Türkiye Suriye'de ateşle oynuyor

img

HABER MERKEZİ - Barış ve Demokratik Toplum Sürecini ağırdan alan Türkiye, Suriye'de attığı adımlar ile ateşle oynuyor. İktidarın Kürtlere yönelik tehditleri ve bölgedeki temasları tehlikeli bir savaşın çanlarını çalıyor. 

Geçtiğimiz yıl Eylül sonlarında düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'na katılmak için ABD'ye giden AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan buradaki görüşmelerinin ardından döndüğü Türkiye’de iktidar ortağı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya gelmişti. İkilinin görüşmesi ardından Bahçeli’nin Kürt siyasetine el uzatması, Erdoğan'ın ABD'den istediğini alamadığı ve Ortadoğu'da güvenlik risklerinin oluştuğu sonucu olarak yorumlanmıştı. 
 
İsrail'in Gazze'den başlayarak, Lübnan ve İran'a kadar uzanan saldırıları duyulan güvenlik endişesinin haklı olduğunu ortaya çıkardı. Yine aynı dönemde Bahçeli'nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a seslenerek, gelip Meclis’te konuşması ve “umut hakkı”ndan faydalanması yönündeki konuşması da duyulan bu güvenlik endişesinin sonucu olarak ortaya çıktığı herkesin malumu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ise Bahçeli'ye yanıt olarak 27 Şubat 2025 tarihinde PKK'yi fesh etme kararını duyurdu. Bir sonraki açıklamasında ise PKK’nin silahlarını bırakarak demokratik siyasete alan açma çağrısı yaptı. PKK ise düzenlediği kongre ile çalışmalarını sonlandırma kararı alırken 11 Temmuz’da Silêmanî’de KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat öncülüğünde düzenlenen törenle 30 gerilla törenle silahlarını imha etti. 
 
SURİYE HAYALLERİ TUTMUYOR
 
Abdullah Öcalan Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile birlikte adını verdiği süreçle Türkiye'nin güvenlik endişelerinin haklılığına ve çözümün halklar arasında olacağına işaret etti. Kürt siyaseti bu doğrultu da tarihi adımlar atarken, iktidarın adımı ise Meclis’te kurduğu komisyonun ötesine geçmedi. 
 
Komisyon bir taraftan partilerin belirlediği isimleri dinlerken iktidar ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tehditlerinde bulunmayı sürdürdü. Öte yandan Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye geçici hükümetiyle kurduğu temas biçimi ve ardından alınan Paris toplantısının ertelenmesi Türkiye’nin Suriye planlarını ortaya koyuyor. Peki, Türkiye Suriye'de ne istiyor? Asıl derdi Kürtlerin statüsü mü, Hindistan'dan Ortadoğu üzeri Avrupa'ya uzanacak olan (İMEC) yol projesi mi, yoksa HTŞ'nin Suriye'de tek başına iktidar olması mı? Bu soruları cevaplayan analistler, Türkiye'nin ateşle oynadığını ve yapacağı hata ile İsrail'in hedefi olabileceğini vurguluyor. 
 
İMEC NEDEN ÖNEMLİ
 
Sahadan edinilen bilgilere göre Türkiye'nin Suriye'de 2 temel hedefi var. İlki dışlandığı İMEC projesinde yer bulmak. Türkiye son yıllarda Çin'den başlayıp Avrupa’ya uzanacak kuşak yol projesi kapsamında çok yatırım yaptı. Amacı İstanbul'u yol güzergahındaki ana durak yapmak ve oradan Avrupa'ya uzanmasını sağlamak. Böylelikle hem Avrupa üzerinde sürekli söz hakkı, hem de ekonomik anlamda büyük kazanç elde etmek. Ancak ABD, İngiltere öncülüklü Avrupa, gelişen Çin ekonomisini tehdit saydı ve üretim merkezini adım adım Hindistan'a kaydırmaya başladı. Hindistan'dan da körfez üzerinden BAE'ye, oradan Arabistan'a, oradan Lübnan'a ve oradan da İsrail'e ulaşıp son durak Yunanistan'a inecek bir yol güzergahı belirledi.
 
STATÜSÜZ KÜRTLER
 
Türkiye dışında kaldığı bu yol projesine katılmak içinde sürekli Kürtleri tehdit gösterip, saldırmayı planları arasında sayıyor. Zaten Türkiye'nin Suriye'deki 2'nci ana talebi de Kürtlerin statüsünün önüne geçebilmek. "Yol projesine dahil edilmesem Kürtlere savaş açarım” diyerek oyuna dahil olmak isteyen Türkiye Kürtlerin statüsünü engelleyeceğini düşünüyor. 
 
İSRAİL TEHDİDİ
 
Ancak Türkiye'nin attığı bu adımların hepsine İsrail sert karşılık veriyor. İlkin HTŞ'nin Şam'a ilerleyişi döneminde Türkiye'nin kurmak istediği üs alanlarını vurdu. Dürzileri gösteren Suriye topraklarına büyük bir alanı işgal etti. İran'a saldırdı, Katar'ın başkenti Doha'da karşıtlarını vurdu. İsrail'in bu gözü karalığının Türkiye'ye uzanıp uzanmayacağı tartışılırken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tercihlerinin Türkiye olduğunu, ancak Türkiye'nin tek alternatif olmadığını belirterek tehlikeye işaret etti.
 
KÜRTLERE SALDIRI İSRAİL'İN ÖNÜNÜ AÇAR
 
Saha bu kadar karışıkken, Türkiye'nin önünde 2 tercih bulunuyor. İlki kendi yurttaşı Kürtler ile demokratik toplum esaslı entegrasyonu içeren barış, Suriye Kürtlerinin de aynı kapsamda onların topluluk olarak yönetimle entegresini savunmak. Diğeri ise, Kürtlerle çatışma ile İsrail'in önünü açmak. 
 
YARIN: Türkiye'nin bu amaçla yaptığı görüşmelerin detayları 
 
MA / Erdoğan Altan