İSTANBUL - Gür Yapı ve Yapı Yapı'ya ait firmaların işçi yatakhanelerinde çıkan yangında hayatını kaybeden Umut Oydaş'ı anan işçi sendikaları, iş cinayetlerinin nedenin cezasızlık politikası olduğunu belirtti.
Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri (DEV-YAPI-İŞ) ile İnşaat İşçileri (İnşaat İş) sendikaları, Finans Merkezi Şantiyesi’nde Gür Yapı ve Yapı Yapı'ya ait firmaların işçi yatakhanelerinde çıkan yangında Umut Oydaş’ın hayatını kaybetmesi ve 3 işçinin yaralanmasına dair açıklama yaptı. İstanbul Ataşehir’de bulunan Finans Merkezi önünde yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, “Umut Oydaş’ı saygıyla anıyoruz. Kaza değil cinayet” pankartı açıldı.
İHMALSİZLİK
İnşaat İş Sendikası Temsilcisi Deniz Gider, işverenlerin önlem almadığını belirterek, aylardır barınma, beslenme ve çalışma koşulları düzeltilmesi için mücadele ettiklerini vurguladı. Gider, firmaları yasalara uymaları konusunda uyardıklarına işaret ederek, “Bu firmalar uyarılar yerine cezasızlık politikasından güç alarak karlarından kısıp yeterli maliyeti ayırmadı ve bunun sonucu çıkan yangında genç işçi Umut Oydaş hayatını kaybetti. Aynı firmanın İstanbul Finans Merkezi Şantiyesi içinde başka bir kampında 23 Mayıs 2020 tarihinde de kamp alanında yangın çıkmış ve Hüseyin Yurtsever adında bir işçi kardeşimiz yaşamını yitirmişti” dedi.
‘ÖRGÜTLENME’ ÇAĞRISI
İşçi cinayetlerinde adli mercilerin sorumlulara “ödül gibi cezalar” verdiklerini söyleyen Gider, gerekli yaptırımlar uygulandığında işçi cinayetlerinin yaşanmayacağını kaydetti. İşverenlerin ve devletin “pervasızlığını” işçilerin örgütsüzlüğüne bağlayan Gider, “Örgütsüz olduğumuz için patronlar kârlarından vazgeçip önlem almıyor, örgütsüz olduğumuz için kendi yasa kanun ve yönetmeliklerine sahip çıkmayan devlet kurumlarına baskı yapıp görevlerini yapmasını sağlayamıyoruz. O yüzden iş cinayetlerine ve sömürüye karşı tek çıkış yolumuz örgütlü mücadeleden geçmektedir. İş cinayetlerine ve sömürüye karşı tüm inşaat işçilerini örgütlü mücadeleye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
Açıklama, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” ve “Yaşamak ve yaşatmak için örgütlenin” sloganlarıyla son buldu.