Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası, 1 Mart’ta ateşkes ilan eden PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12’nci Kongresi’nde fesih kararı aldı. Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yayınlanan görüntülü mesajının ardından ise 11 Temmuz’da, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat’ın öncülüğünde 30 kişilik, “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmanî kentinde bulunan Şikefta Casenê bölgesinde düzenlediği törenle silahlarını imha etti. 

 

Silahlarını imha edenler arasında Hüseyin Nas (Xebat Penaber), Tacdin Işık (Mehti Akif) de yer aldı. Sêrtli olan Hüseyin Nas 2014'te, Wan'ın Payîza ilçesi Çarçelan köyünden olan Mehti Akif ise 1994 yılında PKK'ye katıldı. 

 

İŞKENCEYE KARŞI PKK'YE KATILDI

 

1990'lı yıllarda devletin köy yakmaları, baskın ve işkencelerine maruz kalan ailelerden biri olan Işık ailesi, devletin işkencelerine maruz kaldı. Köye yapılan baskınlardan devletin işkencesine çocuk yaşta maruz kalan Işık, devletin sistematik şiddetini kabul etmeyerek, 16 yaşında PKK'ye katıldı. Işık’ın PKK’ye katılmasının ardından aile üzerindeki baskılar daha da arttı. Bunun üzerine aile, 1995 yılında İstanbul’a göç etmek zorunda kalırken, 2018'de tekrar memleketleri Wan’a döndü. 

 

90 YAŞINDA: ANNELER ÇOCUKLARINA KAVUŞSUN

 

Mehti Işık'ın 90 yaşındaki annesi Kumru Işık, törende oğlunu gördüğü için çok mutlu olduğunu söyledi. Oğlunu uzun yıllar sonra ilk kez gördüğünü belirten Kumru Işık, “Oğlumu gördüğümde çok heyecanlandım, çok mutlu oldum. Oğlumla gurur duydum. Umuyoruz ki bu süreç güzel devam eder ve bütün insanlara iyi ve güzel bir gelecek sunar. Tek dileğim bütün çocukların bir an önce annelerine kavuşmasıdır" dedi. 

 

'BARIŞ İSTİYORUZ' 

 

Abdullah Öcalan'ın görüntülü çağrısına da dikkati çeken Kumru Işık, "Sayın Abdullah Öcalan’ın 26 yıl sonra görüntüsünü izlemekte bizi çok mutlu etti. Sayın Abdullah Öcalan’ın bu çağrıları umuyoruz ki sonuca ulaşır. Herkes gibi biz de barışın gerçekleşmesini istiyoruz ve bunun olacağına da inanıyoruz. Bunun için de ilk önce Sayın Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Bu sağlanırsa sürece inancımız tam olacak. Bütün dualarım bunun içindir” diye belirtti. 

 

OĞLU İLE HAYALLERİ

 

Köyde yaşadıkları işkence ve baskılar nedeniyle oğlunun PKK’ye katıldığını hatırlatan Kumru Işık, “Oğlum devletin zulmüne karşı PKK'ye katıldı. Bu süreç ile birlikte bütün bu haksızlıkların son bulmasını istiyorum" diye ekledi. 

 

Bütün gerillaları kendi evladı gibi gördüğünü sözlerine ekleyen Kumru Işık, "Hepsi benim evladımdır. Oğluma kavuşursam onunla bütün güzel şeyleri konuşmak isterim. Mesela bana yaşadıklarından, arkadaşlarından ve o oradaki yaşamını anlatmasını çok isterim” diye konuştu. 

 

VERİLEN BEDELLER BURUK BİR SEVİNÇ...

 

Hüseyin Nas'ın abisi Mehmet Can Nas da kardeşini gördüğü anda karmaşık duygular yaşadığını belirterek, töreni izledikleri esnada çatışmalarda yaşamını yitiren bir gerilla annesinin kendisine, “Keşke çocuğum bu günleri görse, sonra başını tekrar koysa” dediğini anlatarak, bu sözlerin kendisini çok etkilediğini söyledi. Töreni izlerken Kürt halkının verdiği bedelleri anımsadıklarını ve duygulu anlar yaşadıklarını söyleyen Nas, "Bu uğurda canını veren arkadaşları, çocuklarını kaybeden aileler aklımıza geldi. Tabii ki bir yakının törende bulunması farklı bir duygu. Ama verilen bedellerin yanında kendi sevincimizi de yaşayamaz durumdayız” dedi.

 

'DÜNYA TEORİK VE PRATİK GÜCÜ GÖRDÜ'

 

PKK’nin silah yakmasını “iyi niyet adımı” olarak nitelendiren Nas, “Kürtler topyekûn Abdullah Öcalan’ın arkasında duruyor. Tören ile birlikte Abdullah Öcalan'ın, barış için hem teorik hem de pratik olarak hazır olduğunu tüm dünya gördü. Abdullah Öcalan’ın teorik ve pratik bilgi, birikim, donanımına güveniyoruz. Bütün halkımız onun arkasındadır. Kürt halkı ve PKK ona sonsuz bir bağlılık duyuyor" diye belirtti. 

 

'YASAL ADIM GÜVENSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRIR'

 

Nas, bu anlamda Meclis'teki komisyonun kurulması, devletten beklenen iyi niyet ve yasal adımların biran önce atılması gerektiğini vurguladı. Nas, “Yasal adım halk arasında sürece dair inancı artırır, devletin güvensizliğini ortadan kaldırır. Kürt tarafında bir sorun yok, ama Türk tarafının atmadığı adımlardan dolayı halkta bir kaygı var. En azından hasta tutsakların bırakılması, siyasi tutsakların bırakılması ya da umut hakkı için mecliste atılacak bir adım daha büyük beklentilere sebep olabilir" diye konuştu. 

 

MA / Ozan Bayındır- Rukiye Payiz Adıgüzel