DEM Parti’den 10’uncu Yargı Paketi’ne şerh

img
ANKARA - DEM Parti, toplumun taleplerini karşılamayan 10’uncu Yargı Paketi’ne muhalefet şerhi düştü. Şerhte, barış arayışlarındaki başarısızlığın siyasi tutsaklara yönelik ayrımcılıktan kaynaklandığı belirtilerek çözüm için ayrımcılığın aşılması gerektiği vurgulandı. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adalet Komisyonu üyeleri Dilan Kunt Ayan, Zülküf Uçar ve Onur Düşünmez, 10’uncu Yargı Paketi’ne dair muhalefet şerhi düştü.
 
Kürt sorunun çözümü bağlamında devam eden tartışma ve gelişmelere dikkat çekilen şerhte, “Bu hem ortak geleceğe olan inancın toplumsallaştırılması hem barış adımlarının amacına ulaşmasının ön koşuludur. Sürecin zemini de bu esaslar üzerinden oluşmalıdır. Ancak eldeki kanun teklifinin bu gerekleri karşılamaktan uzak olduğu açıktır” denildi.
 
Şerhte, siyasi tutsakların tahliyesinin, “Barış için güçlü ve ikna edici adım” olarak nitelendirildi. Şerhte, “En temel beklenti olmasına rağmen karşılıksız bırakılmıştır. Sorunu tanımak ve çözüm için sorumluluk almak, barış arayışının kilometre taşıdır. İnfaz alanında bu tanımanın öncelikli muhatabı da siyasi mahpuslardır. Nitekim barış arayışlarının başarısız olmasında bugüne dek siyasi mahpuslara uygulanan ayrımcı norm ve uygulamalar başlıca sebeplerden biri olmuştur. Sorunun kaynağı bu gerçekliktir; çözüm ise bu ayrımcılığı aşmaktan geçmektedir” ifadelerine yer verildi.
 
‘BARIŞA ZARAR VERİR’
 
Şerhte, şu ifadelere yer verildi; “Barış arayışlarında kanuni düzenlemeler, barış iradesinin somutlaşması olmak zorundadır. Bu iradenin gücü, meşru tabanı ve garantisi de toplumsal katılım ve konsensüstür. Kanuni düzenlemelerin ayrımcı kuralları içermesi ölçüsünde barış iradesinin zarar göreceği her an akılda tutulması gereken bir gerçekliktir. Aylarca toplumda yaratılan adil ve eşitlikçi infaz düzenlemesi umuduna karşılık meclise sunulan paketin toplumsal barış iradesini destekleyen bir yetenekte olmadığı ifade edilmelidir. Eldeki teklif siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı yaklaşımın yanında toplumsal umut ve barış ilişkisini de göz ardı eden bir muhtevaya sahiptir.
 
TOPLUMSAL İRADEYE DAYANMALI
 
Kanunların en geniş toplumsal katılıma dayanması, demokrasinin genel bir ilkesidir. Barış süreçlerinde bu ilke alternatifsiz bir öneme ulaşmaktadır. Unutulmamalıdır ki barışı sağlayan siyasi özneler olsa dahi sürdürecek olan toplumdur. Bu sebeple toplumsal onay ve katılım, istikrarlı barış sürecinin gereği ve meşruiyet ölçütüdür. Kanun tekliflerinin hazırlanması da bu doğrultuda, toplumsal iradeye dayanmalı ve toplumsal beklentileri yansıtmalıdır.
 
İVME KAZANDIRIR
 
Siyasi mahpusların tahliyesi, demokratik toplum ve barış sürecinin ivme kazanması ile özdeştir. Bu, retorik bir ifade olmanın ötesinde olgusal bir gerçekliğe işaret etmektedir. Nitekim siyasi mahpusların, demokrasinin ve onurlu barış stratejisinin uygulanma ve toplumda kök salma yöntemlerine dair güçlü bir yoğunlaşmaları söz konusudur. Özetle, demokrasinin teori ve pratiğine dair derin yoğunlaşmaları sayesinde siyasi mahpusların demokratik toplum inşasında merkezi bir katkısı olacaktır. Tahliyelerinin önemli bir gerekçesi de bu şekilde anlaşılmalıdır.
 
CESUR ADIMLARA İHTİYAÇ VAR
 
Barışın inşası cesur adımlara bağlıdır. Hükümet bu cesaret ve sorumluluğun öznesi olarak davranmak zorundadır. Eldeki teklif bu sorumluluğu yansıtmaktan uzaktır. İnfaz rejimine hakim olan ayrımcı anlayışın değişmesine dair bir öngörü taşımayan teklif, ceza hukukunda çözüm olarak ceza miktarını artırmayı önermektedir. Bu yönüyle cezalandırma yaklaşımına yaslanan asırlık refleksi sürdürmenin izlerini taşımaktadır. Çözüm ceza ile terbiye etmek değil, suç sebeplerini ortadan kaldırmak, ahlaki ve politik dönüşümü geliştirmektir.
 
 BEKLENTİYİ KARŞILAMADI
 
Türkiye'de her infaz düzenlemesi kamuoyunda yoğun ilgiyle karşılanmakta; mahpuslar, aileleri ve geniş halk kesimleri bu tür yasal değişiklikleri adaletin yeniden tesisi yönünde bir fırsat olarak görmektedir. Bunun temelinde, Türkiye’de adalet sistemine yönelik derin bir güven bunalımı ve ceza adaletinde yaşanan yapısal kriz yatmaktadır. Toplumsal adaletin en fazla sorgulandığı yerlerden biri olan cezaevleri, toplum vicdanındaki adalet duygusunun aynası haline gelmiştir. İşte bu sebeple 10. yargı paketinin özellikle de ceza infaz sistemini etkileyen maddeleri büyük bir umutla beklenmiş ancak paket bu beklentiyi karşılamamıştır.
 
EŞİTLİK İLKESİ VURGUSU
 
Kovid-19 salgını döneminde çıkarılan geçici infaz düzenlemeleriyle, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce cezası kesinleşmiş mahpuslara yönelik 3 yıl erken tahliye imkânı getirilmiştir. Ancak aynı tarihte dosyası henüz kesinleşmemiş olan mahpuslar, aynı suçu işlemiş olsalar dahi bu düzenlemeden yararlandırılmamıştır. Bu durum, hem hukuk devleti ilkesine hem de eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Anayasa'nın 10. maddesi uyarınca, kanun önünde eşitlik temel bir ilkedir. Aynı suçtan yargılananlar arasında yalnızca yargılamanın tamamlanma zamanına göre bir ayrıma gidilmesi, nesnel ve makul bir nedene dayanmamakta; benzer durumda olanlar arasında keyfi bir farklılık yaratmaktadır. Örneğin, aynı dosyada yargılanan sanıklardan biri cezası erken kesinleştiği için tahliye edilirken, diğerinin davası uzun sürdüğü için bu haktan mahrum kalması, eşitlik ilkesini zedeleyen açık bir ayrımcılıktır.
 
10. yargı paketiyle bu eşitsizliğin giderilmesi ve İnfaz Kanunu Geçici 10. maddenin 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen tüm suçları kapsaması beklenirken iktidar bu konuda bir adım atmamıştır.
 
EVRENSEL İLKELERE AYKIRI
 
Maalesef Türkiye’de çıkarılan hemen her infaz düzenlemesinde sistematik bir biçimde adli mahpuslar lehine genişletici hükümler getirilirken, siyasi mahpuslar bu düzenlemelerin dışında bırakılmaktadır. Bu durum yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasal bir tercihin ve zihniyetin sonucudur. Adli mahpuslar için erken tahliye, ceza indirimi ya da alternatif infaz yöntemleri tanınırken; düşüncelerinden, siyasal faaliyetlerinden veya kimliklerinden dolayı cezaevinde bulunan devrimciler, siyasetçiler, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve öğrenciler bu kapsamın dışında tutulmaktadır. Bu bilinçli ayrım, hukukun evrensel eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.
 
DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR
 
İktidar, siyasi mahpuslara karşı açık bir düşman ceza hukuku anlayışı benimsemekte; onları toplumun dışına iten, hak ve özgürlüklerini sistematik biçimde reddeden bir “istisna rejimi” uygulamaktadır. Bu rejim, hukuk devleti ilkesini aşındırmakta; cezanın sadece suçla değil, kimlikle, muhalefetle ve eleştiriyle bağlantılı hale geldiği bir adalet krizine yol açmaktadır. Bu nedenle Türkiye'de çıkarılan infaz yasaları, adaletin değil, siyasi önceliklerin bir yansıması haline gelmiştir. Gerçek bir ceza adaleti reformu için, adli mahpuslara yönelik eşitliğe aykırı, siyasi mahpuslara yönelik de istisnacı ve dışlayıcı yaklaşımın terk edilmesi, hukukun kapsayıcı ve eşit uygulandığı bir rejimin inşa edilmesi zorunludur.
 
İNFAZDA ADALET YOK
 
Teklifin 19. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun 108. maddesinde değişiklik yapılarak, ikinci defa tekerrür halinde koşullu salıverme yasağı kaldırılarak ¾ koşullu salıverme imkanı getirilmektedir. Koşullu salıverme yasağının kaldırılması, cezanın tümünü içeride çektirme yönündeki katı infaz mantığını yumuşatmakta, hükümlünün yeniden topluma kazandırılması ilkesini esas almaktadır. Ancak bu düzenleme yine sadece adli mahpuslara yönelik olup Terörle Mücadele Kanunu’ndaki tekerrür halinde koşullu salıverme yasağı düzenlemesi olduğu gibi durmaktadır. Hükmünün kaldırılmaması ve bu Kanun kapsamındaki suçlarda koşullu salıverme yasağının devam etmesi ikili bir hukuk işletildiğini göstermekte ve siyasi mahpusları infazda adaletin ve eşitliğin dışında bırakmaktadır.
 
VİCDANA AYKIRI
 
Teklifin 20. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun 110. maddesindeki özel infaz usullerinden konutta infazın uygulama alanı genişletilmiş fakat yine Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar dışlanmıştır. Çünkü 110. maddenin 9. fıkrasında bu madde hükümlerinin, ‘Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar’ hakkında uygulanmayacağı yazıldı ve bu fıkrada herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu ayrım, açıkça hukuka, insan haklarına ve vicdana aykırıdır. Bu eksik düzenleme, aynı yaş grubunda olan mahpuslar arasında yalnızca isnat edilen suçun ‘siyasiliğine’ göre farklı bir infaz rejimi öngörerek, yaşlı siyasi mahpusları insanlık dışı bir ayrıma tabi tutmaktadır.
 
SİYASİ MAHPUSLAR YAŞLANMIYOR MU? 
 
Yaşlı mahpuslar için konutta infazın uygulama alanının genişletilmesi başta sağlık hakkına erişim olmak üzere temel insan haklarına uygun ve her zaman dile getirdiğimiz bir değişikliktir. Fakat bu değişiklik yapılırken siyasi mahpusların dışlanması, akıllara şu soruları getirmektedir: Siyasi mahpuslar yaşlanmıyor mu? Aynı yaş grubundaki adli mahpus için insani olan, siyasi mahpus için neden uygulanamaz? Bu soruların hiçbirinin hukuki ve ahlaki bir cevabı yoktur. Bu nedenle bu düzenleme, insan onurunu esas alan ceza hukukuyla bağdaşmamaktadır.
 
ALARM VERİCİ TABLO VAR
 
Cezaevlerinde hasta ve yaşlı mahpusların uygun tedaviye erişememesi, yaşam hakkını tehdit eden bir durumdur. Son yıllarda artan cezaevi ölümleri, özellikle yaşlı ve hasta siyasi mahpusların durumu, bu konuda alarm verici bir tabloyu gözler önüne sermektedir. Partimizin Şırnak milletvekili Newroz Uysal Aslan’ın Adalet Bakanlığı’na verdiği soru önergesine aldığı cevapta, 515 günde 1.026 mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiği öğrenilmiştir. Bu cevap, her gün en az iki mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiğine dair korkunç gerçeği bizlere göstermiştir.
 
Bir cezanın vicdaniliği, onu veren toplumun ahlaki eşiğiyle doğrudan bağlantılıdır. Hiçbir vicdan, 80 yaşını geçmiş bir insanın, sırf siyasi kimliği veya inancı nedeniyle cezaevinde tutulmasını haklı bulamaz. Bu noktada devletin ahlaki sorumluluğu, cezalandırma pratiği ve güvenlik bahanelerini geçerek, insan onurunu ve yaşamı koruma yükümlülüğü haline gelmelidir.
 
İNSAN ONURUNA AYKIRI
 
Türkiye ceza adalet sisteminde siyasilere uygulanan ve ölünceye dek infaz edilen ağırlaştırılmış müebbet hapis, yalnızca bir ceza türü değil, hukukun içinden doğmuş bir istisna rejimi, bir tür yaşarken çürütme sistemi haline gelmiştir. Bu cezanın infaz biçimi, idamın zamana yayılmış hali olarak görülebilir ve insan onuruna tamamen aykırıdır.
 
Alman hukukçu Günther Jakobs'un kavramsallaştırdığı düşman ceza hukuku, hukukun belirli kişilere ‘vatandaş’ gibi değil, ‘düşman’ gibi davranması anlamına gelir. Bu anlayışta kişi artık hak süjesi değil, sadece tehlike kaynağıdır. Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet cezası infaz edilen ve ölünceye dek cezaevinde kalması istenen siyasi mahpuslar, bu düşman hukukunun nesneleri haline getirilmiştir. Devlet, bu kişileri hukuki muameleye layık bireyler olarak değil, sistemin bekasına tehdit oluşturan özneler olarak tanımlar. Bu nedenle onlara uygulanacak infaz rejimi de hukuki değil, siyasi ve cezalandırma amacıyladır. Türkiye’de de siyasi ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüleri, devletin tecrit altında tutarak yok etmeye çalıştığı birer beka tehdididir.
 
CEZA ÜST SINIRI KALKTI
 
Teklifin 20. maddesiyle maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilenler için, daha önce var olan 5 yıllık ceza üst sınırı kaldırılmış ancak bu sefer de ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüleri bu düzenlemenin kapsamı dışında bırakılmıştır.
 
MÜEBBET ALANLAR DIŞINDA TUTULDU
 
Yani ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü, hastalığı hangi derecede ve ne olursa olsun, cezaevinden çıkamayacak, ölümün kıyısında dahi olsa sevdikleriyle vedalaşamayacak ve cenazesi cezaevinden çıkacak demektir. Bu düzenleme, tüm hasta mahpuslar için cezanın üst sınırının kaldırılması nedeniyle lehe olsa da istisna tutulan ağırlaştırılmış müebbetler açısından büyük bir ahlaki sorun taşımaktadır.  Cezaevinde kalamayacak derecede hasta mahpusların tahliye edilmemesi, ölünceye dek cezaevinde tutulması yaşam hakkının dolaylı ihlali anlamına gelir.
 
KÜRTLERE UYGULANIYOR
 
Teklifin 20. maddesiyle yukarıda değinildiği üzere maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilen hasta mahpuslar için konutta infaz usulü getirilirken, bu hak ‘toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama’ şartına bağlanmıştır. Uygulamada özellikle Kürtler ve siyasi mahpuslar bakımından keyfi bir uygulama aracıdır. Bu kavram, ideolojik bir süzgeç işlevi görerek, hasta mahpusların tedavi ve yaşam haklarına yönelik sistematik ihlallerin meşrulaştırılmasında temel dayanak haline gelmektedir.
 
BİNLERCE TUTSAK VAR
 
Teklifin 20. maddesiyle getirilmek istenen düzenleme İnfaz Kanunu’nun 16. maddesine atıfla aynı usulün izleneceğini belirtmektedir. Hasta mahpusların cezasının konutta infazı için hastalığın mahpusun hayatı için ‘kesin’ bir tehlike oluşturması gerekliliği yerine yalnızca “tehlike oluşturması” yeterli görülmelidir. ‘Kesinlik’ ibaresi sebebi ile Adli Tıp Kurumu’nun mahpus hakkında ‘Cezaevinde Kalabilir’ şeklinde raporlar düzenlemesi nedeniyle tahliye olamayan binlerce hasta mahpus vardır.
 
ÇOCUKLARIN ALEYHİNDE
 
Daha önce doğrudan çocuk eğitim evinde barındırılan hükümlü çocuklar artık doğrudan kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecek, kapalı ceza infaz kurumundan çocuk eğitim evine geçmek için çocuk mahpusların iyi halli olması aranacaktır.  Mevcut düzenlemede hükümlü çocuklar, kapalı cezaevine göre dış dünya ile iletişim, kişisel alan, sosyal ve kültürel etkinlikler, eğitime erişim gibi imkanların daha mümkün olduğu çocuk eğitim evlerinde tutulurken teklifle kapalı cezaevlerinde tutulmanın öncelenmesi, çocuk hakları açısından açıkça bir geriye gidiştir. Öte yandan çocuk hükümlülerin çocuk eğitimevlerine geçebilmeleri, idare ve gözlem kurulunun vereceği ‘iyi hal’ raporuna bağlanmıştır.”

Diğer başlıklar

16:08 Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız
16:01 TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı’
15:32 Aykol'a cezaevinden mektup: Temennimiz her şeyin sizden yana olmasıdır
15:26 Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu
15:18 Yoğun bakımda tutulan Aykol için ziyaretler sürüyor
15:10 YJA Star’lı İnci Sümbül anıldı
14:51 Hasta tutsaklar Erişmiş ve Gören’in tahliyesi istendi
14:49 Emekliler: Sefalete teslim olmayacağız
14:21 İnsan zinciri oluşturarak barış talep ettiler
14:15 Erdoğan’dan ‘sivil ve özgürlükçü’ anayasa vaadi
14:12 KHK’liler: Hukuksuzluklar son bulsun
14:10 'Meclis’teki tecavüzün sorumlularını yargılayın’
14:03 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:13 Dilovası'ndaki işçi cinayetinin iddianamesi hazırlandı
13:00 Cumartesi Anneleri Demir ve Akipa için adalet istedi
12:56 Nergis Muhammedi gözaltına alındı
12:26 Barış Annesi Bahar Çaltu yaşamını yitirdi
12:25 Fabrikadaki denetimde 9 ton şekerleme imha edildi
12:19 Şirnex’ta halk buluşması: Kürt halkı özgürlüğüne ilk defa bu kadar yakın
12:15 Bahçeli ile görüşen Özer: Türkiye bu sorunu demokrasi içinde çözmeli
11:52 'Ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü ikinci gününde: Talepler Ankara'ya iletilecek
10:50 Êlihlilerin öncelikli talebi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü
09:44 Taciz mesajlarıyla gündeme gelen okulun müdürü açığa alındı
09:42 Licê’deki yürüyüşe çağrı
09:41 Bütçe yürüyüşçülerini karşılayan yurttaşlar: Barış olmadan ekmek olmaz
09:38 5 kent için sarı kodlu uyarı
09:19 ‘Abdullah Öcalan özgür olmadan barışın önü açılmaz’
09:18 Din alimleri: Bundan sonraki adım Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olmalı
09:15 Rojin Kabaiş dosyası için özel bir üniversite tarafından rapor hazırlanıyor
09:13 Nilüfer Şahin: Özgünlük değerleriyle örülü yaşam siz izin vermedikçe elinizden alınamaz
09:10 YNK Temsilcisi Xelanî: Ulusal birlik zafere götürür
09:09 Sûr'da sahiplerine verilmeyen evler fuhuş, uyuşturucu mekanı oldu
09:06 Amerikalı Filozof Todd May: Tüm taraflar bu fırsatı değerlendirmeli
09:04 Sinemaseverler: Festivalller sayesinde Kürtçe filmlerle buluşabildik
09:03 Kete: Komisyonun İmralı görüşmesiyle devlet muhatabını resmileştirdi
09:02 Nitelikli ve yeterli gıdaya ulaşmak insan hakkıdır: Bu ücretsiz sağlanmalı
09:01 Cizîr’deki 79 günlük yasağın tanığı: Barışın toplumsallaşması için geçmişle yüzleşilmeli
09:00 13 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
12/12/2025
23:20 Maden ocağında 5 işçi gazdan etkilendi
21:46 Yürüyüş Mersin'e ulaştı: Ekmek ve barış istiyoruz
21:38 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşecek
21:12 Epstein albümünden Trump’ın yeni fotoğrafları paylaşıldı
20:59 Türkiye'den giden gemiye Rusya saldırdı
20:54 Riha'dan seslendiler: Talepleri çuvallarla Meclis'e taşıyacağız
20:45 Dêrsim’de kadınlar barışı konuştu
20:37 Sonay Bayramoğlu: Belediyeler kent yönetimi olmaktan çıktı
20:33 ODTÜ'de tecavüz failinin yurtta barındırılmasına karşı protesto
19:50 Asgari Ücret İnisiyatifi: Ücreti emekçiler belirlesin
19:44 Özel ve 6 milletvekillinin dokunulmazlıkların kaldırılması istemiyle fezleke
19:35 Yürüyüşün Ege kolu: Bütçe halka ayrılsın
19:28 223 işçinin direnişi sürüyor: Barış olmadan emek korunmaz
19:25 Bakırhan: Bütçe, savaşa değil emekçiye harcansın diye yola çıktık
19:15 Erzirom’da ‘Ekmek ve barış için bütçe’ şiarıyla açıklama
18:59 Neslihan Şedal: Eşbaşkanlık sistemi ile dünyaya öncülük ettik
18:54 Amed film festivalinde 18 film ve belgesel gösterildi
18:31 Cizîr'de Barış ve Demokratik Toplum buluşması
18:23 Bütçe görüşmeleri: Dillerin yaşatılması için tek bir kuruş dahi ayrılmadı
17:49 İHD: İç Anadolu bölgesi cezaevlerinde 335 ağır hasta tutsak bulunuyor
17:44 Kocaeli’de 7 işçinin yaşamını yitirdiği bina yıkıldı
17:38 UNICEF: Gazze’de 2 çocuk soğuktan hayatını kaybetti
17:35 Ahmet Özer: Sürecin toplumsallaşması için adımlar atılmalı
17:30 Meclis'teki istismar soruşturmasında 4 kişi hakkında gözaltı kararı
17:27 Temelli: Hangi füze karnımızı doyuracak?
17:20 İHD'den tutsaklara yeni yıl dayanışma kartı
17:16 Gazeteci Aykol'a PEG işlemi uygulandı
17:13 Beritan Güneş Altın: Bütçede uyuşturucu ile mücadeleye ayrılan pay 0,02
17:04 Ailesinden 4 kişiyi kaybeden tutsağın taziyeye gelmesi için 200 bin TL istendi
17:02 DEM Parti’nin ‘çözüm’ raporunda neler var?
16:31 Çetin Arkaş: Kalıcı barış için bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var
16:22 Yüksel Genç: Halk süreç konusunda ciddi anlamda temkinli
16:17 Bakanlık önünde 'asgari ücret' protestosu
16:11 Putin ve Erdoğan görüşmesinde Ukrayna konusu ele alındı
15:46 Şirnex'ta koruculardan pezkovî katliamı
15:45 Karadeniz madenleri Yıldız Holdinge veriliyor
15:40 Agirî Belediyesi, itfaiye binasının açılışını yaptı
15:32 Amed'de petrol için verilen 'ÇED gerekli değil' kararı iptal edildi
15:29 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi
15:10 Colemêrg'te yüksek faturalar protesto edildi
14:58 Rapor: Bin kadından yalnızca 1’i adli yardıma erişiyor
14:45 Pervin Buldan: Barış Yasası olmalı
Devlet Bahçeli: Pervin hanımın her cümlesine imzamı atarım
14:37 Çukurova'da 'Ekmek ve Barış için Bütçe' yürüyüşü: Bütçe barışa aktarılsın
14:26 Cizîrê Kantonu Belediye Birliği Başkanı: Rojava'da kararlar komünlerde alınıyor
14:19 Cezaevi raporu: İnfaz erteleme ve işkence uygulamaları artarak sürüyor
14:08 DEM Parti İmralı Heyeti ile Bahçeli görüşmesi başladı
13:17 Duran Kalkan: Bu sürece katılmayan kaybeder
13:16 Ankara’da toplu taşımaya yüzde 35 zam
13:13 'Barış için yerel yönetimlerin özerkliği desteklenmelidir'
13:03 Emek ve Barış için Bütçe: Ekmek ve barış hakkına ulaşmak zorundayız
12:43 Babacan: Sürecin en büyük eksikliği Erdoğan'ın kamuoyunu bilgilendirmemesi
DEM Parti Heyeti: Yasal düzenlemeler barışı katkı sunmalı
12:30 Mêrdîn’deki kazada ölen Fidan ailesinin 4 ferdi defnedildi
12:10 Mêrdîn’de genç kadına tecavüz eden 2 kişi tutuklandı
12:09 ‘Güvenlik’ gerekçesiyle kapatılan yol kontrol noktası kurularak açıldı
11:52 İmralı Heyeti Ali Babacan’la bir araya geldi
11:47 Tuncer Bakırhan: Hepinizi mücadeleye çağırıyoruz
11:27 Diyarbakır Valiliğinden konsolosluklarla görüşmeyi kısıtlayan karar
11:03 Gülistan Sönük: Demokratik toplumu kurmak hepimizin görevi
10:57 Tülay Hatimoğulları: Savaşa ayrılan bütçeye ‘hayır’ diyeceğiz
10:39 ‘Kalıcı barış için temel hak ve özgürlükler inşa edilmeli’
10:08 İzBB işçileri: Taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemiz sürecek
09:53 Polisten ajanlaştırma mesajı: Bu hikayede yanan sen olma
09:42 Daniela Patti: Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını sağlamalıyız
09:38 İHD’li Jiyan Tosun: Türkiye hak ihlallerinde ısrar ediyor
09:24 Bolu’da 13 tutsağın tahliyesi engellendi: Sürecin ruhuna aykırı
09:23 Cizîr'deki sokağa çıkma yasağının 10'uncu yılı: 52 dosya AİHM’de
09:21 Yönetmen Kilo: Efrîn'i barış kenti yapalım
09:17 Ra belgeseliyle Alevilik inancındaki asimilasyona dikkat çekiyor
09:16 Licê'deki yürüyüşe çağrı: Özel savaş politikalarına cevap olalım
09:09 Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez rektör olarak atandı
09:06 Aliye Timur'u anlattılar: Dava insanıydı
09:05 Efrîn’deki cezaevleri ve ajanlaştırma ağları
09:01 Cezaevinden mektuba sansür: Tek satır bırakıldı
09:00 12 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:31 Kürt seçmen, İmralı kararı nedeniyle CHP'yi terk etti
08:29 Birçok kentte karla karışık yağmur uyarısı
11/12/2025
23:54 Portekiz’de 24 saatlik genel grev
23:13 Dilan Ayan: Silivri'deki 3 bin kişilik duruşma salonunun amacı nedir?
22:09 Eskişehir'de barış konuşuldu: Toplumsallaştırmalıyız
21:22 Özel ile görüşen Ahmet Özer'den 'barış süreci' mesajı
20:30 DEM Parti'nin 'ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü yarın başlıyor
20:20 Mêrdîn’de zincirleme kaza: 4 kişi hayatını kaybetti
20:09 DEM Parti ve HDK'den 'asgari ücret 46 bin TL olsun' çağrısı
19:45 31 yıl sonra tahliye olan Öncü: Hep birlikte özgürlüğü kutlayacağız
19:41 Ayşe İnceyol davası yine ertelendi
19:24 Bulgaristan Başbakanı Jelyazkov istifa etti
19:07 Meclis'te çocukları taciz eden personel tutuklandı
19:02 Avukat Naim Eminoğlu tutuklandı
17:42 3. Amed Uluslararası Film Festivali sürüyor
17:24 Onur Yaser Can davasında Yargıtay'a uyma kararı
17:03 Erdoğan: Komisyonun ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum
16:58 Meclis'te çocuk istismarı: Meclis dahi çocuklar için güvenli alan olmaktan çıktı
16:29 Colemêrg’te serbest kürsü kuruldu
16:26 Özel Okmeydanı Hastanesi çalışanlarından açıklama
16:17 Çetin Arkaş: Demokratik ulus çatısı altında bir arada yaşayabiliriz
16:15 MESEM'in çocuk işçi cinayetinde sanıklara indirim
16:11 DEM Parti İmralı Heyeti Babacan ve Bahçeli'yi ziyaret edecek
15:26 Aykol'un tedavisine yeni antibiyotiklerle devam edilecek
15:25 Roman dernekleri temsilcileri DEM Parti İzmir İl Örgütünü ziyaret etti
15:24 İşçilerden belediyelerden SGK borcu kesintisi yapılmasına tepki
15:00 Kadınlardan Meclis'teki istismara tepki
14:56 DEM Partili Parlak: Fidan ülkeleri silahlandırmaya teşvik ediyor
14:53 Nisêbîn’de ‘Barış ve Demokratik Toplum’ buluşması: Barış en acil ihtiyaç
14:52 MB politika faizini düşürdü
13:30 İzBB işçileri belediyeyi diyaloga çağırdı
13:23 Cezaevleri raporu: Sürece rağmen tutuklular her alanda hukuksuzluklara maruz kalıyor
12:54 Savcılık '19 Aralık Katliamı'nın zaman aşımı kararına itiraz etti
12:46 Cengiz Çiçek: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 100 yıllık ezberin bozulmasını gerektirir
12:44 MHP de süreç raporunu Meclis’e iletti: İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak
12:18 'Uluslararası Konferans' sonuç bildirgesi: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü barışın gereğidir
11:45 Myanmar'da cunta yönetimi hastane bombaladı: En az 31 ölü
11:39 Gazeteci Akyüz'e verilen hapis cezasına itiraz reddedildi