ANKARA - Ağustos ayından bu yana temel gıda ürünlerinde yüzde bin 226'a varan artışlar olduğuna dikkati çeken ekonomist Ahmet Şahinöz, enflasyonun yoksulları daha da yoksullaştırdığını belirtti.
Türkiye’de enflasyon her geçen gün artıyor. Ağustos ayından bu yana gıda ürünlerinde yüzde bin 226’ya varan artışlar yaşandı. Ağustos ayında 1,50 lira olan domatesin kilosu, Kasım ayında 19,90 liraya yükseldi. Bunun yanı sıra 800 gram bir zeytin 51,90’dan 77,90 liraya, 1 kilo beyaz peynir ise 69,99 liradan 129 liraya, soğan 1,95 liradan 10 liraya, patates ise 2,95 liradan 12,90’liraya yükseldi. Meyve fiyatlarında da benzer bir artış söz konusu. Ağustos ayında kilosu 5 lira olan elma ve portakal, yüzde 398 artarak 24,90 liraya yükseldi.
KİRA YÜZDE 441 ARTTI
Yine ulaşım, kira ve enerji fiyatlarında da benzer artışlar yaşandı. Ankara’da 2021 yılında 4,5 lira olan toplu taşıma ücreti yüzde 44,44 oranında zamlanarak, 6,5 liraya yükseldi. Bunun yanı sıra 2,5 lira olan öğrenci binişi ise yüzde 40 zamlanarak 3,5 liraya çıktı. Konut fiyatlarında ise 2021 yılından bu yana yüzde 441 liraya varan artışlar yaşandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temel gereksinimler olan gıda, ulaşım ve kirada yaşanan yüksek fiyat artışlarına rağmen Ekim 2022’de enflasyonun yüzde 65,26 olarak gerçekleştiğini açıkladı.
TÜRKİYE SEFALETTE DÜNYA BİRİNCİSİ
Temel gereksinimlerde yaşanan bu denli artışlara rağmen AKP’li Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, enflasyonu “20 yıldır kimse ‘Beni enflasyon karşısında ezdirdiler’ diyemez” sözleriyle savundu. Nebati’nin enflasyonu bu denli savunduğu dönemde, TÜRK-İŞ rakamlarına göre, Ekim ayı itibariyle Türkiye’de açlık sınırı (4 kişilik ailenin yaşam maliyeti) 7 bin 427 liraya, yoksulluk sınırı ise 21 bin 185 liraya yükseldi. Buna karşın asgari ücret 5 bin 500 lirada sabitlendi. Bunun yanı sıra Türkiye, enflasyon ve işsizliğin toplamından oluşan Sefalet Endeksi’nde 156 ülke arasında 93,3’lük bir puanla dünya birincisi oldu. Türkiye’nin ardından 89,9’luk puanla Arjantin ikinci olurken, Güney Afrika üçüncü sırada yer aldı.
‘NEBATİ’NİN SÖZLERİ ANLAM TAŞIMIYOR’
Enflasyonu değerlendire ekonomist Ahmet Şahinöz, asgari ücretin ve emekli aylıklarının TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranına göre belirlendiğini söyledi. ENAG’ın enflasyonu yüzde 130’larda açıkladığını anımsatan Şahinöz, dolar kuru üzerindeki baskılar nedeniyle mevcut kurun da gerçekçi olmadığını belirtti. Reel enflasyonun reel ücretler ile açıklanabileceğini vurgulayan Şahinöz, “TÜİK’in enflasyon rakamları ne kadar doğruysa, Bakan Nebati’nin söyledikleri o kadar doğru. TÜİK’in enflasyon rakamlarıyla vatandaşın çarşıda pazarda karşılaştığı rakamlar aynı değil. Dolayısıyla Maliye Bakanı Nebati’nin TÜİK rakamlarına bağlı olarak ‘Biz vatandaşlarımızı enflasyona ezdiremeyeceğiz’ lafı çok bilimsel bir anlam ve değer taşımamaktadır” diye konuştu.
‘SEÇİM EKONOMİSİ’
Türkiye’de bir numaralı sorunun enflasyon olduğunu ve bunun yoksulları daha da yoksullaştırdığını söyleyen Şahinöz, buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti. Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ise anti iktisadi politikalar uyguladığının altını çizen Şahinöz, şunları söyledi: “Dünyanın her yerinde Merkez Bankaları faiz oranlarını arttırırken, Türkiye’de düşürüyor. Para Kurulu toplantısında yayınladıkları raporda ise yüksek enflasyonu jeopolitik gelişmelere bağlıyorlar. İçeride alınan para politikalarının neticesinden ise hiç bahsedilmiyor. Enflasyonun bu kadar yükseldiği bir dönemde Merkez Bankası faizleri düşürürken, Maliye Bakanlığı da kredi olanaklarını, kamu harcamalarını kısıyor. Oysa iki hafta önce hükümet, küçük esnafa hazine garantili 100 milyar lira kredi vereceğini açıkladı. Bu enflasyonist ortamda böyle bir karar ancak seçim ekonomisinde alınır ki seçim ekonomisine girmiş durumdayız. O bakımdan hükümetin gözü enflasyon görmüyor. ‘Ekonomide çarklar dönsün, canlanma olsun, altı yedi ay sonra da seçimlere öyle gidelim’ diyor.”