AMED - DBP ve TJA, Kent Uzlaşısı ile seçilen Esenyurt Belediye başkanının yerine kayyım atanmasına tepki göstererek, halkın iradesine yönelik darbeyi kabul etmeyeceklerini belirtti.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad-TJA) Kent Uzlaşısı ile Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyım atanmasına ilişkin yazılı açıklamada yapıldı.
DBP tarafından yapılan açıklamada, Esenyurt’a kayyım atanmasının AKP-MHP iktidarının Kürt halkının iradesine ve belediyelerine yönelik uygulamaya koyduğu kayyım politikasının Türkiye'ye yayılmasının sonucu olduğuna dikkat çekildi.
‘BARIŞ SÖYLEMİ HAMASETTEN ÖTE DEĞİL’
AKP’nin irade gaspı ve kayyım politikasından sonuç alamadığı hatırlatılan açıklamada, “Türkiye'yi kayyım siyaseti ile yönetmek isteyen AKP-MHP iktidarı, halk iradesinin siyasal ve toplumsal meşruiyetini yok saydığı gibi, ülkeyi de artık yönetemeyeceğini adeta itiraf ediyor. Halkın seçme ve seçilme hakkını gasp ederek, halkın iradesini tanımayan AKP-MHP iktidarının toplumsal barıştan değil de aksine toplumsal kaostan beslendiğini görüyoruz. Bu gerçekliği bizler aylar öncesinde Wan Büyükşehir Belediyesi ve Colemêrg Belediyesi’nde de deneyimledik.31 Mart yerel seçimleri iktidarın darbeci aklına ve siyasetine güçlü bir cevap olmuş, kayyım siyasetini boşa çıkarmıştır. Kürt halkının Kürdistan’da ördüğü direniş, kent uzlaşısının halkın iradesini esas alan, ortak yaşamı ören Üçüncü Yol Siyaseti bu darbe ile hedef haline getirilmiştir. Bu darbe aslında toplumsal barış söyleminin perdesini kaldırmış, bu söylemin hamasetten öte olmadığını da göstermiştir” denildi.
Siyaseti güvence atına alacak şeyin 3’üncü yol anlayışı olduğu vurgulayan DBP, “Geçmişten günümüze uzanan ve bugün hala varlığını sürdüren ‘tek ulusa, tek inanca, tek cinsiyete hizmet eden’ bu sistem Türkiye halklarının ihtiyaçlarına artık cevap olamamaktadır. Bizler çok iyi biliyoruz ki; güçlü bir demokratik siyaset hattı kurulup güçlendirilmediği sürece halkın iradesinin darbe mekanizması tehdidi altında olacaktır. Bu nedenle önemle Üçüncü Yol siyasetine dikkat çekiyor ve demokratik siyasetin geleceği için bu ısrarımızı sürdürüyoruz. Esenyurt örneği de bir kez daha siyaseti demokratik kılacak ve halkın iradesini güvence altına alacak anlayış Üçüncü Yol Siyasetidir. Bu gerçekliği inkar veya görmezden gelmek kayyım siyasetine ve darbe mekaniğine hizmet etmektir” diye belirtildi.
TJA: SESİMİZİ YÜKSELTELİM
TJA da Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasını “düşman hukuku” olarak değerlendirdi. TJA tarafından yapılan açıklama şöyle: “İktidarın kadın düşmanı, Kürt düşmanı politikalarının bir sonucu olan kayyum rejimi bu sefer de İstanbul’da uygulanmıştır. Kent uzlaşısı ile tüm halkların irade beyanı göstererek seçtiği Ahmet Özerle ilgili oluşturulan dosya bir FETÖ taktiğidir. Kadın aktivistleri, demokrasi güçlerini, özgürlük yanlısı devrimcileri kumpaslarla tutuklayanlar bugün tarihten ders çıkarmamış olanlardır. Daha önce de kayyum atayanlara en büyük cevabı halk vermiştir. Seçimde irade beyanı göstererek mevcut iktidarı kabul etmediğini göstermiştir. Tarihi tekküre götürerek sonuç almak isteyenler bu yanlıştan vazgeçmelidir. Günlerdir ülkede iç barışı tesis etmekten söz eden iktidar sözünü politikalarıyla buluşturmalıdır. Bu ülkede toplumsal barışın yegâne yolu demokrasi ve adalettir. Kadınlar bu arayıştan vazgeçmeyecektir. Kadın ve demokrasi düşmanı iktidar bilsin ki bu gaspınıza, tek adam diktasına boyun eğmeyeceğiz. Kadınlar Kürtler ve Türkiye halkları birleşecek, birleşerek kazanacaktır. Tüm kadınlara ve Türkiye halklarına çağrımızdır bu hukuksuzluk karşısında bulunduğumuz her yerde itiraz sesimizi yükseltelim.”