sini oluşturuyor. Yani dolaylı vergiler azalmıyor, artmaya devam ediyor. Ne oluyor, kim ödüyor dolaylı bir vergiyi? İşte, işçi, emekçi, toplumun her kesimi ödüyor KDV’yi ve ÖTV’yi.
SAVAŞ BÜTÇESİ
'Savunma ve güvenlikçi politikalar' adı altında bütçenin, bu ülkenin kaynaklarının çok önemli bir kısmının ayrıldığını görüyoruz. Bu ciddi bir sorun esas itibarıyla. Yani geçen yıl yaklaşık 40 milyar dolar civarındaydı topladığımızda savunma, silahlanma ve güvenlikçi politikalar doğrultusundaki harcamalar, bu yıl yaklaşık 47 milyar dolara tekabül ediyor. Bu da oldukça yüksek bir oran.”